Personel Kanunlarında Devlet memurları ile kapsama dahil diğer kamu görevlilerinin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin hastalanmaları halinde tedavilerinin kurumlarınca sağlanacağı öngörülmüştür. Devlet memurlarının ve diğer kamu görevlilerinin tedavi giderlerinin kurumlarınca sağlanması şeklindeki tedavi yardımı kanun koyucu tarafından kamu görevlilerine tanınan sosyal bir haktır. Tedavileri yurt içinde yapılamayan kamu personelinin tedavi için yurt dışına gönderilerek tedavilerinin sağlanması da tedavi yardımı kapsamındadır.
Sosyal devlet anlayışının bir gereği olan bu hakkın kullanımına ilişkin temel çerçeve 657 sayılı Kanun ile çizilmiştir. Ayrıca, diğer personel kanunlarında da bu konuda düzenlemeler yapılmış, bazı kanunlarda ise 657 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine atıfta bulunularak bu hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür.
Ancak, tedavi giderlerinin toplam kamu harcamaları içindeki göreceli büyüklüğü, ilaç ve tıbbi malzeme alımları ile ortez ve protezlerin temininde ve hastanelerce sunulan sağlık hizmetlerinin sunulmasında ortaya çıkan suistimal ve yolsuzluklar, ilaç kullanımında karşılaşılan israf, sağlık sistemindeki çarpıklıklar bu hakkın çeşitli şekillerde sınırlandırılması, tedavi giderlerinin sağlanmasında ayrıntılı prosedürlerin öngörülmesi ve bazı giderlerin ödenmemesi yoluna gidilmesi sonucunu doğurmuştur.
Bu çalışmada yurt içinde tedavisi yapılamayan Devlet memurları ile diğer kamu personelinin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin yurt dışında tedavi edilmesine ilişkin esas ve usuller incelenecektir. (1)
İlk bölümde, tedavi yardımına ilişkin genel esaslar belirtilerek ilgili mevzuat hükümlerine değinilecektir. İkinci bölümde, Devlet memurlarına ve diğer kamu personeli ile bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerine sağlanan yurt dışında tedavi imkânı incelenerek, kimlerin yurt dışında tedavi edilebileceği, yurt dışında tedavi koşulları ve tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin esaslar belirtilecektir. Uygulamada karşılaşılan sorunlar ve tartışmalı hususlara ilişkin değerlendirmelere ise ilgili konunun incelendiği bölümde yer verilecektir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda, Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü oldukları ana baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstehak çocuklarının hastalanmaları halinde tedavilerinin kurumlarınca sağlanacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, yurt içinde tedavisi mümkün olmayan Devlet memurları ile bunların eşleri ile bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve aile yardımına müstehak çocuklarının tedavilerinin sağlanması için yurt dışına gönderileceği, söz konusu kişilerin yurt dışındaki tedavi giderleri ile harcırahlarının da kurumları tarafından ödeneceği belirtilmiştir.
211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa tabi personelin tedavi giderlerinin nasıl karşılanacağı da anılan Kanun ile düzenlenmiştir. Diğer personel yasalarında da 657 sayılı Kanun hükümlerine atıfta bulunularak tedavi giderlerinin bu Kanun hükümlerine göre karşılanacağına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Devlet memurlarına ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerine yapılacak tedavi yardımına ilişkin esas ve usuller ise Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Tedavi yardımı ile yol giderlerinin kimlere, hangi hallerde ve şartlarda, kurumlarınca nasıl ve ne şekilde sağlanacağı, hastalık halinde başvurma şekli ve bunun üzerine ne şekilde işlem yürütüleceği söz konusu Yönetmelikle belirlenmiştir.
Tedavisi yurt içinde mümkün bulunmayan Devlet memurları ve emeklileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin yurt dışında tedavi edilmesi ve yurt dışı tedavi giderlerinin nasıl ödeneceğine ilişkin düzenlemeler ise 4375 sayılı Kanunla yapılmıştır. Anılan Kanun ile personel kanunlarının tedavi yardımına ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılmış ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usullerin Yönetmelik ile tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
4375 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Kamu Personeli ve Bunların Emeklilerinin Yurt Dışında Tedavilerine İlişkin Yönetmelik (2) ile belirlenmiştir.
Diğer taraftan, bütçe kanunları ile de Devlet memurlarının ve diğer kamu personeline yapılacak tedavi yardımına ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır. Bütçe kanunlarına konulan hükümlerle 657 sayılı Kanunun ve diğer personel yasalarının tedavi yardımına ilişkin hükümleri içinde bulunulan mali yıl yönünden değiştirilmekte ve tedavi yardımına ilişkin uygulama bütçe kanunlarına konulan özel hükümlere göre yürütülmektedir. (3)
Bütçe Kanunlarına konulan özel düzenlemelere ve teşkilat yasasındaki hükümlere istinaden Maliye Bakanlığınca yayımlanan bütçe uygulama talimatları ile de tedavi gideri ödemelerinin yapılmasına ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır. Bütçe yasaları ile verilen yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca çeşitli sınırlandırmalar getirilmektedir.
Kamu personeli ile bunların emeklileri ve söz konusu personelin bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin yurt dışında tedavi edilmesine ilişkin esas ve usuller yukarıda sözü edilen düzenlemeler çerçevesinde aşağıda ayrıntılı olarak incelenecektir.
1- Yurt Dışında Tedavi İçin Gönderilecekler:
4375 sayılı Kanun ile personel kanunlarında yapılan değişiklikler uyarınca, 657 sayılı Kanun ve 211 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Kanun kapsamında bulunanlardan yurt içinde tedavileri sağlanamayanların yurt dışında tedavi edilebilecekleri öngörülmüştür.
4375 sayılı Kanunun 4'üncü maddesine istinaden hazırlanan Yönetmelik ile yurt içinde tedavisi mümkün olmayan kamu personelinin ve kapsama dahil diğer hak sahiplerinin yurt dışında tedavi edilmesine ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir.
Bu düzenlemelere göre, yurt dışında tedaviye gönderilecek olanlar şunlardır:
- 211 sayılı Kanun kapsamına dahil; subay, askeri memur, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar ve bunların herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşleri, bakmakla yükümlü bulundukları ana, baba ve aile yardımına müstahak çocukları ile erbaş ve erler,
- 657 sayılı Kanuna tabi Devlet memurları ile bunların herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşleri, bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve aile yardımına müstahak çocukları,
- 5434 sayılı Kanun uyarınca emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlarla, bunların 28/6/1973 tarihli ve 7/6672 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emekli, Adi Malullük veya Vazife Malullüğü Aylığı Bağlanmış Olanlarla, Bunların Kanunen Bakmakla Yükümlü Bulundukları Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aylığı Alanların Muayene ve Tedavileri Hakkında Tüzük’teki (4) şartları taşıyan ve kanunen bakmakla yükümlü bulundukları eşleri, ana, baba ve çocukları ile yetim aylığı alan babanın sağ olması nedeniyle aylık bağlanamayan öz ana da dahil olmak üzere kendilerine dul ve yetim aylığı bağlananlar.
Söz konusu personel yasaları kapsamında bulunan personelin eşleri ile bakmakla yükümlü oldukları ana ve baba ve aile yardımına müstehak çocuklarının tedavi yardımına hak kazanmasının koşulları ile bu hakkın sona ermesine ilişkin hususlara burada değinilmeyecektir.
Yukarıda sayılan personelin yurt içinde tedavisi mümkün bulunmayan ancak yurt dışında tedavisi yapılabilen bir hastalığa duçar olması durumunda sözü edilen yasa ve diğer düzenlemelerde öngörülen prosedüre uyulmak suretiyle tedavi amacıyla yurt dışına gönderilebilecektir.
2- Yurt Dışında Tedavinin Yapılabilme Koşulları:
Yurt dışında tedavi yapılabilmesinin temel koşulu tedavinin yurt içinde yapılmasının imkansız olmasıdır. Tedavinin imkânsızlığının bu konuda yetki verilen sağlık kurumları tarafından Yönetmeliğe ve her yıl yayımlanan bütçe uygulama talimatları ile yapılan düzenlemelere uygun olarak tespit edilmesi gerekir.
2.1- Yurt İçinde Tedavinin Mümkün Olmaması:
Yukarıda belirtildiği gibi kapsama dahil personelin tedavi için yurt dışına gönderilebilmesinin ön koşulu hastalığın tedavisinin yurt içinde mümkün olmamasıdır. Bu itibarla, tedavinin yurt dışında yapılabilmesi için, tedavinin yurt içinde yapılmasının mümkün olmadığının Sağlık Bakanlığı (Milli Savunma Bakanlığında görevli personel için bu Bakanlık) tarafından yetkili kılınan tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen ve Sağlık Bakanlığınca onaylanan raporlar ile tespit edilmesi gerekmektedir.
Tedavinin hem yurt içinde bulunan resmi sağlık kurumlarında, hem de özel sağlık kurumlarında yapılamaması gerekir. Ayrıca, yurt içinde tedavisi mümkün olmayan hastalığın yurt dışında bir sağlık merkezinde tedavi edilebildiğinin veya tedavi sonucu iyileşme sağlanacağının bilinmesi gereklidir.
Hastalığın yurt içindeki özel sağlık kurumlarında tedavi edilebilmesi ve yurt içinde tedavisi yapılamayan hastalığın tedavisinin yurt dışında da yapılamaması hallerinde hasta yurt dışına gönderilemeyecektir.
Buna göre, tedavinin yurt içinde mümkün olmadığı Yönetmelik ve bütçe uygulama talimatında öngörülen prosedüre uygun olarak hazırlanacak raporlar ile belgelendirilmedikçe ve bu husus Sağlık Bakanlığınca onaylanmadıkça kamu görevlilerinin ve kapsama dahil diğer hak sahiplerinin tedavi için yurt dışına gönderilmesi mümkün değildir.
2.2- Raporları Düzenleyecek Sağlık Kurumları:
Kamu Personeli ve Bunların Emeklilerinin Yurt Dışında Tedavilerine İlişkin Yönetmelikte sağlık kurulu raporlarını düzenleyecek sağlık kurumları şöyle belirlenmiştir.
Tedavinin yurt içinde mümkün olmadığına ilişkin olarak;
- 211 sayılı Kanun kapsamına giren personel, bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri ile erbaş ve erlerin sağlık kurulu raporları, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Profesörler Kurulu tarafından,
- 657 sayılı Kanuna tabi personel ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık kurulu raporları, Sağlık Bakanlığı (Milli Savunma Bakanlığında görevli personel için bu Bakanlık) tarafından yetkili kılınan tam teşekküllü hastaneler tarafından,
- Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlarla, bunların kanunen bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin sağlık kurulu raporları, Sağlık Bakanlığı (Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli personel ile dul ve yetimleri için Milli Savunma Bakanlığı) tarafından yetkili kılınan tam teşekküllü hastaneler tarafından,
düzenlenir.
Yurt dışında tedavi amacıyla sağlık kurulu raporu vermeye yetkili resmi sağlık kurumları her yıl yayımlanan bütçe uygulama talimatları ile belirlenmektedir. Yurt dışında tedavi için alınacak sağlık kurulu raporlarının bütçe uygulama talimatları ile yetkilendirilen resmi sağlık kurumları tarafından düzenlenmiş olması gerekir.
2.3- Raporların Kapsamı ve Düzenlenmesi:
Bahse konu Yönetmelik hükmü uyarınca yurt dışında tedavi için resmi sağlık kurumlarınca düzenlenecek sağlık kurulu raporlarında hastalığın teşhisinin, laboratuar ve klinik bulgularıyla birlikte kesin olarak belirtilmesi icap eder.
Raporların düzenlenmesinde esas alınacak hususlar, yurt içinde tedavisi mümkün olmayan ve yurt dışında tedavisi yapılabilen hastalıklar Sağlık Bakanlığının koordinatörlüğünde, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının katılımı ile teşkil edilecek kurul tarafından belirlenir.
Sağlık kurulu raporlarında, bu şekilde yapılan düzenlemelere uygun olarak hastalığın yurt içinde resmi ve özel sağlık kurumlarında tedavisinin mümkün olmadığı ve yapılamama gerekçeleri, yurt dışında tedavinin zorunlu olduğu, tedavinin süresi, tedavinin hangi ülkede yapılabileceği mümkünse şehir ve sağlık kurumunun ismi ile birlikte yazılır. Ayrıca, hastaya refakatçi gerekiyorsa bu durum da sağlık kurulu raporunda gerekçesi ile belirtilir.
Raporların taşıması gereken özellikler, rapor formatı, Sağlık Bakanlığınca belirlenen sağlık kurumlarınca düzenlenen raporları teyit edecek hastane her yıl yayımlanan bütçe uygulama talimatları ile belirlenmektedir.
2005/4 sıra no.lu Bütçe Uygulama Talimatına göre; yurt dışı tedavilerine ilişkin sağlık kurulu raporlarında; Türkiye’de tedavisi yapılamayan ancak, yurt dışında yapılması mümkün olan hastalık açık olarak yazılacak, hastalığa ilişkin klinik bulgular ve laboratuar bulguları, radyolojik ve görüntüleme ile ilgili bulgular, tedavinin Türkiye’de yapılamama gerekçeleri belirtilecek, karar bilimsel/tıbbi gerekçelere dayandırılacak ve verilen kararlarda, “ileri teknoloji ile tedavi gerekli vb gibi” ifadeler kullanılmayacaktır. Raporlarda, memurun ve hastanın adı soyadı, memura yakınlık derecesi, çalıştığı kurum, dosya ve protokol numarası, raporu veren anabilim dalı/bilim dalı/klinik adı belirtilecektir. Raporlar Talimata ekli örnek esas alınarak düzenlenecektir.
Yurt dışı tedaviye ilişkin sağlık kurulu raporlarının yukarıda belirtilen düzenlemelere uygun bir şekilde düzenlenmesi, raporların Yönetmelik ve her yıl yayımlanan tedavi yardımına ilişkin bütçe uygulama talimatlarında sayılan unsurları taşıması gerekir.
Yönetmeliğin 14'üncü maddesinde, yurt içinde tedavisi mümkün olmayan ve yurt dışında tedavisi yapılabilen hastalıkların Sağlık Bakanlığının koordinatörlüğünde, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının katılımı ile en az yılda bir defa olmak üzere değerlendirme ve gerek görülmesi halinde uygulamaya yönelik düzenlemeler yapılacağı öngörülmesine karşın, her bir hastanın Yönetmelik ve Talimatta öngörülen prosedürlere uyarak duçar kaldığı hastalığının Türkiye’deki resmi ve özel sağlık kurumlarında tedavisinin yapılamadığını ancak bu tedavinin yurt dışında yapılabildiğini yetkili sağlık kurumlarından alacağı sağlık kurulu raporları ile ispatlamak zorunda bırakılması, yetki verilen resmi sağlık kurumları tarafından düzenlenen raporların ayrıca Ankara’daki bir hastaneye (Numune Hastanesi) teyit ettirilmesi, ayrıca bu raporların ilgili bakanlıklarca onaylanması esası getirilmesi hakkın kullanımını güçleştirici bir uygulama olarak değerlendirilebilir.
Türkiye’deki resmi ve özel sağlık kurumlarında tedavi edilemeyip yurt dışında tedavi edilebilen hastalıkların her yıl Yönetmeliğin 14'üncü maddesinde belirtilen kurul tarafından tespit edilmesi ve hastaların yukarıda sözü edilen uzun prosedürü izlemek zorunda bırakılmadan yalnız bu hastalığa yakalandığının yetkili resmi sağlık kurumu tarafından sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi ve söz konusu raporun yetkili bir hastaneye teyit ettirilmesi şeklinde bir uygulamaya geçilmesi hastaların yurt dışında tedaviye gönderilmesini kolaylaştıracaktır.
Birçok gider kanunu ve usul düzenlemelerinde öngörüldüğü üzere bir hakkın kullanımının karmaşık prosedürlere bağlanması, güven esasına dayanmayan bir yaklaşımla her aşamada mükerrer kontrol noktalarının oluşturulması hakkın özünü etkileyecek bir nitelik arz etmektedir. Ancak, belirtilmelidir ki genel olarak bu tür kısıtlamalara başvurulmasının arkasında yatan esas saik hak sahipleri ve hizmet sunucularının başvurduğu kanun dışı yollar ve suistimallerdir. Ne var ki, öngörülen kısıtlama ve çok aşamalı süreçlerin sözü edilen yolsuzluk ve suistimalleri önleyemeye yetmediği de bir gerçektir.
2.4- Raporların Teyidi ve Onaylanması:
Kapsama dahil personelin tedavi için yurt dışına gönderilebilmeleri, yukarıda belirtildiği şekilde Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen raporların, aynı Bakanlıkça Ankara’da belirlenen bir hastanece (Numune Hastanesi) teyit edilmesi gerekir. Sağlık raporlarını teyit edecek hastane her yıl tedavi yardımına ilişkin bütçe uygulama talimatı ile belirlenmektedir.
Yukarıda belirtildiği şekilde düzenlenen ve teyit edilen raporların, ayrıca Yönetmeliğin 7'nci maddesinde belirtilen kurumlar tarafından onaylanması gerekmektedir. Tedavi yardımına ilişkin bütçe uygulama talimatında söz konusu raporların Sağlık Bakanlığınca onaylanması öngörülmüştür.
Yukarıda izah edildiği üzere yetki verilen resmi sağlık kurumları tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporlarının yeniden gözden geçirilmesi için Ankara’daki bir hastane tarafından teyit edilmesi esası getirilmiştir.
Genel olarak kamu harcamalarındaki suistimaller ve hakların kullanımında hak sahiplerince gerekli özenin gösterilmemesi, çeşitli bürokratik kademelerden geçerek oluşturulan resmi evrakın muhteviyatına güvenilmemesi nedeniyle bir resmi sağlık kurumu tarafından düzenlenen raporun yine başka bir resmi sağlık kurumu tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
Ancak, söz konusu düzenlemelere benzer olarak kamu harcamalarının yapılması aşamasında birçok kontrol noktası oluşturulmasına rağmen yurt dışı tedavi giderlerinde çeşitli usulsüzlüklerin yaşanması bu şekilde işletilen sistemin başarılı olmadığını göstermektedir.
3- Hastaların Tedavi İçin Yurt Dışına Gönderilmesi:
Yurt dışı tedaviye ilişkin raporların yukarıda açıklandığı şekilde yetkili makamlarca teyit edilmesi ve onaylanmasından sonra hasta, tedavinin yapılabilmesi için kurumu tarafından raporda belirtilen ülkeye gönderilir.
Kurum tarafından, misyon şefliği aracılığı ile hastanın gideceği yerdeki hastane, tedavinin muhtemel maliyeti ve boş yatak sağlanması hususunda gerekli irtibat kurulur. Hastanın yurt dışına gönderilmesi ve hastaneye intikali ve yurda dönüş işlemleri misyon şefliğinin yardımıyla kurumu tarafından sağlanır.
Yurt dışında hastaneden randevu alınmakla birlikte, ilk gidişte hastanede hemen yer bulunamazsa hastanın tedavi olacağı hastaneden durumu belirtir rapor alınarak bu durum misyon şefliği aracılığı ile kurumuna bildirilir.
2005/4 sıra no.lu Bütçe Uygulama Talimatı uyarınca, yurt içinde mümkün olmayan organ nakli işlemleri yurt dışında uzun bekleme sürelerini gerektirdiğinden, hastaların yurt dışındaki ilk tetkiklerinin tamamlanmasını müteakip uygun organ teminine kadar geçecek süredeki tetkik ve tedavilerin yurt içinde yapılması gerekir. Uygun organ temini üzerine hasta, yeni bir sağlık kurulu raporuna ihtiyaç duyulmadan nakil işlemi için yurt dışına gönderilecektir. Bu konudaki gerekli koordinasyon hastanın kurumu tarafından Sağlık Bakanlığı nezdinde yürütülecektir.
Bu düzenlemeler ile yurt dışında gereksiz beklemelerin önlenmesi, hasta ve refakatçisine ödenecek harcırah giderlerinin azaltılması amaçlanmıştır.
4- Yurt Dışında Tedavi Süresi:
Yurt dışında tedavi süresi resmi sağlık kurumlarınca düzenlenecek raporlarda belirtilir. Tedavinin raporda öngörülen süreden önce tamamlanması veya hastanenin tedaviyi kesmesi halinde hastanın en kısa sürede yurda dönmesi gerekir.
Tedavi süresi, raporda belirtilen süreyi geçemez. Sürenin aşılması halinde aşılan süreye ait tedavi gideri ve harcırah ödenmez. Bu durum derhal misyon şefliği aracılığıyla ilgili hastaneye de bildirilir.
Tedavinin uzaması ihtimalinin tıbben zorunluluk göstermesi halinde hastanın, sağlık kurulu raporunda tedavi süresi üç ay veya daha fazla olarak belirlenen hastalıklar için en az iki hafta önceden, diğerlerinde ise sürenin bitiminden en az bir hafta önceden tedavi gördüğü kurumdan tedavisinin devamının zorunlu olduğunu gösteren bir rapor alarak misyon şefliği kanalıyla kurumuna göndermesi gerekir.
Sürenin uzatılıp uzatılmaması en son raporu veren/teyit eden hastane tarafından değerlendirilecektir. Bu işlemler en seri şekilde hastanın kurumu tarafından tamamlanarak, misyon şefliği aracılığıyla hastaya tebliğ edilir. Böylece, tedavi süresinin dolmasından önce alınacak süre uzatım kararı ile tedavinin devamına imkân tanınmaktadır.
Sürenin uzatılmaması halinde hastanın yurda dönmesi sağlanır.
Tedavi süresinin uzama ihtimali bildirilmesine rağmen, tedavinin süre aşımı olmaksızın tamamlanması durumunda sağlık kurulu raporunda ilk belirtilen süre geçerli olacaktır.
Kanunun açık hükmü (657 s. Kanun. md. 209) uyarınca, yurt dışında tedavi müddeti iki yılı geçemez. Bu müddet içinde acil haller hariç olmak üzere sağlık kurulu raporunda gösterilen hastalıktan başka yapılan tedavi için bu müddet uzatılamaz. Tedavi süresi altı ayı geçtiği taktirde ilgili yabancı sağlık kurumundan alınan ve tedavinin devamı zaruretini gösteren rapor, sağlık ataşeliği veya misyon şefliğince hastanın kurumuna ve Sağlık Bakanlığına gönderilir. Bu işlem her altı ayda bir tekrarlanır.
2005/4 sıra no.lu Bütçe Uygulama Talimatı uyarınca, tedavi sürecinin kurumlarınca izlenerek, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun işlem tesisi yönünde azami hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir. Hastaların yurda dönmelerini müteakip, Talimata ekli çizelgenin (Ek-1/A) doldurularak, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına bildirilmesi gerekmektedir.
Süre konusunda konulan sınırlamalar ve dönem dönem yapılacak kontroller ile çeşitli amaçlarla yurt dışında kalınarak söz konusu hakkın kötüye kullanımının önlenmesi amaçlanmıştır.
5- Hasta İçin Refakatçi Görevlendirilmesi:
Yurt dışında tedaviye gerek gösteren raporda, hastanın bir şahıs refakatinde yurt dışında tedavisine gerek görülmesi halinde, hastanın yanında refakatçi görevlendirilebilir. Bu durumda, hastanın refakatçisine 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre harcırah ödenir.
6245 sayılı Harcırah Kanununun 18'inci maddesinin (c) bendinde, kanunları gereğince sağlık kurumlarında yatarak veya ayakta tedavi maksadıyla (aile fertleri için ikamet mahalli dışına) gönderilenlere, gidiş ve dönüşleri için yol masrafı ve gündelik ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu Kanunun değişik 20'nci maddesinde ise, hastalıkları icabı Kanunun 18'inci maddesinin (c) bendinde yazılı yerlere bir kimse refakatinde gitmesi lüzumu resmi tabip raporuyla tevsik edilenlere refakat edecek aile efradından birisine ve aile efradından refakat edecek bir kimse bulunmadığı taktirde kurumlarınca terfik olunacak memur veya hizmetliye de bu işin devamı müddetince yevmiye ve yol masrafı verileceği öngörülmüştür.
Ödenecek harcırah tutarı 6245 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre hesaplanacaktır.
6- Tedavi Giderlerinin Ödenmesi:
Yurt dışına tedavi için gönderilen hastaların tedavi giderleri, hastanın kurumu tarafından misyon şefliği aracılığıyla tedavinin yapıldığı sağlık kurumuna ödenir. Hastane ve diğer tedavi giderleri için misyon şefliğine avans ödenebilir veya adına kredi açılabilir.
Acil müdahaleyi gerektiren durumlar ve hastalığın komplikasyonuna bağlı olarak gelişen durumlar hariç, yurt dışına tedaviye gönderilenlerin raporlarında belirtilen hastalıkla ilgili olmayan tedavi giderleri ödenmez. Sağlık kurulu raporunda belirtilen hastalığın komplikasyonuna bağlı olarak yapılan tedaviler, hastanenin raporuna göre ödenir.
Buna göre, ödenebilecek tedavi giderleri sadece sağlık kurulu raporunda belirtilen hastalıkla ilgili olarak yapılan giderlerdir. Ancak, acil müdahale yapılmasını gerektiren hallerde ve raporda belirtilen hastalığın komplikasyonuna bağlı olarak meydana gelen durumlar gereği yapılan tedavi giderleri de ödenecektir.
Hastanın yol gideri ile tedavinin başlamasına kadar geçecek günler ve tedavinin yapılacağı sağlık kurumu tarafından öngörülmesi kaydıyla ayakta tedavi gördüğü günler için verilecek gündelikler, 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ilgiliye avans olarak ödenir.
Yurt dışına tedavi için gönderilen hastaya 6245 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uyarınca, yol gideri ile tedavinin başlanmasına kadar geçecek günler ve tedavinin yapılacağı sağlık kurumu tarafından öngörülmesi şartıyla ayakta tedavi gördüğü günler için gündelik ödenecektir.
Yol giderinin ödenmesinde ve ödenecek yurt dışı gündeliğinin tespitinde 6245 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
Yurt dışı tedavisinin gerektirdiği maddi külfet göz önünde bulundurularak yukarıda sözü edilen harcırah unsurlarından oluşan tahmini tutarın ilgiliye avans olarak ödenmesi esası kabul edilmiştir.
Verilen avans tutarı, hastanın yurda dönmesi halinde kapatılacaktır. Mahsup işlemi; Misyon şefliğince onaylı fatura ve diğer tedavi gider belgeleri, misyon şefliğinin hesap özeti, hasta ve varsa refakatçisinin düzenlediği harcırah beyannamesinin, hastanın kurumunca incelenmesi suretiyle yapılacak ve verilen avans kapatılacaktır.
6.1- Tedavi Sırasında Emekli Olanların Tedavi Giderleri:
Kapsama dahil personelin veya aile bireylerinden birinin tedavisi devam etmekte iken personele emeklilik mevzuatının uygulanması halinde, tedavinin bütünlüğü göz önünde bulundurularak tedavi giderleri personelin kurumu tarafından ödenir.
Personelin vefat etmesi durumunda geride kalan dul ve yetimlerinin devam eden yurt dışı tedavilerinin giderleri de tedavinin bütünlüğü göz önünde bulundurularak personelin kurumu tarafından ödenir.
6.2- Tedavi Sırasında Vefat Edenlerin Ödenecek Giderleri:
Yurt dışına tedavi amacıyla gönderilenlerin tedavi sırasında vefat etmeleri halinde, cenazenin yurda getirilmesi ve diğer giderleri 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri dairesinde kurumunca ödenir.
7- Hastadan Alınacak Tedavi Giderlerine Katılım Payı:
Yurt dışında tedavisi sağlanan hastaların kurumu tarafından karşılanan tedavi giderlerinin bir kısmına katılması öngörülmüştür. Böylece, hastanın tedavi giderlerinin finansmanına kısmen katılması sağlanmıştır.
7.1- Katılım Payı Oranı:
Tedavi amacıyla yurt dışına gönderilenlerden yurt dışı tedavi giderlerinin % 4’ü oranında katılım payı alınır. Ancak, Kanunun amir hükmü (4375 s. Kanun. md. 4) uyarınca, alınacak katılım payı, hak sahiplerinin her türlü ödemeler dahil net aylık veya ücretlerinin üç katını geçemez. (5)
Buna göre, hastanın yurt dışında tedavisi için kurumu tarafından yapılan tedavi giderlerinin % 4’ü hastanın kendisi tarafından karşılanacaktır. Ayrıca, bazı hastalıkların tedavi giderlerinin hasta tarafından ödenmesi gereken katılım payı tutarının kamu personelince ödenmesi imkansız rakamlara ulaşabileceği göz önünde bulundurulduğundan ve uygulamada bu konuda çeşitli sıkıntılar yaşanması sebebiyle hastadan alınacak katılım payının, hak sahiplerinin her türlü ödemeler dahil net aylık veya ücretlerinin üç katını geçemeyeceği esası getirilmiştir.
Bu sınırlama, sosyal devlet ilkesi açısından yerinde bir düzenleme olmakla birlikte, yurt dışı tedavi masraflarının belirlenen oranın üstünde kalan tutarlarının kurumlar tarafından karşılanmasına ve tedavi giderlerinin artmasına neden olmaktadır.
7.2- Katılım Payı Alınmayacaklar:
Erbaş ve erler ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu hükümlerine göre yurt dışına tedaviye gönderilenlerden katılım payı alınmaz.
Ayrıca, katılım payı kesilmeye başlandıktan sonra vefat edenlerin katılım payının kalan kısmı, mirasçılardan tahsil edilmez. (4375 s. Kanun. md. 4) (6)
Kanun koyucu, çeşitli sosyal amaçlarla vatan hizmeti gören ve kamu personeli niteliği taşımayan erbaş ve erler ile 3713 sayılı Kanun kapsamında tedavisi yapılanlardan katılım payı alınmayarak tüm tedavi giderlerinin kurumlarınca karşılanmasını öngörmüştür.
Diğer taraftan, yurt dışında tedavi olduktan sonra hasta katılım payı kesilmeye başlanan personelin vefatı halinde, katılım payının kalan kısmının, mirasçılardan tahsil edilmeyeceği öngörülmek suretiyle bu durumda da tedavi giderlerinin kurumca karşılanması esası getirilmiştir.
7.3- Katılım Payının Kesilmesi:
Hastalardan kesilecek katılım payları, yurda dönmelerinden sonra yurt dışından gelen fatura ve belgelere göre tespit edilir ve kesin ödemenin yapılmasını takip eden aybaşından itibaren, herhangi bir karar almaya gerek kalmaksızın, ilgilinin her türlü ödemeleri dahil maaş ve emekli aylığının dörtte biri oranında borç bitinceye kadar her ay kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilir.
Önce, hastaya yurt dışında yapılan tüm tedavi giderlerinin yurt dışından gelen fatura ve belgelere göre kurumu tarafından tespit edilmesi gerekir. Kesin ödemenin yapılmasını müteakip aybaşından itibaren ilgiliye yapılan tedavi gideri ödemeleri hak sahibinin her türlü ödemeler dahil maaş veya emekli aylığının dörtte biri oranında taksitlendirilmek suretiyle tahsil edilecektir.
Katılım payının ilgilinin maaşından taksitlendirilerek kesilmesi esası getirilmek suretiyle hastanın mağdur olmaması amaçlanmıştır.
Hastalardan tahsil edilen katılım payları; genel bütçeye dahil kurumlarda Bütçe Kanununun (B) işaretli cetveline, katma bütçeli idarelerde ilgili katma bütçe kanununun (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir.
Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce tahsil edilen katılım payları kurum geliri olarak kaydedilir. Diğer kurumlarda ise kurum geliri olarak kaydedilir.
8- Yurt Dışı Tedavilerinde Misyon Şefliklerinin Görevleri:
Yönetmelik hükmü uyarınca, misyon şeflikleri; yurt dışındaki tıbbi gelişmeleri takip etmek, yurt dışı tedavilerinin sağlanacağı uygun sağlık merkezleri hakkında bilgi toplamak ve ilgili kurumlara bilgi vermek, hastanın tedavisi ile ilgili idari ve mali sorunlarda, hastanın ihtiyacı olacak tercüman, tercüme ve onay işlemlerinde ve Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin diğer hususlarda gerekli işlemleri yapmakla yükümlüdürler.
Yönetmelik ile misyon şefliklerine verilen görevler, varsa ihtisas birimlerince de yürütülebilecektir.
9- Yurt Dışı Tedavilerinin Yaptırılmasında İşbirliği ve Değerlendirme:
Raporların düzenlenmesinde esas alınacak hususlar, yurt içinde tedavisi mümkün olmayan ve yurt dışında tedavisi yapılabilen hastalıklar, yurt dışındaki hastanelerle işbirliği yapılma koşulları, hastaların yurt dışına gönderilmeden yurt içinde tedavilerinin sağlanması yolları ve Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin diğer hususlarda değerlendirme ve gerek görülmesi halinde uygulamaya yönelik düzenlemeler Sağlık Bakanlığının koordinatörlüğünde, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının katılımı ile en az yılda bir defa olmak üzere yapılır.
Personel yasalarında ifadesini bulan sosyal haklar uyarınca Devlet, kamu hizmetlerinin ifasında kullandığı memurlar ile diğer kamu görevlilerinin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin hastalıklarının tedavi maliyetlerine katlanmakta ve bu giderler hastanın çalıştığı kurum veya sosyal güvenlik kurumları tarafından finanse edilmektedir.
Yurt içinde tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yakalanan kamu personeli ile emeklilerin ve bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin Devlet tarafından yurt dışına gönderilerek tedavilerinin burada yapılmasının sağlanması ve tedavi giderlerinin büyük kısmının kamu kaynakları kullanılarak finanse edilmesi de söz konusu sosyal hakların bir gereğidir.
Tedavi giderlerinin kamu harcamaları içindeki nisbi büyüklüğü, kamu kesiminin yıllardır çözüm bulamadığı bütçe açıklarının azaltılması ve harcamalarda tasarruf sağlanması isteği, uygulamada karşılaşılan suistimal ve usulsüzlükler, savurganlık anlayışı ve sağlanan hakların kötüye kullanımı gibi nedenler birçok konuda olduğu gibi tedavi yardımının sağlanmasının da çeşitli düzenlemelerle ayrıntılı usullere bağlanması ve çeşitli sınırlamalar öngörülmesine neden olmuştur.
Bu amaçla, Devlet tarafından yapılacak tedavi yardımından (yurt içi ve yurt dışında) yararlanacaklar, yardımın kapsamı, yardımdan yararlanabilme koşulları ve diğer esas ve usuller yasa ve diğer düzenleyici işlemler ile ayrıntılı bir şekilde belirlenmiştir.
Çeşitli sınırlandırmalar getirilmesine, ayrıntılı düzenlemeler ile çeşitli kontrol noktaları oluşturulmasına ve bu amaçla bürokratik prosedürler ihdas edilerek usulsüzlüklerin önüne geçilmesi ve tedavi giderlerinin kamu harcamaları içindeki payının azaltılması amaçlanmasına karşın yıllardır bu amaçlara yeterince ulaşılamadığı görülmektedir.
Bu da, söz konusu amaçlara ulaşılmasının sadece hukuki ve idari düzenlemeler yapılarak hakların kullanımının ayrıntılı usullere bağlanması, bürokratik prosedürler konulmak suretiyle hakkın kullanımının zorlaştırılması ile çözülemeyeceğini göstermektedir. Son söz: Çözümün başka yerlerde aranması gerekir.
Notlar:
––––––––––––––––––––––
(1) Bu çalışmada sadece yurt içinde görev yapıp da tedavisi yurt içinde yapılamayan ve bu amaçla yurt dışına gönderilen kamu personelinin yurt dışı tedavilerinin sağlanmasına ilişkin esas ve usuller incelenecektir. Bu nedenle, yurt dışında sürekli görevde bulunan memurlarla eşlerinin, bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve aile yardımına müstehak çocuklarının ve geçici görev, bilgi ve görgülerini artırmak veya staj yapmak üzere yurt dışına gönderilen memurların yurt dışında tedavi edilmesi ve yurt dışı tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin düzenlemelere değinilmeyecektir.
(2) Bundan sonra kullanılacak Yönetmelik ibaresi Kamu Personeli ve Bunların Emeklilerinin Yurt Dışında Tedavilerine İlişkin Yönetmelik karşılığı olarak kullanılacaktır.
(3) Bütçe kanunlarına konulan hükümlerle 657 sayılı Kanun ile diğer personel kanunlarında (926 sayılı Kanun, 2802 sayılı Kanun, 2914 sayılı Kanun gibi) zımnen değişiklik yapılmak suretiyle tedavi giderlerinin ödenmesinde çeşitli sınırlandırmalar getirilmesine ve bu konuda Maliye Bakanlığına yetki verilmesine ilişkin hükümler bir çok defa iptal istemi ile Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve Yüksek Mahkeme söz konusu hükümleri Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Yüksek Mahkeme, bir çok kararında, personel yasalarında tedavi sırasında kullanılan protez, ortez, tedavi, cihaz ve malzemelerinin fiyat, kullanma süreleri ve ilgililere hangi oran ve miktarlarda ödeme yapılacağına ilişkin Maliye Bakanlığına verilmiş bir yetki bulunmadığından bahisle bütçe yasası ile sözü edilen personel yasalarının ilgili hükümlerinin değiştirilmesinin Anayasaya aykırı olduğu sonucuna varmıştır.
(4) Yönetmelikte atıfta bulunulan bu Tüzük 09.07.2004 tarih ve 2004/7626 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Tüzüğün 1'inci maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Mülga Tüzük kapsamında bulunanların muayene ve tedavilerine ilişkin esaslar Emekli ve Malullük Aylığı Bağlanmış Olanlarla, Bunların Kanunen Bakmakla Yükümlü Bulundukları Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aylığı Alanların Muayene İle Tedavileri Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiş ve yurt dışı tedavi konusunda Kamu Personeli ve Bunların Emeklilerinin Yurt Dışında Tedavilerine İlişkin Yönetmelik’in uygulanacağı öngörülmüştür.
(5) Yönetmelikte % 10 olan katılım payı oranı 4375 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinde 2000 yılında yapılan Kanun değişikliği ile (R.G. Tarih: 22.4.2000, Sayı: 24028) % 4 olarak belirlenmiş ve alınacak katılım payının hiç bir şekilde hak sahiplerinin her türlü ödemeler dahil net aylık veya ücretlerinin üç katını geçemeyeceği hükme bağlanmıştır. Ancak, bugüne kadar Yönetmelik hükmünü Kanuna uygun hale getirmek için bir değişiklik yapılmamıştır. Katılım payına ilişkin Yönetmelik hükmü şöyledir:
“Yurt dışına tedaviye gönderilen hastalardan yurt dışı tedavi giderinin % 10’u oranında katılım payı alınır.
Erbaş ve erler ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu hükümlerine göre yurt dışına tedaviye gönderilenden, harcırah ödemelerinden ve vefat edenlerin kanuni mirasçılarından katılım payı alınmaz.
Hastaların katılım payları, yurda dönmelerinden sonra yurt dışından gelen fatura ve belgelere göre tespit edilir ve kesin ödemenin yapılmasını takip eden aybaşından itibaren, herhangi bir karar almaya gerek kalmaksızın, ilgilinin her türlü ödemeleri dahil maaş ve emekli aylığının dörtte biri oranında borç bitinceye kadar her ay kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilir.”
(6) Katılım payı alınmayacaklara ilişkin Yönetmelik hükmü 4375 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle zımnen değiştirilmiştir. Yapılan yeni düzenleme ile katılım payı kesilmeye başlandıktan sonra ölen hastaların mirasçılarından kalan katılım payı kısmının alınmaması imkanı getirilmiştir