13maykushimoto

13 Mayıs Ertuğrul Şehitliği

Japonya gezisi raporu ve resimlerinde çok geciktim, gezinin uzun olması, çok resim olması ve resimlerin bir kısmında makineyi otomatik ayar modundan manuel moda almış olmam nedeniyle renk düzenlemesi yapmam gerekmesi; gecikmenin ana nedenlerini oluşturuyor. Hepsini bir defada yükleyemeyecek/gönderemeyecek kadar çok resim olunca en sonunda parça parça yapayım, tefrika edeyim bari diye karar verdim. Yazdıklarımı draft olrak saklamıştım, ama bir yanlış yapınca draft'ı tekrar saklamasın derken draft'ı silince olmadı baştan deyip tekrar başladım.

11 Mayıs 2007 sabahı gitmeye hazırdık. Evimizin önündeki Dikmen Vadisinde yürüyüp çiçek açmış ağaçlar altında resimler çektik. Birkaç gün gecikmişiz, çiçekler dökülmeye başlamıştı.

Saat 19'da Esenboğa'dan İstanbul'a hareket edip, 21:45'te rehberimiz Haluk bey ve tur arkadaşlarımızla buluştuk, check-in sonrası İşbankası lounge'unda biraz dinlenip, 23:45'te Osaka'ya hareket ettik. On saat yirmi dakikalık yolculuk sonrası 12 Mayıs günü yerel saatle 16:05'te Osaka Kansai International Airport'a indik. Japonya yaz saati uygulamayan ender ülkelerden biri, bizden kışın yedi; yazın altı saat ileri oluyor. Pasaport, bavullara kavuşma sonrası Japon bayan rehberimiz İkoku San ile buluştuk. Rehberlerimiz Türkiye'ye telefon etmek için telefon kartı alıp aramamız için kısa bir mola verdi, Ankara'ya sağ salim vardığımızı bildirdik. Sonra bizi bekleyen otobüsümüze binip Osaka'ya yöneldik. Türk telefonları Japonya'da çalışmıyor demişlerdi, ben cep telefonumu çocukların cep numaralarını ezbere bilmediğim için telefon numarasına bakmak amacıyla açmıştım ve kapatmayı unuttum. Otobüse biner binmez bana SMS'ler gelmeye başladı :) Japonya'ya hoşgeldiniz'le başlayıp, uluslararası aramalar için örneğin Türkiye için +90 diye başlayacaksınız falan. Meğer telefonun 3G özelliği varsa Japonya'da çalışıyormuş. 20 kişilik ekipte sadece benim ve Aysel'in telefonu çalışıyordu. Kansai havaalanı yapma bir ada üzerinde kurulu. Karaya 3600 metrelik bir köprü/yol ile bağlı. Bir sürü köprülerden geçip fabrikalar, sanayi tesisleri arasından Osaka'ya vardık. Otelimiz Swiss Hotel altında 5 kat Takashimaya Department Store olan çok katlı bir bina. Check-in yaptığımızda saat 18'i geçmişti, ama bizim için daha 12 küsür gibiydi. Fazla gecikmeden Osaka'yı keşfe çıktık. Tabii ki otelden aldığımız harita yardımıyla. Osaka'nın Beyoğlu'su olan Dotonbori'yi elimizle koymuş gibi kolayca bulduk. Yağmurluğumu Ankara'da evden çıkarken yanıma almayı unuttuğum için bana bir yağmurluk alıp, karnımızı doyurup gezip tekrar otelimize döndük. Aşağıda solda Google Earth ekran görüntüsünde Osaka, Kobe, Hiroşima, Kyoto, Nara gibi şehirleri ve benim işaretlediğim Kansai International Airport, Miyajima, Ertuğrul Şehitliği, Uraşima oteli işaretlerini göreceksiniz; ki raporda onlara referanslar olacak. resimler: Otel odamız, Dotonbori'de Aysel, Takeshimaya ve üzerinde Swiss Hotel.

13 Mayıs Pazar sabahı kahvaltı sonrası iki gün bir gece ihtiyacımız olan eşyalarımızla yola koyulup beş saat süren bir yolculuk sonrası Nanki Kushimoto'da Royal Hotel'de öğle yemeği yedik. Japon yemekleri ile tanışmamız da bu yemekle başladı. Yemekten sonra otel önünde Aysel'i, bahçesinde deniz manzarası önünde beni göreceksiniz. karşıdaki ada Ertuğrul Şehitliğinin üzerinde olduğu Kuşimoto adası; ama o da köprü ile karaya bağlı. Benim arkamda görünen, ya da sağdaki resimde daha net görünen sıra şeklindeki kayalar ise efsaneye göre şeytan tarafından bir gecede köprü yapma iddiasına girince yapılmış köprü ayakları. Şeytan sabah olmadan köprüyü yaparım demiş, kolaylamış, ama bir horoz erken ötünce tamamlayamadan yıkıp bırakıp kaçmış.

Üstteki son resimde de görünen köprüden geçip Ertuğrul Şehitliği ve Türk Müze'sinin bulunduğu Kuşimoto'ya geldik. Ertuğrul faciası ile ilgili bilgileri tekrarlamamak için orada verdikleri broşürü taradım.

Ertuğrul muhtemelen fırtınada bu kayalıklara çarpıp batmış. Kurtulan denizciler yüzerek bir sonraki resimde arkada görülen deniz fenerine ulaşmışlar ve balıkçı köyü sakinlerinin yardımı ile kurtarabildiklerini kurtarmışlar. Müzede de resimler çektim.

Şehitlik İlginç bir ağaç vardı, altına girdik, dallarında minnacık incir benzeri birşeyler vardı.

İki saatlik bir yolculuktan sonra Urashima Otel'e geçmek için küçük bir motora bindik. Şimdi çok az Japonca: Shima/Jima (şima/jima) ada demek. Urashima, Hiroshima, Miyajima ada olduklarını da gösteriyor. Urashima adasında bir Japon kaplıca otelinde kaldık. odaya girince ayakkabılarınızı çıkartıyorsunuz, tatami denilen hasır heryer. Bir otel odasında olmazsa olmaz olan yatak ise ortada yok. Pencereden Pasifik görünüyor. Tam başımın arkasında kalan denize açılan bir mağara ise kaplıcalardan biri. Kaplıcaya üzerinizde hiçbir şey olmadan girmeniz gerekiyormuş. Erkekler ve bayanlar ayrı kaplıca bölmelerinde giriyorlar. otelin planını da scan ettim, biz sol üstteki bölümde idik, iki kişi gelip yer yataklarını yaptılar, sonra açık büfe Japon mutfağında anlamsız şeyler yedik, aç kaldık da denilebilir. Yemekten sonra otelin sağ tarafında manzaranın güzel göründüğü yere yürüyen merdivenler dizisi ile tırmanıp,

tepede karanlıkta manzara seyrettik, batı tarafın resmini çektim, doğu tarafı ise simsiyah Pasifik idi.

ve indik

otelin önünde resimler çektik 14 Mayıs Pazartesi sabahı erkenden kahvaltımızı yapıp, kahvaltı ederken Fener'lileri tebrik edip; şampiyon olduklarını bildirip, motorla karşıya geçip (biz bir sonraki normal motora bindik, balina bizi almadı :( ), Nara'ya gitmek üzere yola revan olduk.