Blog

Akademide Heveslenme Sanatı

Heves. Bir genç araştırmacının elindeki en güçlü etken olabileceği gibi aynı araştırmacının çok yanlış kararlar vermesine de sebep verebilir. Dürüst olalım, birçoğumuz heveslerimiz (özellikle bilim hevesi) sonrasında bu yola çıktık. Daha önce kimsenin bilmediği faz uzaylarında gezinmek, insan bilgisinin sınırlarını anlamak, zorlamak, ötesine geçmek ve zamanı geldiğinde yeni araştırmacıları yetiştirmek için burdayız. Ama, bu hevesin de bir sanatı var/olmalı.

Tüm yazı için tıklayın!

Direkt Doktora Öncesi Yüksek Lisansın Faydaları

Ülkemizde doktora sürecine giriş ağırlıklı olarak öğrencilerin kendilerinden önce gelen kültürü takip ederek kulaktan dolma bilgiler ile verdikleri kararlar sonrasında gerçekleşiyor. Ne yazık ki direkt doktora ve yüksek lisans arası karar da bu süreçte birçok öğrenci için çok önceden başkaları tarafından verilmiş oluyor. Bu yazıda ülkemizde başarılı öğrencilere sorgusuz önerilen direkt doktora imkanının her zaman en mantıklı seçenek olmadığını tartışarak bu kararı öğrencinin vermesi yönünde bir adım atmaya çalışıyorum.

Tüm yazı için tıklayın!

Büyük Karara Çeyrek Kala

Bu dönem (2019-2020) doktoraya kabul alan öğrencilerle Stanford’ı tanıtmak için yaptığım görüşmeler sonrasında böyle bir yazının çok faydalı olacağını düşündüm. Hayatımızın nadir dönemlerinde geleceğimizi ilgilendiren önemli kararlar almak durumunda kalıyoruz. Her ne kadar en baştan ne karar vereceğimizi bilmesek de doğru karara gitmemizi sağlayabilecek kendimize özel bir mekanizma oluşturmak bu stresi iyice azaltabilir. Umarım bu yazımla bu duruma biraz da olsa katkı sağlayabilirim.

Tüm yazı için tıklayın!

Researcher's Mindset: People I Avoid Collaborating With - Part 2

In this second part of the essay, I discuss further personality traits that I believe a researcher should grow out of. In this part, I specifically focused on certain pitfalls a researcher can fall into when aiming high. Having the ambition to spearhead a cutting-edge research project is very valuable, providing this ambition with the proper researcher and personal skills is necessary. This concludes my two-part essay about meta-thoughts on how to become a better researcher.

Click here for the full essay!

Doktora Başvuruları Üzerine

4. sınıfa gelip doktora başvurusu yapan öğrencilerin çoğu bu başvurularda aslında birçok şeyi önceden planlaması gerektiğini fark ediyor. 2018 Mart’ında ben de bu öğrencilerden biriydim. Belki bu sebeptendir, zamanında doktora başvuruları ile ilgili keşke bilseydim dediklerimi bu yazıda başvurulardaki önem sırasına göre tartıştım.

Tüm yazı için tıklayın!

Science Communication: Importance of Writing Skills

In my high school years, I hated my German and English literature classes. I always assumed that to become a scientist, I needed to excell in my math and physics classes. Half a decade later, I now see that I was extremely wrong: All great scientists are also excellent writers. I wish I had spent more time understanding those stylistic devices (or "Stilmittel" as we would call them in our German classes). This essay focuses on the importance of clear written communication in today's academia.

Click here for the full essay!

Researcher's Mindset: People I Avoid Collaborating With - Part I

Becoming a researcher is a process that takes a lot of effort, not only on the technical side, but also on the necessary personality traits. Most of the time, we do not put much thought on our everyday habits, assume that they will always be aligned with our goals and put most of our emphasis on improving ourselves on the technical sides of things. Collaboration (or in general interpersonal relationship) skills are at least as important, though less emphasized. This essay describes the personality types that I think a researcher should grow out of eventually in their own journey.

Click here for the full essay!

Lisansa Başlarken Keşke Bilseydim Dediğim Şeyler

Lisans hayatım çevrem tarafından çizilen ideal başarılı öğrenci profilini takip etmekle geçti. Ödül olarak 2018 yılında başvurduğum 12 doktora programının 11'inden red cevabı alarak bu yolun aslında çok yanlış ve eksik olduğunu öğrendim. Hayatım daha sonra çok büyük oranda şans içeren olaylar zinciri sayesinde bir şekilde yoluna girdi. Yazının özeti:

"Liseden üniversiteye geçtiğimde yetişkinliğe de adım atıp kendi kararlarımı almaya başlamam gerekiyordu. Bunun yerine güvenli (!) yolu tercih ettim ve lisedeki tavrımı koruyup tüm enerjimi derslerimden iyi notlar almaya verdim. Tabi ki bu kararı çevreme bakarak vermiştim ve belki de hayattaki en büyük hatamdı. Daha sonraki başarısızlıklarımda hep üniversitemi ve beni bu konularda bilgilendirmemesini suçladım. Sonra fark ettim ki herkese verilen imkanlar eşit olsa akademinin piramit yapısı yine kendini verilenden daha çok geliştiren insanları ön plana çıkaracak. Dolayısıyla üniversitenizin size yeterli imkanlar vermediğinden şikayet etmek yerine kendiniz eksiklerinizi kapatın. Sistemin değişmesi gibi bir çözüm mümkün değil, sonuçta her zaman bir eleme sistemi olacak!"

Tüm yazı için tıklayın!