Durup durdum
Bazen hayatta olduramadığımız şeylerin karşısında kendimizi iyi hissetmek için ileriye yönelik yapılacakları ironi ile ele alırız -ki bu bizi iyi hissettirsin. Ümit mi kaçış mı, bilemezsin, beklentide kalırsın...
DURUP DURDUM...
Yırtılan sadece penye mi?
Çizilen ve kanayan sadece ten mi?
Acıyan sadece tırnak izleri mi?
Çığlıkları duyan sadece evdekiler mi?
Hayır lütfen,
Yırtılan saygı, kanayan sevgi,
Çizilen huzur, duyulan şey acı,
Haberdar olan herkes olmasın?
Sonra bir bardak su fırlatılır üzerine
Su acımı giderir mi?
İçimi serinletir mi?
Sevgi ağacını büyütür mü?
Hayır lütfen,
Ab-ı hayat değil miydi su?
Berraklığın simgesi değil miydi o?
Belki de su hiç bu kadar acı vermemiştir
Üzerine dökülene dek
Bense sadece durup durdum ayakta
Eller iki yanda salınık
Efendice yedim köteği, işittim zılgıtı
Sesim hiç yüksek çıkmadı inan, hep susa kaldım
Tedirgin olan ağlayan sadece ben miyim?
Çocuklar da bunları paylaşıyor olmasın?
Onları şahit yapmak da ne demek?
Hele hakem kılmak
Gülünç olan ne ola ki?
Durup dura kalmam mı?
Yırtılan saygı olabilir mi?
Erin yediği kötek olmasın mı?
Çocukların şahitliğine ne demeli?
Elbet geçer çizikler yaralar sonra
Susar, unutulur sanır, döner uyur
Vakti gelir ağlar, özür diler, pişman olur
Yeminler eder, bu sefer farklı olacağım der
Kaldığı yerden devam eder
Yıllarca aynı şeyler tekrar eder durursun
Ben de durup dura kalayım
Sonra, döner kader der avunursun
Öyle olmasaydı keşke dersin
Çözüm ararsın bulamazsın, yine durup durursun
Tıpkı yıllardır yaptığın gibi
Durup dura kalıp kaderini böyle şekillendirme
Olmasaydı bir hayır
Resul'ün üvey evladı ile Zeynep
Sevilmeyen helali işlerler miydi?
Silivri'de esintili bir gün 2017 Kasım'ında
Belki de içimde bi şairane istidat vardı, sen çıkardın dışarı...