NUSAYRİLER

EHL-İ BİD'A FIRKALARDAN ŞİA -3-

Abdullah AZİZ

abdullah_aziz@hotmail.com

KUR'AN HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ: (3)

İsna-aşeriyye'nin iddiasına göre Sahabe Kur'an-ı Kerim'den bir çok sureyi, özellikle "Îsna-Aşeriyye" denilen "Suretti'l-Vilaye"yi gizlemişlerdir. Onlar küfürle suçladıkları "İsmailiyye" fırkasından uzak değildirler." (1) Yani bunların inançlarına göre, bu gün dünya Müslümanlarının elinde bulunan Kur'an-ı Kerim Âllahü Teala (cc)'nın gönderdiği Kur'an-ı Kerim değildir. Noksandır. Sahabe değiştirmiştir. Çıkarıldığı iddia edilen sûrelerden biri olan bu sure ileride görüleceği gibi Hz. Âli (ra)'nin halife tayin edildiğinden bahseden sure imiş. Ne korkunç iddialar! Saçma düşünceler! Bu fikirler karşısında hakkı dile getirmeleri gerekirken; "Efendim Ehli sünnetin fıkıh kitaplarında da hatalar vardır" diyerek demagoji yapan kimlik bunalımına girmiş kardeşleri insafa davet ediyoruz. Ortada bir akide meselesi var. Ne demek Kur'an noksandır? Bu "dinde noksanlık var, demektir ki; imanda noksandır, İslam'da noksandır" gibi zincirleme düşünülürse sonu nereye varır bu iddianın? Kestirmek mümkün mü?

Devam edelim. "Takiyyın-Nuri Et-Tabersi (Ki; Şia'nın çok sevdiği ve saygı duyduğu bir alimdir.) "Fasl-ul-Hıtab fi İsbati Tahrifi Kitab-ı Rabbil Erbab" isimli kitabı telif etmiştir. Bu kitapta çeşitli asırlarda yaşamış Şia ulema ve müctehidlerinin Kur'an-ı Kerim'in eksiltildiğine, bazı ayetlerin çıkarılıp bazı ilaveler yapıldığına dair yüzlerce nass ve delillerini zikretmiştir. Bu kitap İran'da basıldığında gürültü koparmışlardı. Çünkü onlar Kur'an hakkındaki bu şüpheye düşürücü inançlarının kendi üst tabakalarında ve muteber kitaplarında dağınık olarak kalmasını istiyorlardı. Bu inançlarını ortaya koyan delillerin, bir kitapta toplanıp binlerce basılarak hasımlarının eline geçmesini ve aleyhlerinde delil olmasını istemiyorlardı. Şia ileri gelenleri bu düşüncelerini açıklayınca, müellif ölmeden iki sene önce kitabını müdafaa için bir reddiye kitap daha yazdı ve "Reddü Ba'zış-Şübuhatan Fasl-ıl Hıtab fi İsbati Tahrifi Kitabı Rabbil-Erbab" diye isimlendirdi. (Rabler Rabbi'nin Kitabını Tahrifi îsbatta Son Söz Kitabı üzerindeki Şüphelerin Bazılarına Cevap) Kur'an'ın muharref olduğunu isbat eden çalışmasına mükâfat olarak, onu Necef'teki (kendilerince) mukaddes mekana defnettiler. Bu Necefli alimin Kur'anda noksanlık olduğunu beyanlarından birisi "Velayet Suresi" ismini verdikleri surenin Kur'an'da bulunmamasıdır. Bu surede Hz.Âli (ra)'nin velayeti zikredilmektedir. Sûrenin baş kısmında ki ayet : "Ey sizleri doğru yola götürsün diye size gönderdiğimiz Peygamber ve Veliye inananlar" vs. sh:180.

Mason Muhammed Abduh'un ileri gelen talebelerinden biri olan Müsteşrik Brayn, İran basımlı bir Mushafta aynı sûreyi görmüştür. Bu Mushaf'ta ayetlerin üzerine farşça tercüme yapılmıştır. Kur'anda tahrif olduğunu Tabersi meşhur kitabında yazdığı gibi, aynı iddia Muhsin Fani El-Keşmiri'nin farşça yazdığı "Debistan Mezahib" isimli kitabında da vardır. Bu kitap İran da defaatla basılmıştır. Necefli alim Kur'an'ın muharref olduğunu Velayet Suresinin çıkarıldığını isbat ederken "EL-KAFİ" isimli hadis kitabının 289. sayfasında ki (1278 İran baskısı) şu satırları nakletmiştir: Kafi kitabı Şia'nın muteber hadis kitabıdır. Bizdeki Buhari'ye olan itimadımız, onlarda bu itimad Kafi kitabınadır. "Bizimkilerden bir kaçı Sehl b.Ziyad'dan, oda Muhammed b. Süleyman'dan, o da bazı arkadaşlarından, onlar da Ebul Hasan'dan (as) şöyle dediğini rivayet etmişlerdir : "Ona, sana canım feda olsun, bizler Kur'an'da öyle ayetler işitiyoruz ki bizde işittiklerimiz gibi değil ve sizden bize ulaştığı gibide okuyamıyoruz. Bunun için günahkâr olur muyuz? Dedi ki: Hayır, nasıl öğrendiyseniz öyle okuyun. Zira size onu öğreten birisi gelecektir." Bu söz Şia'nın, İmamları Ali b. Musa Rıza'ya uydurdukları bir şey olduğunda şüphe yoktur. Fakat bunun manası onlara göre Osman (r.a) mushafından öğrenilip okunmasının günah olmadığına dair bir fetvadır. Sonra Şia'nın ileri gelenleri birbirlerine hangi kısmın kendi imamlarınca var olduğunu, hangi kısmın çıkarıldığını öğretecekler. Şia'nın Takiyye inancına göre gizledikleri Kur'an'ları ile müslümanlar arasında yaygın olan Hz. Osman (ra) Mushafı'nın farkını beyan etmek için Tabersi yukarıda ismi geçen kitabını yazmıştır.

Yine Şia Takiyye inancı gereği bu kitabı kabul etmediklerini söyleseler de, bu kitap muteber alimlerinin yüzlerce görüşünü topladığından onların Kur'an'ın tahrif edildiği inançlarını ispat eden kitaplarından bir kitaptır. (!) Kur'an hakkında ki bu inançlarının yayılarak aleyhlerine kullanılmasını istememektedirler. Onlara göre iki Kur'an vardır. Birisi ortada yaygın olan, diğeri ise GÎZLÎ OLAN HUSUSÎ KUR'AN. İşte bu gizli Kur'an Velayet sûresini de içine almaktadır. Bu gizli Kur'an'ı imamları Ali Musa Rıza'ya isnad ederek uydurdukları "Nasıl öğrendiyseniz öyle okuyun. Zira size onu öğreten birisi gelecektir" sözünden çıkarıyorlar. Şia'nın iddialarından biride; ÎNŞÎRAH suresinden "Vecaalna Aliyyen sıhrake" (Ali'yi sana damat kıldık) diye uydurdukları bir ayetin çıkarıldığıdır. İnşirahsuresinden böyle bir ayetin çıkarıldığını iddia ederken bu surenin Mekki sûrelerden olduğunu, Ali (ra)'nin ise Mekke'de iken Peygamberimize damat olmadığını bildikleri halde bu iddiayı sürdürürler." (2) Bu ifadeler karşısında hala hakkı batıla karıştırıp gizlemek isteyen tiplere bilmem ne demelidir? "Kütübb-ü Sitte'de uydurma hadis var" diyen ahmaklar; bu küfür ifadeleri nereye koyacaksınız? Hala "mezhepçilik savaşı yapmayın"mı diyeceksiniz?

(1)-Prof. Aldülkadir Şeybe, Çağdaş Dünya Mezhepleri, Sh:184. Selam Yay. Konya, 1986.

(2)-Muhibbuddin Hatib, El-Hutut-u'1-Arıza Li'ş-Şiati-1-lsney Aşeriyye, Sh:8-11.

http://www.islammedya.com/yazidetay.asp?yaziid=2499