https://www.muayene.com/standartlar/metroloji-ve-olcme-fiziksel-olaylar-standartlari/radyasyon-olcumleri-standartlari
Gürültü, aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü olup, işyerlerinde karşılaştığımız mesleki tehlikelerdendir. Dünyada ve ülkemizde, meslek hastalıkları arasında en yaygın olanı, gürültü nedenli işitme kayıplarıdır. Bunun yanı sıra önemli bir stres ajanı olarak çeşitli hastalıklara da yol açmaktadır.
Gürültünün kişilerde huzursuzluk, uykusuzluk, sinirlilik konsantrasyon bozukluğu gibi etkileri vardır
Çalışma etkinliğini azaltır, düşünmeyi engelleyebilir. Bellekle ilgili çalışmalar, sözcük öğrenme amacıyla yapılan çalışmalar gürültüden etkilenmektedir.
Karakter değişikliklerine neden olabilir. Eğilimi olanlarda sorunların ve bunaltıların ağırlaşmasına yol açar. Çabuk sinirlenme ve kızgınlığa yol açar.
Aralıklı ve ani gürültü kişide ani adrenalin deşarjı yaratarak kalp atış oranını, solunum sayısını, kan basıncını arttırmakta, dikkat azalması, uyku düzeninde bozulmalara neden olabilmektedir. Ani gürültüde kalp hızı artmakta, gözbebeklerinde dilatasyon olmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre gürültülü yerlerde çalışan işçilerde verimlilik yüzde 30, fikir işçilerinde ise yüzde 60 oranında azalmaktadır.
İşyerlerinde güvenli bir çalışma ortamı sağlanmasında, görsel işlerin kolaylıkla yapılmasında ve uygun bir görüş alanı oluşturulmasında en önemli faktörlerden biri aydınlatmadır. Güvenli çalışma ortamının sağlanması en önemli önceliklerden biridir ve iş güvenliği koşullarının iyileştirilmesi işyerindeki tehlikelerin görünür kılınması ile sağlanacaktır. Aydınlatmanın görsel etkisinin yanında çalışanın kendini iyi hissetmesi, moralinin yüksek olması ve yorgunluk hissetmemesi gibi biyolojik ve psikolojik etkileri de bulunmaktadır. İşyerlerinde aydınlatma iş verimini de çok büyük ölçüde etkilemektedir. Aydınlatma öncelikle, yapılan iş ve işlemlerde tüm detayın görülebilmesi için gereklidir. İş sağlığı ve güvenliği açısından ise aydınlatmanın işin uygulanan kalite standartlarının gerektirdiği şekilde yapılmasını ve hata oranlarının azaltılmasını sağlamasının yanında iş kazalarının önlenmesinde de büyük bir etkisi bulunmaktadır.
Aydınlatma şiddeti ve işyerindeki dağılımının çalışanın görsel bir işi ne kadar hızlı, güvenli ve rahat algılayıp gerçekleştirdiğinde büyük bir etkisi vardır. Aydınlatma şiddeti arttıkça yapılan işin ince detaylarının fark edilmesi o kadar kolay olmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalar, yüksek aydınlatma şiddetinin konsantrasyon ve motivasyonunun artmasına ve bunun çalışanın performansının %50 oranında artmasına sebep olduğunu göstermektedir. Çalışanın hata yapma oranı azaldığı için, yüksek aydınlatma şiddeti olan işyerlerinde iş kazaları da azalmaktadır. İş kazalarının büyük bir oranı aydınlatma şiddetinin 200 lüks den az olduğu işyerlerinde gerçekleşmektedir.
İnsan titreşimi, titreşen yüzeyler ile direk temasın bir sonucu olarak kişi tarafından hissedilen titreşim olarak tanımlanır. Bu yüzeyler; bir binanın zemini, bir aracın koltuğu veya güçle çalıştırılan bir aletin tutamak kısmı olabilir. Titreşimin direk insan vücudu üzerine etkileri oldukça ciddi olabilir. Bazı durumlarda, belli titreşim frekans ve seviyelerine maruziyet, iç organlar üzerinde kalıcı hasarlar verebilir. Titreşim, konforsuzluk hissine, iş veriminde düşüşe veya fiziksel hasara neden olabilir. Kişilerin maruz kaldığı titreşimin güvenli seviyelerini belirlemek ve değerlendirmek için titreşim ölçüm ve analizleri gereklidir.
El- Kol Titreşimi
Enerji ile çalışan aletlerden yayılan, parmaklardan veya elin avuçlarından vücuda giren mekanik enerjiye el-kol titreşimi denir. Operatörü el-kol titreşimine maruz bırakan ve enerji ile çalışan aletler bir çok endüstri alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. El-kol titreşim maruziyeti üretim, taşçılık, maden, inşaat, tarım ve ormancılık alanlarında elle kullanılan, enerji ile çalışan aletlerden kaynaklanabilir. Titreşimin zararlı etkilerinden kaynaklanan semptromlar şu durumları içerir;
Damarsal hastalıklar
Kemik ve eklem hastalıkları
Kas hastalıkları
Diğer hastalıklar (tüm vücut, merkezi sinir sistemi)
Tüm Vücut Titreşimi
Vücuda birçok yolla giren ve vücuda girdiği yere yakın olmayan organları da etkileme potansiyeli olan titreşim çeşidine verilen isimdir. En önemli giriş yolları şunlardır
Ayaklar
Kalça
Sırt
Başın arka tarafı
Bir işyeri bileşkesi içinde bu tür titreşimden etkilenmiş kişi ya oturuyor ya da ayaktadır. Çalışan ayakta ise, enerji ayaklar yoluyla vücuda girecektir. Kişi oturur durumda iken, bazı durumlarda enerji, koltuk arkalığı veya sırt arkalığından vücuda girerken, esas olarak kalça ve ayaklar yoluyla vücuda geçer. Bazen gemi, uçak gibi taşıma araçlarında uzanmış halde bulunan kişiler de bu titreşimden etkilenebilirler. Bu durumda titreşimin vücuda sırttan girdiğinin kabul edilmesi normaldir.
Yıllar boyunca titreşim maruziyetinin insan vücuduna etkileri konusunda çalışılmıştır. Hayvan ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, yüksek seviyelerde titreşim maruziyetinin hayati organlara zarar vererek sağlık üzerinde ciddi etkilerinin olduğu gözlenmiştir. Bu çeşit bir zarar verebilecek titreşim seviyesi büyük ölçüde rahatsızlık hissine neden olur ve insanlar, uzun aralıklarda bu seviyede titreşime maruz kalamazlar. Tüm vücut titreşimine işyeri maruziyeti, hafif rahatsızlık hissine neden olan, ancak hemen göze çarpmayan, daha çok uzun dönemli sağlık etkileri olan titreşim büyüklüklerini ve maruziyet sürelerini içerir. Tüm vücut titreşiminin aşağıdaki durumlarda insan üzerinde etkisi vardır:
Algı
Rahatsızlık
Görüş ile etkileşim
Fine motor task ile etkileşim
Omurga incinmeleri
Sindirim sistemi hasarları
Üreme sistemi hasarları
Bu etkilerin bazıları -örneğin algı- bir sağlık sorunu olarak tanımlanamaz. Diğerleri için durum tartışmalıdır. Örneğin sindirim sistemi üzerine etkileri tam olarak kanıtlanamamıştır. Kısa süreli ve büyüklüğü yüksek olmayan tüm vücut titreşimi maruziyeti, sıkıntı vererek iş etkinliğinde düşüşe ve konsantrasyon kaybına neden olabilir. Tüm vücut titreşimine mesleki maruziyet, bazı endüstriyel proseslerde olabileceği gibi genel olarak ulaşım sektöründe de rastlanan bir durumdur. Kara, hava ve deniz ulaşımı rahatsızlık veren, hareketleri kısıtlayan veya yaralanmaya sebep olabilen titreşimler üretebilir. Tüm vücut titreşimine maruz kalınabilecek aktiviteler şunlar olabilir: Traktör kullanımı, askeri araçlar ve benzerleri (örneğin, tank), buldozerler, greyderler, kazıcılar, kamyonlar, silindirler, orman makineleri, maden ve taş ocağı ekipmanları, forkliftler gibi arazi araçları, bazı otobüs veya tramvay kullanımı, helikopter veya kanatlı hava taşıma aracı kullanımı, beton yapım makinesi kullanımı, bazı demiryolu taşıma aracı kullanımı, motosiklet kullanımı, araba veya panelvan kullanımı, bazı spor aktiviteleri, bazı endüstriyel ekipmanlar. Büyük titreşime ve şoklara maruziyet en fazla buldozer, endüstriyel kamyon ve traktör gibi arazi araçlarının kullanımı nedeniyle meydana gelir.
Termal konfor deyimi, çalışma ortamında, çalışanların büyük çoğunluğunun ısı, nem, hava akımı gibi iklim şartları açısından, gerek bedensel ve gerekse zihinsel faaliyetlerini sürdürürken, belli bir rahatlık içinde bulunmasını ifade eder. Eğer çalışma ortamında termal konfor şartları yok ise, önce sıkıntı hissedilir daha sonra rahatsızlık duyulmaya başlanır. Hava sıcaklığı, nem, hava akım hızı, termal radyasyon, çalışma ortamında termal konforu etkileyen sebeplerdir. Bu faktörlerin insanın bünyesine uygun halde olmaması, insanın çalışma kapasitesini, iş verimini düşürür.
Termal konfor söz konusu olduğunda, genel manada her ne kadar sadece sıcaklık akla gelse de durum bundan çok farklıdır. Termal konfor bileşenleri olan sıcaklık, bağıl nem, hava akış hızı ve radyan sıcaklık niceliklerinin aynı andaki etkisi, hissedilen sıcaklık yani efektif sıcaklık tanımını ortaya çıkarmıştır.
Bazen, termometre sıcaklığı 30 C° olan bir ortam, termometre sıcaklığı 25 C° olan bir ortamdan daha fazla konfor hissi yaratabilir. Bu tamamen hava akış hızı, bağıl nem ve radyan sıcaklığın etkisinden olmaktadır. Buna benzer bir örnek de bölgelerimizden verebiliriz. Mesela Doğu Anadolu Bölgesi, termometre sıcaklığı olarak kış mevsiminde oldukça düşük sıcaklıklara sahip olmaktadır. Trakya Bölgesi’nde ise termometre sıcaklığı eksi değerlere çok sık düşmez. Ama bu bilinen değerlere rağmen Doğu Anadolu Bölgesi’nden Trakya’ya gelen biri hissettiği soğuğa şaşırabilmektedir. Bunun en büyük etkeni rüzgar ve nemdir. Nemin ve rüzgar hızının yüksek oluşu söz konusu durumu oluşturmaktadır.
Mineral tozlarının, insanların solunum, sistemi üzerindeki zararlı etkileri toz parçacıklarının yalnız fiziksel şekline bağlıdır diye düşünülebilir. Değişik durumlarda tane şekli sadece çok az önem taşır. Tozlarda partikül boyutu. kadar mineralojik yapı ve kimyasal bileşim de önemlidir. Günümüzde çoğu araştırmacı, hastalıkların mineral toz parçacıkları ile etkileşimi sonucu ortaya, çıktığını vurgulamıştır. Bu durumda hastalığa sebep olan ajan, yani mineral toz parçacıkları biyolojik sistemden geçerek etkileşir. Hastalık oluşturabilecek mineral toz partiküllerin yüzey, kimyasal ve elektrik, özellikleri mekanik özellikleri kadar önem taşır.
Solunum Sistemine Zarar Veren Tozlar: Silika, kömür ve demir gibi bazı cevher tozları.
Zehirleyici Tozlar: Berilyum, cıva, kurşun, arsenik.
Radyoaktif Tozlar: Uranyum, radyum, toryum.
Patlayıcı Tozlar: Kömür ve kükürt ile magnezyum, alüminyum, çinko, demir gibi bazı cevher tozları.
Tozun neden olduğu akciğer hastalıkları uzun senelerden beri bilinmesine karşın, konuya önem verilmesine ve önlemlerin alınmasına ancak 20. yüzyılda başlanmıştır. Son senelerde konunun önemi daha iyi anlaşılmış ve madencilikte, tünel açmada ve açık ocaklarda toz kontrol ve toz bastırma yöntemleri uygulanmaya başlanmıştır.
Toz insan sağlığına verdiği zararlardan başka genel olarak da bir rahatsızlığa da neden olur. Rahatsızlık toz bulutlarının oluşması ve görüş mesafesinin azalması sonucu artar ve morali bozar. Mekanik aletlere ve hassas elektronik sistemlere zarar verir. Direk olarak kaza sıklığını artırır, çalışmalarda değişik nedenlerle zaman kayıplarına neden olur, fazladan tamir ve bakım masrafı çıkararak işletme maliyetlerini artırır.
İşyerinde çalışma ortamında kimyasal etkenler bakımından değerlendirmede ilk adım; uygulanılan işlem ve kuşkulanılan tehlikeli etkenlerin saptanmasıdır. Daha sonra bunların özellikleri tanımlanarak maruziyetin niteliği belirlenir.
Tehlikeli etkenlerin düzeyleri; bir çok kimyasal madde ve partikül için hava numunesi alınması ve analizleri gibi farklı bir çok teknikler / yöntemler kullanılarak nitelik ve/veya nicelik olarak belirlenir. Kimyasal ortam ölçümlerinde ortamdan alınan numune örneği laboratuvarda enstrümental veya gravimetrik analizler doğrultusunda çalışılır.
Gazdan Arındırma (Gas Free) ölçümü, bir alanın veya bir ekipmanın içindeki gaz seviyelerini ölçerek, ortamın güvenli bir şekilde kullanıma uygun olup olmadığını belirlemek için yapılan bir prosedürdür. Bu ölçümler, potansiyel olarak tehlikeli gazların yoğun olduğu yerlerde güvenlik önlemleri almak için kullanılır.
Gazdan Arındırma ölçümleri genellikle aşağıdaki alanlarda yapılır:
Gemiler ve deniz araçları: Gemiler, tankerler ve diğer deniz araçları, tank temizleme, bakım veya onarım gibi faaliyetler sırasında gazdan arındırma ölçümlerine ihtiyaç duyar. Örneğin, yakıt tankları, kargo tankları ve diğer kapalı alanlar gaz arındırma ölçümleri gerektirebilir. Türk deniz yetki alanlarında veya iç sularında bulunan gemi ve su araçlarının inşa, tadilat, bakım, onarım veya söküm işlemlerine başlamadan önce ve devamında yapılacak işlemler ile can, mal ve çevre güvenliği bakımından tesise yanaşma, tehlikeli mahallere emniyetli giriş ve bu mahallerde soğuk veya sıcak çalışma yapılabilmesi için ölçüm yapan ve yaptıranların sorumlulukları, 1 Şubat 2022 tarihli Gemi Ve Su Araçlarında Gazdan
Arındırma Yönetmeliği ile belirlenmiştir.
Petrol ve gaz endüstrisi: Petrol rafinerileri, gaz depolama tesisleri, sondaj kuyuları ve diğer petrokimya tesisleri gibi petrol ve gaz endüstrisi tesislerinde gazdan arındırma ölçümleri yaygın olarak kullanılır. Bu tesislerde potansiyel olarak tehlikeli gazlar, patlayıcı, zehirli veya yanıcı olabilir ve çalışanların güvenliğini sağlamak için gaz arındırma ölçümleri yapılır.
Sanayi tesisleri: Kimya fabrikaları, gıda işleme tesisleri, ilaç üretim tesisleri ve diğer sanayi tesisleri gibi kapalı alanlarda gazdan arındırma ölçümleri yapılarak çalışanların güvenliğini sağlamak amacıyla gaz seviyeleri kontrol edilir.
Yeraltı madenleri: Kömür madenciliği, altın madenciliği ve diğer yeraltı madencilik faaliyetleri gibi yeraltı madenlerinde gazdan arındırma ölçümleri yapılarak havanın güvenli hale getirildiği alanlar belirlenir.
Genel endüstriyel alanlar: Rafineriler, kimyasal depolama tesisleri, depolar ve diğer endüstriyel alanlarda gazdan arındırma ölçümleri, potansiyel olarak tehlikeli gazların varlığını tespit etmek ve güvenli çalışma koşullarını sağlamak için yapılır.
Gazdan arındırma ölçümleri, gaz algılama cihazları veya gaz analiz cihazları kullanılarak gerçekleştirilir. Profesyonel ve deneyimli personelimiz tarafından yapılan gazdan arındırma ölçümleri, ilgili güvenlik standartları ve yerel yasal düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirilmektedir.