Müslümanların Önde Gelen İmamlarının Görüşleri

Bir cemaatte, insanlar Allah’ın kaza ve kaderi; hayrı ve şerri hakkında ihtilafa düştüler. Kimine göre, hayır Allah’tandır, şerr ise özellikle nefistendir...

Bize bu hususta fetva ver, Allah sana ecir versin...

Şeyh (r.a) şu cevabı verdi:

Ehl-i Sünnet mezhebine göre:

Allah, her şeyin yaratıcısı,Rabbi ve Sahibidir,O

’ndan başka Rab,O’ndan başka yaratıcı yoktur.Dilediği olur, dilemediği de olmaz.O’nun gücü her şeye yeter ve her şeyi bilir. Kula, Allah’a itaat etmesi, Resule uyması emredilmiş; Allah’a isyan etmesi, elçiye karşı gelmesi yasaklanmıştır. Eğer itaat ederse, bu bir nimettir, şayet karşı çıkarsa, yergiyi ve cezayı hakkeder. Kula karşı Allah’ın kesin kanıtı vardır, ama hiç kimsenin Allah’a karşı ileri sürebileceği bir kanıtı yoktur. Her şey Allah’ın kazası, kaderi, dilemesi ve kudretiyle olur. Ama Allah, itaat edilmesini sever ve bunu emreder. İtaat ehlinin bu fiillerini ödüllendirir, onlara ikramda bulunur. İsyankarlığa ve günaha buğzeder, bunu nehyeder. İsyan ve günah ehlini cezalandırır ve onları alçaltır.

Kula isabet eden her bir nimeti, Allah ona bahşetmiştir. Kula bir kötülük isabet etmişse, bu da, onun günahlarından ve isyanından dolayıdır.

Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:

“Sana gelen iyilik Allah’tandır, başına gelen kötülük ise nefsindendir.” (Nisa, 79)

“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şura, 30)

Yani, sana isabet eden bir bereket, bir yardım ve hidayet Allah’tandır, onu sana bahşeden Allah’tır. Başına gelen bir üzüntü, zillet ve kötülük de senin günahların ve hataların yüzündendir. Her şey Allah’ın dilemesi, kudreti ve yaratması ile olur. Bu yüzden kulun Allah’ın kaza ve kaderine inanması bir zorunluluktur. Allah’ın şeriatına ve emrine kesin olarak iman eden bir kimse, bundan kaçınamaz.

Kader gerçeğini tek başına esas alıp Allah’ın emir ve yasaklarını, vaad ve tehditlerini gözardı eden bir kimse, müşriklere benzemiş olur.

Emir ve yasakları esas alıp kaza ve kaderi yalanlayan bir kimse de Mecusilere benzemiş olur.

Ama buna da, öbürüne de iman eden bir kimse, iyilik işlerse Allah’a hamdeder. Şayet bir kötülük işlerse Allah’tan bağışlanma diler. Ama bunun, Allah’ın kaza ve kaderiyle olduğunu da bilir. İşte bu kimse mü’mindir.

Çünkü Hz. Adem (a.s.), cennette günah işlediğinde, Allah’a tevbe etti. Allah da onu seçerek hidayete erdirdi. İblis ise günahta ısrar etti ve kendini savunmak maksadıyla kanıtlar ve gerekçeler ileri sürdü. Bunun üzerine yüce Allah onu lanetledi ve uzaklaştırdı.

Şu halde günahtan tevbe eden kimse Ademci, günahta ısrar edip suçu kadere yıkmaya çalışan kimse de İblisçidir. Bu nedenle mutlular babalarına, bedbahtlarsa düşmanları olan İblise uyarlar.

Bizi dosdoğru yola iletmesini dileriz Allah’tan. Peygamberlerden, doğrulardan, şehitlerden ve salihlerden nimet bahşettiklerinin yoluna.

Amin! Ey alemlerin Rabbi...