Şiirler

Davet

Nazım Hikmet 1947

Dörtnala gelip Uzak Asyadan

Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim,

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edip insanın insana kulluğunu!

Bu davet bizim.

Yaşamak! Bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir Orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim!

Be hey dürzü

Neyzen Tevfik

Ne ararsın ALLAH ile aramda..

Sen kimsin ki orucumu sorarsın.?

Hakikaten gözün yoksa haramda...

Başı açığa niye türban sorarsın.?

Rakı şarap içiyorsam sana ne..

Yoksa kimseye bir zararım içerim.

İkimizde gelsek kıldan köprüye..

Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim.

Esir iken mümkün müdür ibadet..?

Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et.

Senin gibi dürzülerin yüzünden..

Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma.

Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan gene çıkardın amma..

Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz.

Köyüm

Şükrü Türkmen 1990

Çıkıp şu köyümü seyran eyledim

açmış lale, sümbülü, gülü ne güzel

evin bahçesine girip yayladım

yeşermiş ağaçlar dalı ne güzel

Çiçekler bahçemde açtığı zaman

kuzular annesine koştuğu zaman

kar eriyip sular coştuğu zaman

ses verir dereler seli ne güzel

Ben hayranım köyümün süsüne

seher vakti bülbüllerin sesine

baykuş öle viranın nesine

güvel ördek yüzer gölü ne güzel

Dik olurmuş Kösedağın yokuşu

kartal gibi boz bulutun çöküşü

baharda derelerin akışı

arı çiçek toplar balı ne güzel

Hasretler birbirine kavuşur bir gün

Şükrü Cafer'iyle görüşür bir gün

herkes ölür toprağa kavuşur bir gün

kalan dua eder dili ne güzel

Ağlar dururum

Rıza Hamal 15.04.1982 Avusturya Cezaevi

Avusturya kahrını çekemez oldum

Evlatlarım acısıyla gül gibi soldum

Akan göz yaşlarımı silemez oldum

Ceza evinde çilemi çeker dururum

Ne zorumuş kardeş ciyer acısı

Silemez oldum akan göz yaşımı

Delik delik deldin kara bahtımı

Giden yavrulara ağlar dururum

Ayrılık ateşi kor gibi sinemi yakar

Almanyada garibim yoluma bakar

Ölen yavrularına Fatiha’lar salar

Gurbette çilemi çeker dururum

Yatamam yatak tiken oldu batar

Virane bahçemde bülbülmü öter

Yarim yavrularım yoluma bakar

Ben gafletten ağlar dururum

Yavrularım peşimden ağlıyorlar

Sağlık olsun gelirim yavrular

Trafik suçluları cezaların çekerler

Gurbette çilemi çeker dururum

Babasız Almanya’da nasıl etsinler

Emmi dayı yokki kime gitsinler

Bir ıssız binada nasıl yatsınlar

Kuzularım sağlık olsun gelirim

Ondört yaşında Bediha nazlı kızım

Kınamayın komşular büyük sancım

Çifte yavrudan ayrıldım kırıldı belim

Ağlamayın gariplerim gene gelirim

Gözlerim arkada garibanlarımda

Hasret zormuş zalim Avusturyada

Allahım neden bu çile ve dert bana

Gurbette çilemi çeker dururum

Hep kahrımdan ölüyorum dert ile

Kolum kırık boynum bükük diye

Almanyada güllerim solacak diye

Karalı bahtıma ağlar dururum

Gurbet kahrını çekemez oldum

Gözlerime teselli bulamaz oldum

Sılada gurbette duyunuz dostum

Gurbette çilemi çeker dururum

Sıladan ayrılalı yüzüm gülmüyor

Bu acı feryadın sonu gelmiyor

Dertli (Rıza)hoca halin kimse sormuyor

Karalı talihime ağlar dururum

Bırak yakamı

Rıza Hamal 15.04.1982 Avusturya Cezaevi

Avusturya bırak benim yakamı

Gönül arzuluyor güzel babamı

Bir gün görebilsem garibanları

Bırak Avusturya gidem yuvama

Cezaevine gireli ondört ay oldu

Gül gibi benzim bembeyaz soldu

Öksüz yavrularım beni özler oldu

Bırak Avusturya gidem yuvama

Söyle sana ne ettim yüce Allahım

Sefil kulunum iki yavrusuz kaldım

Niye garibanları babasız bıraktım

Halime şükrederim sabır ver Allahım

Günde gün aldım Kuranı elime

Allah yok diyenleri gördüm gözümle

Zalim Avusturyadan eyle müsade

Sen bizleri tez kurtar Allahım

Şüphelenme Dertli Rıza kulundan

Cennet vatanım Çorum elinden

Asıl insan oğlu adem soyundan

Rahmetini bizden kesme Allahım

Kaza

Rıza Hamal 08.08.1982 Avusturya Cezaevi

Besmeleyle aldım kalemi elime

Aklıma geleni yazdım deftere

Allah düşürmesin yavur eline

Olurmu böyle olurmu söyle