Von Unaussprechlichen Kulten

Universal Data

(Şerafettin Sami Salya presents)

Narrator:  Remzi Boşboru (Kuzey Okulu)

Eyüp Sabri Şokola, Alaattin Özdübel ve Berkecan Mesnetsiz uzay gemisi enkazının yanında. (2014) Foto: Kazım Kaos

History

1990'lı yılların hemen başında iki  yakın arkadaş, Eyüp Sabri Şokola ve Alattin Özdübel zihinlerindeki projeleri gerçekleştirmek üzere ortak çalışmaya karar verirler ve bir takım notlardan oluşan dökümanlar yazarlar. Gayeleri kaleme aldıkları bu ufak notları bir heyetin refakati eşliğinde genişletip kamu faydası için cemiyetle müvazea etmekti. Ancak kimlerle beraber hareket edeceklerdi? Çünkü dünyada üzerinde de henüz network düşüncesi fazla yaygınlaşmamıştı ve bu yüzden Eyüp Sabri Bey ruhi bir buhranın eşiğindeydi. Gerçi computerların birbirleriyle haberleştiğinden muttaliydi ve kendisi de bilgisayar kullanıyordu ama bu muhaberatın ne şekilde şümul edeceğini henüz idrak edemiyordu. Kendisini hiç bir zaman yalnızlık bırakmayan ve ileride dava arkadaşı olacak "Yol Gösteren Tapir" yani Alaattin Özdübel ona destek olmaya çalışıyor, ancak müspet bir netice alamıyordu. Internet öncesi diye adlandırılabilecek bu dönemde Eyüp Sabri Şokola ve Alaattin Özdübel, J. L. Borges'in bir öyküsünde bahsedilen "evrensel kitaplık" imgesinden esinlenerek herkesin özgürce katılabilip katkı verebileceği sonsuz uzamda bir topluluk düşünüyorlardı. Community şimdiye kadar popüler ve entellektüel kültür tarafından pek önem verilmeyen bilgileri de içerecek ve ortak akıl sonucu oluşturulacak dökümanlar izleyicilere ulaştırılıp yeniden şekillendirildikten sonra bunun verdiği manayla taptaze bir toplumsal cereyan ihdâs edilecekti. Internet öncesi olarak adlandırılan bu devirde istikbalin alimleri Eyüp Sabri Bey'in evinde bir araya geliyor, saatlerce konuşuyorlardı. 

Bu toplantılara şeçilmiş kişiler katılıyor, medyum Cemile Ceren Cenin vasıtasıyla kimi zaman  uzaydan gelen ruhsal varlıklarla ilişkiye geçiliyordu. Bu işi yapan kişi de Berrin Kümes'ti. Psişik yetenekleri diğerlerinden daha fazla olan Berrin Hanım evrendeki kutsal bir varlığın gelişiyle adeta kendinden geçiyor bu trans hali sırasında üzerindekileri çıkarıp kozmik enerji alışverişine geçiyordu. Yarı çıplak kimi zaman da çırılçıplak halde Voodoo dansına benzer bir takım hareketler icra eden genç kadın bu paylaşım sona erdiğinde bitap bir şekilde halıya yığılıyordu. Daha sonra ondan bu yükü almak isteyen Selin Radar ve Kamile Kara Kapkara da kimi zaman anadan doğma soyundukları halde sprituel yeteneklerinin yetersizliği yüzünden bir sonuca ulaşamamış, böylece evrenden gelen ruhsal tebliğler alınamamıştı. Şüphesiz bunda oturdukları apartman dairesinden kaynaklanan bir takım sorunlar da etken oluyordu. Çalınan müzik ve kalabalık ortam kimi zaman komşuların şikayetine yol açabiliyordu. Bu yüzden bazı kereler Dr. Rana Kurna'nın şehir dışındaki yazlığında toplanıyorlardı.

Müyesser Hanım psişik varlıkla kurduğu kozmik enerji paylaşımından ötürü baygın düşmüş.

1993 yılında Eyüp Sabri Şokola'nın refikası Müyesser Kümes iki arkadaşa şöyle bir öneri getirdi: "Madem ki bir topluluk kurma özlemindesiniz, bırakın size yardım edeyim." İki yoldaş bu teklifi sevinçle karşıladılar. Nihayet üç hafta sonra ileride hareketin first leydisi olacak Müyesser Hanımefendi, yakışıklı bir delikanlı olan teknik seviyesi yüksek Refik Tankoz'u (Dangoz) evlerine davet etti. Yanında zevcesini de alıp gelmiş uzun boylu yakışıklı bir adam vardı. Bu seçkin ve seçilmiş eşhas, Huzeyfe Kapkara ve kıymetli zevcesi Kamile Kara Kapkara'ydı. Kamile Hanım evlendikten sonra kızlık soyadı Kara'yı da kullanıyordu ve beyi Hüzeyfe'nin soyadı Kapkara da buna eklenince isimleri kulağa oldukça ahenkli gelen ve fonetik açıdan söylemesi ve işitmesi çok zevkli bir melodiye dönüşmüştü.


Müyesser Kümes, Retarder Köşü'ndeki çalışma odasında. (1999)

Toplantılar tüm hızıyla sürdü ve Müyesser Kümes'in ön ayak olmasıyla misafirler çeşitlenmeye başladı. Bunların içinde bir kişi vardı ki ileride dört büyük kurucu arasına adını altın harflerle yazdıracak Retarder arazilerinin tek varisi Berkecan Mesnetsiz'di. Eyüp Sabri Şokola'nın ve Alaattin Özdübel'in sohbetlerinden etkileniyor ve mali durumunun iyi oluşuyla da henüz embriyo halindeki cemiyetin bekası için tevekkülle her işe koşturuyor, Eyüp Sabri Bey'i ve Alaattin Özdübel'i Retarder Köşkü'ne taşınmalarına ikna etmeye çalışıyordu. Hatta bir gece Müyesser Kümes ile birlikte kapandığı odadan ter içinde çıkmış ve Eyüp Sabri Şokola'ya, "Üstadım böyle olmuyor, neden refikanız hanımefendiyle köşküme teşrif etmiyorsunuz," demişti. "Ben Alaattin olmadan hiç bir yere gitmem," cevabını alınca da susmak zorunda kalmıştı. Fakat Müyesser Kümes'le birlikte odaya kapanan bir kişi daha vardı. Üstünü başını düzelterek odadan çıkan Refik Tankoz, "Ne olacak ki? Alaattin Abi de gelir, öyle değil mi Berkecan, kapınız herkese açık değil mi?" diye sual etmişti. "Tabii ki, o da gelsin. Köşkümün odaları fazladır. Herkesi misafir ederiz. Cemiyete kim alaka gösterirse bizim konuğumuz olur," demişti Retarder Kontu. Yarı çıplak sayılabilecek bir vaziyette oda kapısında gözüken Müyesser Kümes, "Eyüp Sabri, gel bırak bu inadı, Berkecan'ların köşküne taşınalım. Böyle çok zor oluyor. Hem cemiyetin çalışmalarından apartmandaki komşularımız da rahatsız olabilir. Sonuçta burası ufak bir apartman dairesi," demişti. Sarf edilen bu laflara rağmen Eyüp Sabri Şokola inadını sürdürmüş, "Daha sırası değil dostlarım, ama bu teklifinizi mutlaka değerlendireceğim," demişti. Alaattin Özdübel ise evin salonunda çoktan kanepede uyuya kalmıştı. Yol Gösteren Tapir, ilmi mesaiden dolayı zebun düşmüş, ancak böylelikle istirahat edebiliyordu.

İnternetin icadından sonra iki arkadaş o zamanlar memleket sathında sadece üniversitelerin sınırlı bir şekilde bağlandığı network ağında yer edinebilmek amacıyla birkaç cümleden oluşan basit bir web sayfası hazırlar ve bir web sunucusunda yayınlatmak üzere çalışmalar başlatır. Bir kilobaytı geçmeyen ve içinde resim barındırmayan bu ilk sayfa, aynı zamanda hareketin elektronik ortamda ilk dökümanıdır.

1998 yılında bu eşi ve benzeri olmayan web sitesine bir de isim bulmak lazım geldiğinden iki arkadaş haftalarca düşünür ve bir isim üzerinde uzlaşırlar. Eyüp Sabri veAlaattin oluşumu "Mukavva Community" olarak isimlendirirler. Hareketin kamusal kitaplığında yer alacak dökümanları yazarken yardım aldıkları Retarder arazilerinin kontu Berkecan Mesnetsiz çok geçmeden iki arkadaşın çalışmalarından etkilenerek aralarına katılır. 1998 yılında muazzez davanın sitesini Internet ağında yayınlamak amacıyla tekrar çalışmalar başlatılır. Bu arada topluluğa teknik destek veren Refik Tankoz'un çabaları sonucu 29 Eylül 1998'de sayfalar hizmete alınır.

Retarder Köşkü bodrumuna inen merdivenler. (1999)

Early Years

1999'da Mukavva Community mahlası altında çeşitli kişilere mektuplar gönderen topluluk üyeleri onları taşındıkları Retarder Köşkü'ne davet eder.  2001 yılındaBerkecan Mesnetsiz bu gayeyle köşkte büyük bir toplantı salonu inşa ettirir ve burada konferanslar düzenlenir. Bu yıl topluluğa dahil olan Minas Boşgezenyan  birkaç aylık yoğun çalışma temposu sonucunda hareketin manifestosunu yazar ve çalışmalar daha derli toplu ve planlı olarak sürdürülmeye başlanır. 2002 yılındaAndreas Zebraidis'in uyarıları sonucunda yazı diline daha da önem vererek iki arkadaş akademik sonuç kitapçıkları hazırlarlar. Bu verimli dönemde topluluk iyice enformasyona yoğunlaşır. Ancak yaratılan belgeler için yoğun bir mesai gerekmektedir. Bunun için üyeler yollara düşmeyi ve uzun seyahatler yapmayı göze alamadığından bazı çalışmalar ertelenir. Topluluk ancak 3 yıl sonra seyahatlere yönelecektir.

Refik Tankoz (El Mundo) Retarder Köşkü havuzunda. (2016)

Köşkteki Hareketler

2003 hareketin çalışmalarına İstanbul'dan katılan Andreas Zebraidis Retarder Köşküne taşınır. Ayrıca yetişkinlere yönelik ilk çalışmaları da Zebraidis hazırlar. Ancak dışardaki bir sitede host edilebilecek bu dökümanların yayını bir süreliğine ertelenir. 2004 yılında hareketin yayınları arasına gençleri de ilgilendirecek dökümanların eklenmesi için Eyüp Sabri 3. dereceden kuzeni Muhtar Tapir'e metal müzik konulu bir vesika hazırlamasını rica eder ve onun harekete katılmasını teşvik eder.  Muhtar'ın hazırladığı "Death Metal" sayfalarını çok beğenen diğer topluluk üyeleri Muhtar'ı köşke davet eder. 2004 yılında Alaattin Özdübel uzun süre flört ettiğiKaskatı Holding'in varisi ünlü iş kadını Müşerref Sarsıntı ile dünya evine girer. Düğün Retarder Köşkünde yüzlerce davetlinin şahitliğinde gerçekleşir. Büyük düşünür Alaattin Özdübel'i çok seven Müşerref Sarsıntı hem iş dünyasıyla cebelleşir hem de ara sıra Retarder Köşkündeki faaliyetlere katılır. Böylece Mukavva Hareketi ikinci büyük bir sponsora kavuşmuş olur. 2005 yılında nihayet hareketin üyeleri turnelere çıkmaya başlarlar. Amaç spesifik çalışmalar yapmaktır. 2006 yılı seyahatlerin en çok gerçekleştiği yıldır. Bu dönemde azalar tuttukları notlarda bu uzun yolculuklarını ayrıntılı bir biçimde anlatırlar. Ayrıca bu yıl Alaatin Özdübel veBerkecan Mesnetsiz bir takım web sayfaları hazırlayıp yayınlar. Hareketin genel sekreterliğini Rozita Calderon (alias Santa Eugenia) yapmaktadır. Bu dönemde bir de kısa metrajlı bir filmde hareket adına rol alan Cumali Ekvator'un katkıları da önemlidir.

2006 yılında Eyüp Sabri ve Minas, günlük hayatı analiz eden sayfalar hazırlarlar. Ancak bunların yayına girmesi tam 4 yıl ertelenecektir. 2008 yılını tasnif çalışmalarıyla geçiren ahali 2009 yılında fazla bir varlık göstermese de onlar tüm güçleriyle yavaş yavaş yaygınlaşmakta olan sosyal medyada accountlar açıyor, bilgiler topluyor, köşkü ziyaret eden konuklarla bunları paylaşıyordur. Berkecan Mesnetsiz ve Ümmet Modem'in idaresinde tüm toplanan bilgilerin doğruluğu araştırılıyor, belgeler yavaş yavaş tasniflenmeye ve arşivlenmeye devam ediliyordur. Nihayet 2010 yılında ayrı bir blog sayfasında Eyüp Sabri Şokola, izlenimlerini yazmaya başlar ve kısa zamanda topluluğun diğer üyeleri Berkecan Mesnetsiz, Sacit Raf ve Ümmet Modem de ona katılır. 2011 ve 2012'de bu konuda oldukça faal olan toplulukta diğer üyeler de sinema, televizyon, çizgi roman, müzik ve ulaşım araçları konusunda çalışma yapmaktadır.

Alaattin Özdübel (Long Trouper) gençlik yıllarında evinde dinlenirken. (1985)

Beklenmedik Kaza

2014 yılına da gayet hızlı ve enerjik giren "Mukavva Cemiyeti" (Dış ülkelerde Mukavva Community olarak tanınır) üyeleri Mayıs ayında Ratata Dağları'nın zirvesindeki uzay gemisi enkazında paralel bir evrene açılan geçitlerin oluşturduğu patlamayla mahzur kalırlar. Refik Tankoz ve Müyesser Kümes haricindeki kurucular ve birkaç üye kara deliğe benzeyen ve astral seyahati mümkün kılan bu fenomen yüzünden fezada kaybolur. O sırada uzay gemisine girmeyen azalar kurtulmuştur. Kayıp üyeleri ve kurucuları bulmak için gösterilen tüm çabalar maalesef yetersiz kalır ve zaman zaman daha önceden siber uzayı Eyüp Sabri Şokola ile birlikte ziyaret etmiş Refik Tankoz'un uzay gemisindeki aygıtlar vasıtasıyla yakaladığı görüntüler haricinde onlardan bir daha haber alınamaz. Ara sıra fezadan ve paralel evrenden yakalanan lahzalar ise şu anda kamuya açık değildir. Analiz etmek ve gelecek kuşaklara uzayda mahzur kalan hareket üyelerinin öyküsünü anlatmak üzere Nizamettin Muhtar onların aziz hatırası için bu görüntülerdeki vakaları anlatan bir roman kaleme almaya başlar. Bu romanla kazandığı muvaffakiyet üzerine 2016 yılında Birleşik Krallıkta Sir ünvanını alır.

Uzayda kaybolan kurucular ve üyelerin listesi şöyledir: 

EKOLLER

Hareketin bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmaların gelecek nesillere ulaştırılması açısından iki önemli çalışma grubu vardır. Bunlar cemiyetin eski çalışanlarının oluturduğu dört ayrı ekole ayrılan Structural Schools ve tümdengelim metoduyla cemiyetin eserlerinden hareketle bir takım çıkarımlar yapıp yayınlayan Deductive Groups ile bunun altındaki üç şubedir. Ayrıca iki adet cemiyetten bağımsız grubun bunlara eklenmesiyle Mukavva Hareketi bugün yedi ayrı ekol ve iki bağımsız çalışma grubu ile faaliyetini sürdürmeye çalışmaktadır. Söz konusu topluluklar hareketin temsilcileri tarafından da sahih (geçerli) olarak kabul edilmektedir. Yapısal gruplardan birincisi Zeynel Abidin Kauçuk'un ders notları ve gözlemlerine dayanan ve Gabriella Daranus'ün cemiyetin kitaplığındaki geniş arşivde yaptığı çalışmalar sonucu ortaya çıkan dökümanlardır. Doğu Ekolünden sonra gelen ve büyük oranda Minas Boşgezenyan'ın toplantı tutanaklarına dayanan Güney Okulu hareketin takipçileriyle yapılan röportajlar ve onların hatıralarını yansıtan kaydedilmiş ses kayıtları yüzünden eşi, benzeri bulunmaz bir kaynaktır. Mektebin fikir babası Gıyasettin Larva'dır. Bu iki ekolden sonra gelen ve başlıca temsilcilcisini Selma Kermes olduğu üçüncü ekol Kuzey Okulu, yani diğer adıyla "Son Yorum" da kitaplığın ne olup ne olmadığı konusunda muhteşem bir belgeler manzumesidir. Ayrıca Batı Okulu olarak adlandırılan ve Tınaz Tuşe'nin taharriyatıyla şekillenen didaktik ekol de herkesin saygı duyduğu başka bir cemiyet içi harekettir. Retarder arazilerinin yasal varislerinden Eyüp Sabri'nin dul eşi Müyesser Kümes, kitaplığın son umum müdürü Ümmet Modem ve yazı işleri sorumlusu Abidin Kapsül tarafından bu dört ayrı ekol sahih olarak tasdik edilmiştir. Internette bazı kullancılar tarafından değişik ekollerin, ve özgür çalışma gruplarının varlığından söz edilse de, bu okulların varlığı henüz katiyet kesbetmemiştir. Fakat Mukavva Community'nin takipçileri hala daha özgür yaklaşımları umutla beklemektedir.

Structural Schools


Deductive Groups

Induction Communities

First Edit: 16 September 2016 Last Update: 17 Oct 2016 First Publish: 05 Feb 2017, Last Update 08 Jan 2021

Alim Kadınlar

Doulla Seakish, Birleşik Devletlerde görev yapan bir bilim insanıydı ve Anne Maria Seakish'in ablasıydı. Hakikatin efendisi ve kainatın rehberiyle tanışmak için Retarder Bölgesi'ne dünyanın öbür ucundan seyahat etmişti.

Bilim Aşkı

Madame Doulla, Eyüp Sabri Şokola ve Alaattin Özdübel'in çalışmalarını incelemiş ve bundan feyz alarak ünlü Doulla Seakish kurallarını kaleme almıştı. Bu etüd bugün de geçerliliğini korumaktadır.

Feride Çayoca iki ünlü alimin yanında bulunmuş ve hatıralarını kaleme aldığı "Retarder Köşkünde On Yıl" adlı kitabında hiç bir şey saklamadan şahit olduğu olayları tüm gerçekliği ve çıplaklığıyla tasvir etmiştir. Allah ondan razı olsun. Bugün köşesine çekilip sakin bir emeklilik hayatı sürmekte, kitabından gelen gelirin bir kısmını Batı Okulu'nu temel alan bir takım bilimsel harcamalara hibe etmektedir. Alttaki üç fotoğraf onun yıllar içindeki gelişimini göstermektedir.