Kur'an lafızlarının mahluk olmaması

Sonra kendilerini ehl-i sünnete nispet eden bir grup ortaya çıktı ve bunlar, kulların ağızlarından çıkan Kur’an lafızlarının mahlûk olmadığını ileri sürdüler. İmam Ahmed bu görüşü reddetti ve bunu bid’at saydı. Sonra Ahmed vefat edince, arkadaşı Ebubekir el-Mervezi bu hususta bir kitap kaleme aldı. Ebubekir el-Hallal, “es-Sünne” adlı eserinde bundan söz eder. Bu arada, Ebu Talib’in, Kur’an okurken ağzımdan çıkan lafızlar mahlûk değildir. İlk kez, Kur’an okurken ağızdan çıkan lafızlar mahlûktur, diyenler Cehmiye mezhebinin mensuplarıdır, şeklindeki sözlerini, imam Ahmed’in nasıl reddettiğini anlatır. Bu görüşü imam Ahmed’den oğulları Salih ve Abdullah, amcasının oğlu Hanbel, Mervezi ve Fevran gibi önde gelen arkadaşları da rivayet etmişlerdir.

İmam Ahmed’in arkadaşlarından birçok imam ve onların dışında birçok ehl-i sünnet uleması:

Kulların sesleri ve fiilleri mahlûk değildir, şeklindeki görüşü reddetmişlerdir. Buhari bu konuda bir kitap yazmıştır. Ayrıca:

Allah ses aracılığıyla konuşmaz veya Kur’an harfleri mahlûktur, diyenleri bid’atçı ve Cehmiyeci saymışlardır. Kur’an okurken ağızdan çıkan lafızlar mahlûktur, demişlerdir. Dolayısıyla imamlar bu bid’atı kabul etmemişler. Nitekim biz başka yerlerde bu konuyu geniş bir şekilde ele aldık. Ahmed’in tanınmış arkadaşlarından hiç kimse, tanınmış hiçbir alim, kulların fiillerinin kadim olduğunu söylememiştir.

Ancak son zamanlarda Acem diyarında veya Mısır’da ortaya çıkan, kendilerini Şafii’nin veya Ahmed’in mezhebine nispet eden bazı kimselerin bu görüşü savunduklarını gördüm. Bazı Mısırlıların şöyle dedikleri gördüm:

Kulların hayır veya şer nitelikli fiilleri kadimdir. Ama fiiller derken kasdımız, hareketler değildir. Bilakis, bu hareketlerden kaynaklanan sonuç ve sevabı kast ediyoruz.

Nitekim bir hadiste şöyle buyurulmuştur:

“Mü’min, amelini güzel yüzlü ve hoş kokulu bir adam şeklinde görür.” (Ahmed, 4/287)

Buna kanıt olarak da kaderi gösteriyorlardı. Kader Allah’ın sırrı, sıfatlarından biridir. Allah’ın sıfatları ise kadimdir, diyorlardı.

Yine kanıt olarak diyorlardı ki, şeriatlar mahlûk değildirler. Çünkü Allah’ın emrinden ve kelâmından ibarettirler. Fiiller de şeriatların kapsamına girerler. Dolayısıyla kadimdirler....

Kuşkusuz bunlar fasit sözlerdir. İslâm imamlarının açık sözlerine muhaliftirler. Bu imamlardan biri de Ahmed’dir. Çünkü imam Ahmed ve ondan başka imamlar, Kur’an okuyan kimseye yüce Allah’ın verdiği sevabın mahlûk olduğunu söylemişlerdir. Böyleyken, kulların diğer amellerine karşılık olarak verdiği sevaplar nasıl mahlûk olmaz?. Cehmiye'ye göre Kur'an'ın mahluk oluşu