Müslüman üzerinde Hıristiyan yumruğu!..

Mehmet Bekir AYHAN

22 Eylül 2008 10:40

Müslüman üzerinde Hıristiyan yumruğu!..

İslâm diyarı, parça parça parçalanmış. Afganistan, Pakistan, Bulgaristan, Irak, Yunanistan’daki Müslümanlar, Bosna ve Hersek, batı dünyasının, Seylan İslâm âleminin serendip dediği, 1970 yıllarından bu yana da Sirilanka denilen ülkede Müslümanlar kimliklerini yok etmemek için kanlarıyla destan yazmışlardır.

S.S.C. Birliğinde yıllarca sömürge yaşayan Türkî devletlerini göz önünde bulundurursak meydanlara çıkıp ağlamamız gerekir.

Afrika Müslüman olmak istediği için yıllar evvelinden, yıllarca haçlı seferlerine maruz kalmışlardır. Afrika’da günümüzde bile halen Türkiye’yi kurtarıcı gözüyle görenler mevcut. Açılmış olan Türk okullarının gösterdiği gerçeklik derecesi her gün televizyonlarda sergileniyor.

Çad’da, Nijer’de, Mali’de, Zaire’de, Güney Afrika ve Uganda’da oluşan imha edilmelerin, zulmün ne kadar acımasız boyutlara ulaştığının göstergesi olarak her gün çeşitli programlarda izliyoruz.

Zamana kusur buluyoruz, oysa zaman konuşacak olsa utanırız.

Etiyopya’da Müslümanlar yıllarca kanlarını sebil etmişlerdir. II. Dünya savaşından sonra gerçek bir bağımsızlık özlemiyle hareket eden Müslümanlar ilkin Rus silahlarıyla, daha sonra darbe olup Rus yanlısı bir hükümet kurulunca bu seferde Batı silahlarıyla kimliklerini koruma yoluna gitmişlerdir.

İçteki kiri su değil, gözyaşı temizler.

Halen devam eden Filistin vakası, İslâm dünyasının aynasıdır.

Osmanlı Sultanı İkinci Abdulhamid’in, “Filistin’de oturanlar topraklarını satmasınlar!” diye gönderdiği fermanlara karşı gelenlerin bugün yükselen sesleri elbette ki hiçbir yarar sağlamıyor. Elbette ki bölgemizdeki terör olayları devlet gücünü ortadan kaldırmış olsa aynen Filistin olacağını görüyorum. Bölge insanı yatsın kalksın devlete ve orduya şükretsin, onlarında kanı Filistin gibi sebil olacaktır.

Geleceği satın alacak tek şey bugündür.

Müslümanlar, tarih boyunca komünist ülkelerdeki zulme maruz kaldılar. Trafik sinyalizasyon lambaları kırmızıda geç, yeşilde dur şeklinde Müslümanların suratına Yahudi tokadı olarak inmiştir. En büyük ızdırap iniltisi Bulgaristan’dan yükseliyordu. Oradaki nüfusun %20’lik bölümü yani iki milyon Müslüman dünyası eşi görülmedik bir barbarlıkla karşılaşmışlardır. Filmlere konu oldular, zorla isimleri değiştirildi of, mof, sof, kof oldular. Müslüman’dan başka kimse onlara ağlamadı.

Güneydoğu insanının tümünü aynı kefeye koyamam, elbette ki sadık tebaa olanlar mevcuttur. Bunun yanı sıra devletin ekmeğiyle büyümüş, iliklerine kadar Türkiye hakkı dolu olup ekmek yediği kaba edenlerde mevcuttur. İşte Allah bunu kabul etmez, etmeyecektir.

Bundan yirmi beş yıl önceleri uygulanmış olan korkunç Hıristiyanlaştırma Endonezya’da adım adım uygulanmış, yeni bir Hıristiyan ülkesi oluşturacaklarını Vatikan’a Papa’ya söz vermişlerdi.

Kul iyi günü kaldırmaz, kötü günün hamalıdır.

Müslümanların isimleri dünyada ilk defa Tayland’da değiştirilmiştir. Bulgarlarda bunlardan örnek almıştır. İslâm halifesine isimleri değiştirilen Tayland diyarından heyetler gelmiş. Güçsüzlük ve zorluk, perişanlık içinde İstanbul’a ulaşan bu heyet halifeden yardım istemiş. Lakin binbir zorluk, güçlük içinde kıvranan Osmanlı Devleti hiçbir yardımda bulunamamıştır.

İslam’a hayıflanan Hıristiyan Avrupa’nın ve baş merkez Vatikan’ın Güneydoğu’muza tuzaklar kurduğunun düşüncesindeyim. Güneydoğulu insanın da bunu böyle bilmesini istiyorum. Ahmo’dan Ahmadof’a – Hamo’dan Hamof’a dönmelerinden korkuyorum.

Bazı insanlar birlikte düşmek için, birbirine tutunurlar.

Hıristiyan zulmü altında dünyaya gelen çocuklarının, yavrularının kulağına çok kısık seslerle ezan okuyan Babalar, Müslümanların acıklı seslerini “uyusun da büyüsün” diyerek uyutan Anneler…. Hıristiyanlık korkusu ile dinini gizli taşıyan Müslümanlar bilinmelidir. Bölgemiz insanlarına anlatılmalıdır. Kart gâvur Müslüman olmaz lakin dinini yüreğinde gizli taşıyan dünya Müslümanları, ne şan için, ne mal için sadece “ Allah için, Kelimetullah” için çabalamışlardır.

Sabır düşmeyen ve yıkılmayan bir binektir.

Ramazan bayramı tatili dokuz gün olarak bildirildi. Vatan için, vatanın bütünlüğü için kelle koltukta çırpınanlar yine tatil yapamayacak. Türk bayrağının gölgesinde bu devletin himayesinde ekstra ekmek yiyen, devlete hain olan memurlar yine dokuz gün yan gelip yatacaklar.

Fitne kazanı kısa sürede sayısız asi üretir.

Bir insan ki, ‘ben yapıyorum, ben yaptım, ben olmazsam’ diyebiliyorsa inanmayın. Küllen yalandır.

Bazı fikirlerin dâhileri türemiştir. ‘O dahi olmazsa, o fikir iflah olmaz’ düşüncesini taşıyanlar çoğunluktadır. Safsata ile oluşan, fitneyle oluşan, ihanet ile yol kat eden, sonu olmayan fikirler ve o fikrin entel geçinen acuze yandaşları olmazsak olmazı oynayanlar, sonu olmayan âlemin yolcularıdır.

Babaları özenmiş isim koymuş, hepsi Ahmet, hepsi Mehmet, Mahmut ve hepsi sözde Müslüman çocuğu, hepsi sözde İslam, hepsi sözde Müslüman. Bugün Ramazan’ın yirmi ikinci günü. Ramazan oruç günü azaldıkça terbiyesizler çoğalmaya başladı. Aşikâr olarak elde sigara sokaklar dolu dolu. Kâfir desen gücüne gider. Kâfirin yaptığını yapıyor. Hak yoldan küfre sapıyor.

Müslüman var, mabet var, azınlık değil çoğunluk var; fakat ibadet yok! İşte Urfa.

Hoşça Kalın.