Allah'ın Sıfatları

Allah'ın Sıfatları

Göklerde ve yerde ilâh olan, kendisinden başka ibadete layık hiçbir ilâh olmayan, hem göklerde, hem de yerde kayıtsız ve şartsız egemenlik sahibi Rabbimiz Allah'a katıksız iman etmek demek, O'nun Zatı'na mahsus ve zatı hakkında vacib olan Kemâl sıfatlarıyla, caiz sıfatlarını delilleriyle bilip o şekilde inanmak ve zatı'nı noksan sıfat­lardan tenzih etmektir... Rabbimiz Allah, şanına layık olan bütün kemâl sıfatlarıyla muttasıftır... Rabbimiz Allah'ın sıfatlarının bütünü ezelî ve ebedî sıfatlardır... Başlangıcı ve sonu olmayan Rabbimizin sıfatlan, her ne kadar isim olarak varlıklarının sıfatlarına benziyorsa da, mahiyet olarak hiçbir şeye benzemez.

Rabbimiz şöyle buyurur.

"O'nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir. [1]

Rabbimiz Allah'ı, O'nun ve Rasulü(s.a.s.)'m beyan buyurduğu kadarıyla sıfatları ile tanırız ve katıksız iman ederiz...

Şehid imamımız İman Ebu Hanife (rh.a.) "el-fıkhu'l-Ekber" adlı eserinde şöyle diyor:

"Biz yüce Allah'ı, kendisini kitabında tavsif ettiği bütün sıfatlarıyla gerçek olarak biliriz. [2]

"Yüce Allah, sayı yönüyle değil, ortağı olmaması yönüyle birdir. O, doğurmamış ve doğrulamamıştır. O'na, hiçbir şey denk değildir. O, yarattıklarından hiç birine benzemez. İsimleri, Zatî ve Fiilî sıfatlarıyla daima var olmuş ve var olacaktır.[3]

"Allah'ın Zatî sıfatları:

Hayat, Kudret, İlim, Kelâm, Semî, Basar ve İrade sıfat­larıdır.

Fiilî sıfatları ise:

Tahlik (yaratma), terzik(nzk verme), inşâ (yapma), ibdâ(örneksiz yaratma) ve sun'(san'atla yaratma) ve diğer fiilî sıfatlarıdır.

Allah, sıfatları ve isimleriyle var olmuş ve var olacak­tır. O'nun isim ve sıfatlarından hiçbiri sonradan olma değildir.

O, ilmiyle daima bilir. İlim, O'nun ezelde sıfatıdır. O, kudretiyle daima kadirdir. Kudret, O'nun ezelde sıfatıdır. Kelâm ile konuşur. Kelâm, O'nun ezelde sıfatıdır. Yaratması ile daima Halik'dir. Yaratmak, O'nun ezelde sıfatıdır. Fiilî ile daima faildir. Fiil, O'nun ezelde sıfatıdır. Fail, Alİah'dır, fiil ise, O'nun ezelde sıfatıdır. Yapılan şey, mahluktur. Yüce Allah'ın fiili ise, mahluk değildir.

Allah'ın ezeldeki sıfatları, mahluk ve sonradan olma değildir. Allah'ın sıfatlarının yaratılmış ve" sonradan olduğunu söyleyen, yahud tereddüd eden veya şübhe eden kimse, yüce Allah'ı inkâr etmiş olur. [4]

"Alİah, bir şey (varlik)dir, fakat diğer şeyler gibi değildir. O'nun varlığı, cisim, cevher, araz, had, zıd, eş ve ortaktan uzaktır. O'nun, Kur'an'da zikrettiği gibi eli, yüzü ve nefsi vardır. Allah'ın, Kur'an'da zikrettiği el, yüz ve nefs gibi şeyler, keyfıyetsiz sıfatlardır. O'nun eli, kudreti veya nimeti bir denilemez. Zira bu takdirde sıfat, ibtal edilmiş olur. Bu, Kaderiyye ve Mutezile'nin görüşüdür. O'nun elinin keyfıyetsiz sıfat olmayı gibi, gazabı ve rızası da keyfıyetsiz sıfatlarından iki sıfattır.[5]

[1] Şura, 42/11.

[2] İmam-ı Azam'ın Beş Eseri, sh.70.

[3] A.g.e, sh.66.

[4] A.g.e. sh.66.

[5] A.g.e sh.67.

[6] A.g.e. sh.15.

[7] Bu konudaki görüşlerin izahı için bkz. Sa'düddin Taftazânî, A.g.e sh.159. vd. 241-a) İmam-ı Azam'ın Beş Eseri, Sh. 74

[8] Imam-ı Azam, Fıkh-ı Ekber şerhi, sh. 71.

Şehid imam Ebu Hanife (rh.a.), "EI-Âlim vel'I-Müteallim" adlı eserinde ise, şunları beyan eder:

"Biz, şübhesiz biliyoruz ki, Hz. Peygamber (s.a.s.), bir ayeti iki nevî tefsir etmemiştir. Kur'ân-ı Kerim'in nâsih olan ayetini, herkes için nâsih, mensuh olanını da herkes için mensuh olarak tefsir etmiştir.

Kur'ândaki ilâhî sıfatlar ve haberlere gelince, bunların hiçbirinde mensuh yoktur. Nâsih ve mensuh, ancak emir ve nehiyde cereyan eder. [6]

"El-Vasiye" adlı eserinde ise, şöyle diyor şehid İmam Ebu Hanife (rh.a.):

"(Allah'ın sıfatları:) İlâhi Zatı'nın aynı olmayan, Zatından da ayrı düşünülmeyen sıfatlardır. [7]

Allâme Aliyyu'1-Karî (rh.a.), Allah'ın sıfatları hakkın­daki şübhe ve tereddüdün hükmünü şöyle açıklar:

"Kim, Allah'ın sıfatlarının mahluk veya hadis olduğunu söylerse, veyahud O'nun sıfatlarının kadim ve hadis, ya da Allah'ın ihdas etmesiyle hadis, yahud başkasının yaratmasıyla mahluk olmadığına hüküm ver­mez,, duraklarsa; bunları bilmeyi geciktirip "Allah'a ve sıfatlarına inandım" demezse, bunlardan şek ve şübhe ederse o kimse, Allah'ı inkâr edip kâfirdir. Çünkü o kimse, Allah Teâlâ'nın zatı ve bütün sıfatlarını bilmek ve öğren­mekle mükelleftir. Ancak küfrü icab ettiren bilmemek ve şübhe etmek, yukarıda zikredilen ve herkes tarafından bilinen Allah Teâlâ'nın meşhur sıfatlarına mahsustur ki, onlar da, hayat, kudret, ilim, kelâm, semî, basar, irade, tahlik ve terzik sıfatlarıdır." [8]

Selef-i salihin olan İslâm ulemâsı, yegâne Rabbimiz Allah'ın sıfatlarını şu şekilde beyan etmişlerdir... Muvahhid Vmin müslümanlann hiçbir şübhe duymadan katıksız bir şekilde iman etmiş oldukları Rabbimiz Allah'ın sıfatlarını delilleriyle beraber beyan ediyoruz: