GECE
GECE
Titreyen ellerimle penceremi
Açtım âfâk-ı leyle karşı… Yine
Gecenin gölgeden menâzırına
İmtizâc eylemiş nücûm u bahâr…
Sihr-i eb’âd içinde, şimdi gümüş
Bir sehâb andıran miyâh uyumuş…
Kalb-i şeydâ-yı leyl olan rüzgâr
Esiyor gölgelerde velvele-kâr…
Âh o bir aşk-ı bî-tenâhî mi?
Geceden, tûde-i menâzırdan
Yükselen ra’şe-i humâr ü buhâr?
Sanki hûlyâ-yı vasla müstağrak
Şebi bir ıtr-ı hisle doldurarak
Dolaşan, titreşen kadınlardı…
Sanki bir savt-ı gaib ü mühtez
Kalbe bir aşk-ı bî-vefâ yetmez
“Seviniz, muttasıl sevin!” derdi.