Türkiye Büyük Millet Meclisi

Risale Haber-Haber Merkezi

Prof. Dr. Osman Özsoy, ilk Meclis’in açıldığı gün Meclis duvarına, Kur’an-ı Kerim’in 42. suresi olan Şûrâ suresinin 38. ayetinde geçen ve “İşlerini istişare ile yürütürler”, anlamına gelen (Ve emruhum şûrâ beynehüm) ilahi kelamı bir levhanın asıldığını söyledi.

Ankara’da 23 Nisan 1920’de açılan ilk Meclis’in duvarına, aslında resmi özel tüm kurumların ve şirketlerin toplantı salonlarına asılması gereken bir ayetin asıldığını belirten Özsoy, "Nitekim ilk Meclis’in açıldığı gün Meclis duvarına, Kur’an-ı Kerim’in 42. suresi olan Şûrâ suresinin 38. ayetinde geçen ve “İşlerini istişare ile yürütürler”, anlamına gelen (Ve emruhum şûrâ beynehüm) ilahi kelamı bir levha halinde  asıldı. Hakikaten ilk Meclis öyle çalıştı... Tüm işlerini ciddi bir meşveret ile danışarak yaptı. Muhalefetin Anayasa değişiklik tekliflerinin görüşüldüğü Meclis çalışmalarını sabote etmeye yönelik girişimleri, ilk Meclis’in çalışma ciddiyetine ne kadar ihtiyacımız olduğunu da gösterdi" dedi.

Meclis açılışının Cuma namazının kılınmasından sonra dualarla yapıldığını da hatırlatan Özsoy, yazısını şöyle sürdürdü:

"23 Nisan 1920 günü geldiğinde Hacı Bayram Camii’nde büyük bir kalabalık toplandı. Cuma namazının kılınmasının ardından cemaat cami avlusundaki yerini aldı. En önde yeşil örtülü bir rahlenin üstüne konulmuş olan Kur’ân-ı Kerîm’i ve Lihye-i Saadet’i başının üstünde taşıyan bir kişi vardı. Törene katılmış olanların geçeceği yolun iki tarafına halk ve asker sıralanmıştı. Yavaş yavaş yürüyen ve her tür insandan meydana gelmiş olan bu alay, tekbir getire getire Meclis’in toplanacağı binanın önüne geldi ve durdu.

Meclis salonunda herkes yerini aldıktan sonra hocalar, dua ayetlerini hep bir ağızdan okudular. Bir kısmı da Buharî okuyordu. Camide indirilen hatimlarin duaları da burada yapıldı. Hacı Bayram Velî Türbesinden alınan Sancak, kürsüye dikildi. Rahle üstünde getirilen Kur’an-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif te kürsüye kondu.

Dualar okunduktan ve kurbanlar kesildikten sonra milletvekilleri binaya girdiler. Meclis saat 14.45’te milletvekillerinin en yaşlısı (Reisi Sin) olan Sinop milletvekili Şerif Beyin bir konuşmasıyla açıldı. Bu kısa konuşmanın son cümleleri, “Milletimizin dahili ve harici istiklâl-i tam dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilân ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” oldu.

Yazının tamamı için TIKLAYINIZ

 Şimdi TBMM'inde Tek bir Ayet Bulamazsınız.İslamı İhraç edip,Putculuğu yerleştirdiler.-Darun-Nedve,deki gibi Kararlar alıyorlar.

Başbakan İsmet İnönü kürsüde konuşuyor ve başının üzerinde irice bir hat levhası asılı göze çarpıyor. Levhadaki yazıyı dahi okuyabiliyoruz buradan. Şûra suresinin 38. ayeti yazılıdır fotoğraftaki talik levhada. Bir zamanlar TBMM’nin Kur’an’ın gölgesinde çalıştığını bilmekten yüzü kızarıyor olmalı birilerinin.

Bu Ayet TBMM'nin duvarına asılmıştı

22 Nisan 2010 / 16:00

Prof. Özsoy: ilk Meclis’in açıldığı gün duvarına “İşlerini istişare ile yürütürler”, anlamına gelen ilahi kelamı bir levha asıldı

22 Nisan 2010 Perşembe 06:33

Ankara’da 23 Nisan 1920’de açılan ilk Meclis’in duvarına, aslında resmi özel tüm kurumların ve şirketlerin toplantı salonlarına asılması gereken bir ayet asılmıştı.

Nitekim ilk Meclis’in açıldığı gün Meclis duvarına, Kur’an-ı Kerim’in 42. suresi olan Şûrâ suresinin 38. ayetinde geçen ve “İşlerini istişare ile yürütürler”, anlamına gelen (Ve emruhum şûrâ beynehüm) ilahi kelamı bir levha halinde  asıldı. Hakikaten ilk Meclis öyle çalıştı... Tüm işlerini ciddi bir meşveret ile danışarak yaptı.

Muhalefetin Anayasa değişiklik tekliflerinin görüşüldüğü Meclis çalışmalarını sabote etmeye yönelik girişimleri, ilk Meclis’in çalışma ciddiyetine ne kadar ihtiyacımız olduğunu da gösterdi.

TBMM, 23 Nisan 1920-16 Nisan 1923 tarihleri arasındaki I. Dönem çalışmaları sırasında 2 yıl 11 ay 21 gün (toplam 1.088 gün) faaliyette bulundu. 338 kanun çıkardı. Bunun dışında Başkanlığa 78 gensoru önergesi sunuldu. 625 soru önergesi verildi. I. Dönem Türk Parlamento Tarihinde milletvekillerinin dönemin kısalığına rağmen kürsüde en çok söz aldıkları ve konuştukları dönem oldu. Konuşma sayısı 2.027’si gizli oturumlarda olmak üzere 13 bine varmakta ve bir gün içinde kürsüye çıkan milletvekili sayısı günlük ortalama 24’ü bulmaktaydı.

Bu dönem zarfında 552 birleşimde 1.039’u açık, 238’i gizli, 19’u kısmen açık kısmen gizli toplam 1.296 oturum hâlinde toplantı gerçekleşti. TBMM’nin gizli oturumlarının özellikle cephelerde sıcak savaşın yoğun olarak yaşandığı zamanlara denk gelmesi, gizliliğe ne kadar önem verildiğini göstermesi ve devlet ciddiyetinin ne kadar ön plânda tutulduğunu yansıtması açısından dikkat çekicidir.

Sayın Bülent Arınç’ın Meclis Başkanı iken 23 Nisan 2003 tarihinde verdiği bilgilere göre, Mebusların yaklaşık yüzde 60'ı yabancı dil biliyordu. Bunların yarısı da birden fazla dil biliyordu.

İlk Meclis’in milletvekillerinin istatistiki bilgilerine bakıldığında, memurların % 27, eşrafın % 14, serbest meslek sahibinin % 13, askerin % 13, din adamının % 11 oranında olduğu görülür. Ülkenin o zamanki eğitim durumu göz önüne alındığında Meclis'in son derece yüksek bir entelektüel seviyeye sahip olduğu görülür.

İlk Meclis’teki milletvekillerinden 92 tanesi Son Osmanlı Meclisi Mebusan'ın üyeleridir. Bunların 14 tanesi Malta'da İngilizlerin sürgüne gönderdiği ve bir şekilde oradan kaçarak gelen mebuslardı. Bu kişiler, Meclisi Mebusan'ın geleneğini, kurallarını ve havasını ilk Meclise taşıdılar. İlk Meclis'te kullanılan iç tüzük Osmanlı Meclisi Mebusanı'nın tüzüğüdür ve 7 yıl yürürlükte kalmıştır. İlk Meclis Başkanı seçiminde, Mustafa Kemal Paşa ile yarışan ve sonra onun yardımcısı olan iki kişi, Mevlana Hazretlerinin soyundan gelen iki çelebiydi. Meclisin içi tam bir Anadolu fotoğrafıydı. Etnik açıdan, kültürel açıdan, inanç açısından Anadolu'nun aynasıydı.

İlk çıkarılan kanun...

İlk Meclis’te çıkarılan ilk kanun, aslında Osmanlı Meclisi Mebusan'ın son gündem maddesiydi. Ancak işgal kuvvetleri Meclisi Mebusan'ı kapatınca son madde İlk Meclis'in birinci gündemi olarak tekrar görüşüldü ve karara bağlandı. Bu aynı zamanda iki Meclis arasında bir bağın olduğunu ve millet iradesinin kesintiye uğramadığını göstermekteydi.

Kanunun metninde dikkat çeken bir başka nokta üzerine yazıldığı kağıttı. Kanun, bir bakkal defterinin sayfalarından bile daha zayıf bir kağıda elle yazılmıştı. Yokluk içinde çalışan ama yine de devlet ciddiyetini ve onurunu her şeyi ile koruyan ve uygulayan bir Meclis vardı.

Yazımızı, ilk Meclis’in açılış gününe dair notlarla bitirelim.

Mustafa Kemal Paşa, 22 Nisan 1920’de bütün vilâyetlere bir tamim yayınladı. Mübarek bir gün olduğu ve hayırlara vesile olacağı düşüncesiyle Meclis’in 23 Nisan Cuma günü açılacağını açıkladı.

23 Nisan 1920 günü geldiğinde Hacı Bayram Camii’nde büyük bir kalabalık toplandı. Cuma namazının kılınmasının ardından cemaat cami avlusundaki yerini aldı. En önde yeşil örtülü bir rahlenin üstüne konulmuş olan Kur’ân-ı Kerîm’i ve Lihye-i Saadet’i başının üstünde taşıyan bir kişi vardı. Törene katılmış olanların geçeceği yolun iki tarafına halk ve asker sıralanmıştı. Yavaş yavaş yürüyen ve her tür insandan meydana gelmiş olan bu alay, tekbir getire getire Meclis’in toplanacağı binanın önüne geldi ve durdu.

Meclis salonunda herkes yerini aldıktan sonra hocalar, dua ayetlerini hep bir ağızdan okudular. Bir kısmı da Buharî okuyordu. Camide indirilen hatimlarin duaları da burada yapıldı. Hacı Bayram Velî Türbesinden alınan Sancak, kürsüye dikildi. Rahle üstünde getirilen Kur’an-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif te kürsüye kondu.

Dualar okunduktan ve kurbanlar kesildikten sonra milletvekilleri binaya girdiler. Meclis saat 14.45’te milletvekillerinin en yaşlısı (Reisi Sin) olan Sinop milletvekili Şerif Beyin bir konuşmasıyla açıldı. Bu kısa konuşmanın son cümleleri, “Milletimizin dahili ve harici istiklâl-i tam dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilân ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” oldu.

Meclis’in açılışının ertesi günü, yani 24 Nisan 1920’de beş oturum yapıldı. Bunlardan dördüncü oturum gizli yapıldı. Meclis’in beşinci oturumunda Mustafa Kemal Paşa 110 oyla birinci başkan seçilirken, Celâlettin Arif Bey 109 oyla ikinci başkan seçildi. Celâlettin Arif Bey, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın başkanıydı. İstanbul’un işgali üzerine Anadolu’ya geçmişti.

(Konu hakkında ayrıntılı bilgi için: Türk Kurtuluş Savaşı, Osman Özsoy, Timaş Yayınları kitabına bakılabilir. 0212 511 24 24)

İşlerini istişare ile görme ve ona göre kararlar alma halis niyeti ile yola çıkan ilk Meclis’in bu yaklaşımını günümüzdeki Meclis’te benimsemelidir. Meclis’i çalışamaz hale getirmeye yönelik görüntüler bu Meclis’e yakışmamaktadır.

Bu ülke için gayret gösteren tüm geçmişlerimizin ruhu şad olsun.

Haber 7

http://www.risalehaber.com/author_article_detail.php?id=8171

İlk Meclis duvarına asılan ayet-i kerime