Günümüzde teknolojinin hızla gelişimi, her alanda olduğu gibi, eğitim alanında da hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bu değişen dünyada artık insanlar, hem bir birey olarak gerçek kimlikleriyle, hem de bir dijital vatandaş olarak dijital kimlikleriyle var olmaktalar.
Öğrencilerimiz ve biz, artık iki farklı nesli temsil eder hale geldik. Öğrencilerimiz; dijital yerlileri, biz öğretmenler ise dijital göçmenleri oluşturuyoruz.
Dijital yerliler, yani öğrencilerimiz; tamamen teknoloji ile donatılmış bir dünya içinde doğdular. Onların oynadıkları oyuncaklar da bizim oyuncaklarımızdan farklı, izledikleri çizgi filmler de, arkadaş sohbetlerinde konuştukları konular da. Onlar bir araya geldiklerinde sosyal paylaşım ortamlarındaki paylaşımlardan ya da günümüzün popüler bilgisayar oyunlarından bahsediyorlar.
Dijital göçmenler, yani biz ise; teknolojinin hızlı gelişimine ayak uydurmaya, yeni teknolojileri tanımaya, öğrenmeye ve hayatımıza katmaya çalışan grupta yer alıyoruz.
Peki biz, dijital göçmenler ve dijital yerliler olarak, nasıl bir dünyada yaşıyoruz?
Yandaki resimde, internette her dakika neler olduğunu gösteren 2014 yılının verilerini görebilirsiniz.
Bu verilere göre, örneğin sadece 1 dakikada Youtube üzerine yüklenen videoları izlemek isteseniz, yaklaşık 13 gününüzü vermeniz gerekecek!
Böyle bir dünyada, böyle bir hedef kitlesiyle birlikteyken, biz eğitimciler, artık “eğitimde teknoloji yer almalı mıdır?” sorusunun yerine; “hangi teknolojiyi, derslerimizin hangi bölümünde, ne kadar süre ile, ve nasıl kullanmalıyız” soruları üzerinde düşünmeliyiz.
Buradaki “teknolojiyi kullanmak” tan kastım, öğrenciler seviyor diye ders kitaplarını tabletlere yüklemek, ya da öğrenciler sıkılıyor diye kara tahtaları atıp, okulları dokunmatik ekranlarla donatmak değil. Amacımız, hedef kitlemize ulaşmak için, teknolojiyi bir yol, bir araç olarak kullanmak, ve öğrencilerimize kazandırmak istediğimiz becerileri, teknolojinin yardımıyla kazandırmak olmalı.
Yani biz öğretmenler, kullanacağımız teknolojinin, hangi amacımıza hizmet edeceğini, müfredatımızın hangi bölümünde, hangi konu ve kazanımımız için gerekli olduğunu belirleyebilmeli, bu doğrultuda hangi teknolojiyi kullanmamız gerekeceğini seçebilmeliyiz.
Eğer derslerinizde kullandığınız teknoloji; öğrencilerimizin öğrenme düzeylerini artırmaya, eksik öğrenmeleri tamamlamaya, motivasyonlarını yükseltmeye, konuya ve derse olan ilgi ve tutumunu olumlu yönde değiştirmeye katkı sağlıyorsa, işte o zaman teknolojiyi doğru şekilde dersimize entegre ediyoruz ve teknolojiden yararlanıyoruz diyebiliriz.
Teknolojiyi amaç değil, araç olarak kullanıp, teknolojinin bize sağladığı nimetlerden doğru anlamda faydalanabileceğiniz güzel günler..
KAYNAK: Eda Karaçelebi http://www.egitimbilisim.net/egitimde-teknoloji1.html