Ülke bazında bu zamana kadar toplamda 689 ICO ortaya çıkartan ve bunun karşılığında 7.41 milyar dolarlık fon toplayan Amerika Birleşik Devleti 1. sırada yer alıyor. İngiliz Virgin Adaları ise 2.36 milyar dolar ile 2. sırada yer alırken 2.19 milyar dolar ile Singapur 3. sırada yer alıyor. Bunları İsviçre, Birleşik Krallık, Keyman Adaları, Estonya, Rusya, Hong Kong ve Kanada takip ediyor. Ülkemiz ise maalesef kayda değer bir rakam yakalayamayarak listede yer almıyor.
Farklı bir bakış açısıyla değerlendirdiğimizde ICO’lar aslında yeni teknolojilerin geliştirilmesinde rol oynarken öte yandan ülke ekonomilerine sıcak para sokarak bir yandan da ekonomilerine katkı sağlıyorlar. Toplamda 25 milyar dolarlık fondan Türkiye’nin herhangi bir kayda değer pay almaması gerçekten çok üzücü. Bu kadar kripto para meraklısının bulunduğu, kripto para anketlerinde Avrupa’da benimsenme oranlarında ilk sıralarda yer alan ülkemizin bu ekonomiden pay alamaması çok ilginç ve başka bir yazının konusu.. Kaynak
Editör: Elif EKEN
ICO’nun açılımı Initial Coin Offering’dir. Bir şirketin fon oluşturma amacıyla kendi cryptocurrency’sini piyasaya sürdüğü, zaman zaman “toplu satış”(crowdsale) adı da verilen bir etkinliktir. Genellikle, şirket belli bir miktarda crypto-token’i piyasaya sürer ve bu tokenleri hedeflenen kitleye satar. Satışlar en yaygın haliyle Bitcoin karşılığında yapılır ancak itibari para(fiat) karşılığında da satılabilir.
Etkinliğin sonunda ise şirket, geliştirmek istediği ürünün üretimi için gerekli sermayeyi, satın alan insanlar da crypto-tokenlardan hisselerini elde ederler. Ayrıca, bu hisselerin tam mülkiyetlerine de sahip olurlar.
ICO ve IPO(Initial Public Offering) konseptleri arasında gerçekten çok benzer yönler olduğu gibi bazı temel farklılıklar da vardır.
Bir örnek vermek gerekirse, bir IPO süresince piyasaya sürülen hisselerin mülkiyeti her zaman piyasaya süren firmaya aittir. Ancak, normal şartlar altında, bir ICO süresince halka satılan crypto tokenlarda böyle bir durum söz konusu değildir. Bazı projelerde, crypto-tokenlar yönetime katılma haklarını devretmekte kullanılabilirler (tek elde toplanan token hisseleri daha fazla yönetim hakkı demek), ancak genel anlamda baktığımızda bu tokenlar başka para birimleriyle takasını gerçekleştirebileceğiniz ve başka kullanıcılara gönderebileceğiniz bir para biriminden ibarettir.
Diğer önemli bir fark ise IPO’ların hükümetler tarafından büyük çaplı düzenlemelere tabii tutulmasıdır. Bu da, hisse sahibi bir şirketin hisselerini piyasaya sürmeden önce önemli miktarda evrak işleri halletmesini gerektiriyor. Ayrıca bu durum, itaatsizlik durumlarında sert sonuçları da beraberinde getiriyor. Bunun aksine, cryptocurrency ile kitle fon oluşturmak yeni bir faaliyet alanıdır ve hükümet düzenlemelerine tabii değildir. Bu da, herhangi bir projenin çok küçük çapta hazırlıklarla istediği zaman bir ICO başlatabileceği ve isteyen herkesin, hangi ülkede yaşıyor olursa olsun, bu projede yer alabileceği ve parasal katkıda bulunabileceği anlamına geliyor. Bu liberal ortam, daha tutucu olan IPO’lar ile kıyaslandığında hem yeni fırsatları hem de yeni riskleri beraberinde getiriyor.
Projenin kendisine bağlı. Projelerin bazen fazladan özellikleri olabilir.
Buna iyi bir örnek Storjcoin’dir. Storjcoin’ler,ICO’su süresince Storj.io tarafından piyasaya sürülmüş crypto-tokenlardır. Storj.io merkezsizleştirilmiş bir bulut depolama sistemi girişimidir, ve asıl ürünleri piyasaya çıktığında kullanıcılar, sanki tıpkı sıradan bir coinmiş gibi coinlerini sadece diğer kullanıcılarla takas edebilmenin yanı sıra Storjcoinleri’ni bu depolama sisteminde harcayabilme olanağına da sahip olacaklar. Öne çıkan diğer bir örnek ise Ethereum’dur (Her türden merkezsizleştirilmiş uygulamanın geliştirilmesi için dizayn edilmiş bir platform). Firmanın Ether adı verilen tokenları, zaten platformda mevcut olan uygulamaların faaliyetlerini sürdürmek için aktif olarak kullanılmaktadır.
Teorik açıdan bakıldığında, ICO tokenları hemen herşey için kullanılabilir, Ethereum örneğinde görüldüğü gibi. Kullanım alanları ise projenin kapsamına göre değişir.
Bir ICO etkinliğini bulmayı ve etkinliğe katılmayı olabildiğince kolay hale getirmeye adanmış platformlar mevcuttur. Bu platformlara Waves, ICO Bazaar ve bize ait olan ICO Calendar da dahildir.
Pek çok Blockchain projesi kendi ICO’larını kendi web sitelerinden duyurup başlatıyolar. Bu da, aslında, etkinliğin sadece kısıtlı bir kesime sergilenmesine sebep olduğu için sadece ikinci bir opsiyon olarak düşünülebilir; Sadece kendi sayfanızdan duyuru yapıp bir sürü insanın görmesini bekleyemezsiniz.
Bu yüzden de insanlar, değişik girişimlerin ICO etkinliklerini bir araya getiren platformlar oluşturdular, tıpkı Blockchain platformunda olmayan projeler için kurulmuş Kickstarter ya da Indiegogo gibi.
Ironik bir şekilde de, bu platformlardan bazıları için kendi ICO’ları aracılığıyla fon oluşturulmuştur. Bunlara örnek olarak;
verilebilir.
Her ne kadar ülkeden ülkeye değişse de hükümetler tarafından sağlanan garanti ya çok azdır ya da hiç yoktur. Ancak, şimdiye kadar kendi ICO etkinliklerini düzenleyen şirketler katılımcılara yönelik güven oluşturmak ve şeffaflık sağlamak amacıyla kendilerine yönelik kısıtlamalar getirmişlerdir.
İlk ICO’lar doğal olarak çok az kural ve kısıtlamalar olduğu için en doğaçlama şekilde yapılanlardı. Ancak kısa zamanda Blockchain girişim sahipleri farkettiler ki hükümet düzenlemeleri olmadığı için, topluluğun güvenini ve böylece de yeterli katkı akışını garanti altına alacak şartları düzenleme görevi kendilerine düşüyordu.
Kendilerine uyguladıkları kısıtlamalardan bazıları şunlardır:
İyice düşünülmüş bir etkinliğe güzel bir örnek olan Humaniq’in gelecek ICO’suna göz atabilirsiniz. Detaylı bir Whitepaper ve izlenecek yol haritası, proje için açıkça belirtilmiş hedefler, tarafsız bir uzman tarafından yapılan yorumlar ve geliştiricilerin kimliklerini açıklamış olması… Tüm bunlar meşru bir etkinliğe işaret eder.
Bir ICO’nun potansiyel olarak dolandırıcılık amacıyla oluşturulduğuna işaret eden bir takım ip uçları vardır: Anonim geliştiriciler, emanet cüzdan bulunmaması ve açık olmayan ve gerçekdışı oluşturulmuş hedefler en bariz olanlarıdır.
Geçtiğimiz son birkaç yılda cryptocurrency topluluğu düzenbazlık amacıyla oluşturulmuş bir takım ICO etkinlikleriyle uğraşmak zorunda kaldı. Bu etkinlikler arasında yaygın olarak görülen ve farkına vardığınızda tehlikeli olma potansiyeli olan firmalardan kaçınmanızı sağlayacak bazı olumsuz bulgular vardır:
Eğer ki yukarıdaki belirtilen bulgulardan birine, özellikle bunlardan birkaçına sahip bir ICO projesine rastlarsanız, o projeye katkı yapmaktan kaçınmanız en iyisi olur.
Yeni çıkan, yeni çıkacak ve yeni duyurulan ICO'ların takip listesi aşağıdaki şekildedir;