Zina gibi günahlar önceden bize yazılmıştır. sözü

“Zina gibi günahlar önceden bize yazılmıştır.” sözü özü itibariyle doğrudur; fakat bunun doğru olması, bu günahların işlenmesinin gerekçesi veya mazereti olması noktasında bir fayda sağlamaz.

Kuşkusuz Allah kulların iyi ve kötü amellerini yazar. Varacakları mutsuzluk ve mutluluğu da yazar.

Amelleri, sevap ve azabın sebebi kılmış ve bunu yazmıştır. Hastalıkları yazıp ölümün sebebi kıldığı gibi ve zehir içmeyi yazıp hastalığın ve ölümün sebebi kıldığı gibi. Zehir içen hastalanır veya ölür. Allah bunu da öbürünü de takdir edip yazmıştır.

Aynı şekilde Allah’ın nehyettiği küfür, fısk ve günah gibi suçları işleyen kimse de, kendisi için yazılanı yapmıştır ve o bu işleyişiyle, Allah’ın bu tür suçları işleyenler için yazdığı cezayı da hakkeder.

Dolayısıyla bunların, günahların gerekçesi ve mazereti olarak kaderi ileri sürmeleri, yüce Allah’ın haklarında şöyle buyurduğu müşriklerin ileri sürdükleri mazeretlerden farksızdır;

“Ortak koşanlar dediler ki: “Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. “O’nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı.” (Nahl, 35)

“Putperestler diyecekler ki: “Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” (En’am, 148)

“Onlardan öncekiler de aynı şekilde (Peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sade yalan söylüyorsunuz. De ki: Kesin delil, ancak Allah’ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.” (En’am, 148-149)