2000 yılında gerçekleşen büyük hicrete ait fotoğrafları ve hatıraları bu sayfada paylaşmaya başladık. Zaman içinde başka sitelerde daha geniş öyküleri yayınlamayı düşünüyoruz. Okullar üstü olacak bu çalışmada mukateklerin katkısı bizim için önemlidir. Böylece Mukavva Hareketi'nin sırrı bir nebze de olsa aralanacak ve dünya bu gizemli toplulukla ilgili daha sağlıklı bilgiler edinebilecek.
Hicret fikrini ilk önce Berkecan Mesnetsiz ortaya attı. Çünkü hakikatin efendisi ve kainatın rehberi Enema'da rahat hareket edemiyor ve konferans veremiyorlardı. Mekan sıkıntısı yüzünden iki felsefecinin çoğalan takipçilerini ağırlamakta zorluk çeken Berrin Kümes, kocasının sesinin geniş kitlelere ulaşamadığına da üzülüyordu. Bu yüzden Retarder Bölgesinin varisi iyi bir teklif getirince çok sevinmişti. Allah ondan razı olsun. Geriye kalan ise Eyüp Sabri Şokola ve Alaattin Özdübel'in takipçileriyle birlikte oraya salimen ulaşmasıydı.
Sel Felaketi
Motorlu Birim
Retarder Haritası
Nakliyeciler
Güvendolar Kasabası yakınlarında bir sağnak yağmura tutulan konvoy çok zor anlar geçirmeye başlamıştı. Bunun için mukavvacılar elbiselerini ıslatmamak için soyunup otomobillerini ittirmeye başlamış, derin su birikintisinde yol almaya çalışmışlardır. Aynı zamanda başka bir cihette yola çıkan motosikletli elemanlar polis tarafından durdurulmuş ve sorguya alınmıştır. Eşyası çok fazla olan mukatekler ise kiraladıkları kamyonlara her şeylerini sığdırmaya çalışmış, bir an önce Retarder Bölgesine ulaşmaya çalışıyorlardı. Gerçekten onlarınki çileli bir yoldu.
Zor koşullar
Yayan seyahat edenler.
Deniz yoluyla gidenler.
Sel felaketi. Retarder Bölgesine ulaşmak için yola çıkan Hakikatin Efendisi ve arkadaşlarının başlarına gelen felaketlerden sadece biriydi. Metropolden çıkar çıkmaz korkunç bir yağmura yakalanmışlar ve kafiledeki bazı arabalar hareket edemez duruma düşmüştü. Tamirci bulup bu uhrevi yolda yürümeye devam etmek önemliydi. Sonunda başaracaklardı!
Yalnızlık
Hande Kuçu bu yolculuğa tek başına çıkanlardandı. Retarder Bölgesindeki bir ormanda mahzur kalmış imdadına yetişen Ümmü Gülsüm Alga tarafından kurtarılmıştı. Alga, genellikle Kalas Adasında ikamet ediyordu. Fakat o gün bölgede kısa bir yolculuğa çıkmış, korulukta ağlayan Kuçu ile karşılaşmıştı. Onu teselli eden ve orada ne aradığını soran mübarek kadın onun hakikatin efendisinin takipçilerinden olduğunu anlayınca gereken şefkati göstermiş ve bağrına basmıştı. Adada talihsiz yolcuyu misafir eden ve onun karnını doyurduktan sonra Retarder Köşküne götürmüş ve Eyüp Sabri Şokola ve Alaattin Özdübel'e teslim etmişti.
İlim yolunda yürüyenler hiçbir engel tanımıyordu. Retarder Bölgesi'ne olan hicrette Cesim Cizvit kamyonuyla büyük hizmetlerde bulunmuştu. Bu fedakar insan Eyüp Sabri Bey ve maiyetini hedeflerine ulaştırmak için ekmek teknesini son sınırlarına dek zorlamış, onların eşyalarını taşımak için büyük özveride bulunmuştu. Bu çabaları asla karşılıksız kalmayacak, büyük üstad Berkecan Mesnetsiz onu ödüllendirecekti. Göç telaşı bittikten sonra Selin Radar ve Meltem Kotra bir gece ona ve muavinine güzel bir sürpriz hazırlayacaktı.
Ünlü kaşif Seyit Nurullah Tornado'nun hazırladığı Retarder Bölgesi ve çevresini gösterir topoğrafik harita. Verimli araziler, dağlar, tepeler, adalar, geniş plajlar.
Berrak Alta Koyuncu bu seyahatte hocaların hocasına eşlik edememişti ama arabasının kaportasında verdiği bu pozla sanal da olsa onlara destek çıkmak istemişti.
Retarder Bölgesinde bulunan Kalas Adasında yaşayan azize Ümmü Gülsüm Alga, seyyahların rehberiydi. Kendisini hakikate adamış kadın hicret sırasında yoluna kaybedenlere kılavuz oldu, onları selametle Retarder Köşküne yöneltti, bunu beceremeyecek olanları bizzat oraya götürdü ve köşkün kapısında bekleyen müstahdemlere teslim etti. Sonra onlarla birlikte dondurma yedi, kılıç kalkan oynadı, yoğunlaştırılmış enerji alışverişinde bulundu. Bu fedakarlığı hiçbir zaman unutulmadı.
Acilen yola çıkılması gerekiyordu.
Hakikatin efendisi ve kainatın rehberi iki hoca hicrete karar verdiğinde neredeyse iki yıl olmuştu. Yeni milenyumu Retarder Bölgesi'nde karşılamak istiyorlardı. Aslında daha 1997 yılında göç etme fikrini kafalarına Berkecan Mesnetsiz sokmuş ama bir türlü karar veremeyip tereddütte kalmışlardı. Nihayet 1999'un son aylarına doğru hazırlık yapılmaya başlanmış, Doktor Rana Kurna'nın evini terk edip metropole dönen iki alim eşyalarını toplamaya başlamıştı. Oluşturulacak olan konvoyda yer alacaklar ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorunda ve hızlı hareket etme mecburiyetindeydi. Sanayici Mahmut İsal bir kısmını finanse edecekti ama ne yazık ki o şanslı kişiler oldukça azdı. Yukarıda fotoğrafı görülen Şermin Şaft yolculuk kararından haberi olur olmaz büyük bir telaşla arabasına atlayıp bu kutlu istikamette seyahat edecek hocaların hocasına eşlik etmek için çoraplarını giymeden evden çıkmış, ancak aracının yanına geldiğinde ne yaptığının farkına varmıştı. (Fotoğraf: Ahmet Ali Apse)