Ana Sayfa

بسم الله الرحمن الرحيم

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ اِنَّ قَوْمِى اتَّخَذُوا هٰـذَا الْقُرْاٰنَ مَهْجُورًا 

Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi.            

(FURKÂN suresi 30. ayet)

DİN,GİDİLECEK YOL DEMEKTİR.

اِنَّ الدّٖينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ اِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَاِنَّ اللّٰهَ سَرٖيعُ الْحِسَابِ 

Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir. 

(ÂLİ IMRÂN suresi 19. ayet)

وَاِذَا قٖيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ رَاَيْتَ الْمُنَافِقٖينَ يَصُدُّونَ عَنْكَ صُدُودًا 

“ -- Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin !" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. “... ( Nisa 61 )  

Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın  

انما المؤمنون اخوة

“Müminler ancak kardeştirler” ayetine kulak veriniz.

مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى

“Birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerine sımsıkı sarılmakta müminler bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsızlandığı zaman diğer azalar da ateşlenerek ve uykusuzlukla ona icabet ederler” hadisi gereğince,

Peygamberlerin sonuncusu, âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasulullah SallAllahu aleyhi ve Sellem’in;

الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

“Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulmetmez; onu düşmana teslim etmez. Kim bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da Kıyamet’te onun bir sıkıntısını giderir. Kim de bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da Kıyamet’te onun bir ayıbını örter..

Değerli kardeşlerim,

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem,1432 yıl öncesinden şöyle anlatmaktadır:

خِيَارُ أَئِمَّتِكُمِ الَّذِينَ تُحِبُّونَهُمْ وَيُحِبُّونَكُمْ وَتُصَلُّونَ عَلَيْهِمْ وَيُصَلُّونَ عَلَيْكُمْ وَشِرَارُ أَئِمَّتِكُمِ الَّذِينَ تُبْغِضُونَهُمْ وَيُبْغِضُونَكُمْ وَتَلْعَنُونَهُمْ وَيَلْعَنُونَكُمْ

“En hayırlı imamlarınız sizin onları sevdiğiniz, onların da sizi sevdikleri, sizin onlara dua ettiğiniz, onların da size dua edenleridir. En şerlileri de onların size buğz ettiği ve sizin de onlara buğz ettiğiniz, onların size lânet okudukları, sizlerin de onlara lânet okuduğunuz imamlarınızdır.”

إِنَّهُ سَيَكُونُ عَلَيْكُمْ أُمَرَاءُ يَقْضُونَ لأَنْفُسِهِمْ مَالا يَقْضُونَ لَكُمْ إِنْ عَصَيْتُمُوهُمْ قَتَلُوكُمْ وَإِنْ أَطَعْتُمُوهُمْ أَضَلُّوكُمْ

“Sizin başınızda birtakım yöneticiler olacaktır. Onlar sizin lehinize değil kendi çıkarlarına göre hükmederler. Onlara karşı geldiğinizde sizleri öldürürler. Onlara itaat ettiğinizde ise sizi saptırırlar.”

Evet, günümüz yöneticileri ancak kendi çıkarlarını düşünmektedirler. Sömürgeci kâfir efendilerine dost olup Müslüman halkına düşmanlık etmektedirler. Ancak bizler, kardeşlerimizin heder edilen kanının, katledilen canının ve talan edilen malının karşısında ne diplomatik bir ilişki, ne ulusal bir çıkar, ne de geçerli bir anlaşmayı kabul etmiyoruz.

Bizim nezdimizde Müslüman çocukların, Müslüman kadınların ve Müslüman erkeklerin nezih kanları hiçbir surette pazarlığa tâbi değildir ve o nezih kanlar, her türlü menfaatin üstündedir.

Zor günlerinde kardeşlerinin yanında olmayanlar, bugün değilse ne zaman kardeşliklerini hatırlayacaklardır? “Yaratılanı yaratandan ötürü sevdiğini söyleyenler” Suriye’nin mazlum halkına karşı daha ne kadar sevgisiz ve merhametsiz olarak sabahlayacaklardır?

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:

إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوْا الظَّالِمَ فَلَمْ يَأْخُذُوا عَلَى يَدَيْهِ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمْ اللَّهُ بِعِقَابٍ مِنْهُ

“İnsanlar zalimi gördüklerinde elinden tutup engel olmazlarsa neredeyse Allah’ın azabı onların hepsini kuşatıverir.” Bir başka hadiste ise şöyle buyurmaktadır:

كَلا وَاللَّهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ وَلَتَأْخُذُنَّ عَلَى يَدَيِ الظَّالِمِ وَلَتَأْطُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْرًا وَلَتَقْصُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ قَصْرًا

“...Hayır! Vallahi muhakkak ma’rufu emredecek münkerden nehyedecek zalimin elinden tutarak zulmüne engel olacak haktan sapanı hakka döndürecek, hakla hükmetmesini sağlayacaksınız.”

Yöneticilere gelince:

Buradan Başbakan’a sesleniyor ve diyoruz ki: Siz Davos’ta alçak Yahudi’ye “one minute” dediğiniz günden itibaren Suriye halkının kalbini kazandınız. Libya halkının kalbini kazandınız. Tüm dünya Müslümanlarının kalbini kazandınız. Onlar sizin aracılığınızla zalimlerden intikam alınacağını zannettiler. Size güvendiler, sizi sevdiler. Lübnan’a gittiğinizde adeta Türkiye’deki bir mitingde imiş gibi sizi büyük bir coşkuyla karşıladılar.

Fakat ne yazık ki siz sömürgeci kâfirlerin Kaddafi bahanesiyle Libya’ya karşı NATO operasyonlarına izin vermekle onların kalplerini kırdınız. Onların ümitlerini boşa çıkardınız. Ancak bütün bunlara rağmen halen daha Suriye’deki Müslümanlar sizlerden gerçek anlamda yardım beklemektedirler. Namazda kendisi için alnınızı secdeye koyduğunuz Allah’a, O’nun Kitabı’na ve Rasulü’ne gerçekten inanıyorsanız Rabbimizin

وَاِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِى الدّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ

“…eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse yardım etmek üstünüze borçtur” emrine hemen icabet ediniz.

Malazgirt’te meydana indiğinde beyaz elbisesini giyerek lafta değil gerçekte kefene bürünen, zamanının Amerika’sı sayılan 150.000 kişilik Romen Diojen komutasındaki Bizans ordusuna yenilgiyi tattıran, Anadolu topraklarını İslam’a açan Sultan Alparslan gibi kahraman ve cesur komutanlar vardır.

Karanlık bir Eylül gecesi 130.000 kişilik Haçlı Ordusunu tek başına aşarak kuşatma altındaki Niğbolu Kumandanı Doğan Bey’e kadar ulaşıp “Bre Doğan nicesin?” diye seslenen cesur, yiğit ve kahraman Yıldırım Bayezid gibi komutanları vardır.

Kürsüde gülmeyi ve tebessüm etmeyi tavsiye eden hocaya, Filistin Hıristiyanların ayakları altında iken bana nasıl gülmeyi tavsiye edersin diyerek çıkışan şanlı Selahaddin Eyyubi’leri vardır.

21 yaşında gemileri karadan yürütmek suretiyle yıkılması imkânsız gibi gözüken Bizans surlarını delen, İstanbul’u fetheden Sultan Fatihler vardır.

Halife Mutasım’lar, Celaleddin Harzemşahlar, Halid b. Velid’ler vardır.

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in söylediği şu sözün muhatabı olacağınızı unutmayınız:

من أذل عنده مؤمن فلم ينصره وهو يقدر على أن ينصره أذله الله على رءوس الخلائق يوم القيامة

“Kimin yanında bir Mümin zillete düşürülür ve o kimse o Mümine yardım edecek güçte olduğu halde ona yardım etmezse Kıyamet Günü bütün yaratıkların önünde Allah onu rezil eder.”

Bu halkın Sa’d b. Muaz’larına sesleniyoruz. Allah’a, Rasulü’ne ve Rasulü’ne indirilene iman eden, Sa’d b. Muaz’ın günümüzdeki meslektaşlarına sesleniyoruz. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle diyordu:

ألا يرقأ دمعك ويذهب حزنك فإن ابنك أول من ضحك الله إليه واهتز له العرش

“Gözyaşlarını dindirmez ve üzüntünü gidermez mi? Zira senin oğlun Allah’ın kendisine güldüğü ilk kimsedir ve arş onun için titremiştir.”

إِذَا أَرَادَ اللَّهُ بِعَبْدٍ خَيْرًا عَسَّلَهُ ، قِيلَ : وَمَا عَسَّلُهُ ؟ قَالَ : يَفْتَحُ لَهُ عَمَلاً صَالِحًا بَيْنَ يَدَيْ مَوْتِهِ حَتَّى يَرْضَى عَنْهُ مَنْ حَوْلَهُ

“Allah bir kulu hakkında hayır murad ettiği zaman onu kullanır.” Dediler ki “Onu nasıl kullanır?” Buyurdu ki: “Ölümünden önce onu hem kendisinin hem de etrafındakilerin razı olacağı hayırlı bir amel işlemeye muvaffak kılar.”

HIRİSTİYANLAR

CHP,ZİHNİYETİ

Mehmet Selim Polat

"Şunu aklınızdan hiç çıkarmayın ki, din ve devlet ikiz kardeştirler. Biri olmadan diğeri ayakta duramaz. Çünkü din devletin temeli ve orta direğidir. Dahası, bir devlet dini koruduktan sonra ancak devlet olur. Devlet için nasıl bir temel atıcı lazımsa, din için de bir koruyucu gerekir. Çünkü koruyucusu olmayan şey zayi olur, temeli olmayan şeyse yıkılır."

https://sites.google.com/site/hanifcilikdindegildir/

محمد سليم پولات

                 ALLAH (c.c) buyuruyor ki:

  Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilah edineni gördün mü?...

  (Furkan Suresi, 43. Ayet)

Ey Müslümanlar!

Osmanlı Hilafet Devleti’nin yıkıldığı tarihten bu yana dünyanın dört bir yanındaki tüm Müslümanlar sayısız sıkıntılara ve zulme maruz kaldılar. Yöneticileri tarafından daima aldatıldılar, horlandılar, aşağılandılar, fakir ve yoksul bırakıldılar. Çünkü başlarındaki yöneticileri Allah’ın indirdikleriyle hükmetmemektedirler.

Dünyanın her bir yanındaki Müslümanları karanlıklardan aydınlığa, huzura kavuşturacak olan Allah’ın indirdikleriyle hükmedecek Halife’ye biat etmeye, Raşidî Hilafet Devleti’ni kurmaya koşturun. Allah ve Rasülü’nün vaadine güvenin. Allah’ın dinine yardım edin ki Allah da sizlere yardım etsin ve ayaklarınızı sabitleştirsin.

Allah’ın rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Mevlana diyor ki:  Köpek ısırır beni,Ben ısıramam onu,Isırırım Parmağımı.ı.

DUA: 

 اُدْعُو تَضَرُّعاً وَخُفْيَةً اِنَّهُ لاَيُحِبُّ الْمُعْتَدٍ

=Huzuri kalp ile gizli olarak dua ediniz,Allah aşırı gideneleri sevmez. 

(TEVBE suresi 28. ayet) 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلاَ يَقْرَبُواْ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَـذَا وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ إِن شَاء إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir ( Necis ) pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.

Benim peygamberim... 

 محمد بن عبد الله 

Tam Adı:

 محمد بن عبد الله بن عبد المطلب بن هاشم بن 

عبد مناف القرشي

----------


KÖKLÜ DEĞİŞİM OLMALI.