Hac için azık

Alimler, hac veya başka bir maksatla çıkılan yolculuklarda azık bulundurmakla ilgili olarak çeşitli görüşler ortaya koymuşlardır. Peygamberin (s.a.v.) sünneti, raşid halifelerin, peygamberin ashabının, onlar güzellikle uyan tabiin kuşağının ve önde gelen şeyhlerin uygulaması, bu gibi yolculuklarda azık bulundurmanın, hem azığı taşıyanın yararlanmasının hem de başkalarını yararlandırmasının Allah’a ve resulüne itaat etmenin bir gereği olduğu şeklinde belirginleşmiştir.

Bir grup, bu gibi yolculuklarda azık bulundurmamanın tevekkülün tamam oluşunun göstergesi olduğunu ileri sürmüştür. Büyük alimler bu görüşü kesin bir dille reddetmişlerdir.

Örneğin, el-Haris el-Muhasibi

“Kitabu’t-Tevekkül” adlı eserinde, Şakik el-Belhi’nin bu kanaaatte olduğunu belirtir, ardından bu görüşü benimseyenlere sert cevaplar verir. Bu bağlamda, yanlışlıklarını ortaya koyan somut kanıtlar ortaya koyar ve onların, tevekkülün hakikatini bilmeyen cahiller olduklarını belirtir. Bu davranışlarıyla, Allah’a itaati terk ettikleri için günahkâr asiler olduklarını vurgular. Anlatıldığına göre, tevekkül hakikatini bilmeyen cahil aşırılardan birine Ahmed b. Hanbel yemek verdiğinde, bu adam, yemeği almak için elini uzatmaz, yemeğin ağzına konulmasını beklerdi. Yemeğin ağzına konulması için de başkalarının ağzını açıp içine yemek koymasını beklerdi. İbni Hanbel bu davranışa çok sert tepki gösterir. Bunlardan bazıları çalışmayı da haram sayar.