Yaratmadaki hikmet ve rahmet

Allah’ın yarattığı her şeyin altında bir hikmet yatar.

Nitekim şöyle buyurmuştur:

“Bu, her şeyi sapa sağlam yapan Allah’ın sanatıdır.” (Neml, 88)

“O ki, yarattığı her şeyi güzel yapmıştır.” (Secde, 7)

Ayrıca şunu kesin olarak biliyoruz ki, yüce Allah’ın alemlere ihtiyacı yoktur, bütün alemlerden müstağnidir. O halde “hikmet” iki olguyu kapsıyor:

Birincisi: Allah’a dönük olan, Allah tarafından sevilen ve hoşnut olunan hikmettir.

İkincisi: Kullarına dönüktür. Onlar için bir nimet ve onunla sevinip lezzet aldıkları bir lütuftur. Bu, Allah’ın emirleri ve yarattıkları çerçevesinde belirginleşen bir olgudur.

“Emirleri”ne gelince; hiç kuşkusuz Allah, bu emirleri seviyor ve onlardan hoşnuttur. Tevbe eden bir kimsenin tevbesi üzerine, insanların bilebildiklerinin fevkinde bir sevinç duyar. Allah, ölümcül tehlikelerin kol gezdiği bir arazide yiyeceğini ve bineğini yitirip onlardan bütünüyle ümidini kestikten sonra, bulan bir kimsenin duyabileceği sevincin çok daha üstünde bir sevinç duyar. Ayrıca kulları gayrete getiren bir şeyin meydana getirdiği etkinin çok daha üstünde gayrete gelir. Kul, Allah’ın haram kıldığı bir şeyi işleyince bu, Allah’ın gayretine dokunur. Kişi Allah’ın yasakladığı bir şeyi yapınca Allah gayrete gelir. Ama tevbe ettiği ve sonunda dünya ve ahiret mutluluğuna yol açan emirlerine uymaya, O’na itaat etmeye başladığında da Allah sevinir. Ki bu itaatkar kulu da sevindiren bir şeydir. Dolayısıyla yüce Allah’ın emrettiği bir ibadetin övgüye değer akibeti hem kendisine, hem de kuluna döner. Bu açıdan O’nun emrettiği bir şeyde kendisi için bir hikmet ve kulları için de bir rahmet vardır.

Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:

“Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve Resulü’ne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih. Mü’minlere müjdele.” (Saf, 10-13)

Bundan anlıyoruz ki, cihadın dünyada övülesi bir akıbeti var ve mü’minler bunu seviyorlar:

Allah’ın yardımı ve fetih. Ahiretteki akıbeti ise cennettir. Bunda da ateşten kurtuluş vardır. Nitekim yüce Allah Saf suresinin giriş bölümünde şöyle buyurmuştur:

“Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.” (Saf, 4)

Şu halde Allah, bu ayette tasvir edilen davranışı seviyor. Bu yüzden bunda, Allah’a dönük bir hikmet ve kullara dönük bir rahmet vardır. Bu da dünya ve ahiret nimeti şeklinde kendilerine ulaşır. Allah’ın emrettiği diğer hususlar için de aynı durum geçerlidir. Öte yandan yüce Allah bir şey yaratmışsa, bunu kendisine dönük olup sevdiği bir hikmet için ve kullarının yararlandıkları bir rahmet için yaratmıştır.

İnsanlar “yaratılışı ve hikmeti” üzerine fikir yürütünce, her grup bildikleri oranında fikir yürüttü. Bunun neticesinde hakkın bir yönünü tutturdular, ama birçok yönleri de üzeri örtülü kalmaya devam etti.

Aynı durum, insanların üzerinde tartıştıkları konuların geneli için de geçerlidir. Hakkın bir boyutuna sahip olmaları ihtimal dahilindedir. Ama bir boyutunu da terk etmiş olabilirler. Başkaları da öyle. İnsanlar kesinlikle salt batılı tespit etme hususunda yanılgıya düşmezler. Ama haktan bazı kırıntılar barındırdığı zaman batılı batıl olarak algılayıp tespit etmeleri zorlaşır. Bundan dolayı Rabbinin rahmetine nail olanlar müstesna, insanlar daima bir çekişme ve tartışma halinde olurlar. Ama Allah’ın rahmetine nail olanlar, hakkın tümüne iman eden kimselerdir, bunlar her grubun dile getirdiği hakkın kısımlarını tasdik ederler. Dolayısıyla onlar doğruyu getirdiler, doğruyu tasdik ettiler ve bu yüzden ihtilaf etmezler.

Kelâmcıların bu hususta ileri sürdükleri üç görüş vardır ki, bu görüşlerin her birini ünlü gruplardan biri savunur. Her grubu da, Ebu Hanife, Malik, Şafii ve Ahmed gibi mezhep imamlarının izleyicilerinden bir kısmı desteklemektedir.