İbni Teymiye üzerine bir Açıklama.

Fahrettin GÜN

Ibni Teymiye üzerine bir açıklama

Geçmişe yönelik ilim ve düşünce adamlarindan en fazla tenkit edilenlerden biri de Ibn Teymiye’dir. Hatta ülkemizde son çeyrek asırda bazı şahıslara “Ibni Teymiyeci” seklindeki bazi isnadlari bildiğim için açikçasi Ibn Teymiye’ye dair okumalarimi ve tuttuğum notlari okuyucularla paylaşmada oldukça yavaş ve ürkek davrandığımi söyleyebilirim.

Fakat Ibn Teymiye ismi üzerindeki spekülasyonlarin çoklugu kanatimce onun iyi taninmamasindan kaynaklanmaktadir. Çünkü kimileri onu yenilenme karsiti olarak görür, kimileri ise, onu en önemli yenilikçi olarak görür. Bu tuhaf, tuhaf oldugu kadar da çelisik ile yaklasimar bir yana, Ibn Teymiye, hakikatte bidatlara, asiriliga ve dine sokulan hurafelere karsi açikça cephe alan bir bilgedir. Nitekim Islâm dünyasinin Haçli Savaşlarina maruz kaldigi, Islâm’in asli temellerinden uzaklaştirilmaya, asabiyetler ve taassuplarla örülmeye çalisildigi bir dönemde Ibn Teymiye, Islâm dünyasindaki sapmalara karsi çikmis, Islâmin aslî kaynaklara dönüsünün zarurî oldugunu savunmustur. Özellikle de, bid’at saydigi yenilesmeden uzak kaldigi da bir gerçektir.

Koyu bir selefi ve Hanbeli görüsü benimseyen “Ibn Teymiye hakkinda söylenebileceklerin en azi, onun ilim ve eylem, düsünce ve kiliç adami olduğudur. Adi, düşünce ve eylem olarak cihadla taninmiştir. Pratik hayatini, gerçek Islâm’in bayragini yükseltme ve bid’atler ile sapikliga direnme ugrunda cihada adamistir... Öte yandan, Ibn Teymiye, dünyadan el etek çekmis idealist bir düsünür degildir. Kilici almis ve savas alaninda cihada katilmistir. Mogollar’a karsi cihada, mülhid (ateist) ve bozgunculara karsi cihada... (1).”

Kisacasi, O, kilicini ve kalemini birlikte kullanmiş, Islâmi ödünsüz bir şekilde savunmuş ve bu uğurda çeşitli zorbaliklara, zulümlere katlanmiştir. Dimaşk kalesi hapishanesinde iki yillik bir tutukluluktan sonra vefat etmeşi de onun inancından, imanından, düşüncesinden taviz vermediğinin somut bir işaretidir.

Ibn Teymiye’nin pekçok eserinin yaninda en meşhur olani ise, siyasetnâme türünün en önemli örneklerinden birisi olan “es-Siyasetu’s-ser’iyye fi islahi’r-râ’i ve’r-ra’iyye” adli eseridir. Bu eserinde Ibn Teymiye, “Islâm hukukun anayasa, idare, maliye ve ceza hukuku gibi kamu hukukunun alt dallarina ait bazi konulari da ele alir; hatta bu yüzden eseri Fransizca’ya çeviren H.Laoust tercümesine “Ibn Teymiye’ye göre kamu hukuku” adini vermistir. Söz konusu eser yetkin bir akademisyen olan Vecdi Akyüz tarafindan dilimize kazandirilmistir.

*

İbni Teymiye’nin siyasete iliskin eserinde benim en dikkatimi çeken “görev istenmez, verilir” anlayışının işlendiği ilk bölümdür. “Emanetler” başlığıni taşıyan bu ilk bölümden aşşağıdaki satırları iktibas ediyorum:

“Hz. Peygamber (s.a) söyle buyurur. “Kim müslümanlarin isini üstlenir de, daha ehil olani varken baskasina bir is verirse, Allah ve Peygamberine hainlik etmis olur”. Bir baska rivayette “kim, içlerinde taklid (tayin) edeceginden daha çok halkin sevgisini kazanmis biri bulundugunu bilerek, bir topluluga emir tayin ederse, Allah’a, Peygamberine ve müminlere hainlik etmis olur” buyurur...

“Hz. Ömer (r.a) “Kim müslümanlarin herhangi bir isini üstlenir, sonra da, aralarindaki dostluk ve yakinlik dolayisiyla birine is verirse, Allah’a, Peygamberine ve Müslümanlara hainlik etmis olur.” demektedir.

“Veliyyu’l-emr’in, ilmî, askerî, mülkî siniftaki ve diger hükümet islerindeki valileri, hakimleri, ordu komutanlarini, küçük-büyük askeri birlik komutanlarini, hazine vazifelileri, katipler, mühürdarlar, harac, sadaka ve müslümanlarin diger mallariyla ilgili memurlarin üstlendikleri ise en ehil olanini arastirmasi ve tespit etmesi gerekir. Tayin edilen bu memurlarin da, bu islerin her birine en ehil olani getirmesi ve kullanmasi gereklidir... (2)”

Ibn Teymiye, nakli esas alan, akla ise buna göre yer ayiran bir düsünürdür. Nitekim, “Siyaset” adli eserinde de kaynaklara; yani âyet, hadis ve ilk Müslümanlarin tatbikatini esas alan bir idare tarzinin esaslarini çizmeye çalisir.”

Ben, Ibn Teymiye ile ilgili bu kisa deginiyi burada noktalarken, onun “Siyaset/es-Siyasetü’s-Serriyye” adli eserini okuyucu dostlara tavsiye ediyorum.

Dipnot:

(1) Huriye Tevfik Mücahid, Fârâbi’den Abduh’a Siyasi Düsünce, (Çev. Vecdi Akyüz) Iz Yayincilik, Istanbul 1995, s. 165.

(2) Ibn Teymiye, Siyaset/es-Siyasetü’s-Seriyye, (Çev. Vecdi Akyüz), Dergah Yayinlari, Istanbul 1985, s. 37-38.

Kaynak: Milli gazete, 25.04.2000

http://www.enfal.de/orta04.htm