Allah’ın yolunu izleyen bazı kimseler

Bu gerçeği böyle tespit ettikten sonra, bilinmeli ki, Allah’ın yolunu izleyen bazı kimseler, cihad, ilim ve ibadet gibi Allah’ın bazı emirlerini yerine getirmesine rağmen, çalışmaktan aciz olabilir.

Nitekim yüce Allah bunlardan şöyle söz etmiştir:

“Yapacağınız hayırlar, kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları simalarından tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler.” (Bakara, 273)

Bir diğer ayette de aynı kategoriye giren başka insanlardan söz etmiştir:

“Yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılmış olan, Allah’tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah’ın dinine ve peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.” (Haşr, 8)

İlk ayette, sadaka verilecek kimseler, ikinci ayette ise ganimet verilecek kimseler zikredilmiştir.

Nitekim yüce Allah, sadaka verilecek kimseler ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“Eğer sadakaları açıktan verirseniz ne ala! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah yapmakta olduklarınızı bilir (....) kendilerini Allah yoluna adamış fakirler için olsun....” (Bakara, 271-273)

ikinci gruba giren kimselerle ilgili olarak da şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın, ülkeler halkından peygamberine verdiği ganimetler, Allah, peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir (.....) fakir muhacirlerindir (.....) Daha önce Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş....” (Haşr, 7-9)

Böylece yüce Allah, muhacirleri ve ensarı birlikte zikretmiştir. Muhacirler genellikle ticaretle uğraşan kimselerdi. Ensar ise genellikle ziraatla uğraşırdı.

Yüce Allah her iki meslek grubu hakkında şöyle buyurmuştur:

“Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden çıkardıklarımızdan hayra harcayın.” (Bakara, 267)

Burada yüce Allah, ticari malların zekâtından ve yerden çıkan, toprakta yetişen ürünlerin zekâtından söz etmiştir. Ki bunun oranı onda bir veya yirmide bir yahut kırkta birdir.

Allah’ın yolunu izleyenlerden bazıları, bunun yanında çalışma imkânına da sahip olabilirler. Nitekim yüce Allah, mü’minlere gece namazına kalkmayı emrettiği zaman şöyle buyurmuştur:

“Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır.” (Müzzemmil, 20)

Burada yüce Allah müslümanları dört gruba ayırıyor:

1 - Bir grup, Kur’an, ilim ve ibadet ehli.

2 - Bir grup, Allah’ın lütfunu aramak üzere yeryüzünde yol tepenler.

3 - Bir grup, Allah yolunda cihad edenler ve

4 - Bir grup da mazeret sahipleri...