Bu değerlendirme çalışması, Toplum Temelli Göç Programları kapsamında, toplulukların COVID-19'a ilişkin bilgi, tutum ve uygulamalarının (KAP) yanı sıra onların bilgi ihtiyaçları hakkında fikir sahibi olmak amacıyla, IFRC desteğiyle, Türk Kızılay tarafından 10 - 26 Kasım 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma Bilgi, Tutum ve Uygulamalar (KAP) değerlendirmesinin ikinci turu olup 20 Temmuz - 12 Ağustos 2020 tarihleri arasında yürütülen ilk turu takip eden bir çalışmadır.
Bilgi ihtiyaçları, Türk Kızılay'dan bilgi almak ve Türk Kızılay'a geri bildirimde bulunmak için toplulukların tercih ettikleri kanallar; Bu bölümün amacı, toplulukların COVID-19 hakkında öğrenmek istedikleri veya ihtiyaç duydukları bilgiler ve bu bilgileri almak için tercih ettiği kanalları ölçmektir. Bu bölüm, Türk Kızılay sosyal medya kanallarının toplumlar tarafından ne kadar iyi kullanıldığını ölçerek geliştirilebilecek yönler ve toplumların soru sormak veya düşüncelerini paylaşmak için Türk Kızılay ile iletişim kurma araçları hakkında bilgi sahibi olmayı da amaçlamaktadır.
Katılımcıların yarısından biraz fazlası, %54,7, (2.099) COVID-19 hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duymadıklarını söylerken, insanların %45,3'ü (1.741), halen daha fazla bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Daha fazla bilgi talep edenler (1.741 katılımcı) arasında gündeme getirilen konular: COVID-19 tedavisi veya aşısı (%39,7), COVID-19 enfeksiyonunun semptomları (%31,3), COVID-19'un nasıl bulaştığı (%22,4) ve hastalığa karşı kendimizi nasıl koruyacağız (%15.8) şeklindedir. Erkekler ile kadınlar arasında veya göçmenler ile ev sahibi toplum arasında talep edilen bilgi bakımından önemli bir farklılık bulunmamasına rağmen, "güvenilir bilgi kaynakları", göçmenlere (%1,8) göre ev sahibi toplum üyesi katılımcılarda (%4,1) daha yüksek olmuştur.
Ek bilgiye ihtiyaç duymadıklarını ifade eden katılımcı yüzdesinin %55 olduğu ilk KAP çalışması da bu tura paralel sonuçlar göstermiştir. “COVID-19 tedavisi veya aşısı” bu turda eklenmiş olan bir seçenektir ve katılımcıların en çok bilgi talep ettikleri konu olmuştur. Toplumların COVID-19 tedavileri ve aşılara ilişkin gelişmeler hakkında daha çok bilgi sahibi olma isteklerini gösteren bu durumla ilgili olarak katılımcılar aşının ne zaman hazır olacağı, maliyeti, yan etkisinin olup olmadığı gibi belirli konuları gündeme getirmiştir. Toplumların COVID-19 aşısını yaptırma konusunda istekli olup olmadıklarını anlamak için başka çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
OGG katılımcıları, insanların COVID-19 enfeksiyonunun yeni semptomları, kişisel hijyenin nasıl sağlanacağı ve maskelerin doğru ve ne zaman kullanılması gerektiği hakkında bilgiye ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. İnsanların COVID-19 hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen, COVID-19 varlığı ve riskleri ve hastalığa yakalanmamak için alınacak korunma tedbirleri hakkında kamu farkındalık faaliyetlerinin arttırılarak insanların sağlıklı davranışları benimsemeyi sürdürmeye teşvik edilmeleri gerektiğini ifade etmişlerdir. Katılımcılar, ellerin su ve sabun ile yıkanması, maske takmak ve sosyal mesafe şeklindeki üç önemli uygulama hakkında bilgilendirmelerin halen geniş çapta yaygınlaştırılmasına devam edilerek insanların kendilerine dikkat ve özen göstermeleri sağlanması gerektiğini dile getirmiştir. Söz konusu farkındalık arttırma faaliyetlerinin, Muhtarlar vasıtasıyla kırsal bölgelere de ulaştırılarak kırsal kesimde yaşayanların da olumlu davranışları uygulamaya teşvik edilmesi gerekmektedir.
"Doğru bilgiyi nereden alacağımı bilmiyorum. Sağlık Bakanlığı sitesini ziyaret ettim ancak açıklanan vaka sayılarından emin değilim."
Nuraa (19), Göçmen (Suriyeli) Kadın, İzmir
Anket katılımcılarının yarıdan fazlası, COVID-19 hakkında Türk Kızılay'dan telefon (%56.7) üzerinden bilgi almayı tercih ettiğini ifade ederken, bunu sırasıyla SMS (%26.7), Türk Kızılay Facebook hesabı (%17.3) ve Televizyon (%12.2) takip etmiştir. Yerel topluma göre göçmenler, telefon (%32,1), Türk Kızılay Facebook (%11,9) ve Whatsapp'ı (%8.1) daha fazla tercih etmiştir. Ancak, yerel toplum üyeleri, SMS (%14,8), TV (%7,4) ve Türk Kızılay Instagram, Twitter, internet sitesi ve Türk Kızılay personeli ve gönüllülerini (%15,3) daha çok tercih etmiştir.
Bu bulgular önceki çalışmayla paralellik göstermekle birlikte, WhatsApp, bu tura göre (%11,9) önceki turda (%20,3) daha fazla tercih edilmekteydi. Bu çalışmada bilgi kaynağı tercihleri açısından kadın ve erkekler arasında önemli bir fark söz konusu olmamıştır. Ancak, kadın katılımcılar, biraz daha fazla telefonu tercih ederken, erkekler Türk Kızılay Facebook ve WhatsApp'ı tercih etmiştir.
Katılımcılar tarafından belirtilen diğer iletişim kanalları: yüz yüze, YouTube, e-posta, sosyal medya, zoom, 168 çağrı merkezi , okul, afiş/reklam panosu/stand, bilimsel/DSÖ makaleleri. On beş katılımcı herhangi bir bilgi almak istememiştir.
OGG katılımcıları, COVID-19 hakkında bilgi almak istedikleri çeşitli farklı kanallar belirtmiştir. Bunların çoğunluğu, önceki KAP çalışmasıyla benzerlik taşımaktadır. Sosyal medya platformları (WhatsApp, Facebook, Twitter, Instagram ve YouTube), katılımcılar tarafından bilgi edinmek için en çok tercih edilen kanallar olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda farklı dillerde sesli, görüntülü ve görsel bilgilendirme materyalleri paylaşılabilir. Tercih edilen diğer kanallar arasında TV, SMS, telefon görüşmeleri, broşürler, ve Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay'ının resmi internet siteleri yer almaktadır. Türk Kızılay tarafından konferans platformları üzerinden düzenlediği online seminer ve canlı oturumlar, insanlarda farkındalığın arttırılması için yollar olarak önerilmiştir.
Bilgi almak için yüz yüze iletişim, Adana, Bağcılar, Sultanbeyli, Kayseri ve Mardin gibi çeşitli yerlerdeki katılımcılar tarafından tercih edilmiştir. Buna ilaveten, hane ziyaretleri ise özellikle yaşlılarla bilgi paylaşımı için faydalı olması açısından önerilmiştir.
"Çocuklara yönelik olarak, COVID-19 ve sağlıklı uygulamalar hakkında bilgi paylaşımı amacıyla, Türk Kızılay örneğin, Kamu Spotu yayınlayabilir veya TRT Çocuk kanalında 'Haydi Çocuklar, Ellerimizi Yıkayalım' gibi programlar yayınlayabilir. Türk Kızılay, özel TV kanallarında daha fazla yer almalıdır. Televizyon yaşlılar için de en iyi bilgi kaynağıdır" demiştir."
İzmir'de yerel toplum üyesi bir katılımcı
Türk Kızılay'dan bilgi almak için tercih edilen dil ev sahibi toplum üyeleri için Türkçe iken, Arapça göçmenler arasından en çok tercih edilen dil olmaya devam etmiştir. Sadece birkaç katılımcı, İngilizce, Kürtçe ve Farsça dahil diğer dilleri ifade etmiştir.
Almanca, tercih edilen "Diğer" dil seçeneğinde belirtilmiştir.İki katılımcı herhangi bir bilgi almak istememiştir.
Anket bulgularıyla paralel olarak, OGG katılımcılarının büyük çoğunluğu, bilgileri Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde almayı tercih ettiklerini ifade etmiştir. Mardin, Gaziantep ve Adana'da, bazı kişiler Kürtçe tercihinde bulunurken Konya'da bazıları Farsça tercih etmiştir. İzmir'de katılımcılar, işitme engelliler için işaret dilinin de yararlı olabileceğini eklemiştir.
Katılımcılara Türk Kızılay sosyal medya hesaplarını takip veya internet sitesini ziyaret edip etmedikleri sorulduğunda, ev sahibi toplumun %25,6'sı, "Hayır" yanıtını verirken, göçmen katılımcıların %21.6'sı "Hayır" yanıtını vermiştir. Göçmenlerin yaklaşık üçte biri (%27,7), Türk Kızılayı sosyal medya hesaplarını takip ettiklerini veya internet sitesini ziyaret ettiklerini söylemiş olup bu oran ev sahibi toplumda %15,7'dir. Türk Kızılay sosyal medya platformlarını takip edenler (1.682 katılımcı) arasında, ev sahibi topluma (%20,9) göre çok daha yüksek bir oranda (%69,2) göçmen, Türk Kızılay Facebook ve Toplum Merkezi Facebook sayfalarını ziyaret etmiştir. Türk Kızılay ve Toplum Merkezi Instagram ve Twitter hesapları, göçmenlere (%19,3) göre ev sahibi toplum üyeleri (%34,7) arasında daha popülerdir. Türk Kızılay ve Toplum Merkezi Facebook hesapları, kadınlara göre (%43,3) erkekler (%47,5) arasında daha popüler olurken, Türk Kızılay ve Toplum Merkezi Instagram hesapları, erkeklere (%14,1) göre kadınlar (%18,2) tarafından daha sık kullanılmıştır.
Çalışmanın önceki turuyla (%45,6) karşılaştırıldığında, bugün daha az sayıda insan (%43,8) Türk Kızılay sosyal medya ve internet sitesini takip etmektedir ve ev sahibi toplum, bu platformların görüntülenmesi bakımından göçmenlerin halen arkasında kalmaktadır.
Türk Kızılay sosyal medya hesaplarını takip ettiğini söyleyen göçmen katılımcılar arasında, Facebook en popüler olurken, bunu sırasıyla Instagram, Twitter ve YouTube takip etmiştir. Intstagram ve Twitter ev sahibi toplum katılımcıları tarafından daha geniş bir şekilde kullanılmıştır.
Göçmen katılımcılar, bu sosyal medya platformlarına erişimde farklı zorluklarla karşılaştıklarını ifade etmiştir, örneğin; dil bariyeri, internet olanaklarının bulunmaması, sosyal medya hesabının veya akıllı telefonunun bulunmaması. Kahramanmaraş ve Mersin'de ev sahibi toplum üyesi bazı katılımcılar, bilgiye erişimin önündeki temel engellerden birinin internet olanaklarına sahip olunmaması olarak göstermiştir.
Gaziantep, Kilis, Konya ve Kayseri'de katılımcılar, Türk Kızılay Toplum Merkezi sosyal medya hesapları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ve Türk Kızılay sosyal medya hesaplarında sadece Arapça bilgilerin yer aldığını bildirmiştir. Mersin, Bağcılar ve Sultanbeyli'de bazı katılımcılar, bilgilere Sağlık Bakanlığından ulaştığını veya diğer sosyal medya hesaplarını takip ettiğini ve Türk Kızılay sosyal medya hesaplarından bilgi almaya ihtiyaç duymadığını ifade etmiştir.
İnsanların bu sosyal medya hesaplarını neden takip etmedikleri konusunda sundukları en önemli sebep (2.158 katılımcı), bu hesaplar hakkında bilgi sahibi olmamalıdır. Bu farkındalık eksikliği, göçmenlere (%17,2) göre ev sahibi toplumda (%23,4) daha yüksek orandadır. Buna ilaveten, bu oran erkeklere (%18,4) göre kadınlar arasında da yüksek (%22,6) olmuştur. Sosyal medyayı (%26,7) kullanmama veya diğer platformların (%23,2) takip edilmesinin diğer sebepleri olarak paylaşılan bilgilerin ihtiyaçlarıyla bir ilgisinin bulunmadığı (%4,8) gösterilmiştir. "Sosyal medyayı kullanmıyorum" ve "Diğer platformları takip ediyorum" bu turda eklenen seçenekler olup bu soruya verilen en popüler ikinci ve üçüncü yanıtlar olmuştur.
"Diğer" kategorisi altında kaydedilen yanıtlar şu şekildedir: sosyal medyayı kullanmıyorum, Sağlık Bakanlığını takip ediyorum, sosyal medya hesaplarını çok aktif kullanmıyorum, zamanım yok, evde internet yok, okuma yazma bilmiyorum, bilgi için YouTube veya TV'ye bakıyorum, resmi internet sitesini bilmiyorum, güvenilir olup olmadığını bilmiyorum, içerikleri anlamıyorum, ilgilenmiyorum, belirli bir sebebi yok.
Anket bulguları, OGG katılımcıları tarafından büyük oranda teyit edilmiştir. Birkaç göçmen katılımcının Türk Kızılay sosyal medya hesaplarını takip ettiğini ifade etmiş olmasına rağmen ev sahibi toplum üyesi katılımcılar, Türk Kızılay sosyal medya hesapları ve internet sitesi veya COVID-19 hakkında bilgi sağladığı hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir.
Katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (%73.3) soru sormak veya geri bildirimde bulunmak için Türk Kızılay'ına telefon ile ulaşmayı tercih edeceklerini ifade etmiştir. Bu tercih, ev sahibi toplum üyelerine (%34,5) göre göçmenler (%38,4) arasında biraz daha yüksek olurken erkeklere (%34.6) göre kadınlar (%38.8) arasında biraz daha yüksek oranda olmuştur. Ev sahibi toplumla karşılaştırıldığında, göçmenler Whatsapp (%9,0), Türk Kızılay Facebook sayfası (%8,6) ve Türk Kızılay Toplum Merkezinde yüz yüze iletişimi (%5,0) daha yüksek oranda tercih etmiştir. Önceki çalışmada da telefon Türk Kızılay ile iletişimde en çok tercih edilen kanal olmuştur.
"Diğer" kategorisindeki yanıtlar: sosyal medya, e-posta, Twitter, yüz yüze toplantı, fark etmez, "İhtiyacım yok".
Bu çalışmanın birinci turunda olduğu üzere, çoğu OGG katılımcısı, COVID-19 hakkında soru sormak veya geribildirimde bulunmak için Türk Kızılay ile telefon ve WhatsApp üzerinden iletişim kurmayı tercih etmiştir. Belirtilen diğer kanallar, 168 çağrı merkezi hattı, SMS veya e-posta, Türk Kızılay Facebook veya diğer sosyal medya veya COVID-19'a özel Türk Kızılay internet sayfasından oluşmuştur.
Türk Kızılay Toplum Merkezlerini ziyaret ederek veya personel veya gönüllüleriyle buluşarak yüz yüze iletişim, Ankara, Gaziantep, Adana, Kahramanmaraş, Mersin, Şanlıurfa gibi çeşitli yerlerde OGG katılımcıları tarafından tercih edildiği belirtilen diğer bir kanaldır. Zoom/Skype üzerinden online toplantılar, soru sormak ve toplumlarının önemli endişelerini paylaşmak için faydalı olduğunu da eklemişlerdir.
İzmir'de katılımcılar, Danışma Kurulu toplantılarının Türk Kızılay ile iletişim kurma ve geri bildirim paylaşımında oldukça etkili olduğunu vurgulamıştır. Bursa, Koaceli ve Kayseri'de bazı katılımcılar, Türk Kızılay'a doğrudan soru sormak ve iletişim kurmak için WhatsApp gruplarının faydalı olabileceğini ifade etmiştir. Buna ilaveten, Türk Kızılay'ın iletişim kanalları hakkında bilgileri insanlarla ile kolaylıkla erişim kurmak üzere açık bir şekilde paylaşması gerektiğini vurgulamıştırlar.
OGG katılımcıları, Türk Kızılay'ının COVID-19 salgınıyla mücadelede çabalarını takdir ettiklerini ifade etmiştir. KAP çalışması kapsamında online OGG görüşmelerinin faydalı olduğu ve COVID-19 hakkında tartışmaya katılmaktan mutluluk duyduklarını belirtmişlerdir.
Adana'da göçmen katılımcılar "Bu online görüşmeler bizler için çok faydalı oluyor. Görüşmelere katılarak, toplumumuz adına görüşlerimizi paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz." demiştir.
Pandeminin 10. ayında, işini kaybetmiş olan çok sayıda insan bulunmakta olup katılımcılar, Türk Kızılay'ına işini kaybetmiş bu kişilere yardım sağlamasını önermiştir. Ayrıca, Türk Kızılay'ın toplumlara yönelik olarak COVID-19, korunma tedbirleri ve hijyenin desteklenmesi hakkında daha fazla online bilgilendirme toplantısı düzenlenmesi gerektiğini de tavsiye etmişlerdir. Buna ilaveten, riskleri ve önleyici tedbirleri anlatmak amacıyla Arapça dahil diğer dillerde COVID-19 hakkında bilgilendirme materyalleri ve çocuklara yönelik diğer faaliyetlerin düzenlenmesi gerekmektedir.
Katılımcılar, toplumda maske, hijyen kitleri ve psikososyal destek ihtiyacının halen yüksek düzeyde olduğunu ifade etmiştir. Türk Kızılay'ın daha fazla maske ve hijyen kolisi dağıtması ve etkilenenlere veya ihtiyaç sahiplerine online oturumlarla psikososyal desteği arttırması gerektiğini önermişlerdir. Katılımcılar, ayrıca, hastalığın yayılmasını azaltmak için yerel yönetimler tarafından "sokağa çıkma yasağı"22 ve diğer sıkı tedbirlerin uygulanması gerektiğini vurgulamıştır.
Adana'da yerel toplum, çocuklar okula gittiklerinde okullarda dezenfeksiyon ve maske dağıtımının sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. Türk Kızılay'ın okullarda dezenfektan ve maske dağıtımı yaparak destek sunabileceğini dile getirmişlerdir. Katılımcılar, çocukların evde uzaktan eğitime online platformlar aracılığı ile ulaşabilmesine rağmen, normal zamanlarda olduğu gibi okula gidemediklerinden dolayı COVID-19 pandemisinin çocuklarının eğitimlerini olumsuz etkilediğini söylemişlerdir. Şanlıurfa'da, göçmen katılımcılar, internet ve bilgisayar olanaklarına sahip olmadıklarından uzaktan eğitim programlarına katılımakta zorluk yaşadıklarını ifade etmiştir.
Kayseri'de katılımcılar "Kaygılar çocuklar arasında da fark edilmektedir. Okulların uzun süre kapalı tutulması, çocuklarının ruhsal esenliklerini etkilemiştir. Bu sebeple, onları aktif ve motivasyonlarını yüksek tutmak için online aktiviteler de gerekiyor.” demiştir.