Öğrenmenin belli bir amaç doğrultusunda başlatılması, yönlendirilmesi, kolaylaştırılması ve gerçekleştirilmesi sürecine öğretim denir.
Öğretim genel anlamda öğrenmeyi oluşturmak üzere bilgi ve çevrenin düzenlenmesidir.
Genel anlamda öğrenme, bireyde kalıtımdan bağımsız olarak değişiklik oluşmasıdır.
Genel anlamda, iletiyi gönderen ve alan arasında oluşturulan bir alışveriş ilişkisi içinde paylaşılan, ortaklaşa yararlanım ile oluşan bir sürece iletişim denir.
KAYNAK: Bir şeyler iletmek isteyen bireydir. Kaynağın görevi, iletinin hedefine yönelik olarak alıcıyı bilgilendiren ya da etkileyen ileti hazırlamaktır.
Örnek: Öğretmen (Geleneksel eğitim)
İLETİ: Kaynağın iletmek istediği görüştür. Bu görüş, sözcükler ya da resimler gibi semboller de içerebilir. Alıcıya ne kadar çok gerçekçi ya da bildiği semboller verilirse, iletişim süreci o kadar başarılı olur.
KANAL: İletiyi iletme aracıdır. İki tür kanal vardır. Bunlar duyusal ve teknolojik kanallardır.
ALICI: İletişim sürecinin hedefidir.
DÖNÜT: Alıcının gönderilen iletiye verdiği yanıttır. Dönüt iletişim sürecinde kontrol sağlar. Kaynak bu yolla iletişim sürecinin ne ölçüde başarılı olduğu konusunda bilgi alır. Dönüt, ölçüm ya da soru sorma gibi formal ya da informal olabilir.
1- Sözlü İletişim: Temel unsur konuşulan dildir. Alıcıya ulaştırılmak istenen bilgi, duygu ve düşünceler için, sözcük ve diğer sözlü semboller kullanılır.
2- Sözsüz İletişim: Bu tür iletişim, jestler, mimikler ya da ses nitelikleri gibi sunumsal kodlar aracılığı ile gerçekleştirilir. İnsan vücudu sunumsal kodların başlıca taşıyıcısıdır. Bunlar; yönelme, yakınlık, bedensel temas, görünüş, baş hareketleri, yüz ifadeleri, göz teması, konuşmanın sözsüz görünümü olabilmektedirler.
3- Teknolojik Araç ve Gereçler Yardımı İle Yapılan İletişim : Bu tür iletişimde ileti; alıcının duyu organlarına etki yapan optik, mekanik, termik ya da kimyasal uyarıcılardır. Kanal ise, sembol ya da şifre çeşitlerini alıcıya ileten müzik, fotoğraflar ve resimler iletici araç ve yöntemleridir.
Bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onu duygu ve düşünceleri bakımından doğru olarak algılamaya çalışmasıdır
ÖĞRETMEN İLE OLUMLU İLETİŞİM KURABİLEN, BEKLEDİĞİ İLETİLERİ VE DÖNÜTLERİ ALABİLEN ÖĞRENCİLER OLUMLU DAVRANIŞLARINI ARTIRABİLİRLER
Eğitim ile ilgili iletişim, öğrenci ve içinde bulunduğu ortamın etkileşimiyle ilgilidir. öğrencinin duyuları iletiye ve iletinin etkisine yanıt verdiğinde algılama söz konusu olur.
Bireylerin kendilerinin ve dünyanın bilincine vardıkları sürece algı denir. algılama; bireylerin duyuları yardımıyla çevrelerinden elde ettikleri bilgileri bir araya getirip düzenleyerek kendileri için anlama kavuşturmalarıdır.
Algılama sırasında, beyin etkileri alır ve bunları anlamaya çalışır.
İletişim sürecinde bir sözcüğün anlaşılması için kaynak ve alıcının bu sözcüğe aynı anlamı vermesi gerekir. Aynı anlamı sağlayan şey, kaynağın ve alıcının ortak yaşantı alanında gerçekleşir.
Yaşantı konisi, eğitim teknoloğu Edgar Dale’nin yaşantılarla kavramların oluşumu arasındaki ilişkilerden yararlanarak öğrenme-öğretme sürecinde öğrenci, öğretmen ve eğitimcilere yardımcı olabilmek üzere geliştirdiği bir modeldir.
Birbirini karşılıklı etkileme sürecine etkileşim denir.
KAYNAK
https://www.guncelkpssbilgi.com/ogretim-teknolojileri-ve-materyal-tasarimi/