Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkileri 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun ile düzenlenmiş ve Kanun 29.01.2004 tarih ve 25361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kanunun, kapsama dahil kamu kurum ve kuruluşları ile dernek ve vakıflar arasındaki ilişkilerde uyulması gerekli temel ilkeleri düzenleyen 2 nci maddesinin (ı) bendinde, ihaleyi yapan kurum ve kuruluş bünyesinde bulunan veya bu kurum ve kuruluşlarla ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf ve dernekler ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacakları öngörülmüştür.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğünce yayımlanan konuya dair genelgelerde ve İçişleri Bakanlığının kamu kurum ve kuruluşlarını destekleyen dernekler hakkındaki genelgesinde de söz konusu Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğünün genelgelerinde, Kanunun bahis konusu hükmü çerçevesinde vakıf ve derneklerin bünyesinde kurulmuş oldukları ya da ilgili oldukları kamu kurum ve kuruluşlarının 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak ihalelerine katılamayacakları gibi bu kurum ve kuruluşlar içinde bulunan veya her ne şekilde olursa olsun bu kurum ve kuruluşlarla ilgili Hazineye ait taşınmazların da ihalelerine katılamayacakları belirtilmiştir.
Ancak, uygulamada söz konusu düzenlemelerin aksine kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyet gösteren veya bunlarla ilgili olan vakıf veya derneklerin bu kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılmakla birlikte mülkiyeti Hazineye ait olan taşınmazların kiralama ihalelerine katılabilecekleri öne sürülmekte ve bazı kurumların bu yönde tatbikat yaptıkları görülmektedir.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu konuda mutabık kalamamış, ihtilafa düşmüşlerdir. Bu husustaki belirsizlik 5072 sayılı Kanunu uygulamakla mükellef olan kamu kurum ve kuruluşları arasında farklı uygulama yapılmasına ve bu konuda tereddütlerin yaşanmasına neden olmuştur.
Bu yazımızda, 5072 sayılı Kanun kapsamındaki vakıf ve derneklerin bünyesinde faaliyet gösterdikleri veya ilgili oldukları kamu kurum ve kuruluşlarının kullandığı Hazine tahsisli taşınmazların Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince yapılan kiralama ihalelerine katılıp katılamayacakları hususu söz konusu Kanun hükümleri ile konuya ilişkin genelge ve görüş yazıları çerçevesinde irdelenecektir.
5072 sayılı Kanun; kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşlarını kapsamaktadır. Kanunla kurulan dernek ve vakıflar ise Kanunun kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak, bu vakıfların hangi esas ve usullere göre faaliyette bulunacaklarının Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.
Kanun kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlar ile kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medeni Kanununa göre kurulan vakıfların ilişkilerine ilişkin temel ilkeler Kanunun 2 nci maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre;
1. Dernek ve vakıflar, kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamaz, bu kurum ve kuruluşların hizmet binaları ve müştemilatı içinde faaliyet gösteremez ve bu kuruluşlara ait araç ve gereci kullanamaz.
2. Dernek ve vakıflar kamu kurum ve kuruluşlarının sundukları hizmetlerle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişilerden ücret, bağış, katkı payı ve benzeri adlar altında herhangi bir karşılık alamaz.
3. Kamu hizmetlerinde kullanılan araç, gereç, evrak, form ve benzeri malzemenin, Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflardan temin edilmesi istenemez.
4. Kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak dernek ve vakıf organlarında görev alamaz.
5. Dernek ve vakıf organlarında görev alan kamu görevlileri, bu görevleri nedeniyle ücret, huzur hakkı veya başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamaz.
6. Dernek ve vakıfların yardım toplama ve bağış kabul hizmetlerinde kamu görevlileri çalıştırılamaz.
7. Kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinden Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflara ödenek, yardım veya herhangi bir kaynak aktarılamaz.
8. Kamu kurum ve kuruluşları, personel maaş ve ücretlerinden, kaynağında kesinti yaparak Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflara aktarma yapamaz.
9. İhaleyi yapan kurum ve kuruluş bünyesinde bulunan veya bu kurum ve kuruluşlarla ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf ve dernekler ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamazlar.
Ayrıca, Kanunun geçici 1 inci maddesinde, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan dernek ve vakıfların, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, dernek tüzüklerini veya vakıf senetlerini bu Kanun hükümlerine uygun hale getirecekleri öngörülmüştür.
Bilindiği üzere, 5072 sayılı Kanun Resmi Gazete’de yayımlandığı 29.01.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usuller T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan 25.02.2004 tarih ve 2004/5, 03.06.2004 tarih ve 2004/15 sayılı Genelgelerle belirlenmiştir. Ayrıca son olarak 10.11.2004 tarih ve 2004/23 sayılı Genelge ile de 5072 sayılı Kanunun uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır. İçişleri Bakanlığınca da “kamu kurum ve kuruluşlarını destekleyen dernekler” konulu 19.02.2004 tarih ve 2004/43 sayılı Genelgede 5072 sayılı Kanunun dernekler bakımından uygulanmasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
10.11.2004 tarihli 2005/23 sayılı Genelge ile 25.02.2004 tarih ve 2004/5 sayılı Genelge ve 03.06.2004 tarih ve 2004/15 sayılı Genelge yürürlükten kaldırılmıştır. Bugün itibariyle uygulama 5072 sayılı Kanun, Vakıflar Genel Müdürlüğünün söz konusu Kanunun uygulanmasına ilişkin 2005/23 sayılı Genelgesi ve İçişleri Bakanlığının 2004/43 sayılı Genelgesi çerçevesinde yapılmaktadır. Diğer yandan, Hazine tahsisli taşınmazların kiralama işlemlerini yürüten Maliye Bakanlığı birimlerinin Milli Emlak Genel Müdürlüğünün konuya ilişkin görüş ve idari düzenlemelerini esas aldıklarını belirtelim.
1. Hazine Mülkiyetindeki Taşınmazların Tahsisine ve Kiralanmasına İlişkin Genel Çerçeve
5072 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinin farklı manada/biçimde yorumlanmasından kaynaklanan tartışmalı hususun (Hazine tahsisli taşınmazların Maliye Bakanlığı birimlerince tahsisli kamu idaresi bünyesinde veya bu idareyle ilgili 5072 sayılı Kanun kapsamındaki vakıf ve derneklere kiraya verilmesinin anılan Kanuna aykırı olup olmadığı hususu) irdelenebilmesi için öncelikle Hazine mülkiyetindeki taşınmazların kamu idarelerine tahsis edilmesine ve bu taşınmazların kiralanmasına ilişkin hukuki çerçeveye kısaca temas edilmesi uygun olacaktır.
Malum olduğu üzere, mülga 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununda (md.23); Devlete ait bütün taşınmaz malların Hazine adına tescil edileceği ve Maliye Bakanlığı tarafından yönetileceği, bu taşınmazlardan bir daireye (bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına) tahsisi gerekenlerin, kullanıldıkları sürece o daireye kirasız olarak verilebileceği öngörülmüş idi.
1050 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda da (md. 47); Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlarla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri kamu idarelerine tahsis etmeye, kamu ihtiyaçları için gerekli olmayanların tahsisini kaldırmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Ayrıca, Kanunda taşınmazların tahsis işlemlerine ilişkin esas ve usullerin de Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği öngörülmüştür.[1] Öte yandan, çeşitli özel kanunlarla (örneğin 4342 sayılı Mera Kanunu) Maliye Bakanlığı dışındaki bazı idarelere de tahsis yapma yetkisi tanınmıştır. Ancak belirtelim ki, muayyen konularda yetki verilmiş kurumlar dışında esas yetki Maliye Bakanlığınındır.
Hazine mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin yönetimi ve kamu idarelerine tahsis işlemleri Maliye Bakanlığınca 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Maliye Bakanlığının teşkilat ve görevlerini düzenleyen 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname[2], milli emlak mevzuatını oluşturan çeşitli özel yasalar ve bu düzenlemelere istinaden anılan Bakanlıkça yapılan düzenleyici işlemler (yönetmelik, tebliğ, genelge) çerçevesinde yürütülmektedir.
Söz konusu yasal düzenlemeler çerçevesinde Maliye Bakanlığı, Hazine adına (Maliye Hazinesi) kayıtlı taşınmazları çeşitli kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilmektedir. Tahsis edilen bu taşınmazlar tahsis yapılan kamu kurumlarınca tahsis amacına uygun olarak kullanılmakta (daha doğrusu kullanılması gerekmekte), gerektiğinde bu taşınmazlar üzerinde kurulmuş bulunan işletmeler üçüncü şahıslara kiralanabilmektedir.
Hazine mülkiyetinde olup kamu kurumlarına tahsisli bulunan taşınmazların kiralama işlemleri 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname[3], 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve bu Kanunun 74 üncü maddesine istinaden Maliye Bakanlığınca hazırlanan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil Ve Tahliye Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde Maliye Bakanlığınca yürütülmektedir.[4] Kiralama işlemleri Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince (defterdarlıklar, mal müdürlükleri) yapılmakla birlikte, taşınmaz tahsis edilen kamu kurum ve kuruluşlarının bünyesinde faaliyet gösteren vakıf ve derneklere kiralamanın yapılmasında, bu kurumların da dahlinin bulunduğu bilinmektedir.
Bu bağlamda, Hazine tahsisli taşınmazların Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince adına tahsis yapılan kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyet gösteren veya bunlarla ilgili olan 5072 sayılı Kanuna tabi vakıf ve derneklere yahut bunların kurmuş oldukları şirketlere kiralanmasının 5072 sayılı Kanuna tabi olup olmadığı hususu tartışma konusudur.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü bu tür kiralamaların 5072 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı, çünkü kiralamanın taşınmaz tahsis edilen kamu kurumlarınca yapılmadığını, kiralamanın Milli Emlak Genel Müdürlüğü birimleri tarafından yapılması nedeniyle bu hususta 5072 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı ve bu taşınmazların Kanuna tabi vakıf ve derneklere de kiraya verilebileceği görüşündedir.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü ise Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün aksine Hazine tahsisli taşınmazların tahsisli idareler bünyesinde faaliyet gösteren yahut bu idarelerle ilgisi bulunan ve 5072 sayılı Kanuna tabi vakıflara kiralanmasının da söz konusu Kanun hükümlerine tabi olduğu ve Kanunda öngörülen ilkeler gereği böyle bir kiralama işleminin yapılamayacağı görüşündedir. Vakıflar Genel Müdürlüğünce yayımlanan ilgili Genelgelerde de bu konuya ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. [5]
Diğer yandan, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığınca yayımlanan Genelgede ise, Kanun kapsamındaki dernekler ile sermayesinin yansından fazlasına, bu derneklerin sahip olduğu şirketlerin, kapsama dahil kamu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacakları belirtilmiş, ancak Hazine tahsisli taşınmazların kiralanmasına ilişkin ihalelere katılma konusunda bir açıklamaya yer verilmemiştir.
5072 sayılı Kanunun 2/ı bendine ilişkin tartışmalı konu aşağıda Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Genelgeleri ile Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü ve Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında yapılan yazışmalar çerçevesinde irdelenecektir. Ardından 5072 sayılı Kanun, Kanunun gerekçesi ve kanun tasarısının TBMM Genel Kurulunda yapılan görüşmeler çerçevesinde konuya ilişkin şahsi kanaatimize yer verilecektir.[6]
2. Konuya İlişkin Genelgelerdeki Açıklamalar
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğünce konuya ilişkin olarak yayımlanan;
- 2004/5 sayılı Genelgede,
“İhaleyi yapan kurum ve kuruluş bünyesinde bulunan veya bu kurum ve kuruluşlarla ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflar ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamazlar. Söz konusu kurum ve kuruluşların mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin ihalelerinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanacaktır.”,
- 2004/15 sayılı Genelgede;
“Kamu kurum ve kuruluş bünyesinde bulunan veya bu kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili vakıflar ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, o kurum ve kuruluşların 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacakları gibi o kurum veya kuruluş içerisinde bulunan veya her ne şekilde olursa olsun o kurum veya kuruluşla ilgili Hazineye ait taşınmazların da ihalelerine katılamazlar.”,
- 2004/23 sayılı Genelgede;
“Kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde bulunan veya bu kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili vakıflar ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacakları gibi bu kurum veya kuruluşlar içerisinde bulunan veya her ne şekilde olursa olsun bu kurum ve kuruluşlarla ilgili Hazineye ait taşınmazların da ihalelerine katılamazlar.”
açıklamalarına yer verilmiştir.[7]
İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığınca yayımlanan konu hakkındaki 2004/43 sayılı Genelge de ise;
“Bu Kanun kapsamındaki dernekler ile sermayesinin yansından fazlasına, bu derneklerin sahip olduğu şirketler, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacaktır. Söz konusu kurum ve kuruluşların mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin ihalelerde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri geçerlidir.”
açıklamasında bulunulmuştur.
3. Hazine Tahsisli Taşınmazların Tahsisli İdarelerle İlgili Vakıf ve Derneklere Kiralanması Konusundaki Farklı Yaklaşımlar
Hazine mülkiyetinde bulunup Maliye Bakanlığınca kamu idarelerine tahsis edilen taşınmazların tahsisli kamu idaresi bünyesinde faaliyet gösteren veya bu kurumu desteklemek üzere kurulmuş bulunan vakıflara[8] kiraya verilip verilemeyeceği konusunda iki farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bu farklılık konuya ilişkin mevzuat hükümlerinin yorumlanmasından doğmaktadır.
5072 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğünce yayımlanan 2004/15 ve 2004/23 sayılı Genelgelerde; kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde bulunan veya bu kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili vakıflar ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin, o kurum ve kuruluşların 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacakları gibi o kurum veya kuruluş içerisinde bulunan veya her ne şekilde olursa olsun o kurum veya kuruluşla ilgili Hazineye ait taşınmazların da ihalelerine katılamayacakları belirtilmiştir. Böylece, bu tür kiralama işlemleri konusunda da 5072 sayılı Kanunda hükme bağlanan temel ilkelerin uygulanacağı öngörülmektedir.
Buna mukabil, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce, Vakıflar Genel Müdürlüğüne kiralamalarla ilgili olarak gönderilen yazıda[9], Vakıflar Genel Müdürlüğünün 5072 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (a) ve (ı) bentlerine atıfta bulunularak Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tahsisli taşınmazların, taşınmazın tahsisli olduğu idare ile ilgili herhangi bir vakıf veya derneği kiraya verilmesinin 5072 sayılı Kanuna aykırı olduğu biçimindeki görüşünden söz edilerek konuya ilişkin mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yukarıda belirtilen Genelgelerinde yer alan açıklamaların 5072 sayılı Kanunla çeliştiği ifade edilmiştir. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce, Vakıflar Genel Müdürlüğünün aksine Maliye Bakanlığı tarafından yapılan Hazine tahsisli taşınmazların kiralama ihalelerine bu kamu kurum ve kuruluşu bünyesinde bulunan ancak 5072 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi gereğince yükümlülüklerini yerine getiren vakıf veya derneklerin katılmasının mümkün olduğu ve 5072 sayılı Kanundaki düzenlemelerin buna engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. [10] Bu husus Vakıflar Genel Müdürlüğüne bir yazı ile intikal ettirilmiş ve konunun yeniden değerlendirilmesi talep edilmiştir.
Görüldüğü gibi bu konuda iki farklı yaklaşım bulunmaktadır. Özetle, Vakıflar Genel Müdürlüğü 5072 sayılı Kanun kapsamındaki vakıf ve derneklerin kamu kurum ve kuruluşlarına tahsisli Hazine mülkiyetindeki taşınmazların kiralama ihalelerine katılamayacaklarını belirtirken, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü ise bunun tersine bu taşınmazların kiralama ihalelerine 5072 sayılı Kanun kapsamındaki vakıf ve derneklerin katılmasına yasal bir engel olmadığını ifade etmektedir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün yukarıda belirtilen yazısı sonrasında da görüşünü değiştirmemiş ve yayımlanan Genelgelerde bir değişiklik yapma yoluna gitmemiştir. Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görüşünün kiralama işlemlerini yapan Maliye Bakanlığının ilgili birimlerini bağladığı açıktır. Fakat bunun yanında 5072 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü Genelgesi yürürlüktedir.
Bu durumda, uygulayıcı kurumlar/birimler hangi düzenlemeyi/görüşü esas alarak işlem tesis edecektir? Konunun 5072 sayılı Kanunun amacı, getirdiği esas ve ilkeler çerçevesinde ele alınması icap etmektedir. Keza, Kanun Koyucunun gerçek iradesinin ortaya konulması bakımından Kanun metninin amaçsal (gayi yorum) ve lafzi bakımdan yorumlanması iktiza etmektedir.
4. Konunun 5072 sayılı Kanun Yönünden Değerlendirilmesi
Tartışma konusu husus 5072 sayılı Kanunun 2 inci maddesinin (ı) bendiyle ilgilidir. Söz konusu yasa hükmü aynen şöyledir:
“ı) İhaleyi yapan kurum ve kuruluş bünyesinde bulunan veya bu kurum ve kuruluşlarla ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf ve dernekler ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamazlar.”
Konunun bu hüküm çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Bilindiği gibi Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinde yer alan bu hüküm Hükümetin teklif ettiği metinde (Hükümet Tasarısı) ve Plan ve Bütçe Komisyonunun kabul ettiği metinde bulunmamaktaydı. Kanun tasarısının 2 nci maddesinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında verilen önergeyle, söz konusu hükmün 2 nci maddeye (ı) bendi olarak eklenesi önerilmiş, yapılan oylama sonucunda önerge kabul edilerek bu bent madde metnine ilave edilmiştir.
Değişiklik önergesine ilişkin gerekçe şöyle belirtilmiştir: “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile idarelerin bünyesinde bulunan veya bu idarelerle ilgili olarak kurulmuş bulunan vakıf ve derneklerin, bu idarelerin ihalelerine katılmaları önlenmiştir. Maddeye eklenecek bu bentle, benzeri şekilde kurum ve kuruluş bünyesinde kurulan veya bunlarla ilgili olarak kurulmuş bulunan vakıf ve dernekler ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapılacak satış, kiraya verme, trampa ve mülkiyetin gayri aynî hak tesisi ihalelerine katılmaları önlenmektedir.”[11]
Gerekçeye bakıldığında (ı) bendinin getiriliş amacının, kurum ve kuruluşlar bünyesinde kurulan veya bunlarla ilgili olarak kurulmuş bulunan vakıf ve dernekler ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılmalarının önlenmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Hazine mülkiyetinde bulunup kamu idarelerine tahsisli taşınmazlar üzerindeki işletmelerin Maliye Bakanlığı birimlerince yapılan kiralama ihalelerine tahsisli kamu idareleri bünyesinde kurulmuş veya bunlarla ilgili vakıf ve derneklerin yahut bunların iştiraki olan şirketlerin katılamayacağı hususunda Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinde sarih bir düzenleme bulunmamaktadır. TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerde ve bu bende ilişkin önergenin gerekçesinde de böyle bir sınırlayıcı amacın öngörülmediği/dile getirilmediği görülmektedir.
Kanun metninde açık bir sınırlayıcı hüküm bulunmaması ve TBMM Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde bu tür bir sınırlamadan söz edilmemesi Kanun Koyucunun bu yönde bir iradesinin bulunmadığını göstermektedir denilebilir. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü de madde metninde açıkça sınırlayıcı bir düzenleme bulunmadığından bahisle Vakıflar Genel Müdürlüğünün konuya ilişkin genelgelerinde yer alan açıklamaların 5072 sayılı Kanunla çeliştiğini ifade etmiş ve Hazine tahsisli taşınmazların Maliye Bakanlığınca tahsisli kamu idareleriyle ilgili vakıf ve derneklere kiraya verilmesinin 5072 sayılı Kanuna aykırı olmadığını belirtmiştir.
5072 sayılı Kanunun 2/ı bendinin salt lafzi olarak yorumlanması durumunda böyle bir değerlendirme doğru olacaktır. Fakat, Kanunun 2/ı bendiyle ilgili olarak yapılacak değerlendirmelerin sadece lafzi yorumla sınırlandırılmasının uygun olmayacağı düşünülmektedir. Zira böyle bir değerlendirme ile tartışma konusu uygulamanın özü ihmal edilmiş olacaktır.
Kanaatimize göre TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerde ve 2/ı bendinin Kanun metnine dahil edilmesinde tartışma yaratacak bu husus öngörülememiştir. Çünkü söz konusu hüküm Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında verilen önerge ile gündeme getirilmiş, Komisyon, çoğunluğu bulunmaması nedeniyle önergeye katılmamış, Hükümet önergeye katılarak onaylamış, önergeyi veren milletvekilleri ve diğer milletvekilleri bu konuda bir görüş beyan etmemiş, sadece önergeye ilişkin gerekçenin okunulmasıyla yetinilmiştir.
Açıkçası Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında Hazine mülkiyetindeki taşınmazların Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince kiralanması sürecinde tahsisli kamu idareleri bünyesinde kuruluna yahut bunlarla ilgili vakıf ve derneklerin bu taşınmazların ihalelerine katılabilecekleri, kiralamanın bu vakıf ve derneklere yapılabileceği öngörülememiştir. Dolayısıyla böyle bir kiralamanın Genel Kurulda görüşülen Kanun Tasarısının (5072 sayılı Kanun) amacına, genel ilkelerine aykırılık oluşturup oluşturamayacağı da tartışılmamıştır.
Bu nedenle, konunun Kanunun amacı, genel gerekçesi ve öngördüğü diğer temel ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
5072 sayılı Kanun; kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerini düzenlemektedir. Genel gerekçede belirtildiği üzere Kanuni düzenlemenin amacı, Kanun öncesindeki uygulamada kamu dernek ve vakıflarına kamu mali disiplinine aykırı olarak yapılan kaynak aktarmalarının önlenmesi, kamu hizmetlerinden yararlananlardan vakıf ve dernekler adına bağış alınarak kamu hizmetlerinin bedelli hale getirilmesi uygulamasına son verilmesi ve kamu kurum ve kuruluşları ile bunların bünyesinde kurulan veya bu kurumlarla ilgili vakıf ve dernekler arasındaki ilişkilerin öngörülen temel ilkeler çerçevesinde yürütülmesinin sağlanmasıdır.
Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinde açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte Kanunun genel gerekçesi, amacı ve diğer temel ilkeleri göz önünde bulundurulduğunda, Hazine mülkiyetindeki taşınmazları kullanan kamu idareleri (taşınmaz tahsil edilen idareler) bünyesinde kurulmuş veya bunlarla ilgili vakıf ve derneklerin veya bunlara bağlı şirketlerin Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince yapılacak kiralama ihalelerine katılamayacakları/katılmamaları gerektiği düşünülmektedir.
Kanun metninin lafzi olarak yorumlanması yerine, söz konusu hükmün Kanunun amacı ve öngördüğü diğer temel ilkeler çerçevesinde (kanunun ruhu bakımından) yorumlanması gerektiği mütalaa edilmektedir. Zira amaç mali disiplinin sağlanması, vakıf ve derneklere kamu kaynağı aktarılmasının önlenmesi, kamu hizmetlerinin en az maliyetle, usule ve mevzuata uygun bir şekilde ve en iyi düzeyde yerine getirilmesi olduğuna göre bu tür kiralama ihalelerine tahsisli taşınmazı kullanan kamu idaresiyle ilgili vakıf ve derneklerinin katılabileceğinin ve bunun Kanuna aykırılık oluşturmayacağını söylemek doğru olmayacaktır.
Hazine mülkiyetinde bulunup kamu idarelerine tahsis edilmiş olan taşınmazların kiralama ihalelerinin tahsisli idareler yerine Maliye Bakanlığının yetkili birimleri tarafından yapılıyor olması bu şekildeki uygulamayı geçerli kılmaz. Kiralama Maliye Bakanlığı birimleri tarafından yapılıyor olsa bile, taşınmaz tahsis edilen kamu idarelerinin de ihale aşamasında çeşitli şekillerde devreye girdikleri ve kiralayanın seçiminde yapılan müdahalelerden başka kira bedellerinin düşük belirlenmesinin dahi talep edildiği (bu suretle vakıf ve derneklere yahut bunların kurmuş olduğu şirket veya iktisadi işletmelere bir nevi örtülü gelir aktarımı yapılmaktadır) bilinmektedir.[12]
Bu itibarla, Maliye Bakanlığınca kamu idarelerine tahsis edilen taşınmazların bu idareler bünyesinde kurulan veya bu kurumlarla ilgili vakıf ve derneklere yahut bu vakıf ve derneklerin kurmuş oldukları şirketlere kiraya verilmesi 5072 sayılı Kanunun amacına, böyle bir yasal düzenleme yapılmasındaki gayeye/saike ve Kanunla öngörülen temel ilkelere uygun değildir.
Buna karşın, Maliye Bakanlığının Vakıflar Genel Müdürlüğünün 5072 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin genelgesinde yer alan görüşün aksini savunması uygulamada tereddütlere neden olmaktadır. Bu konudaki uyuşmazlık sorunun çözümü için yasal bir düzenleme/değişiklik yapılmasının zaruri olduğunu göstermektedir. Bir başka anlatımla 5072 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinin ihtilafa mahal vermeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi icap etmektedir.
5072 sayılı Kanuna göre, Kanun kapsamında bulunan vakıf ve dernekler ile bunların kurmuş oldukları iktisadi işletme ve şirketler (yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler), kamu kurum ve kuruluşlarına ait hizmet binaları ve müştemilatı içerisinde faaliyet gösteremeyecek, bu kuruluşlara ait araç ve gereçleri kullanamayacak ve Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olup da, halen sona ermemiş bir sözleşmeye dayanmadıkça Kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacaklardır.
5072 sayılı Kanun kapsamındaki vakıf ve derneklerin ilgili oldukları kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların kiralama ihalelerine katılamayacakları açık ve tartışmasız olmakla beraber, kamu idareleriyle ilgili vakıf ve derneklerin yahut bunların kurmuş oldukları şirketlerin Hazine mülkiyetinde bulunup bu idarelere tahsisli edilen taşınmazların Maliye Bakanlığı birimlerince yapılan kiralama ihalelerine katılıp katılmayacakları hususunda ise tereddütler ve farklı yaklaşımlar bulunmaktadır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü konuya ilişkin 2004/23 sayılı Genelgede, Kanun kapsamındaki vakıf ve derneklerin kamu kurum ve kuruluşlarının 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamayacakları gibi bu kurum veya kuruluşlar içerisinde bulunan veya her ne şekilde olursa olsun bu kurum ve kuruluşlarla ilgili Hazineye ait taşınmazların da ihalelerine katılamayacaklarını belirtmiştir. Maliye Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) ise kamu idarelerine tahsis edilen taşınmazların kiralama ihalelerine tahsisli idare bünyesinde kurulan veya bu idareyle ilgili vakıf ve derneklerin katılmasının mümkün olduğu ve bunun 5072 sayılı Kanuna aykırı olmadığı görüşündedir.
5072 sayılı Kanunun uygulanması konusunda Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü mutabık kalamamış ve ihtilaf konusu husustan kaynaklanan sorun çözülememiştir. Kurumlar arasındaki uyuşmazlık Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinin açık olmamasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu hükmün (2/ı bendi) TBMM Genel Kurulunda verilen önergeyle Kanun metnine eklenmiş olması nedeniyle, uygulamada böyle tartışmalı bir durumun (Hazine mülkiyetinde olup kamu idarelerine tahsis edilen taşınmazların Maliye Bakanlığınca kiraya verildiği hususu) ortaya çıkabileceği öngörülememiş ve bu konu tartışmaya mahal bırakmayacak bir şekilde açıklığa kavuşturulamamıştır.
Kanaatimize göre, Kanun hükmü açık olmamakla beraber yukarıda belirtilen nedenlerle Hazine mülkiyetinde olup kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamu idarelerine tahsis edilen taşınmazların Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince yapılan kiralama ihalelerine taşınmaz tahsis edilen kamu idareleri bünyesinde kurulan veya bu kurumlarla ilgili vakıf ve derneklerin veya bunların kurmuş olduğu şirketlerin katılmaması, bir başka söyleyişle, bu taşınmazların tahsisli kamu idaresiyle ilgili vakıf ve derneklere yahut bunların şirketlerine kiraya verilmemesi gerekmektedir. Aksi bir yaklaşımın 5072 sayılı Kanunun ruhuna aykırı olacağı ve böylece Kanunla öngörülen diğer ilkelerle çelişik bir durumun ortaya çıkmasına sebebiyet verileceği düşünülmektedir.
Keza, kurumlar bünyesinde kurulmuş yahut kurumlarla ilgili vakıf ve derneklere veya bunların iktisadi işletmeleri veya şirketlerine yapılan kiralamalar konusundaki uygulamalarda (kiralamalar Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince yapıldığı halde tahsisli kamu idarelerin yaptıkları müdahaleler sonucunda) kamu yararına ve kamu hizmetlerinin gereklerine aykırı işlem yapıldığı, kira bedellerinin rayiçlerin altında belirlenmek suretiyle vakıf ve derneklere örtülü/dolaylı olarak kamu kaynağı aktarıldığı, özetle kamu yararından çok vakıf ve dernek çıkarlarının gözetildiği, böylece sorunlu bir alan yaratıldığı konuya vakıf ve muttali olanların malumudur.
Bu nedenle, kiralamaya ilişkin ihaleler tahsisli kamu idareleri dışında kalan Maliye Bakanlığı birimleri tarafından yapılsa bile bu tür kiralama ihalelerine kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde kurulan veya bunlarla ilgili vakıf ve derneklerin ve bunların kurduğu şirket ve iktisadi işletmelerin katılmaması, kurumların mülkiyetindeki taşınmazlar gibi Hazine mülkiyetindeki taşınmazların da 5072 sayılı Kanun kapsamında bulunan vakıf ve derneklere kiralanmaması gerektiği değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak uygulamada yaşanan tereddütlerin giderilmesi ve kurumlar arasındaki görüş uyuşmazlıklarından doğan farklı uygulamalara son verilmesi amacıyla 5072 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (ı) bendinin yeniden düzenlenerek konunun açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır. Konunun yapılacak idari düzenlemelerle de çözülmesi mümkündür. Bu amaçla, Hazine tahsisli taşınmazların kiralama ihalelerine, Vakıflar Genel Müdürlüğü genelgesi çerçevesinde tahsisli kamu idareleri bünyesinde kurulmuş veya bunlarla ilgili vakıf ve derneklerin katılamayacağının belirtilmesi ve uygulamanın bu yönde yapılması, sorunun/ihtilafın kanun değişikliği yapılmaksızın çözüme kavuşturulmasını sağlamaya kafidir. Bu da, Hazine tahsisli taşınmazların kiralama işlemlerinin yürütülmesi konusunda görevli ve yetkili olan Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün takdirindedir.
Notlar:
[1] Kanunda yürürlüğe konulması öngörülen tahsis işlemlerine ilişkin yönetmelik henüz yayımlanıp yürürlüğe girmemiştir. Hazine mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin tahsisine ilişkin usul ve esaslar (tahsis edilebilecek taşınmazlar ve yerler, tahsise yetkili makamlar, tahsisli kamu idarelerinin sorumlulukları gibi hususlar) 261 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliğiyle belirlenmiştir. Diğer yandan, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü Taşra Birimleri Kuruluş ve Görev Yönetmeliğinde de konuya ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Tahsis işlemleri söz konusu düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir.
[2] 178 sayılı KHK’nin 13 üncü maddesinde (a ve d bentleri);
- Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların yönetimine ilişkin hizmetleri, gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği yaparak yürütmek,
- Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları; genel, katma ve özel bütçeli idarelere tahsis etmek ve tahsis amacının ortadan kalkması veya amaç dışı kullanılması halinde tahsisi kaldırmak; tahsisi kaldırılan taşınmaz mallar üzerinde Hazine dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapı ve tesisleri tasfiye etmek, tasfiyeye ilişkin esas ve usulleri belirlemek,
görevleri Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
[3] 178 sayılı KHK’nin 13 üncü maddesinin (b) bendi uyarınca, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, kiralanması, trampası ve üzerinde sınırlı aynî hak tesisi, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve bu yerler için gerekli görülen hallerde kullanma izni verilmesi işlemlerini yapmak Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevidir.
[4] Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların kiraya verilmesi işlemleriyle ilgili esas ve usuller Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce yayımlanan 300 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliğiyle belirlenmiştir. Uygulama konuya ilişkin mevzuat hükümleri ve bu Tebliğde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde yürütülmektedir. Ne var ki, söz konusu Tebliğde bu yazının konusunu oluşturan tartışma konusu husus açıklığa kavuşturulmamış, bu konuya temas edilmemiştir. Sanırız ki, ehemmiyet arz eden bu konu Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında Kanunun farklı şekillerde yorumlanmasından kaynaklanan ve uygulamada etkisi ve sonuçları olmayan basit bir içtihat farklılığı olarak yorumlanmıştır.
[5] Bu noktada önemli bir husus da, büfe, kantin ve çayocağı gibi yerlerin kiralanmasıyla ilgili olarak Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil Ve Tahliye Yönetmeliğinin 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “İşletme hakkı içerisinde büfe, kantin, çayocağı açılacak dairenin amiri tarafından (çalışılan yerin huzur, güvenlik, gizlilik, sağlık, temizlik gibi özelliklerinin de koruyup gözetecek güvenilirlikteki) bu dairenin bünyesinde kurulmuş yardımlaşma sandığı, dernek, okul aile birliği gibi kuruluşlar varsa ve uygun görülürse bunlardan birine, uygun görülmediği takdirde işletme hakkı verilmesini talep eden kişiler arasından seçilerek ilde defterdarlık, ilçede malmüdürlüğüne bildirilen kişiler arasında yapılacak pazarlık sonunda uygun bedeli teklif edene ihale edilir.” hükmünün 5072 sayılı Kanun hükümleri karşısında yürürlükte olup olmadığıdır. Kanaatimize göre, bu durum 5072 sayılı Kanunun 2/ı bendinin yorumlanmasında benimsenen yaklaşıma göre değişecektir. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görüşünün benimsenmesi halinde Yönetmeliğin bu hükmünün yürürlükte olduğu ve uygulanacağı söylenebilir. Aksi benimsenip Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşünün kabul edilmesi halinde ise 5072 sayılı Kanuna aykırı olan söz konusu Yönetmelik hükmünün Kanunla zımnen ilga edildiğini ve bu nedenle uygulanamayacağını söylemek mümkündür. Can alıcı nokta Hazine mülkiyetindeki taşınmazların Maliye Bakanlığının yetkili birimlerince tahsisli kamu idareleriyle ilgili vakıf ve derneklere yahut bunların şirketlerine kiraya verilmesinin 5072 sayılı Kanun (md. 2/ı) kapsamına girip girmediği hususudur. Bu konuda kabul edilen yaklaşım/hukuki görüş Yönetmelik hükmünün de keyfiyetini belirleyici niteliktedir.
[6] Belirtelim ki, kurumlar arasında yaşanan hukuki ve idari ihtilafların tarafı değiliz. Sadece, 5072 sayılı Kanunun tatbikatında ortaya çıkan ve kamu yararını ilgilendiren bir sorunun çözümüne katkı sağlamaya yönelik olarak konunun ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirmesi ve kamuoyuyla paylaşılması amaçlanmıştır.
[7] 2004/5 ve 2004/15 sayılı Genelgeler 10.11.2004 tarihli 2004/23 sayılı Vakıflar Genel Müdürlüğü Genelgesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, bugün itibariyle 2004/23 sayılı Genelge yürürlüktedir.
[8] Aynı husus kamu idareleri bünyesinde faaliyet gösteren veya bu idarelerle ilgili olan dernekler içinde geçerlidir. Ancak İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin Genelgesinde bu hususta herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.
[9] Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 29.09.2004 tarih ve B.07.0.MEG.0.14/3361-0/33939 sayılı “kiralama” konulu yazısı.
[10] Milli Emlak Genel Müdürlüğüne göre; Tahsisli taşınmazların bir bölümünün 2886 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde kiraya verilmesi işlemleri 178 sayılı KHK ile verilen yetki uyarınca Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirildiğinden, dolayısı ile ihaleyi yapan idare Maliye Bakanlığı olduğundan 5072 sayılı Kanunda öngörülen şartları taşıyan ve ayrı bir tüzel kişilik olan dernek ve vakıfların, kendilerine tahsis edilmiş kamu kurum ve kuruluşların ihtiyaçları gözetilerek, tahsisli taşınmazların belirli bir bölümünün ticari amaçlı kullanılmasına yönelik ihalelere iştirak etmelerinde sakınca bulunmamaktadır.
[11] TBM Tutanak Dergisi, TBMM Genel Kurul Tutanağı, 22. Dönem, 2. Yasama Yılı, 46. Birleşim, 22/Ocak/2004 Perşemb
[12] Milli Emlak Genel Müdürlüğünce Vakıflar Genel Müdürlüğüne gönderilen 29.09.2004 tarih ve 33939 sayılı yazıda; “….kira bedelleri rayiç bedel esas alınarak belirlendiğinden, bu yerlerin dernek, vakıf veya diğer bir kişi tarafından kiralanmasında, bedel açısından farklılık bulunmamaktadır. Dolayısı ile bir kaynak aktarımından bahsetmek mümkün değildir.” Burada sözü edilen husus afaki bir değerlendirme olarak görülmemelidir. Bahis konusu husus fiilen yapılan denetim ve incelemeler sırasındaki tespitlerle sabittir.” denilmekle ve bu değerlendirme nazari olarak doğru olmakla beraber uygulamanın böyle olmadığı bilinmektedir. Örtülü kaynak aktarımlarına ilişkin söylenenler afaki bir değerlendirme olarak görülmemelidir. Bahis konusu husus fiilen yapılan denetim ve incelemeler sırasındaki tespitlerle sabittir.