(Fémi Aussi)
(Şerafettin Sami Salya presents)
Narrator: Sultan Karbon (École du Sud)
1990'lı yılların sonlarından itibaren Eyüp Sabri Bey'in özel asistanlığını üstlenmiş Rozita Calderon Özdöşemecioğlu.
Mukavva bilgilendirme toplantıları başlangıçtan beri Eyüp Sabri Şokola ya da Alaattin Özdübel'in evinde yürütülüyordu. Sonradan Refik Tankoz (Dangoz) ve Berkecan Mesnetsiz de onlara katılınca daha geniş bir toplantı salonuna ihtiyaç hasıl oldu. Ancak bütün bu çalışmalarda en büyük emek şüphesiz kadınlara düşüyordu. Büyük filozofun karısı Müyesser Berrin Kümes oldukça hamarattı. Lakin onun da bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Neyse ki Eyüp Sabri Bey'in eski arkadaşı Selin Radar doksanların ikinci yarısında imdada yetişti. Çünkü onların mütevazı apartman dairelerine gelen konukların iyi ağırlanması gerekiyordu. Bu insanlar çeşitli ortamlarda methedilmiş iki önderi çok merak ediyorlar ve onları ziyarete geliyorlardı. Kuru kuruya anlatılanları dinlemelerini bu vefakar insanlardan istemek büyük haksızlık olurdu doğrusu. Lojistik desteği ünlü sanayici Mahmut İsal veriyor ve Şokola ailesi ek bir masrafa girmiyordu ama hizmet işi nasıl yürütülecekti? Büyük düşünür Eyüp Sabri Şokola'nın henüz Rozita Calderon gibi becerikli bir asistanı da mevcut değildi.
İşte ilk zamanlarda birkaç kadın canını dişine takarak Mukavva oluşumuna büyük destek verdiler ve iki alimi support ettiler. Üstelik bu toplantılar gerçekten anlatılmaz sadece yaşanırdı. İki büyük önder mevzuları başlatıyor, diğerlerinin onların fikirlerinden istifade ederek hararetle yeni sentezler ortaya atması başta alimler olmak üzere herkesi memnun ediyordu. Doksanlar sona ermek üzereyken seçkin cemiyete yeni katılmış iki genç kız Emel Erdem Emer ve Rozita Calderon Özdöşemecioğlu, ilim ve irfan aşığı insanlara hizmet etmek için saatler önce hazırlıklarını tamamlıyor, toplantı saati geldiğinde hazırlamış oldukları en leziz yemekleri onlara sunuyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde yorgun düşen dimağları hiç olmazsa birkaç saatliğine dinlendirmek için Mahmut İsal'in tedarik ettiği en iyi içkiler misafirlere ikram ediliyor, nihayetinde Eyüp Sabri'nin o zamanlardaki nikahlı zevcesi Müyesser Berrin Kümes hanımefendinin yaptığı striptease gösterisiyle bu muazzam meclis mesaisini tamamlıyordu. Üyeler yeni günün başlangıcında kendilerini hakikat yolunda yürütecek yeni bir enerjiyle dolduklarını hissediyordu.
Eyüp Sabri Bey'in güzel ve biricik eşi Müyesser Berrin Kümes ile Kamile Kara Kapkara hanımefendi.
Müyesser Berrin Kümes, altmışlı yıllarda Yozgat'ın Gümüşhacıköy ilçesinde dünyaya gözlerini açtı. İstanbul Üniversitesinde istikat öğrenimi gören Kümes, 1990 yılında hakikatin efendisi Eyüp Sabri Şokola ile hayatını birleştirdi. 1993 yılında Şokola'nın Türkiye'de interneti öngörmesi ve ona can yoldaşı olan, yakın arkadaşı Alaattin Özdübel ile bir takım çalışmalara başlaması, genç kadının hayatını değiştirdi. O sıralarda tanıştıkları Hüzeyfe Kapkara ve eşi Kamile Kara Kapkara ile yaptıkları kozmik enerji alışverişi sonucunda çıkan yoğun lambda dalgalarına maruz kalan geleceğin büyük filozofu Eyüp Sabri Bey, birkaç hafta süren bir rahatsızlığa yakalandı. Bu süreç içinde fedakar kadın kocasını bir saniye bile yalnız bırakmadı, onun sağlığına tekrar kavuşması için günlerce dua etti. Bir sabah hakikatin efendisi uyandığında Alaattin Özdübel'in çağrılmasını istedi. Yol gösteren nebi arkadaşının evine vardığında Eyüp Sabri Bey ona artık vakit kaybetmemeleri gerektiğini ve durmaksızın çalışmalarını söyledi. Böylelikle yoğun bir mesaiye girişen iki alim, bir takım belgeler yazmaya koyuldu. Arada sırada onları ziyaret eden Kapkara çiftine yaptıkları çalışmaları gösteriyor, onlardan feyz alıyorlardı. Bu bir araya gelişlerinde yanlarında Müyesser Hanım da bulunuyordu. Nihayet 1993 aralık ayında Kamile Kara Kapkara, büyük filozofa ve can yoldaşına şöyle dedi: "Artık bize ihtiyacınız yok. Yolunuzda tek başına yürümek zorundasınız. Eşiniz size daima yardımcı olacak ve yeni dava arkadaşları bulacaksınız."
Büyük bir alimin eşi olmak her açıdan zordu. Ancak azimli genç kadın aile dostları olan Selin Radar'dan kocasına göz kulak olmasını istemişti. Radar böylece Eyüp Sabri Şokola'nın ilk özel asistanı oldu. İki yıl sonra ise henüz genç bir üniversite öğrencisi olan Rozita Calderon Özdöşemecioğlu, filozoflar filozofunun çalışmalarından etkilenecek, böylece 2014 yılında uzayda kaybolmalarına kadar verimli bir beraberliğin temeli atılacaktı. Ancak her durumda Müyesser Hanım, hem cemiyetin hem de kocasının en büyük destekçisiydi. Onun hem hayat hem de dava arkadaşıydı.
Eyüp Sabri Şokola, Alaattin Özdübel ve on kişiden oluşan Mukaleplerin uzayda kaybolmasından sonra derin acılar içinde kıvranan Müyesser Berrin Kümes, canını dişine takarak kazazedelerin bulunması için birçok kuruma başvurdu, onların desteğini istedi. Ancak ne yazık ki kayıp kazazedeler hiç bir zaman bulunamadı. Kaybolan kafilenin içinde bulunan ve verimli Retarder arazilerinin tek varisi Berkecan Mesnetsiz, tüm malvarlığını Kümes'in kurduğu Mukavva Vakfına sağlığında bağışlamıştı. Müyesser Hanım tuttuğu yas sona erince Refik Dangoz ile hayatını birleştirdi ve tüm enerjisini Mukavva Foundatiton için harcamaya koyuldu. Retarder arazilerini cemiyetin gelir kaynaklarının kurumaması için iyi bir fiyata satan ve bunu nakde çeviren başarılı iş kadını, şu anda eşi Refik Dangoz'la Miami'de yaşamakta ve hatıralarını yazmaktadır.
Kamile Kara Kapkara fotolarda yüzünü hiç göstermezdi.
Kamile Kara Kapkara, Hüzeyfe Kapkara'nın nikahlı karısıydı ve büyük filozof Eyüp Sabri Bey'le ilk kozmik enerji alışverişine giren seçilmiş kişilerdendi. 1990'lı yılların başında sık sık ziyaretine gittikleri Şokola çifti ile görüşürken nebiler nebisinin o zamanlar pek bilinmeyen inovasyon ve sinerji kavramlarından bahsetmesi üzerine aniden yoğunlaştırılmış enerjiyi ilk defa bünyelerinde hisseden Kapkara çifti, önlerinde yeni bir yol açıldığının henüz farkında değildi. Şimdiye kadar sohbet ve muhabbetlerine konu olan bazı kavramları ve bilinmedik bir takım ayrıntıları nasıl değerlendireceklerini hiç düşünmemişlerdi. Ancak Müyesser Hanım'ın da bulunduğu bu bir araya gelişlerde sürekli kafalarını kurcalayan bir soru vardı. Tüm bu olan biteni sürekli tutacak ve hatırlatacak bir mekanizma hangi etmenlerden oluşur ve günlük hayatımızda nasıl teşekkül ederdi? İşte internetin icadından hemen az önce bu dört kişi bu sorunun cevabını arıyorlar, bünyelerini pozitif anlamda motive edecek enerji alışverişlerinde farkında olmadan kendilerine ve takipçilerine yeni bir yol çizip büyük değişimlere maruz kalacaklarını bilmiyorlardı.
Nihayet 1994 yılının ilk aylarında Eyüp Sabri Şokola ve yol gösteren alim Alaattin Özdübel, nihai hedeflerini ortaya koydular. Her zaman ve her yerde ulaşılabilecek evrensel bir data! Daha cep telefonlarının bile kullanıma geçmediği o yıllarda bunu telaffuz etmek bile büyük bir devrimdi. Kamile Hanım bütün bu düşünsel devrime yakından tanık oldu. Sonradan yurt dışına yerleşmelerine rağmen hiç bir zaman Mukavva Hareketi ile irtibatı koparmadı ve memleket ziyaretlerinde iki değerli bilim adamının yanına koşarak onlardan feyz almayı sürdürdü. Bir şekilde yaşadıklarını hareketin ikinci kuşağı diyebileceğimiz Rozita Calderon ve Emel Erdem Emer'e yazdığı mektuplarla ayrıntılı bir şekilde anlattı ve bir anlamda cemiyetin tarihinin yazılmasına büyük katkılarda bulunurken ardından gelenlere paha biçilmeyecek dersler ve hakikaten ibret alınabilecek cefakar bir hayat öyküsü bıraktı. 2014 yılındaki trajik kaybolma vakasından sonra kendini hareketin ilkelerini gelecek kuşaklara aktarmaya adadı ve bu uğurda tüm dünyayı dolaştı. Cemiyetin fikirlerini takip eden çeşitli yorum ekollerinin temsilcileriyle ilişkiye girdi ve tek bir düşünce etrafında bölünmeden mücadeleyi salık verdi. Kuzey ve batı ekollerine hatırı sayılacak ölçüde maddi bağışlarda bulundu, onlar için çalıştı. Eyüp Sabri Şokola, Alaattin Özdübel ve diğer Mukatekler için her sene New Jersey'de lokma döktüren Kapkara, Müyesser Hanım ve Refik Tangoz'la da görüşmekte, onlara ilham vermeye devam etmektedir.
Eyüp Sabri Bey'in ilk asistanı Selin Radar ve sağda ünlü psikiyatr Rana Kurna hanımefendi.
Selin Radar, Mukavva analitik düşünce sistemine en geniş ve derin katkıyı sağlamış elemanlardan biriydi. Bunun sebebi her şeyin başlangıcında filozoflar filozofu Eyüp Sabri Şokola ve kainatın rehberi büyük fikir adamı Alaattin Özdübel'in yanlarında bulunmasıydı. 1995'te kısa süreli bir zihinsel buhranı atlatan Şokola'nın bilimsel çalışmalarının çıktısını almak için bir sekretere ihtiyaç duyuluyordu. Ev işlerinden ve kocasının bakımından bunalan Müyesser Hanım, bu iş için aile dostları Selin Radar'a başvurdu. Onun iyi bir ücret karşılığında eşinin yanında bulunup bulunmayacağını sordu. Sanayici Mahmut İsal ona dolgun bir maaş bağlayacak ayrıca oluşturulan her belge için prim verecekti. Radar hiç düşünmeden bu cömert teklifi kabul etti ve Şokola'ların evine taşındı. İlk anlarda özellikle Şokola ve Özdübel transa girdiklerinde bazı güçlükler çıksa da kısa zamanda bunlar aşıldı ve Selin Hanım büyük filozofun ağzından çıkan her özlü sözü not almaya ve bunları tasnif etmeye başladı. Hareketin embriyo safhası denilecek bu günlerde bazı ünlü bilim adamları da Şokola'nın evine geliyor, iki düşünce adamıyla görüşmek istiyorlardı.
Selin Radar 1990'lı yılların ortasında.
İşte böyle zamanlarda Radar ve Müyesser Kümes büyük bir özveriyle misafirleri karşılıyor, onların rahat etmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. Yine böyle bir gün Retarder arazilerinin tek varisi Berkecan Mesnetsiz onları görmeye gelmiş, kısa bir süre önce kaybettiği babasının acısını unutmak için hakikatin efendisine sığınmıştı. Nebiler nebisinin çalışmalarına hayretle göz gezdiren Mesnetsiz, bunların html dosyalar haline getirilip kamuya açılmasını istemişti. Selin Hanım bu işi yapamayacağını ve bilgisayarları olmadığını söyleyince de bir dahaki ziyaretinde ona bir bilgisayar hediye etmiş, bunu kullanmasını söylemişti. Html dilini ise yanında çalışan Refik Tankoz (Dangoz) yoluyla hem Selin Radar'a hem de iki büyük alime öğretmek için kolları sıvamıştı. Bu büyük bir devrimdi Mukavva hareketi için. Artık oluşturulan belgeler kolayca kamuyla paylaşılacaktı. Ancak Selin Radar'ın yükü artmıştı. İşte bu günlerde iki büyük ilim adamının eserlerinden haberdar olan genç bir üniversite talebesi, Rozita Calderon Özdöşemecioğlu ortaya çıkacak ve Şokola'nın özel asistanı olacaktı. Böylece Radar da artık gittikçe sesini duyuran ve dernekleşme yoluna giden hareketin idari işleriyle uğraşabilecekti.
Sonuç her bakımdan muazzam oldu. 1995 yılında Rozita Calderon özel asistanlık görevini ondan devraldı ve büyük bir azimle nebiler nebisinin yanında kalmaya başladı. Bir yandan da üniversite tahsilini yürütüyor, onun olmadığı zamanlarda da Mebrure Derbeder ve Remziye Varil gönüllü olarak iki alimin yanında bulunmaya gayret gösteriyordu. Her şey rayına oturmuştu. Bu iki fedakar kadına Müyesser Berrin Kümes tesadüfen bir müzikholde rastlamış, onlardan kendisine yardımcı olmasını istemişti. Sanayici Mahmut İsal onların da masraflarını karşılayacaktı. (Allah ondan razı olsun.)
Mebrue Derbeder ve Remziye Varil çıktıkları bir tatilde.
Mebrure Derbeder ve yakın arkadaşı Remziye Varil, bir tesadüf sonucu Şokola ailesiye tanışmıştı. Bir gün gittikleri müzikholde dans eden kadınları gören Müyesser Hanım onların sanatına hayran kalmıştı. Kısa zamanda arkadaş oldular. Kocasının durumunu iki kadına aktaran ve sekreter aradıklarını söyleyen first lady, onlardan Eyüp Sabri Bey'le çalışma sözü aldı. İki genç kadın üçüncü sınıf bir gece kulübünde çalışmaktansa Şokola'ların emrinde memuriyet yapmayı uygun gördüler. Bu fikir akıllarına yatınca da Selin Radar'dan boşalan yere onlar geçti. Filozoflar filozofu ve can yoldaşı yol gösteren tapirin konuşmalarını teybe alan ve sonra da bunları çözümleyen iki kafadar, farkında olmadan Mukavva Hareketi'ne büyük katkı yapmışlardı. Çünkü bugün ortalıkta dolaşan kütüphane ürünlerini yorumlamak için gerekli dökümanlar bu iki acar kız tarafından oluşturulup, basit bir web editörüyle html dosya haline getirilmiş ve o zamanın gözde medya ürünü compact disclerde arşivlenmişti. 1990'ların sonuna doğru Retarder Köşkü'nde bu cdler dvdlere aktarılmış, 2014'deki büyük kazadan önce de blueray formatında tekrar elden geçirilmişti. Dökümanlar bugün Birleşik Devletlerdeki Mukavva Foundation'un kasalarında saklanmakta ve arada sırada kamuyla paylaşılmaktadır.Ancak hem Mebrure Hanım'ın hem de Remziye Varil'in bu hamaratça çalışmalarının da bir nihayeti olacaktı.
Takvimler 1995'i gösterirken zengin bir talip Mebrure Derbeder'i Mukavva Hareketi'nden kopardı. Evlenen arkadaşının özlemine dayanamayan Remziye Varil de Dubai'den kendisine teklif edilen yüklü bir maaş içeren iş teklifini reddedemeyince Eyüp Sabri Bey'in özel asistanlığı tekrar Selin Radar'ın omuzlarına yüklenmişti. Ara sıra Kamile Kara Kapkara ile Şokola ailesini ziyarete gelen Radar, hem Müyesser Hanım'ın misafirlerini ağırlıyor hem de iki büyük alime göz kulak oluyordu. İşte böyle çaresiz kaldıkları bir durumda beklenmedik bir şey oldu ve gazeteye verdikleri ilana Rozita Calderon Özdöşemecioğlu adlı bir öğrenci cevap verdi. Sanayici Mahmut İsal'e danışan ve ondan onay alan Müyesser Kümes yeni asistanı evlerine getirip eşi Eyüp Sabri Beyle tanıştırdı. Kısa zamanda ortama alışan ve çalışkanlığı ile göz dolduran Rozita, ileride kendisini Retarder Köşkünde genel sekreterlik makamına ulaştıracak bu müteavazi ama son derece kıymetli vazifeyi ifa etmeye başladı. Böylece Selin Radar da rahatlamış, sadece Alaattin Özdübel'in temize çekilmesi gereken söylev taslaklarıyla meşgul olacaktı. Gücünün yetmediği durumlarda da kendisine Kamile Kara Kapkara yardımcı olacak, ancak tüm bu zor koşullar Şokola ailesi ve hareketin ileri gelenlerinin Retarder Köşküne taşınmasıyla son bulacaktı. Üstelik orada onları bekleyen bir kişi daha vardı. 2000'li yıllarda hareketin en gözde neferlerinden Emel Erdem Emer cemiyete katılmayı bekliyordu. Bu arada Rusyaya yerleşen Mebrure Derbeder hareketle bağını koparmamış, yanında getirdiği belgelerin bir kopyasını kocası Gıyasettin Larva'ya (Gennadi Larvinov) göstermişti. Yıllar sonra Gıyasettin Bey ünlü Güney Ekolünü kuracak, Tetra Mukawanların dört sahih okulunun temel ilkelerini ortaya koyacaktı.
Madame Gabriella Daranus ile sağda Remziye ve Mebrure hanımefendiler.
Prof. Gabriella Daranüs, Eyüp Sabri Şokola ile Alaattin Özdübel'in ilk dialoglarını başkalarıyla paylaştığında sonradan bunların yeni bir fikir hareketine dönüşeceğini ummuyordu. Zaten iki değerli bilim adamı da sadece akıllarına takılan sorulara yanıt arıyor, diğer ayrıntıları başkalarıyla paylaşarak bir çözüme ulaşmayı hedefliyorlardı. Almanya'da filoloji ve linguistik alanında çalışmalar yapan ve politikayla da ilgilenen Daranüs, nebiler nebisinin ve yol gösteren tapirin giriştiği çalışmaların doktrinsel bazda ele alınması gerektiğini düşünüyordu. 1998 yılında ilk defa onları ziyaret etti ve Hamburg'ta bir enstitüye onlar adına sunduğu bir bildiriyi yüksek ıttılalarına takdim etti. İki büyük filozof bu çalışmayı inceledi ve daha sonraki günlerde Alaattin Özdübel onunla yoğunlaştırılmış enerji alışverişine girdi. Bu kozmik etkileşimden pek memnun kalan bilim kadını memleketimizdeki ziyaretini bir aya yakın bir süreliğine uzattı ve tüm vaktini onların yanında geçirmeye başladı. İşte bu büyük buluşmanın sonucu olarak Almanya'ya döndüğünde ünlü Doğu Ekolünün temellerini attı.
Profesör Gabriella Daranus, Retarder Köşkü Yakınlarında.
Eyüp Sabri Şokola ve Alaattin Özdübel aileleriyle birlikte Retarder Köşküne hicret ettiklerinde de sık sık yurdumuza gelip onları ziyaret etti, fikirlerinden istifade etti. Verimli Retarder arazilerinin sazlık alanlarında botanik keşiflerine çıktı, sığ sularda kulaç attı. Doğu Ekolü, bizzat Şokola ve Özdübel ile yapılan röportajlar nedeniyle, yani Mukavva Hareketinin gerçek amacını birinci derecede kaynaklardan sağlanan malzemeler aracılığıyla topluma yansıtması bakımından benzer düşünce ve yorum ekolleri arasında gerçeğe en çok yaklaşandır. Şüphesiz bunda en büyük emek Madame Gabriella'nındır. Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan bu uğurda çalışmış, Avrupa'yı dolaşmış, sonunda en prestijli bir düşünce ekolünün temellerini atmıştır. Mukavva Hareketi'ni sadece bir inovasyon metodu olarak görmeyen, tam tersine onu duygusal bağlamda da ele alarak benzersiz bir doktrinsel yapı olarak inşa etmiştir. Hareketin önde gelenlerinin uzayda kaybolmasından sonra her sene dünyanın çeşitli köşelerinde onları anmak için toplanan hareketin takipçilerine en büyük manevi desteği de sunan bu fedakar kadın, bugün Almanya'da mütevazı bir hayat sürmekte, tüm enerjisini insanoğlunun daha iyi ve müreffeh yaşamasına adayıp bu hedefler doğrultusunda bilimsel faaliyetlerini sürdürmektedir.
Doktor Rana Kurna iyi bir piskiyatrdı. Doktora vermişti.
Dr. Rana Kurna, psikiyatrdı. Hareketin önderleri Retarder Köşkü'ne taşınmadan önce mekan sıkıntısı yüzünden bazı toplantılarda onun yazlığını kullanıyordu. Kurna, hem iyi bir ev sahibiydi, hem de toplantıya gelen misafirlerin psişik sorunlarıyla ilgileniyordu. Bu geniş yürekli kadın herkesin yardımına koşarken ayrı bir mutluluk duyuyordu. 1999 yılında Breakaway günleri nedeniyle yapılan anma toplantısına gelen iki genç ve gelecek vaad eden Mukatek'in, yani Rozita Calderon Özdöşemecioğlu ve Emel Erdem Emer'in en büyük destekçisi oldu. O sıralarda derin bir bunalımda debelenmekte olan Selin Radar'ın yardımına koştu, Müyesser Hanım'ın eşi olan Eyüp Sabri Şokola ile anlaşmazlıklarının giderilmesine arabulucu oldu, onların yoğunluk yüzünden birbirlerine zaman ayıramamaları yüzünden kötü giden evliliklerini kurtarmaya çalıştı. Özellikle rüyalar konusunda uzman olan Rana Kurna, 2000'li yılların sonuna doğru yurt dışına hicret etti ama cemiyetle bağlantılarını hiç bir zaman koparmadı. Eyüp Sabri Bey ve yakın arkadaşları derin uzayda kaybolduğunda da onları arama çalışmalarına katıldı, parapsikolojik bir takım deneylere girişerek onlardan haber almaya çalıştı. Deniz kenarında mamur bir villada oturan Kurna, sanayici Mahmut İsal'ın büyük lojistik yardımlarda bulunduğu büyük toplantılarda tam anlamıyla mükemmel bir ev sahibesi olarak her yere koşuşturuyor, organizasyonun iyi yürümesi için büyük çaba gösteriyordu. Yanında yetişen Calderon ve Emer ona çok şey borçluydular. İlk genel sekreterlik seçimi de onun evinde yapılmış, Rozita genç yaşına rağmen hareketin genel sekreteri olurken Emel Erdem Emer de yardımcılığına getirilmişti. Tınza Tuşe'nin taharriyatlarının şekil verdiği Batı Ekolüne bağlı olan Rana Kurna, uzun süredir yaşadığı Birleşik Devletler'de hareketin son genel müdürü Ali Ümmet Modem'le birlikte bir ensititü kurmuş, burada okulun ilham aldığı kişi Tınaz Tuşe'nin 1999'da bilim dünyasına sunduğu eşsiz memorandumun ışığında araştırma faaliyetlerine yardım etmekte, meslektaşı Hümeyra Sersefil'in hipotezlerini geliştirmektedir. Cemiyet bu fedakar doktorunu hiç bir zaman unutmamıştır.
First Edit: 09 February 2019 Last Update: 20 March 2021