Sebeplerin varoluşu

Bunlar gibi “tesir” kavramı da mücmel bir kavramdır. Çünkü kudret-makdur (güç yetirilen) ilişkisi, sebep-sonuç, illet-malul, şart-meşrut ilişkisi gibidir.

Eğer kudret derken fiili doğrultan, fiilden önce bulunan şeri (yasama nitelikli) kudret kast ediliyorsa, bu tür bir kudret fiil açısından sebeplerden biri, eksik illetlerinden biri konumundadır.

Eğer bununla fiile mukarin (onunla eş zamanlı), fiili gerektiren kudret kast ediliyorsa, bu tür bir kudret fiilin eksiksiz sebebi ve illetidir. Bilindiği gibi, mahlûkat içinde, tek başına hadiselerin eksiksiz illeti, yani varlığı hadiselerin varlığını gerektiren hiçbir şey yoktur. Daha doğrusu sadece yüce Allah’ın dilemesinin böyle bir özelliği vardır. Çünkü Allah’ın dilediği olur, dilemediği de olmaz.

Yakma olayında ateş, aydınlatma olayında güneş, doyma ve kanma olaylarında yeme ve içme gibi mahlûk sebeplere gelince, bunların tümü sebeptirler, ancak hiçbiri tek başına olayın meydana gelmesine yetmez. Bunun yanında başka bir sebebin de olması gerekir. Bununla beraber, bunların etkilerini göstermelerine engel olan maniler de çıkar.

Bu bakımdan her sebebin etkisini göstermesi, şartların varlığına ve engellerin de ortadan kaldırılmış olmasına bağlıdır.

Mahlukat içinde, tek başına bir olayın kaynağını oluşturan hiçbir şey yoktur.