Kazdağları’nın serin esintilerinden, güneşin kızıl ışığında kuruyan çiçeklerden ve kadim şifa kültüründen ilham aldık.
SoleMare Cafe’de misafirlerimize sunduğumuz Hibiskus Şerbeti, yalnızca bir içecek değil; doğanın bizlere armağan ettiği tazelik ve huzurun bardağa yansımasıdır.
Her yudumunda, hibiskusun kırmızı canlılığı kalbi ferahlatır, tarçının sıcaklığı ruhu sarar, zencefilin keskinliği enerji verir. Elma ve turunç kabuklarının tatlı–ekşi dengesiyle bütünleşen bu şerbet, yazın serinleten, kışın iç ısıtan çok yönlü bir lezzet olarak hayat bulur.
2 çorba kaşığı kurutulmuş hibiskus çiçeği
1/2 adet çubuk tarçın
3–4 adet karanfil
1–2 parça kuru elma
1–2 parça kurutulmuş portakal/limon kabuğu
1 dilim taze zencefil (veya kuru zencefil)
1 tatlı kaşığı kuşburnu
1–2 adet karabiber tanesi
1 litre su
50 gram şeker/esmer şeker (isteğe bağlı, daha şerbetimsi bir tat için artırabilirsiniz)
Yazın ferahlığı için: 2–3 yaprak taze nane, birkaç damla limon suyu (demleme sonrası, servis sırasında ekleyin).
Kışın sıcaklığı için: 1 yıldız anason, birkaç tane ek karabiber, portakal dilimi.
Tüm malzemeler bir tencerede suyla buluşur. Ateşin üzerinde yavaş yavaş renk kazanır, kokular birbirine karışır, şifa dolu özler açığa çıkar.
Kaynadıktan sonra 10 dakika kısık ateşte demlenir; ocaktan alınıp süzüldüğünde artık doğanın şerbeti hazırdır.
☀️ Yazın: Buzla soğutulmuş, nane yaprağı ve limon dilimi eşliğinde ferah bir esinti.
❄️ Kışın: Tarçın çubuğu ile birlikte, içimizi ısıtan kadim bir iksir.
Hibiskus şerbeti, yalnızca susuzluğu gidermek için değil;
cildi tazelemek,
sindirimi hafifletmek,
bağışıklığı güçlendirmek,
ve ruhu dinginleştirmek için de hazırlanır.
Her yudumunda sağlık, doğallık ve SoleMare’nin misafirperverliği gizlidir.
🌿 SoleMare Cafe’de, doğanın kalbinden gelen bu şifa dolu şerbeti paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.