İlk TBMMeclisi

İLK MECLİSİN DUVARINA ASILAN AYET-İ KERİME

23 Nisan 1920’de açılan TBMM'nin duvarına levha halinde asılan ayet-i kerime, aslında resmi özel tüm kurumların ve şirketlerin toplantı salonlarına asılması gereken anlam içeriyor. İşte tüm ayrıntıları ile ilk Meclis'ten manzaralar.

Nitekim ilk Meclis’in açıldığı gün Meclis duvarına, Kur’an-ı Kerim’in 42. suresi olan Şûrâ suresinin 38. ayetinde geçen ve “İşlerini istişare ile yürütürler”, anlamına gelen (Ve emruhum şûrâ beynehüm) ilahi kelamı bir levha halinde asıldı. Hakikaten ilk Meclis öyle çalıştı... Tüm işlerini ciddi bir meşveret ile danışarak yaptı.

TBMM, 23 Nisan 1920-16 Nisan 1923 tarihleri arasındaki I. Dönem çalışmaları sırasında 2 yıl 11 ay 21 gün (toplam 1.088 gün) faaliyette bulundu. 338 kanun çıkardı. TBMM’nin gizli oturumlarının özellikle cephelerde sıcak savaşın yoğun olarak yaşandığı zamanlara denk gelmesi, gizliliğe ne kadar önem verildiğini göstermesi ve devlet ciddiyetinin ne kadar ön plânda tutulduğunu yansıtması açısından dikkat çekicidir.

İlk Meclis’in milletvekillerinin istatistiki bilgilerine bakıldığında, memurların % 27, eşrafın % 14, serbest meslek sahibinin % 13, askerin % 13, din adamının % 11 oranında olduğu görülür. Ülkenin o zamanki eğitim durumu göz önüne alındığında Meclis'in son derece yüksek bir entelektüel seviyeye sahip olduğu görülür.

İ lk Meclis’teki milletvekillerinden 92 tanesi Son Osmanlı Meclisi Mebusan'ın üyeleridir. Bunların 14 tanesi Malta'da İngilizlerin sürgüne gönderdiği ve bir şekilde oradan kaçarak gelen mebuslardı. Bu kişiler, Meclisi Mebusan'ın geleneğini, kurallarını ve havasını ilk Meclise taşıdılar. İlk Meclis'te kullanılan iç tüzük Osmanlı Meclisi Mebusanı'nın tüzüğüdür ve 7 yıl yürürlükte kalmıştır. İlk Meclis Başkanı seçiminde, Mustafa Kemal Paşa ile yarışan ve sonra onun yardımcısı olan iki kişi, Mevlana Hazretlerinin soyundan gelen iki çelebiydi. Meclisin içi tam bir Anadolu fotoğrafıydı. Etnik açıdan, kültürel açıdan, inanç açısından Anadolu'nun aynasıydı.

Kanunun metninde dikkat çeken bir başka nokta üzerine yazıldığı kağıttı. Kanun, bir bakkal defterinin sayfalarından bile daha zayıf bir kağıda elle yazılmıştı. Yokluk içinde çalışan ama yine de devlet ciddiyetini ve onurunu her şeyi ile koruyan ve uygulayan bir Meclis vardı. 

Mustafa Kemal Paşa, 22 Nisan 1920’de bütün vilâyetlere bir tamim yayınladı. Mübarek bir gün olduğu ve hayırlara vesile olacağı düşüncesiyle Meclis’in 23 Nisan Cuma günü açılacağını açıkladı.

23 Nisan 1920 günü geldiğinde Hacı Bayram Camii’nde büyük bir kalabalık toplandı. Cuma namazının kılınmasının ardından cemaat cami avlusundaki yerini aldı. En önde yeşil örtülü bir rahlenin üstüne konulmuş olan Kur’ân-ı Kerîm’i ve Lihye-i Saadet’i başının üstünde taşıyan bir kişi vardı. Törene katılmış olanların geçeceği yolun iki tarafına halk ve asker sıralanmıştı. Yavaş yavaş yürüyen ve her tür insandan meydana gelmiş olan bu alay, tekbir getire getire Meclis’in toplanacağı binanın önüne geldi ve durdu.

Meclis salonunda herkes yerini aldıktan sonra hocalar, dua ayetlerini hep bir ağızdan okudular. Bir kısmı da Buharî okuyordu. Camide indirilen hatimlarin duaları da burada yapıldı. Hacı Bayram Velî Türbesinden alınan Sancak, kürsüye dikildi. Rahle üstünde getirilen Kur’an-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif te kürsüye kondu.

Dualar okunduktan ve kurbanlar kesildikten sonra milletvekilleri binaya girdiler. Meclis saat 14.45’te milletvekillerinin en yaşlısı (Reisi Sin) olan Sinop milletvekili Şerif Beyin bir konuşmasıyla açıldı. Bu kısa konuşmanın son cümleleri, “Milletimizin dahili ve harici istiklâl-i tam dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilân ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” oldu.

(Konu hakkında ayrıntılı bilgi için: Türk Kurtuluş Savaşı, Osman Özsoy, Timaş Yayınları kitabına bakılabilir. 0212 511 24 24)

İşlerini istişare ile görme ve ona göre kararlar alma halis niyeti ile yola çıkan ilk Meclis’in bu yaklaşımını günümüzdeki Meclis’te benimsemelidir.

Prof. Dr. Osman ÖZSOY – Haber7

www.osmanozsoy.com.tr