Geraali köy'ü halkı, köken itibariyle Aydın yöresinde iskan ettirilen Sarı tekeli obası halkındandır. Gerali ad'ı; Osmanlının çöküş döneminde yaşamış, kahramanlıklarıyla ünlü bir yiğit kişinin, aşiret bey'inin adından kaynaklanıyor olmalıdır. Halk arasından efsaneleşen, aşiret göçleri ve farklı bölgelere iskan ettirilen insanlarımız aracılığıyla da dilden dile, kulaktan kulağa aktarılan Gerali öyküleri nedenleriylede olsa gerek, bugün Ödemişe bir köy'ün, Silifke'ye ait bir oyun havasının adı'da GERALİ'dir. Ayrıca Aydın yöresi oyun havalarından Gerali Zeybeğide bu kapsamda düşünülmelidir.
GERALI TÜRKÜSÜ ÜSTÜNE
Bu türkü Batı Anadolu‘da eşkıyalık döneminde adı geçen ünlü halk kahramanlarından GERALİ üstüne yakılmış bir türküdür.
Gerali’nin yaşamı hakkında pek fazla şeyler bilinmemesine karşın 18. yüzyılın sonlarında yaşadığı, Ödemiş’in Kaymakçı kasabasının şimdiki Gerali köyünde doğmuş büyümüş olduğu ve Yörük obaları arasında aşiret reisi olarak çok saygın bir yeri bulunduğu saptanmıştır.
Dış görünüş itibariyle oldukça uzun boylu, yağız tenli, ince yapılı, çevik, keskin bakışlı, bir kişiymiş Asıl adının Ali olmasına karsın, halk o’na “atik, cesur, korku bilmez “anlamına gelen “GER”sözcüğünü takmıştır.
Gerali’nin yaşadığı devir Osmanlı İmparatorluğunun gerileme dönemine rastladığı zamanlarda Anadolu da deniz ve karayolu ulaşımı üzerinde yabancılara bazı haklar imtiyazlar tanınması yönünden gittikçe bağımsızlık kaybolmaya yüz tutuyor. Padişahlar halkı korku ile sindirmeye çalışıyor. Üstelik yabancıların şımarıklıkları ve göze batan sömürüleri katlanacak bir şey olmaktan çıkıyor.
Her yerde olduğu gibi Aydın ili çevresinde de huzur kalmıyor.İste tam bu sırada Gerali isminde bir yiğit kişi meydana çıkarak bu bozuk düzene karsı bir çare aramaya çalışıyor, düşünüyor, bunun yollarını arıyor, gözüne uyku girmez oluyor, neticede direnişe geçiyor.
Gerali’nin yönetime ve derebeylerine karşı gelişi, halkı uyandırması üzerine kendisine binbesyüz kişi katılıyor, dağlara çekiliyorlar. Artık dağlarda Gerali’nin fermanı yürümeye başlıyor.
Bir yandan çevresindeki imtiyazlı yabancılara kim olduğunu göstermek istiyor. Bu niyetle İzmire gidiyor. Orada BELLOZ adlı Fransız konsolosunun genç ve güzel kızını kaçırıyor, dağdaki çadırına götürüyor, orada kızı ağırlıyor, fakat kıza asla kötülük yapmıyor.
Konsolos Belloz kızının kurtulması için diplomatik yollara başvuruyor bunun üzerine Osmanlı askerleri silahla Gerali’nin bulunduğu dağlarda çatışmaya giriyor, hayli zorlanıyor, fakat hiç bir netice elde edilemiyor. Bir taraftan da Osmanlı sarayında Gerali’nin idam hükmü çıkarılıyor. Bütün bu korkutmalar, gözdağı vermeler kızı kurtarmaya yetmeyince hileye başvuruluyor. Eğer Gerali kızı babasına teslim ederse, hakkındaki idam hükmü kaldırılacaktır. Bu karar Gerali’ye iletiliyor. Zira ikiyüzlülük bilmeyen Gerali, bu habere kanarak korumasıyla birlikte kızı alıp İzmir’e götürüyor, babasına teslim ediyor. Fakat o konaktan çıkarken Osmanlı zaptiyeleri tarafından yakalanıp hapsediliyor. Gerali’nin bu iyi niyetine karşı bu tutuklamaya üzülen konsolos O’nun affedilmesi için Fransız hükümeti aracılığı ile girişimde bulunuyor, fakat yarar sağlamıyor, Gerali idam ediliyor.
Bu acı haber en kısa zamanda Batı Anadolu’ya yayılıyor. Onun suçsuz yere idam edilmesinden derin üzüntüye kapılan halk, vicdanında güçlü izler bırakan bu kahraman için ünlü Gerali türküsünü yaratıyor.