Doğru bildiğini söyle ve doğru bildiğini yaşamaya çalış .
Ergün Diler yazdı ; DİKKAT !
03 Ağustos 2017 Perşembe
KRİTİK YIL
İçeride yaşadıklarımızın ve yaşayacaklarımızın nedeni dışarısıdır!
Bunu anlamayan kaldı mı bilmiyorum. Ama başımıza gelenlerin kaynağı hep sınırlarımızın ötesindeydi! Sadece içeride senaryoyu uygulayacak kullanışlı insanlara ihtiyaç duyuyorlardı.
Bulmak da hiç zor değildi. Sıraya girenleri biliyorum!
Şaşırıyor muyuz?
Elbette hayır!
Türkiye son 10 yılda inanılmaz türbülanslar yaşadı. Neredeyse her gün yeni bir olaya uyandık. Sürprizler birbirini izledi. Sarsıldık!
Gerçekleri yazma konusunda sıkıntı yaşayan çok olunca da insanların BİLİNMEYENLE buluşması imkansız hale geldi.
Açalım biraz…
Pentagon’un ABD içindeki en büyük karşıtı Demokratlar’dır. Clinton veya Obama, Pentagon için aynı düşüncenin temsilcileridir. Pentagon’un Demokratlar’la mücadelesi son 50 yıldır ABD’nin büyük savaşıdır.
Bu savaş için yurt dışındaki büyükelçiler çok önemlidir. Yani sadece içeride kavga etmezler! Bu kavganın ayaklarından biri de ANKARA olmuştur!
Günlerdir yazıyorum! PENTAGON, İPEK YOLU’nu kimseye bırakmak istemiyor. Gücü yeter mi bilemem! Ama istemediğini adım gibi biliyorum.
İçeride kavga ettikleri DEMOKRATLAR da İPEK YOLU’nu BRİTANYA ile birlikte yönetmek istiyor…
Bunu yaparak AVRUPA, AFRİKA ve ASYA’nın YÜZDE 90’ını kontrol etmek niyetindeler…
Pentagon bu ittifakın sonunda kendilerinin olmayacağını düşünüyor. Bu nedenle Trump ile yeni bir sayfa açtılar. Ve ilerliyorlar!
Yeni İpek Yolu projesi aslında 73 ülkeydi. Ancak ABD’nin etkisinin kesin olacağı 8 ülke rotadan çıkartıldı. Obama döneminde atanan büyükelçilerin tümü, Yeni İpek Yolu için görev yaptı. Bazıları başarılı oldu bazıları ise büyük başarısızlık yaşadı. Çekya, Hırvatistan, Bulgaristan, Türkmenistan, Özbekistan ve en önemlisi Türkiye’deki büyükelçiler büyük hatalar yaptı. Bunların içinde en önemlisi kuşkusuz Ankara Büyükelçisi Ricciardone idi. Ricci’yi hatırlamak için çok nedenimiz var! Erdoğan’ın hastalığını yakından takip eden de oydu, “Yakında bir imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz!” diyen de… Patlıcanlı örnekleri de vardı! Büyükelçi’den çok genel vali edasıyla dolaşıyordu.
Ama gitti! Gitmek zorunda kaldı!
Obama döneminde görev alan en özel isimdi! Konu ANKARA olduğu için özel hale geliyordu! Aldığı görev belliydi. Onu gerçekleştirmek için gelmişti. Ve bunu başaracağından son derece emindi.
Tabii sonuç umduğu gibi olmadı…
Aslında bugünkü savaş o zaman tavan yapmıştı!
Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’deki en büyük darbeyi 1 Ocak 2012’de aldı. Ricciardone’nin görevi, Gülen ve ekibiyle birlikte Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı’nın MİT’e devredilmesini önlemekti. 2010 Kasım’ın da, Gülen ve ekibi sistemin MİT’e devredilme ihtimalini ABD’ye iletti. RAPORLAR çok detaylıydı. Zaten kimsenin bundan haberi yokken devir işlemini ilk duyuran BUGÜN GAZETESİYDİ. Bunun üzerine ABD de, çok güvendiği isimlerden biri olan Ricciardone’nin atanma onayını güçlü bir şekilde hızlandırdı. 1 Ocak 2011’de Ankara’ya gönderdi. Ricci gelecek içerideki DOSTLARIYLA el ele verip GES operasyonunu tersine çevirecekti…
Riccardone hızlı bir şekilde harekete geçti. Fark etmedik! Belki şimdi unuttuk ama 2011 Türkiye için çok sert geçti!
- Ergenekon ve Balyoz davaları hız kazandı.
- Amerikan karşıtı son askerler de cezaevine alındı.
- MHP’nin ABD’ye yakınlaşması için 2010’da Deniz Baykal için kullanılan gizli kamera sistemi devreye sokuldu.
- Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve 3 Kuvvet Komutanı istifa etti.
- Ankara’da birçok terör saldırısı oldu.
- Başbakanın otobüsüne saldırı düzenlendi...
- CHP ve BDP, 2011 seçimlerinden sonra yemin etmeme kararı aldı.
- MİT’in Oslo görüşmeleri sızdırıldı.
Daha birçok olay…
Türkiye, yeni bir kaosla güne uyanıyordu.
Aklıma gelmişken NOT düşmek isterim! Yanılmıyorsam MHP kasetleri yani Devlet Bey’i kontrol etme operasyonu 16 NİSAN 2011’de gerçekleştirildi. Devlet Bey bu operasyonla Washington çizgisine gelecekti. Gelmedi!
Sıyrıldı!
Peki Türkiye’nin kaderini çizecek olan SANDIK milletin önüne ne zaman geldi!
REFERANDUM yani! 16 NİSAN 2017… Rövanş var mı? Bilemem!
Siz karar verin! Ama ANKARA’da olanları unutmayan bir AKIL vardı! Gereğini aradan birkaç yıl geçse de yapıyordu! SANKİ!
Devam…
ABD’nin ANKARA Büyükelçisi Ricci’nin etkisi hemen hissedildi. Attığı her adımda! Tek amacı vardı. GES’i GENELKURMAY’a geri döndürmek…
Çünkü GES ile, Gülen’in ekibi Türkiye’deki her işadamını dinlemiş ve gereken tehditler yapılmıştı.
Aynı şekilde komplo kurulan kişilerin hepsi, GES’ten çıkan piyangolarla hedef alınmıştı.
GES’in gitmesi ABD’de kabul edilebilecek bir durum değildi. Genelkurmay Başkanlığı, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren GES Komutanlığı’nı MİT’e devretti. ABD ilk raundu kaybetmişti. Ama durmayacaklardı… Şimdi hedef artık MİT’ti.
7 Şubat 2012 MİT operasyonu, devreye sokuldu. Emre Taner, Afet Güneş ve Hakan Fidan ifadeye çağrıldı. Gitselerdi sonucun ne olacağını herkes biliyordu… FETÖ aldığı talimatla gözü dönmüş bir şekilde saldırıyordu. Umulmadık yerden geliyorlardı. Her kulvarı değerlendirmek için örgütlenip yürüyorlardı…
Madem GES Genelkurmay’a geri dönemeyecekti o zaman gittiği yeri yani MİT’i kontrol ederek sonuç alacaklardı…
Ricci ve ekibinin görevi buydu!
GES, Genelkurmay’da Amerikalılar’a çalışıyordu. Yeni İpek Yolu için yapılan dinlemeler, çok güçlü bir sistemin devamını sağlıyordu. Sadece Türk işadamları değil, çevredeki birçok ülkedeki önemli isimler GES ile yola getiriliyordu. Ama biz bilmiyorduk… Ta o zamandan İPEK YOLU için çalışıyorlardı! İçerideki birçok fırtınanın nedeni YENİ DÜNYA DÜZENİ yani İPEK YOLU’ydu!
Ricci ve adamları rollerini iyi oynayıp Türkiye üzerinden büyük adım atacaklardı. GES bunun için son derece önemliydi…
Ama olmadı!
Ricciardone, 7 Temmuz 2014 tarihine kadar Türkiye’de Gülen ve ekibiyle çok yakın çalıştı. Ancak GES geri alınamadı. O, görevden alındı.
Bu sadece küçük bir parantez!
17-25 Aralık’ı düşünün! Ülkenin uçurumun kenarına geldiğini hatırlayın! GEZİ olaylarını hatırlayın… Saf gençler üzerinden nasıl oyun kurulduğunu gözlerinizin önüne getirin…
Mesele AĞAÇ değildi ama anlamak ve anlatmak ne kadar uzun sürdü! Dinlemeleri takipleri fişlemeleri ve sızmaları hatırlayın…
Yaşananları tek tek hafızanızda tazeleyin… Neler geldi geçti değil mi?
Bakın daha önce de yazdım! NSA dünyayı dinler tek satır atlamaz! Bütün ülkeleri dinlediler! Özellikle Avrupa’yı delik deşik ettiler! İPEK YOLU için kimin ne yaptığını yapacağını zaten biliyorlardı.
İKİZ KULE SALDIRILARI İPEK YOLU’nu başında kesme operasyonuydu! Afganistan ve Irak’a bu nedenle girildi…
Çin-İngiltere’nin ittifakıyla doğan YOL’u bitirmek için yani… Bu savaş o gün de bugün de tüm hızıyla sürmekte ve sürecek… Türkiye dün de önemliydi bugün de yarın da önemli kalacaktı…
Saldırılar bitmeyecekti. Washington’un var olması için ANKARA’nın yanlarında olması gerekiyor. PENTAGON’daki en akıllı GENERALLER bunu söylüyor!
Bu başka yollarla kapımızın çalınacağı anlamına geliyor… Bu kadar büyük badireleri atlatan Türkiye yine kazanan olacaktır. Ama huylu huyundan vazgeçmez. Geçmeyecek de…
Bütün bu olanların ışığında 15 TEMMUZ’u analiz edin! YAŞ kararlarını da…
04 Ağustos 2017 Cuma
DİKKATİ DAĞITMAYIN
Türkiye’de yaşanan saldırılar, İngiltere’de başgösteren terör ve Katar’a uygulanan ambargo Amerika’nın gidişattan rahatsızlığını ifade biçimiydi. En iyi bilinen yolu kullanıp bombalarla canlı bombalarla silahla sonuç almak istediler. Mesajları böyle verdiler. Mesajlar alınmış olacak ki TRUMP KRALİÇE’ye ziyarete gidemedi… İstemediler… Ancak Trump ve ekibi durmadı. Bizi yakından ilgilendiren pek çok noktada operasyona devam ediyorlar! YPG konusu ortada! Giden silahların içeriğini tam olarak bilen yok! Ama çok özel silahların çok miktarda gönderildiği söylenmekte… Sevkiyat aralıksız sürdüğüne göre bölgede atacakları adım var demektir!
Washington’un Londra ile giriştiği mücadelenin son raundu PAKİSTAN’da yaşandı… Etkili biçimde hem de! YÜKSEK MAHKEME, Navaz Şerif ve ailesi hakkındaki yolsuzluk iddialarını gerçekçi buldu. Çocuklarının LONDRA’da edindikleri malların rüşvetle alındığı fikrine vardı. Ve BAŞBAKAN NAVAZ ŞERİF görevi bıraktı. Giden BAŞBAKAN çok konuşulmasa da İNGİLTERE ile ilişkilere önem veren bir isimdi. Yerine getirmek istediği ŞAHBAZ ŞERİF de kardeşi olmasına rağmen farklı düşünen biriydi… İki kardeş, iki farklı iklimi temsil ediyorlardı… Aslında geride bıraktığımız TÜRKİYE gibi… Bu iki kardeşin birçok ortak noktası olduğuna inanılır. Ama gerçek böyle değildir.
Pakistan’da YÜKSEK MAHKEME’nin karıştığı ilk darbe bu değil! 1958, 1969, 1977 ve 1999 yıllarında da Yüksek Mahkeme darbe yapmıştı. Kiminde paranın, kiminde ise silahın emri ile bu darbeler yapıldı.
Navaz paranın gücüne, Şahbaz ise silahın gücüne inanır.
Washington, Pakistan’ın güçlü YAPISINA çok inanır. Bu nedenle her ne kadar ABD’de eğitim alsa da Navaz Şerif’in Londra’ya daha yakın olduğunu bilir! Zaten bu nedenle düğmeye basıldı! Londra’daki, Manchester’daki terör saldırıları ABD-İngiltere ortaklığının tamamen bittiğini gösteriyordu! Saldırılar bunun ilanından başka bir şey değildi… Pakistan, bölgedeki en güçlü ülkelerden biri. Kesin! Pakistan’a sahip olacak güç, bölgede çok daha aktif bir siyaset izleyecek. Washington bu darbe ile Pakistan’ı İngiltere’nin elinden aldı.
Daha önceye gidelim…
Hillary Clinton, 2015 yılında, “ABD için birçok ülke değerlidir. Ancak Asya’daki Afganistan ve Pakistan, Washington için vazgeçilmezdir” dedi. Clinton’ın sözünü ettiği Washington, Londra ile ortak olan bir yapıydı. Ancak derin Amerika da Afganistan ve Pakistan’ın ne kadar önemli olduğunu görüyor. O nedenle, Afganistan ve Pakistan, Asya’yı yönetmek için büyük güç. Çin’i çevrelemek için bu iki ülkenin etkisini çok iyi bilen derin Amerika, stratejisini bu bölgeye yoğunlaştırdı.
Hillary’nin Dışişleri Bakanlığı döneminde, Pakistan hızla itibarsızlaştırıldı. Sonra da Navaz Şerif’in Başbakanlığı’nda Pakistan, Londra ile iyice yakınlaştı. Hillary Clinton ve arkasındaki destek, Londra ile iki süper güç olarak dünyayı yönetmeyi planlıyordu. Ancak derin Amerika, bu sistemde yöneten tek gücün Londra olacağını gördü. Bunun üzerine harekete geçti. ‘ABD Başkanlık Seçimi’nde Hillary Clinton’ın hastalık görüntüleri, e-mail skandalı da derin Amerika tarafından servis edildi. Trump da derin Amerika’nın temsilcisi olarak Washington’a geldi. Beyaz Saray’a oturdu!
ABD’deki silah şirketleri fabrikalarını günde 24 saat çalıştırıyor! Washington tam 7 aydır Afganistan, Pakistan, Katar ve Kuzey Suriye’deki YPG saflarına askeri yığınak yapıyor. Sadece YPG değil yani! Çünkü bu üç bölge, Ortadoğu, Afrika ve Asya’nın geleceğini belirleyecek. ABD, geçmiş yıllarda nokta operasyonlarla ülkesinin güvenliğini sağlıyordu. Trump’la birlikte yeni sisteme geçildi. Tüm ülkeleri Amerikan güvenliği için ele alıyorlar.
Rusya’ya uygulanan ambargolar da, Amerika’nın ulusal güvenliğiyle ilgili. Avrupa Birliği’nden ayrılan İngiltere, eski sistem için çok gerekliydi. Ancak Beyaz Saray’a Clinton’ın gidememesi, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması derin Amerika’ya yaradı. Çünkü Clinton’ı iten güç, Washington-Londra ittifakı ile Avrupa’yı çökertecekti. Ancak şimdi çöken Avrupa, İngiltere’nin değil Trump’ın Washington’ı için büyük şans oldu. Dengeler bir anda değişti yani… Avrupa ABD’ye doğru kaymakta! İPEK YOLU için olmazsa olmaz olan Pakistan DARBE ile Washington’a geçti. Silah ile bomba ile Afganistan’ı da yanlarına almak istiyorlar. İPEK YOLU’nun son durağı olan İTALYA büyük bir operasyonla PENTAGON’a bağlandı… Çıkış ve bitiriş ABD’nin oldu! Şimdilik!
Tekrar başa dönelim…
Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Cavid Kamar orduyu yönetir! Pentagon’dan emir alır. Pakistan Genel Kurmay Başkanı Zübeyir Mahmud Hayat da emirleri Cavid Kamar’dan alır. ABD, askeri anlamda Pakistan’ı ele geçirdi. Pakistan ordusu, ABD’nin bir eyalet güvenlik birimi olarak bölgede görev yapmak zorunda kalacak. 15 yılı aşkın süredir Afganistan’da olan ABD, hala Pakistan’da olduğu kadar güçlü değil. Pakistan’ın ABD’ye bağlanması, Afganistan’ın da tamamının Washington’a geçeceğini gösteriyor. Bu da İPEK YOLU için atılmış çok önemli bir adım… Öncesi de sonrası da var çünkü!
Bu kavganın buralara gelmemesi mümkün değil. Ya anlaşarak ya kavga ederek bunu yaşayacağız…
BAKIN; isim vermek istemem ama içeride giderek artan bir PENTAGON ağırlığı var! Artacak da! Fazlasıyla işaret var. Manşetlere bakılması yeterli. Unutmayın ki FETÖ Hillary’nin yanındaydı! Pek çok adamı onun BAŞKAN olması için JAMES BOND çantalarla para taşıdı! Trump geldi. Trump’ın Amerika’sı ile Hillary’nin Amerika’sı farklı! Çok hem de! İçerideki herkes bir gözüyle PENTAGON’a bakarken bir gözüyle de FETÖ’yü izliyor! Bu yanlış! Başka yere de bakmak şart! İsimlere girersem kırılanlar olur. Gerek yok! Ama birileri bizi “CANBAZA BAK!” diyerek kandırmasın. Korkum bu…
Trump’ın Amerikası’nı sadece FETÖ üzerinden okumaya çalışırsak büyük yanlışa düşülmüş olur… Beyaz Saray’da yakında sivil kalmayacak! Herkes PENTAGON’dan geliyor… Silahın bu kadar öne çıktığı durumlarda başka aktörler önem kazanır… Dikkat edilmesi gereken bu! Türkiye bir daha asla 15 Temmuz’u yaşamaz! Ama FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla sürmesi ayrı, başka hiçbir şeye dikkat etmemek ayrı…
Devam…
Türkiye birden fazla gücün kontrol etmek istediği bir ülke… Santra’da! Alternatifi yok… Tehditlerin boyutu ve rengi değişebilir… 2018’e kadar bu dikkatle gittiğimiz zaman sorun yaşamayız. Ancak MİLLİYETÇİLER üzerinden bir türbülans oluşturarak MHP’yi AK PARTİ’nin yanından almaya çalışacaklar… Yeni parti ile MİLLİYETÇİLERİ, HDP ile KÜRTLER’i, CHP ile kalan bütün muhalifleri bir çatı altına almak isteyecekler… 7 HAZİRAN RÜZGARI umacaklar… Bu izleyecekleri bir yol! Başkası da var! Sadece dikkat edelim yeter!
05 Ağustos 2017 Cumartesi
ÖZEL SERVİS
Garip bir şekilde dünyada ne olup bittiğini görmek istemeyen insanlar var. Eleştirmiyorum! Konforunu bozmak istemeyebilirler. Ama insan doğası gereği bilginin peşinden koşar! Ancak doğru noktalardan geçmesi şart. Şu an belki cep telefonlarımıza saniyeler içinde yüzlerce bilgi doluyor. Ancak gerçekle çok ilişkisi olmayan detaylar… Dünya her ne kadar şeffaf hal aldı gibi görünse de GİZLİ İLİŞKİLER, GİZLİ İTTİFAKLAR görülmüyor, bilinmiyor. Herkese bilmesi gerektiği kadar bilgi enjekte ediliyor! Bu nedenle başımıza gelenleri ve gelecek olanları çok kişi göremiyor…
Neymar Da Silva Santos Jr… Brezilyalı futbolcu! Katar’ın sahibi olduğu PSG’ye 263 milyon ABD Doları’na imza attı. Bu ücret eklentilerle birlikte 600 milyon dolar olacak. Dünyanın her yerinde bu büyük haber olarak sunuluyor. Gerçekten haber büyük! Ama perde arkası yok. Bir SPOR kulübü bu parayı niye verir? Karşılığında kazanacağı ne var? Nasıl kar edecek? Ne kazanacak ve aldığı futbolcuyu daha fazlasına bir başkasına nasıl satacak? Bütün sorular anlamsız. Çünkü bu ticari ve sportif bir hamle değil! Olamaz da…
KATAR, Amerika tarafından kendisine uygulanan AMBORGO’dan sağ salim çıktı. Bunu da en başta BEYAZ SARAY’a göstermek istedi. Yeni dünya dengesinde her zaman önemli yer tutan FRANSA’da bir futbolcuya servet ödedi… “YIKILMADIM AYAKTAYIM. BANA ZARAR VEREMEZSİNİZ!” dedi. Daha önemlisi Fransa’yı benim yanımdan, İngiltere’nin yanından ve Çin’in yanından söküp alamazsınız” mesajı verdi.
Kime? Aynı adrese! Yani Beyaz Saray’a… Bir transferle bütün dünya PSG’yi yani KATAR’ı konuştu mu? Elbette! Peki bundan en çok kim rahatsızlık duyar? Tabii ki SUUDİ ARABİSTAN! Ambargoda SUUDLAR var mıydı? Kesinlikle vardı! Kavga belli. Taraflar hiç durmadan kılıç çekiyor.
Devam...
Önceleri ABD, İngiltere, Fransa ve bir derece de Almanya, Afrika kıtasının kaosun merkezi olması konusunda anlaştı. Çünkü kıtanın yeraltı zenginliklerinin cazibesi oldukça yüksekti. Bölgede kaosla birlikte ABD, İngiltere ve Fransa çok büyük kazanç elde ediyordu. Kavga da vardı, para da… Bunun devamlılığı için CIA merkezli El Kaide, Eş Şebab, Boko Haram, lokal etkisi olan Tuareg benzeri 10’a yakın örgüt kuruldu. Hepsi değişik bölgelerde değişik roller oynuyordu. Görevleri farklıydı. Ama patronları aynı…
Hepsinin merkezi Langley’di. İngiliz ve Fransız istihbaratı da bunlara destek veriyordu. Bu örgütler Afrika kıtasının yeraltı-yerüstü zenginliklerinin ülkeler arasında pay edilmesini sağladı. Günümüzde de bu görevi yerine getiriyorlar. Eksiksiz hem de… ABD, petrol ihtiyacının büyük bölümünü Afrika’dan karşılamaya karar verdiğinde tarih 11 Eylül’dü. Yani İKİZ KULE SALDIRILARI… O tarihe kadar ABD, Afrika petrolünün yüzde 15’ini alıyordu. O saldırıdan sonra, Afrika petrolünün yüzde 39’u ABD topraklarına aktı.
Fransa ve İngiltere, bu durumdan rahatsızlık duysa da Afrika kıtası bu üç ülkeye yeterdi. Ancak İngilizler’in desteğiyle ÇİN Afrika’yı keşfetti! Ve çok önemli anlaşmalar imzaladı. İngiltere, ÇİN üzerinden hem kendi gücünü arttırıyor hem de rakibine yani AMERİKA’ya DUBLE güçle karşılık veriyordu! Ardından da Türkiye sahaya indi. BÜYÜKELÇİLİKLERLE yürüdü… Yeni oyuncu olarak hızla anlaşmalara imza atınca Amerika ile Fransa rahatsızlık duydu!
Ancak Amerika, Çin’le savaşmak yerine Fransa’yı hedef seçti. Fransa’nın başına sarılan terör saldırılarının merkezinde ABD vardı. Çin ve İngiltere’nin yürüyüşü, Türkiye’nin sürpriz oyuncu olarak sahaya inmesi Washington’u tedirgin etti. Bu nedenle EKSEN DEĞİŞTİRMESİ MUHTEMEL olan FRANSA terörle yola getirildi. Yolda tutuldu! Fransa da ABD’ye kendi ölçülerinde cevap verdi. Ancak şu anda Afrika’da öne çıkan ülke ABD. Hızla yükselen güç ABD, karşısında Fransa’dan çok İngiltere’yi görmeye başladı. Kavga da buydu zaten!
Bunun üzerine klasik Amerikan cevabı geldi…
İngiltere terörle tanıştı. Bombalarla saldırılarla canı yandı… Cumhuriyetçiler’in arkasındaki güç Pentagon olduğu için, her Cumhuriyetçi başkan savaşı sever. Demokratlar, daha çok ekonomik operasyonlarda etkilidir.
ORDUN YOKSA PARANI KULLANIRSIN! Bunu çok kişi kabul eder! Pentagon her yere silahıyla girerken, şu anda en büyük rakibi Wall Street’e tek mermi bile gösteremedi. O nedenle Rothschild ailesi, Amerika’da çok güçlü. Hala…
Paranın kalbine girmeyi düşündüler. En ince ayrıntılarına kadar plan yaptılar. Ancak sonuçta ABD’nin çökeceği fikrine vardılar ve vazgeçtiler… Ancak BOŞ DA DURMADILAR… Wall Street’ten uzak kalsalar da çok önemli merkezlere el attılar. Pentagon, Rothschild ailesinin 2012 yılından itibaren kullandığı özel jetlerle taşıdığı milyarlarca dolar, altın ve elmasla mücadele kararı aldı.
Pentagon, bu uçakların bazılarını farklı yöntemlerle bulup indirdi. Diğerleri hedef olarak belirlediği noktalara ulaştı. Peki bu uçaklar ne yapıyordu? Görevleri neydi?
AİLE, bu özel uçaklarla KARŞILIĞI OLMAYAN DOLAR, altın ve elmas taşıyordu! Asıl operasyon taşıma işlemi bitince başlıyordu! Rothschild ailesi, 100 ülkenin üzerinde bu transferleri hala özel jetlerle yapıyordu.
Bu yöntemle, ortada dolaşan 100 milyar doların, 100 ülkede kayıtlara girmesi sağlanıyordu! 100 milyar DOLAR dolaşarak 10 TRİLYON DOLAR oluyordu! NAKİT paralar bu uçaklarla ROTHSCHILD ailesinin o ülkelerdeki bankalarına giriyor, yetkili makamlar tarafından resmiyet kazandırılıyor, sonra da geldiği uçağa yüklenerek bir başka ülkeye yola çıkıyordu! JETLER DOLARI UÇURUYORDU!
Bu yöntemi Pentagon fark etti, ancak tam olarak engellemeyi başaramadı. Rothschild ailesinin belki hükmettiği para 20 trilyon dolar, ancak bu yöntemle 100 trilyon dolarlık bir güce ulaşıyor. Ve bu da karşı konulamaz bir güç! Koyamadılar da… Silahınız olsa da bunu kullanmak için PARA şart… Şimdi PENTAGON bu parayı indirmek ve avuçlarının içine almak için uğraş veriyor. Silah hazırlığı zaten tavan yapmış durumda… Tam bu iklimde PENTAGON’a cevap NEYMAR’dan geliyordu. Yani KATAR’dan… “PARA BİZDE” diyorlardı. Haklılar…
Bir yanda elinde silahı olan büyük bir güç! Diğer yanda ise muazzam bir aklın yönettiği PARA…
Kavganın tarafları belli… Galibini yakında göreceğiz… Bu yılın sonuna kadar belli olur! Daha uzun sürmez!
Bir yorum ;
27 Ağustos 2012 ABD'de aynı anda iki noktada Washington ve Kaliforniyada 5 bal gücünde depremler yaşandı...
Deprem olma ihtimalı olmayan bölgelerde aynı zamanda deprem olması akıllara bu nasıl oldu sorusu getirmiştir.
Bir çok insan 21.12.2012 dünyanın sonu gelecekti ya o sonu getirmek isteyenlerin Washington ve Kaliforniyada ki, yeraltı SIĞINACAKLARININ imha edilmesini konuşmaktalar...
Ergün Diler/YAZAR bey Bu yeraltı sığınacaklar/şehirler konusunu neden yazmıyorsunuz?
11 Ağustos 2017 Cuma
NEDEN KORE
Dünyanın PARA etrafında yeniden kurulacağını anlatmaya çalışıyorum. Para, vücuttaki kan gibidir. Kim kontrol ederse son sözü o söyler. Bütün kavganın nedeni bu! Pentagon da bu sebeple TRUMP’ı getirdi. Başkan Trump, ABD’yi bir şirket gibi yönetmek istiyor. Kendisini getiren gücün de isteği bu! İtirazları yok yani.
Trump, ABD’yi kendi şirketini yönettiği gibi yönetmek derdinde. Pentagon da Trump’ı bu nedenle Beyaz Saray’a gönderdi. Cumhuriyetçiler içinde Trump’tan çok daha etkin bir şekilde ABD Başkanlığı yapacak isimler vardı. Bunu Trump’ın kendisi herkesten daha iyi biliyor. Ama ABD’nin karşısında hiçbir şirketin erişemeyeceği başarılara imza atmış küresel bir ticari deha var. Pentagon bu nedenle ABD’yi ele geçirmek isteyen KÜRESEL ŞİRKETLE, başarılı şirketi olan birinin mücadele edebileceğini düşündü… Trump’ın asıl rolü bu. PARA üzerinde kurduğu ekiple karşıdaki rakibi alt edebilmek… Bu hiç kolay bir iş değil. Ama TRUMP bu nedenle getirildi ve yola çıkıldı…
Trump, Amerika Birleşik Devletleri’ni bir şirket, yardımcısı ve bakanları da yönetim kurulu olarak görüyor. Trump’ın gerçekte var olmayan dolarları Amerika’ya çağırmasının nedeni Rothschild ailesinin ekonomik gücüne ağır saldırıydı. Trump’ın ne yaptığını kimse anlamıyordu. Oysa kendileri için hayati bir adım atıyordu! Çünkü Bitcoin hayata geçtikten sonra, ABD’nin doları çağırmasının da hiçbir hükmü kalmayacaktı. Ancak Trump’la birlikte Bitcoin de yükselişe geçti. Ticari zekası korkunç derecede yüksek olan Trump da Pentagon’a ilginç bir teklifte bulundu. Trump, “Silahı etkisiz hale getiremezsen, ona sahip olmalısın” dedi. Bu sözüyle hem Yeni İpek Yolu’nu hem de Bitcoin’i, Washington’a bağlamak için harekete geçti. Pentagon da bunun silahlı bölümünde yer aldı.
Bitcoin, çok yakın gelecekte tüm para birimlerini yok edecek. Bitcoin’e karşı bir güç şu anda mevcut değil. Bitcoin’in tek rakibi yine dijital para olacaktır. Ancak ABD, şu anda buna hazır değil. Eğer İngiltere Avrupa Birliği’nden çıkmasaydı, Fransa’daki seçimleri de Macron kazanmasaydı, Avrupa Birliği’nin EuroCoin’i Bitcoin’in rakibi olarak hayata geçirilecekti. Bu şık masadaydı!
Rothschild ailesinin de Avrupa Birliği’ni dağıtma kararını hızlandırmasının nedeni EuroCoin oldu. İngiltere, hızlı bir şekilde Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Fransa’da Macron seçilince, Almanya’nın hiçbir gücü kalmadı. Avrupa Birliği gerçekte tarih oldu. Sadece açıklamayı yapmıyorlar. O da Portekiz, İspanya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya gibi ülkeleri daha kolay yönetmek için. Ama bunun AB’ye bir katkısı yok. Olmayacak da. Bunu en iyi gören ANKARA vurdukça vuruyor! Ses geliyor mu? HAYIR! Gelemez. Çünkü cansız yapılar konuşamaz!
Devam…
Şimdi Trump, hem Yeni İpek Yolu’nu hem de Bitcoin’i yüzde 100 kontrol etmek için planlarını hayata geçirmekte kararlı. Peki fol yok yumurta yokken dünya hangi krizi izlemeye başladı?
EVET! KUZEY KORE krizini… Kuzey Kore’nin bulunduğu yer ile ABD’nin nasıl bir ilgisi var? Aralarında çözülemeyen nasıl bir problem bulunmakta? ABD ile yan yana gelemeyecek bir ülke krizi tırmandırarak ne yapmak ister? Kuzey Kore’nin ABD’den talebi nedir ve ne kadar gerçekçidir? Böyle çok soru var! Hiç birinin mantıklı cevabı yok… Ama ortada OPERASYON kokusu var! Eğer bu kriz sonucunda KUZEY KORE ile savaş gündeme gelirse Yeni Dünya Düzeni için kartlar Pentagon’un eline geçecek. Ve o dağıtacak!
Hedef Kuzey Kore’ye ders vermek falan değil! Pentagon Kuzey Kore savaşıyla, Çin’i abluka altına almak istiyor! İngiltere hatta Rusya, Kuzey Kore ile bir savaşın çıkmasını istemiyor. Hem de hiç! Ancak şu gerçeği de unutmamak gerekir ki, Kuzey Kore Pentagon’un her istediğini yapıyor. Hangi akıl, ABD ile açık açık savaşa girebilir. Bunu yapan ya ABD’ye çalışıyordur ya da ciddi bir şekilde psikolojik bir tedaviye ihtiyaç duyuyordur! Kuzey Kore yönetiminin tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Net olarak Pentagon’un planlarına uygun davranıyorlar. Resmen ABD’nin bölgede önünü açıyorlar!
ABD, son 20 yılda 15 ülkeye müdahalede bulundu. Neden Kuzey Kore için adım atmadı. Dün de aynı ülkeydi, bugün de… Ama hiç gözlerine batmadı. Dönüp bir bakış bile atmadılar. Ama şimdi KUZEY KORE dünya gündeminde! Denk olmayan güçlerin kavgası hep yanıltıcıdır! Ortada kavga yoktur ama görmeyiz. Sorun yoktur ama bilmeyiz. Hesaplaşma yoktur ama duymayız! Düne kadar KUZEY KORE için tek bir adım atılmadı. Şimdi herkes savaşın geldiğini söylüyor! Çünkü düne kadar Çin’e karşı bir operasyon düşünülmüyordu. Şimdi Pentagon’un hedeflerinden biri de Çin olduğuna göre, Kuzey Kore Washington’ın istediklerini tek tek uyguluyor.
Pentagon’un planlarında 2017 ve 2018’de 12 farklı savaş görünüyor. 5 kıtada 12 savaş, Yeni Dünya Düzeni’nin kurulmasını sağlayacak. Ya Pentagon savaşı kaybederse? İşte üzerinde durulması gereken soru bu! Eğer PENTAGON kaybederse ki bu hiç zayıf bir ihtimal değil... O zaman DÜZEN hiç kimsenin beklemediği bir şekil alacak. Silahına güvenen PENTAGON, silahın altında kalırsa Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği’nin kaderini yaşayacak. Washington’da çok şeye karşı olan eyaletler kendi hazırladıkları BAYRAKLARI çekip ABD BAYRAĞINI indirecekler… 50 yıldızlı bayrak dalgalanamayacak!
İlginç olan, 50 eyaletten hiçbirinin AMERİKA adını taşımayacak olması. ABD’de 30 eyalet, kendi askeri birliğini kurmak için çalışmalarını başlatalı 10 yıl oldu. Hepsi de bir iç karışıklıkta Amerikan Savunma Bakanlığı'na bağlı askerlerin değil, kendi askerleriyle müdahalede bulunmak istiyor.
Pentagon da ilginç bir adım attı. Pentagon yetkilileri, “Kendi askeri sisteminizi kurmak Amerika Birleşik Devletleri için bir risk. Ancak her eyaletteki askeri birlik, Pentagon’dan önce Valilerden emir alabilir” dedi. Her şey Trump ve Pentagon'un alacağı kararlara bağlı. Ya gerçekten Trump'ın dediği Büyük Amerika'yı göreceğiz ya da Amerika'nın çöküşüne şahitlik edeceğiz. Pentagon, Afganistan ve Pakistan’da kendini gösterdi. Çin’in yani İPEK YOLU’nun ilk adımını biçmek için hamle yaptı. Çin’in denizden çıkışını engellemek için de KUZEY KORE kartını açtı… Kıskaç operasyonu yani!
Ama çok devlet bundan rahatsız. ABD’nin jandarma tutumu çok sayıda başkenti canından bezdirmiş durumda. Silahla herkesi yok edemeyeceğinize göre atacağınız adımların sınırı var! Ve Washington bilmese de karşı taraf bunun hesabını yapmış durumda. Bir tek KATAR bile ambargo oyununu bozup attı… Eğer ABD düğmeye basar ve savaş çıkartırsa bilin ki hesap başka! Ne kadar insanın öleceğini bilemeyeceğimiz bir maceranın sonunda bizi bekleyen KARE ne olur? Sanırım üzerinde düşünülmesi gereken de bu! Kalanlar yepyeni bir dünyaya uyanır! Kim ölür kim kalır? Düşünün bakalım!
NOT: Türkiye'yi de kuşattı
ABD Türkiye’yi işgale hazırlanıyor!
Romanya’dan geçen Türk TIR şoföründen açık istihbarat! “Ne iş! Bu tarafta sadece Türkiye var” http://bit.ly/2wO2BSt
12 Ağustos 2017 Cumartesi
SİLAHIN PATRONU
Trump artık daha net konuşmaya başladı. Televizyonlarda izliyorsunuz. Kuzey Kore tiyatrosu için geri sayım başladı gibi… Dün Kuzey Kore konusuna girdim. Bugün biraz daha açalım ki filmin nasıl ilerleyeceği nasıl bir finalle biteceği konusunda fikrimiz olsun… Olayları olduğu gibi kabul etmeyin! “NEDEN?” sorusunun cevabını bulmadan ikna olmayın! Kuzey Kore ne ekonomik olarak ne askeri olarak ne siyasi olarak ABD’nin rakibi değildir. O zaman ne olmaktadır? Plan nedir? Bizi ne beklemektedir?
Trump’ı getiren güç PENTAGON! Net! Zaten artık bu “SIR” olmaktan çıktı! Peki PENTAGON NEDEN TRUMP’ı getirdi? Bu sorunun cevabını bulmak için çaba harcarsak olayların gideceği istikameti daha rahat görürüz…
Böyle ilerleyelim…
Trump’ı getiren Pentagon! Tamam! Ama Pentagon’un arkasında da DERİN AMERİKA olarak bilinen LOCKHEED MARTIN var! Aslında ülkenin tapusunu kendilerinde görenler bunlar…
Gelirinin yüzde 80’ini Amerikan ordusundan sağlayan LOCKHEED MARTIN’in ortaklık yapısı, ABD’nin asıl sahipleri olarak biliniyor. Şimdi Lockheed Martin, Pentagon ve Trump’la birlikte Büyük Amerika’yı hayata geçirmek için yola çıktı! Yapıp yapamayacaklarını göreceğiz… Ama yürüdükleri yol bu! Bu ittifak ve gidilen yol KUZEY KORE sorununu doğurdu! Kore savaşı, Lockheed Martin için çok önemli. Bölgede yapılacak operasyonlar, şirketin dünya üzerindeki egemenliğini daha da artıracak.
Çünkü şirket, Ortadoğu ve Afrika’da planlarını hayata geçiremedi. Özellikle Obama’nın 8 yıl boyunca uyguladığı politikalar, Amerikan askerlerinin birçok bölgeden çekilmesi Lockheed Martin’e yapılan bir operasyondu.
Şimdi 8 yıllık durağan dönem bitti. Çok ciddi savaşlar gerekiyor. Lockheed Martin Kore savaşıyla birlikte dünya dengesini bozmaya kararlı. Çünkü İngiltere ve Çin, bu savaşta ABD’nin karşısında olacak.
Amerika Birleşik Devletleri de klasik CUMHURİYETÇİ söylemini hayata geçirecek ve “Ya bizimlesiniz ya da düşman” diyecek… Bu sloganı hatırlıyoruz değil mi! Bu slogan aslında DÜNYANIN şekillenmesini sağlayacak.
Mesela SURİYE konuşuluyor ama LOCKHEED MARTIN ismi ortada yok. YPG konuşuluyor, DEAŞ masaya yatırılıyor ama LOCKHEED MARTIN ortalarda yok! Oysa oyun bu şirketin üzerinden kuruluyor. Kurulmakta da… ABD’nin Suriye’de YPG’ye yardımlarının tümü Lockheed Martin tarafından yapılıyor. Arabistan başta olmak üzere tüm Körfez ülkeleriyle yapılan askeri anlaşmalar, Lockheed Martin’i büyütüyor. Bunların hepsi bir bir gerçekleşen olaylar mı? EVET! Adamlar gelip silah sattı mı? EVET! Alanlar belli mi? Evet!
Devam…
Lockheed Martin, 2020 yılında 10 Apple büyüklüğünde bir şirket olacak. Kasasındaki paranın ise 1 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu ittifakın planı! Olur mu olmaz mı göreceğiz… Plan bu kadarla da sınırlı değil!
56 ülkede ofisi bulunan Lockheed Martin, Pentagon’un baskısıyla Rusya hariç BM üyesi tüm ülkelere silah satacak. Buna Çin de dahil. Çünkü Çin, Lockheed Martin teknolojisine karşı bir sistem geliştirdi. Birçok ülkeyle de askeri anlaşmalar yaptı. ABD, şimdi o ülkelerin tümünü hedefe koydu.
Çin medyada yeteri kadar yer almıyor ama muazzam bir güç… YUMUŞAK darbelerle her yerde varlar! Ama göremiyoruz. Dostları ve kendi gelecekleri için inanılmaz hamleler yapıyorlar. Iskalıyoruz..
Çin, ABD’nin ARAP ÜLKELERİYLE birlikte KATAR’a karşı uyguladığı ambargodan en çok rahatsız olan ülkelerin başındaydı. Türkiye ve İngiltere’den sonra en çok kaygı duyan ve gereğini yapan ÇİN’di! Görünmediler ama oradaydılar! Katar, Çin’e petrol ve doğalgaz satan bir ülke. ABD, bu operasyonla birlikte Katar’ın ihracatını da engellemeyi planlıyordu. Ancak şu ana kadar beklenen olmadı. Katar, ciddi şekilde ablukayı kırdı. Elbette bunda Türkiye ve İngiltere’nin verdiği etkin destek ile Çin’in perde gerisinde oynadığı rolün önemi büyüktü! Sonuçta KATAR ABD’ye meydan okudu ve kıskacı kaldırıp attı! Çok önemli bir hamleydi bu!
İşte bu ambargo kırılınca PENTAGON ve Lockheed Martin KUZEY KORE savaşını öne çekti! Doğalgaz ve petrol transferini engelleyemedikleri için savaş kararı aldılar! Kuzey Kore savaşından en çok etkilenecek ülke Çin olacak. Kuzey Kore dahi Çin kadar etkilenmeyecek. Çünkü Kuzey Kore denilen ülkede aslında yaşam bile yok. Ülke halkı bitkisel hayatta yaşıyor. Savaşta da değişen bir şey olmaz.
Kuzey Kore’nin askeri sistemlerini geliştiren kişilerin birçoğu geçmişte Lockheed Martin çalışanıydı! Yani ortada çok büyük bir kurgu var. Kuzey Kore, çok büyük bir Hollywood keşfidir. Yaşamın olmadığı bir ülke ABD’ye askeri anlamda risk yaratabilir mi? Olaya böyle baktığımızda çok önemli sorular peş peşe geliyor! Tabii cevap ortada! KURGU! Daha önce ölen BİN LADİN törenle canlı yayında gömülmedi mi!
Neyse…
Kuzey Kore, son 10 yıldır yeni nükleer denemeler yapıyor. ABD de izliyor. Neden? Havai’den Kuzey Kore’ye giden gizli Pentagon uçaklarının içinde kimler var? Hepsi bu kurgunun bir parçası.
ABD önce düşmanını yaratır sonra kendi geleceğini garanti altına alır. Libya, Irak, Afganistan yani DEAŞ, El Kaide, Taliban…
Seri numaraları olmayan Lockheed Martin silahları kullanan bu örgütlerle, dünyaya şekil veren Pentagon... FİLM adı BU!
Ortada müthiş bir kurgu var. Filmin daha etkileyici olması için, birçok ülkenin de dahil olması şart. Örneğin, İpek Yolu’nun geçeceği 65 ülkenin içinde olduğu bir kurgu, Yeni Dünya Düzen demek. İşte burada yeni senaryoları hayata geçirmek isteyecekler! Ama önce KUZEY KORE’de ne olduğunu görmemiz gerekecek. Vuracaklar mı? Vuracaklarsa ne şekilde olacak bu? Bu önemli. Siyasetlerini kabul ettirmeleri için KORKU SALINMASI gerekiyor… Yapacaklar mı bilmiyorum. Ama vururlarsa herkese mesaj vereceklerdir. Özellikle 65 ülkeye… Şimdilik ilerliyorlar… Bakalım karşılarındaki ittifak nasıl cevap verecek!
Pentagon tek bir güç olarak belirlenen hedefe kilitlenmiş durumda. Karşısındaki asıl güç İngiltere, Rusya ve Çin! BU üç ülkenin ortak bir adım atması halinde Pentagon amacına ulaşamaz. Kesin ve net! Ancak Rusya ile İngiltere’nin bir arada olması pek muhtemel değil. Pentagon bunun farkında. Rusya’ya dokunmadan Çin’i ve İngiltere’nin etkisini kırmak isteyecekler. Hiç kolay değil ama bunun için yürüyorlar… Rusya kartından emin oldukları için gemileri ÇİN kıyılarına kadar yolladılar!
ABD’nin Suriye’den çıktığını, çok suskun kaldığını düşünenler var. Kesinlikle hayır. ABD, özel komutanlarıyla birlikte YPG üzerinde bölgede aktif olacak. Kimi zaman da DEAŞ üzerinden saldırılar düzenleyecek.
Örneğin, bölgedeki Türk, Rus veya İngiliz güvenlik birimlerinin bulunduğu bir bölgeye düzenlenen çok güçlü saldırılar nasıl bir sonuç doğurur?
Saldırının merkezinde yer alan ülkeler için nasıl sıkıntılar baş gösterir?
Örneğin Türk üssünün bulunduğu bölgeye büyük bir DEAŞ saldırısı veya Rus birliklerini bulunduğu bölgeye 100’ün üzerinde askerin ölümüyle sonuçlanan operasyon nasıl gelişmelere yol açar! Hedef ülkelerdeki iç dinamikleri harekete geçirir mi? Tepki büyür mü?
Ya da İngiltere’nin gizli olarak Suriye’ye gönderdiği 600 kişilik biriminin bulunduğu noktaya düzenlenecek bir saldırı? İngiltere Başbakanı May’in yargılanmasına neden olur mu! Hatta Kraliçe II. Elizabeth bile zor durumda kalır mı! Ve ilgili ülkelerin askerlerini oradan çekmesine yol açar mı?
İşte Pentagon ve Lockheed Martin bunlar üzerinde kafa yoruyor.
Elinin altında kiralık olarak kullandığı çok ÖRGÜT ve KİŞİ var. Bunları yapmak onlar için imkansız değil… Ama sonuçlarını değerlendiriyorlar… Ve ŞIKLARIN hiç birinde RUSYA’ya saldırı yok!
Zaten Rusya herkesin atladığı bir konu…
Manşetlerde, demeçlerde Amerika ile Rusya karşı karşıya… Resmen mücadele içindeler. Savaşın eşiğindeler. Ama net olarak baktığınızda böyle bir kavga yok! Hiç yok. Mesela Pentagon SURİYE’de hedefine koyduğu ülkelere saldırsa kesinlikle Ruslar’a dokunmaz! AKTİF OLARAK SADECE İKİSİ YOLUNA DEVAM EDER! İKİ ÜLKENİN DE ONLARCA ÜSSÜ VAR! Ruslar’ın ABD’nin rakibi olduğunu ve bir kavganın içinde olduğunu düşünüyorsanız bakacağımız tek adres var! LONDRA! Ruslar Suriye’de ya da dünyanın her hangi bir noktasında ABD ile savaşıyorsa yanına İNGİLİZLER’i almak zorundadır. Durum böyle iken Moskova asla ve kat’a Londra’nın kapısını çalmıyor! GARİP DEĞİL Mİ! Tek başına yenemeyeceğin bir DÜŞMAN için ittifak ararsın! Ama böyle bir çaba yok. Hiç hem de…
Rusya gelenek olarak çok büyük devlettir. Söylenmiyor ama PUTİN ve arkasındaki DEVLET GÜCÜ ABD’nin tasfiye edileceği bir dünya istemiyor. İNGİLİZLERLE BAŞBAŞA kalacakları bir dünyadan korkuyorlar. Bunun için de ABD ile kavga eder gibi görünüp birlikte yürüyorlar! EN azından etrafımızda olan bu! Mesela ikisi de YPG için TERÖR vurgusu yapmıyor! Özenle kaçınıyorlar bundan! Eğer ABD Kuzey Kore’de silah kullanırsa ABD ile RUSYA’nın hızla yan yana gelmesi hiç kimseyi şaşırtmamalı…
Şimdilik düğüm KUZEY KORE! Bakalım kapıyı çalacaklar mı yoksa havaya mı uçuracaklar…
Sonrasını anlamak daha kolay…
Film tam da yazılan senaryodaki gibi tıkır tıkır işliyor… Bir gözünüzle Washington’a diğer gözünüzle Moskova’ya bakın! KUZEY KORE bu testi yapmamız için fırsat… Gerisini sonra değerlendiririz…
Kuzey Kore - ABD gerilimi pahalıya mal oldu! http://bit.ly/2vXw3ZX
15 Ağustos 2017 Salı
SICAK SAVAŞ
Artık savaş gizlenemeyecek bir boyuta ulaştı. Açıktan geliyorlar, açıktan vuruyorlar. Ve bir anda örgütleniyorlar. Sıradan insanlar daha “Ne oluyor?” sorusunu soramadan istihbarat örgütleri amaçlarına ulaşıyor… Sadece bizim etrafımızda değil, her yerde böyle… Amerika’yı gördünüz. Sokaklar bir anda karıştı. Çılgın bir sürücü kalabalığın arasına daldı ve dehşet saçtı. Peki ne oldu? Mesaj neydi? Kim, kime ne demek istiyordu? Üzerinde durmamız gereken de tam bu! Savaşın taraflarını ve metotlarını görmek açısından…
Gelin gazetelerde, televizyonlarda olmayanlara bakalım… Ki, işin özü de burası…
Artık savaş net bir şekilde PENTAGON ile BUCKINGHAM arasında… Gizlemek için iki tarafın da bir çabası yok… Savaş artık sokaklara indi. Biraz geriye gidelim… Amerikan İçsavaşı döneminde Britanya’ya büyük sempati ile bakan bir GENERAL vardı… Bu generalin adı Robert E. Lee'ydi! Yani heykelinin kaldırılması istenen GENERAL! Heykel müthiş bir semboldü. Heykeli kaldırarak aslında Buckingham’a “Sizi bu ülkeden atıyoruz!” mesajı verilmek istendi. Ancak İngiltere’nin, daha da önemlisi MI6’nın en güçlü olduğu eyalet Virginia, kent ise Charlottesville’di. MI6 devreye girdi ve bir anda sokaklar karıştı… Pentagon HEYKEL üzerinden İngilizler’i kovmak isterken İngiliz istihbaratının karşılık vermesiyle sokaklarda kendilerine karşı olan onbinleri buldular! İstihbarat örgütleri kıyasıya savaşıyordu!
MI6’nın organize ettiği oluşum, ABD’de ciddi iç karışıklığa neden olabilecek bir sonuç doğurabilecek güçte. Pentagon bunu gördü. Onlar da MI6’in bu kadar kısa sürede bu kadar etkili karşılık vereceklerini düşünmüyordu. Ama cevap etkileyici ve korkutucuydu!
Pentagon da Buckingham Sarayı da aslında aynı hedefi istiyor. İkisi de artık tek kutuplu bir dünyaya inanıyor. O nedenle kavga ikisi arasında şiddetlendi. Mayıs ayının ortalarına doğru İngiliz istihbaratının Amerikan istihbaratıyla ortaklığının son bulduğunu açıklaması, savaşın en resmi göstergesiydi. MI6 ve CIA merkezine rahatlıkla giren iki ülke ajanlarının girişleri yasaklandı. Ortak güvenli ev olarak kullanılan merkezler de sonlandırıldı. İngilizler sokakları karıştırırken Pentagon kimsenin bilmediği bir yerde kanlı bir cevap verdi… Aynı saatlerde! Suriye'nin Türkiye sınırında, muhaliflerin kontrol ettiği İdlib’de Beyaz Miğferliler olarak bilinen İngiliz merkezli özel oluşum biriminin gizli üssüne bir saldırı düzenlendi. İngiltere’nin özel olarak yetiştirdiği 10 Beyaz Miğferliler öldürüldü.
Pentagon bu saldırıyla, Buckingham Sarayı’na “Dünyanın her noktasında size karşılık verebilecek güçteyiz. O nedenle, ABD içinde bir operasyona kalkışma” mesajı yolladı. Pentagon saldırıya devam edecekti. Karşılık bulsa da… Pentagon, Charlottesville operasyonuyla birlikte yeni saldırı planına geçti. İngiltere’nin diplomatları da dahil çok kişi Pentagon’un hedefinde. Özellikle İsrail, Türkiye, Fransa, İtalya, Libya ve Katar’daki İngiliz diplomatları için büyük risk başladı.
Pentagon, İngiltere’nin de çok ciddi bir planla saldırıya geçeceğini, hatta geçtiğini gördü. Charlottesville’deki olay, hem Pentagon’u hem de Trump’ı hedefe koymuş durumda. HEYKEL meselesinden sonra Trump muhalifleri de sokağa çıktı ve gösterilere başladı. Bir de siyahilerin gösterilere destek vermesi, ABD için büyük risk. Amerika’daki siyahları harekete geçirecek güç ise Fransa.
FERGUSON olaylarını hatırlayın! Sokakları karıştıran FRANSIZ İSTİHBARATIYDI! Yazmıştık… Fransa Dış İstihbarat Birimi DGSE'nin imzası vardı olayların altında! Tam da bu noktada yeni bir ittifaka dikkat çekmemiz şart. Geçmişin en büyük iki rakibi olan Fransa ile İngiltere son dönemde özellikle MACRON’dan sonra yakınlaşmakta. Hızla hem de… Adeta geçmişin üzerine sünger çekmişler… Rekabet bırakılmış, ortaklık öne çıkmış.
İşte ABD’de sokaklar tansiyon ile tanışmış iken DGSE de buralarla ilgili olarak hazırlıklarını tamamladı. DGSE'nin başına haziran sonunda çok özel bir isim atandı. Bernard Emie, DGSE Başkanı oldu. Uzun süre Türkiye, ardından İngiltere ve son olarak Cezayir’de Fransa Büyükelçisi olarak görev yapan Bernard Emie, tam bir Ortadoğu kurdu. Dahi yeteneğine sahip biri. Bernard Emie’nin DGSE’nin başına getirilmesi, bölgede Türkiye, İngiltere ve Fransa ortaklığının deklaresi oldu. Tabi anlayana…
Pentagon, Bernard Emie’nin büyük bir tehlike olduğunu biliyor. Bernard Emie, Amerikan’ın geleceği için büyük risk. Çok etkin biridir. Hiçbir istihbarat başkanının kişisel olarak dış ülkelerde operasyon yapma gücü yoktur. Ancak Emie, şu anda bağımsız olarak 20 ülkede operasyon yapabilecek güce sahiptir. Pentagon’un korktuğu da bu! 20 ülke içinde ABD var! İlk sıralarda hem de…
Artık dünya başka bir eşiğe geldi… Dünyanın hiçbir noktasındaki gösterileri sıradan halk ayaklanması olarak görmeyeceğimiz bir döneme girdik. İngiltere, Fransa ve Türkiye bu konuda hazırlıklarını yaparken Pentagon da kendi planları için uğraş vermekte. İSYANLAR için büyük çaba harcanmakta! Yakında göreceğiz pek çoğunu zaten!
ABD, Ortadoğu’da etkin olmak için operasyonlar yaparken iç karışıklık korkusuyla çok daha derin kararları uygulamak zorunda. Ancak bunu başarması için CIA’nın yüzde 100 bağlılığına ihtiyacı var. CIA’nın da yüzde 100 olarak Beyaz Saray’a bağlı olmadığını biliyoruz. Her şey ortada zaten… Bir de iç karışıklık durumunda öne çıkan FBI var. Ülkede yaşanabilecek iç karışıklığı engellemek için FBI’ın çok güçlü olması şart. Ancak son dönemde yaşananlar da FBI’ın Beyaz Saray tarafından yüzde 100 güvenle bakılan bir kurum olmadığını ortaya koyuyor. ABD hem CIA’da hem FBI’da sorun yaşıyor… Trump’ın giden danışmanı ne dedi: “Yerleşik güçler Trump’ı istemiyor. Bunlar da BEYAZ SARAY’da. Bir yolunu bulup gönderecekler…”
Zaten ABD’nin içi karmakarışık. Kimin eli kimin cebinde belli değil…
Wall Street, Trump’ın geleceğini 4 madde üzerinde topladı! 4 ihtimalli akıl oyunu bu!
Wall Street, ilk olarak Trump karşıtı soruşturmaların uzun yıllar alacağını düşünüyor. Bu nedenle DAVALAR çok iç açıcı gelmiyor… Hukuktan ümit kesilmiş durumda.
İkinci ihtimal ise en güçlü olanı! Trump baskılar sonucu görevini 2018’de Başkan Yardımcısı Mike Pence’e bırakmak zorunda kalacak. Bu ihtimal finans tarafından destekleniyor. Hem de sınırsız bir şekilde.
Üçüncü ihtimal ise soruşturmalar, saldırılar ve etrafını çevirme harekatları Trump’ı zayıflatacak. Ancak tersi de mümkün! Trump’ın direniş gösterip ABD’yi yıkıma götürmesinden korkuluyor.
Son ihtimal ise Trump tüm suçlamalardan aklanıp Başkan olarak kalacak. Saldırıları bertaraf etmiş olarak yoluna devam edecek. Bu da finans sektörünün tamamen Pentagon’a bağlanması demek.
O nedenle paraya yön verenler, ikinci seçenek için sokakları deneyecek. Hem de kanlı bir şekilde. Sokaklar karışacak…
ABD’de sokaklar karışırken Pentagon bir yerde daha sahneye çıktı!
NEREDE? BURKİNA FASO’da…
Peki saldırı neden burada yapıldı? Çünkü FRANSIZ DEVLETİNİN himayesinde olan bir toprak parçasıydı!
Peki neden AZİZ İSTANBUL isimli lokanta hedef seçildi? Çünkü Türkiye, İngiltere-Fransa ile birlikte büyük bir ortaklığa giriyordu!
Bu arada saldırının gerçekleştiği otel kimin?
FRANSIZ’ın!
Şimdi olaylara geniş bakmanın ne kadar elzem olduğunu görüyor musunuz! Hiçbir şey tesadüf değildir… Büyük güçler planlı bir şekilde savaşa devam etmektedir… Biz de içindeyiz! Tam ortasında!
NOT: ABD’deki protestolara katılan IRKÇILAR “YAHUDİLER YERİMİZE GEÇEMEYECEK!” diyordu. Diyordu da; ne demek istiyordu! Düşünün bakalım… Bir NOT daha… Amerikan iç savaşında GÜNEY’de siyahiler tarlalarda çalıştırılıyordu. Afrika’dan kaçırılıp zorla insanlar getiriliyordu. İngilizler aldıkları pamuk karşılığında insan getirip teslim ediyordu. Kuzey ise sanayii için ucuz işgücü arıyordu. Bunlar da siyahilerdi. Kavga o zaman da bu zamanda EKONOMİK… Böyle bakın!
25 Ağustos 2017 Cuma
DÜNYA SAVAŞI
İçerideki kısır ve anlamsız tartışmalara girmeden çok akıllı adamların ne yaptıklarına, ne söylediklerine bakalım.
Bakalım ki; ne olacağı konusunda fikrimiz olsun...
Bakın dünyada hiç kimse hiç bir devlet kafasına göre hareket edemez. Böyle bir iklim yok. Bir BÜTÜNLÜK içinde yaşamak zorundadır herkes...
Belli kalıplar içinde...
Açalım biraz...
Küresel Derin Devlet, son 100 yıla damga vurdu... Bu gücü yöneten ise Londra oldu.
Elbette Buckingham Sarayı ve MI6 Küresel Derin Devlet'in merkezinde yer alıyordu. Ancak asıl oyunculardan biri de Rothschild ailesiydi.
Sahip oldukları küresel finans gücüyle...
Pentagon destekli Latin Amerika operasyonları, Orta Asya işgalleri, Afganistan, Irak operasyonları, Türkiye'de gerçekleşen ve gerçekleşmeyen darbelerin tek bir amacı vardı. İngiltere'nin merkezde yer aldığı KÜRESEL DERİN DEVLET'in yönetimini PENTAGON'a bağlamak.
Asıl kavga bu. Diğer yazılanlar, çizilenler detay bile değil...
Devam...
Londra, Küresel Derin Devlet'in etkinliğini Winston Churchil'in 1940 yılındaki Başbakanlığı ile dünyanın her noktasına yaydı.
Küresel Derin Devlet, seçilmiş liderlerin dışında onları indirebilecek gücü elinde tutanları yöneterek güçlendi. O nedenle dünya medyasının yüzde 85'i, finansın yüzde 90'ı, iletişim ve bilişim sektörünün yüzde 75'i, enerji sektörünün yüzde 90'ı, otomotiv endüstrisinin yüzde 75'i aileler üzerinden Küresel Derin Devlet'e bağlandı.
Küresel Derin Devlet'in son lideri Emmanuel Macron oldu... Medya ile Fransa'da geleceği olan 5 önemli ismin itibarsızlaştırılması, Hollande'ın da çökertilmesi, ardından etkili bir algı operasyonuyla Macron'un Fransız halkına sunulması sonucunda sıradan bir isim Fransa Cumhurbaşkanı oldu. Macron, Küresel Derin Devlet'in Pentagon'a açık şekilde karşılık verdiğinin göstergesiydi.
Bu büyük organizasyon, bugüne kadar 100'ün üzerinde devlet başkanı seçtirdi.
2 binin üzerinde işadamını Küresel Derin Devlet'e bağladı. Forbes'ta adı geçen dünyanın en zengin 500 isminin en az 450'si Küresel Derin Devlet'in ortaya çıkardığı zenginlerdir.
Küresel Derin Devlet, bugün tarihinin en büyük saldırısı altında. Pentagon, Yeni Amerika için bu gücü yıkmak zorunda.
Amaçları bu. Bu karar da son 20 yılda sadece 2 kişinin değiştiği Pentagon Konseyi'nde alındı. Değişiklikler de ÖLÜM nedeniyle yapıldı!
Pentagon Konseyi, öyle CFR, Trilateral Komisyon veya Bilderberg'e benzemez.
Bu üç kuruluş, para ile yön verir. CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg, Küresel Derin Devlet'in kollarından 3'üdür.
Ahtapotun kollarının üçü yani...
Pentagon Konseyi, bu derin yapıları yok etmek için harekete geçti.
Pentagon Konseyi'nde yer alan isimlerden 4'ü CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg'in geçmişteki çok önemli isimleriydi. Ancak Pentagon'un sadık adamları olduğunu çok az kişi biliyordu...
Kimileri buna 'partnerlik' anlaşması, kimileri de "Pentagon, gücünü bu 3 oluşumda da hissettirmek için özel isimleri gönderdi" diyor...
Pentagon Konseyi'nin kararı ile Avrupa terörle birlikte yaşamaya başladı. Paris, Nice, Marsilya, Brüksel, İSTANBUL, ANKARA, Londra, Manchester, Berlin, Stockholm, Barcelona...
Bu yönetimler, eğer Pentagon'un emirlerini uygulasaydı saldırıların hiçbiri gerçekleşmeyecekti. Pentagon, yeni süreçte silahın ön planda olacağını ciddi acı vererek gösterdi.
Aslında Konsey, yeni başladı.
Konsey bu hamleleri yaparken, Küresel Derin Devlet öncelikli olarak Trump'ı hedef aldı. Çok önemli ve derin isimlere göre Trump, 2018'in ilk aylarında Beyaz Saray'da olmayacak. Pentagon da bu ihtimalin güçlü olduğunu düşündüğü için yardımcısı Mike Pence'i kıskaca aldı.
Pence de şu an Pentagon'un kulvarında...
Direnebilecek gücü yok. Yani kavga BEYAZ SARAY'ın tam içinde!
Pentagon, Trump'ı korumak için Küresel Derin Devlet'in Avrupa, Orta Asya ve Afrika'daki para kaynaklarına operasyon yapmaya başladı. Rothschild ailesi, Obama döneminin son yılıyla Trump dönemi arasında ciddi bir ekonomik kayıp yaşadı. Elbette aile için bu durum şimdilik rahatsız edici boyutlarda değil. Ancak Pentagon, Yeni İpek Yolu'nun yönetimini alırsa, işte o zaman aile dolayısıyla Küresel Derin Devlet için sorun başlayacak.
Bombaların patladığı yerler yani Londra, Paris, Barselona, İstanbul Pentagon'a itiraz ediyordu... Pentagon da sorunu terörle çözeceğini düşünüyordu...
Son saldırı da böyleydi. Eğer İspanya, Pentagon'un isteklerine boyun eğmezse, iç karışıklığın en büyüğüne şahit olacağız.
İspanya'nın aslında ne kadar bölünmüş bir toplum olduğu bilinen bir gerçek. O toplum, silahların patlamasıyla İspanya'yı Ortadoğu'ya çevirir. Bunu Pentagon da biliyor, İspanya Kralı 6. Felipe de...
Peki sadece İspanya mı? Hayır.
TÜRKİYE ve Fransa hala direniyor.
Belçika ve Almanya, tekrar Pentagon'un emrine girdi. Belçika ve Almanya'daki bazı çatlak sesler yükselse de terör onları yola getirmeye yetiyor...
Pentagon, Ortadoğu'da henüz savaşla tanışmamış olan Körfez ülkelerine de Avrupa saldırılarıyla yön vermek istiyor.
Özellikle Katar, ABD'nin öncelikli hedefinde. Bunu gizlemiyorlar da.
Trump'ın Katar açıklamalarını dikkatle okuduğunuzda, durumu net olarak görürsünüz!
Birinci ve ikinci dünya savaşlarından önce yaşanan durum bugün için de geçerli. O nedenle, 3. Dünya Savaşı aslında Pentagon'un en büyük hedefi.
Dikkat ederseniz Pentagon, 5 kıtada da savaş için gerekli adımları atıyor.
Venezuela'da savaş çıkartmak isteyen ABD, Kuzey Kore'de de aynısını planlıyor. Avrupa ülkelerinde de hep Pentagon'un parmak izini görüyorsunuz.
Dünya savaşları tek kıvılcımla çıkar. Bu ortam artık net olarak var.
Şimdi ilk kıvılcımdan etkilenecek küçük bir ülke aranıyor.
Kuzey Kore ve İran, bu tanıma uyuyor.
Çünkü kendisine bir saldırı halinde birkaç ülkeyi vurmakla tehdit eden Kuzey Kore ve İran, tam da Pentagon'un düşüncelerini yansıtıyor.
Kuzey Kore ve İran'ın aynı anda savaşa çekildiğini görürsek, bir anda 15 ülkenin içinde olduğu savaş başlamış olacak.
Savaşın gerisinde kalmak isteyen Türkiye de, aynı günlerde iyi silahlarla donatılmış YPG saldırısıyla karşı karşıya kalacak. YPG'ye verilen silahların süs olduğuna inanan var mı? O silahların hepsi Türkiye için hazırlanıyor. Eğitimde kullanılan hedeflerin hepsi Türkiye haritası. YPG'lilerin hepsinin bilinçaltında Türkiye var.
ABD bu akıl oyunlarını çok iyi uygular.
YPG üzerinde de başarılı şekilde uyguladı.
Şimdi ikinci adım için bekleniyor. Bu adımın ne olacağı YPG tarafından dahi bilinmiyor. Oyunu kuran ve sahneleyecek olan Pentagon çünkü. Durum bu. Kavga da bu. Bunları ben değil bu işleri çok iyi bilenler söylüyor... Ben sadece takip ediyorum. Amerika içindeki BOŞANMA dünyayı ateşe verecek...
Durum bu kadar önemli ve derinken her zamankinden daha çok AKLA ve BİRLİĞE ihtiyacımız var...
Bunun bozulmasına izin vermeyin...
9 Eylül 2017 Cumartesi
Pentagon’un planı
Büyük güçlerin büyük oyunları vardır. Bunun için gücün yanında akıl da şarttır. Dünyaya baktığımız zaman ABD ile İngiltere dışında üçüncü bir gücü görme şansımız şimdilik yok. Amerika’nın içindeki AKIL ve gücün merkezi PENTAGON’dur. Pentagon da büyüklüğünü kontrol ettiği yerlerle ölçer! Pentagon bir bölgeyi bir ülkeyi kontrol etmek istediği zaman önce kaos meydana getirir. Sonra muhaliflere silah yağdırır. Ardından da verilen bu silahlar terör örgütlerinin eline geçer. Oyun budur.
Hatırlayın! Amerika 80’li yıllarda AFGANİSTAN’a silah yağdırdı. Sovyetler Birliği ile savaşan güçlere destek veriliyordu. Bu nedenle cömert davranıldı. Silahlar yollandı. Ancak bunlar dana sonra EL KAİDE ve TALİBAN’ın eline geçti. Ancak bu terör örgütlerinin kurulduğu yer LANGLEY’di. 11 Eylül saldırıları önemli bir bahaneydi. Afganistan’a resmen girildi. Kontrol neredeyse tamamen ele geçirildi...
Afrika’ya inelim. Nijerya’ya uzanalım...
Burası Amerika için her zaman kilit ülke oldu. Pek çok yerde olduğu gibi burada da karışıklık yaşandı. Sonra cömertlik gösterildi. Silah yağdırıldı. Ve bunlar
garip bir şekilde BOKO HARAM’ın
eline geçti. Ve 2002’den sonra dünya BOKO HARAM adında bir örgütle
tanıştı. Boko Haram da diğerleri gibi LANGLEY de kuruluyordu.
Sonra sıra DEMOKRASİ getirmek için girilen IRAK’a geldi. Nükleer silahlar vardı ve bunlar ele geçirilip tasfiye edilecekti. Hikaye böyle başladı. Oysa 11 EYLÜL İKİZ KULE saldırılarından sonra bölgeden İngiltere’nin atılması gerekiyordu. Müslümanlar üzerinden Müslüman kanı üzerinde operasyon yapılıyordu. İşgal tamamlandı. Amerika yine cömertliğini sergiledi. Milyonlarca silah verdi. Derken kısa bir zaman geçti. Bir de baktık ki; Irak terör merkezi! DEAŞ, EL NUSRA ve adı bile konulmamış en az 10 terör örgütü boy gösterdi! Ve bu örgütler de gönderilen silahlarla yollarına devam ediyordu. Tabii ortak bir nokta daha vardı! Bunlar da LANGLEY de hayata geçiriliyordu.
2011 yılında NATO, ABD öncülüğünde Libya’ya saldırdı. ABD malı silahlar anında gönderildi. O silahlar Ensaru’ş Şeria Örgütü ile Fecr-i Libya örgütlerinin oldu! Gariplik devam ediyordu. Coğrafya değişse de oyun değişmiyordu. Bu örgütler de LANGLEY de kuruluyordu!
Aynı oyun Suriye’de de sahnelendi. 2012’den itibaren Pentagon Suriye’ye silah yağdırdı. Önceleri yollanan tüm silahların ÖZGÜR SURİYE ORDUSU’na gittiği iddia edildi. Ya da birileri bunu söyleyerek hedef saptırıyordu. Bilemem. Evet yollanan silahlar vardı ama bunlar YPG’ye gidiyordu. Pentagon destekte sınır tanımadı TIRLARLA silah yolladı. YPG’yi ordu haline getirdi. İlginç bir ayrıntı daha vardı! YPG’ye gönderilen tek bir silah bile DEAŞ’a karşı kullanılmıyordu! Ama mücadele vardı! En azından biz öyle biliyorduk. Gerçek bambaşkaydı! Ayrıca YPG de DEAŞ da LANGLEY’de kurulanlardandı!
Büyük güçler büyük oyun kurarken bunları yaparlar. Dünyada “TERÖR ÖRGÜTÜ” diye bir şey yoktur. Olsa DEAŞ koalisyon güçlerine rağmen 30 saniye yaşayabilir mi? Kimse bu soruları sormadığı için OYUN tutuyor! Terör örgütlerine CIA’nın kurduğu birimler olarak bakmalıyız. “TERÖR ÖRGÜTÜ” diye tanımladığımız oluşumlar Washington’a hizmet eder. Bir de sadece örgütler değil lider kadroların tamamı LANGLEY de eğitim alır. Almayanı yoktur!
Türkiye’nin neredeyse 40 yıldır uğraştığı PKK da bir Amerikan projesidir. Zaten KÜRTLER Langley için ayrı bir yer tutar! Bu kartı kullanmak için yapmayacakları çok az şey vardır! Ancak kurdukları PKK hiç olmadığı kadar zor durumda. Son dönemdeki etkili operasyonlar PKK’yı bitirme noktasına getirdi. Lider kadrosuna indirilen darbeler örgütü iyice sarstı. Bir de siyasi ayağına yönelik adımlar PKK’nın kabus görmesine neden oldu. Bunun üzerine Amerika PKK ile YPG’yi birleştirdi. Aynı çatı altına aldı. YPG öne çıkan tabela oldu. YPG şimdi bir DEVLETİN ordusu olmak niyetinde. Amacı bu. Devletin kurduğu orduları gördük ama örgütün kurduğu ordu ve devleti belki ilk kez göreceğiz. Kurulursa tabii! Ancak Pentagon’un Irak’ın kuzeyi ile Suriye’nin kuzeyini tek hat üzerinde birleştirmek istediği SIR değil. Bunun için gerekli tüm adımları çekinmeden atıyorlar. Pentagon Irak’ın kuzeyi ile Suriye’nin kuzeyini birleştirmeye, TEK DEVLET yapmaya kararlı. Olursa merkez SURİYE tarafında olacak. Amerika bunları yaparken en büyük rakibi ne yapıyor? Bir kez öncelikle bilinmesi gereken şu ki, Amerika içinde hiçbir terör örgütü tutunamaz. Bu nedenle hiçbir gücün ÖRGÜT ile Washington’a cevap vermesi mümkün değildir. Birleşik Krallık bunu bildiği için TERÖR ÖRGÜTÜ ile ABD’ye vurmuyor! İlk saldırıdan hemen sonra hem örgüt hem liderleri gider! Bu bilenen bir nokta! Ancak Amerika’nın en zayıf noktası IRKÇILIK! Siyah-Beyaz çatışmasını kaşıyan ve bunda başarılı olan ABD’yi çökertir. Devleti yıkma gücüne erişir! Bunu da şu an yeryüzünde sadece ve sadece İNGİLTERE yapabilir. Fransa ise İngiltere’den sonra Amerika içinde etkili olabilecek diğer güçtür! Hollande döneminde İngiltere ile büyük bir mücadele içinde olan Fransa MACRON’un gelmesiyle birlikte ortak çalışmaya başladı. Mesela son dönemde FRANSA’yı sarsacak kadar etkili iki terör saldırısını MI6’in istihbaratı önledi. İngiliz istihbaratı verdiği bilgiyle YIKIMI engelledi. Şu an İngiliz istihbaratı MI6 ile Fransız istihbaratı DGSE elele yürümekte! Bu iki gücün ABD içindeki yıkım gücü de hiç hafife alınacak gibi değil! Bölgeleri kontrol etmek için TERÖR ÖRGÜTÜ meydana getiren Pentagon için bir de para gerekiyor! Bu parayı da AFGANİSTAN’dan buluyor. Kurdukları uyuşturucu ağı ile Afganistan’dan ABD’ye kadar uzanan hattı kontrol ediyorlar. Afganistan yıllardır UYUŞTURUCU’nun ilk adımı, merkezi. Şimdi de İPEK YOLU’nun. AFGANİSTAN’ı elde tutmak bu nedenle çok ama çok önemli.
Elin taşıyla elin kuşunu vurmak için.
Pentagon hedef ülke için çeşitli oyunlar kurar! Genellikle tutar! Ama Türkiye’de tutmadı. 15 Temmuz’da bozgunu yaşadıkları için şimdi başka yollarla geliyorlar. Son 8-10 gün içinde üç karar aldılar! Önce Erdoğan’ın korumaları için soruşturma yolu açıldı. Arkasından Rıza Sarraf davasına Zafer Çağlayan’ın ismi katıldı. Son olarak da ABD’ye giden kargoların denetlenmesi şartı konuldu! Emin olun arkasından çok başka seçenekleri de masaya getireceklerdir.
Çünkü Washington ne kadar destek verirse versin YPG ile istediği sonuca asla ve kat’a ulaşamaz. Ortadoğu’da güç olmak isteyen oyun kurmak isteyen ANKARA ile oturup ortaklık yapmak zorunda.
Çünkü burada güçlü olan biziz! Washington ORTAKLIK yapmak yerine içten yıkma metodunu seçince ipler koptu.
Stratejik ortaklık hayal oldu! Ancak İPEK YOLU, Amerika’nın sonu olabilecek bir proje. Bunu biliyorlar! Burada da TÜRKİYE başrolde! Yani içten ele geçirmek istedikleri ülke!
Bu nedenle YPG dışında ne bulurlarsa geleceklerdir. Amaç Ankara’yı masaya çekmek ve orada baskı kurmak. Rıza Sarraf olayı bu!
Devamı gelecek!
Eylül hareketli bir ay!
NOT1: İsrail ve Macaristan’dan sonra Polonya da Soros’la ilgili soruşturma başlattı. Savaş her yerde yani! Soros’un kim olduğunu anlatmama gerek yok değil mi?
ABD ile İngiltere her yerde savaşıyor!
NOT2: Amerika’da bir akıl,
Rıza Sarraf üzerinden İran ile
yapılan ticarete oradan da
uluslararası bankacılık sistemine gelmek istiyor. Yani Amerikalılar, Rıza Sarraf üzerinden Türkiye’yi, bankacılık sisteminde sahadan
alıp tribüne atmak istiyor. Ayak
sesleri bunu işaret ediyor.
NOT 1: Trump geldiğinden bu yana yanında olan çok isim götürüldü. Alındı indirildi! Fotoğrafın görünen kısmı bu! Gerçek ise bambaşka. Daha önce de defalarca yazdım! Steve Bannon, gizli BAŞKAN gibi. Hala günde birkaç kez Turmp ile görüşmekte. Ya diğerleri? Michael Flynn, Paul Manafort, Reince Priebus, Mike Dubke, Anthony Scaramucci, Mark Corallo… Hepsi görevlerini dışarıdan başarıyla yapmakta. ABD ile İngiltere arasındaki savaşta gizli oyuncular, gizli görevlerle yürümekte! Giden yok yani!
NOT 2: 15 Temmuz DARBE davalarında kimse açık konuşmuyor. Emri kimin verdiği söylenmiyor. Bazı çok önemli görüntüler de yok. AKINCI ÜSSÜ mesela… Acaba içeridekiler dışarıdakileri koruyor mu? Bir umut için! Bilemedim!