İkinci Şüphe
Rasulullah (s.a.s) ve bazı sahabeler Allah (c.c)’ın helal kıldığını haram kılmışlardır.
Bu şüpheyi ortaya atanlar şöyle derler: “Evet! Beşeri kanunlar Allah (c.c)’ın haram kıldığını helal, helal kıldığını ise haram kılmaktadır. Fakat bu kanunları koyan ve onunla hükmeden kimseler niçin tekfir edilsinler ki? Zira Rasulullah (s.a.s) ve bazı sahabeler de helalleri haram kılmış ve bu konuda onları kimse tekfir etmemiştir.
Bu kimseler, kendilerine şu ayetleri delil almaktadırlar:
“Ey nebi! Eşlerinin rızasını isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Şüphesiz ki Allah Gafur’dur, Rahim’dir. Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, Alim’dir, Hakim’dir.” (Tahrim: 12)
“Ey iman edenler! Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın! Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez. Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin! Kendisine inanmakta olduğunuz Allah’tan korkup sakının! Allah sizi, rastgele söylediğiniz yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) kefareti, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkan) bulamayan (için) üç gün oruç (vardır). Bu, yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin keffaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz! Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki şükredersiniz.” (Maide: 87-89)
Cevabı
Bu şüpheyi ortaya atan kimseler Rasulullah (s.a.s)’a ve onun sahabelerine gerçekten büyük bir iftira atmışlardır.
Helali haram kılma meselesine gelince... Bu, dört şekilde olur ve bunlardan bazıları küfür, bazıları ise küfür değildir:
1 - Cahiliye ehlinin haram aylarının yerlerini değiştirmeleri, bahira, saibe, vasile ve ham’ı haram kılmaları gibi yeni bir teşri koyarak helal olan bir ameli haram kılmak.
Allah (c.c) bu konuda şöyle buyuruyor:
“(Haram aylarının) yerlerini değiştirmek ancak inkarda bir artıştır. Bununla kafirler şaşırtılıp, saptırılır. Allah’ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için, onu bir yıl helal, bir yıl haram kılıyorlar. Böylelikle Allah’ın haram kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının kötülüğü kendilerine “çekici ve süslü” gösterilmiştir. Allah, inkarcı bir topluluğa hidayet vermez.” (Tevbe: 37)
“Allah bahira, saibe, vasile, ham diye birşey kılmamıştır. Fakat kafirler yalan yere Allah’a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz.” (Maide: 103)
Böyle helal olan amelleri haram kılmak ve onu bir teşri haline getirerek insanları bunu uygulamaya zorlamak, İslam şeriatine muhalif ve küfür olan bir ameldir.
2 - Helal olan bir şeyi, insanın nefsi sevmediği için terketmesi küfür ve suç değildir.
3 - Bir şeyi adakla nefse haram kılmak. Mübah olan bazı amelleri yapmamak için adak adamak gibi...
4 - Helal olan bazı şeyleri yemin ederek nefse haram kılmak.
Bu sayılanlardan üçüncü ve dördüncü maddeler, bizden önceki şeriatlerde helal kılınmıştı.
Allah (c.c), Yakub (a.s) hakkında şöyle buyurdu:
“Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in kendisine haram kıldığı şeyler dışındaki bütün yiyecekler İsrail oğullarına helal idi. (Ey Muhammed! O yahudilere) de ki: “Eğer doğru sözlülerden iseniz (haydi) Tevrat’ı getirin ve hemen onu okuyun!” (Ali İmran: 93)
Allah (c.c), Tahrim: 12 ve Maide: 87-89 ayetlerinde bu şekilde mübah olan şeyleri nefse haram kılmayı bizim şeriatimizde neshederek yapılmasını haram kılmıştır.
Bu ayetler indikten sonra her kim Allah (c.c)’ın helal kıldığını, nefsine haram kılmak için bir adak adar veya yemin ederse, yeminini ve adağını bozması, helal olan şeyleri yapması gerekir.
Tahrim: 12 ve Maide: 87-89 ayetlerindeki haram kılma, teşri konusunda değil sadece adak ve yemin konusundadır. Zira ayetlerin siyakı bunu göstermektedir.
Allah (c.c), Tahrim suresinde şöyle buyuruyor:
“Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı.”
Maide suresinde ise şöyle buyuruyor:
“...rastgele söylediğiniz yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar.”
Bu açıklamalardan sonra, bu ayetlerin; Allah (c.c)’ın helalini haram yaparak teşri koyan kimseleri tekfir etmemek için birer delil olamayacağı anlaşılmış olur. Çünkü Allah (c.c) böyle yapan kimseleri Tevbe: 37 ve Maide: 103 ayetlerinde apaçık bir şekilde küfürle vasfetmiştir.
Zikri geçen bu dört tahrim şekli Şatıbi’nin “el İtisam” kitabının c. 1 s: 323’te tafsilatlı bir şekilde açıklanmıştır.