Shri Mataji Nirmala Devi tarafından yazılan
Meta Modern Çağ kitabının 1. Bölümünden
#27 Ruhun Gücü
Hakikat ve gerçek, rasyonel veya lineer düşüncenin ürünü değildir. Kendiliğinden tezahür eden, ruhun ışığından gelen mutlak bir bilgelikten türetilirler. Aydınlanma öncesinde, kişi bu fikirde olabilir veya olmayabilir ama gerçek şudur, “Ruh” Yüce Tanrı'nın kalbimizdeki yansımasıdır. Ancak aydınlanmadan sonra ve sadece bundan sonra, Ruhun doğrudan deneyimlenmesi söz konusu olur.
O, bundan sonra güçlerini insan kişiliğinde gösterir ve onun ışığı, bilinci yeni bir farkındalık içinde aydınlatır. Ruhun ilahi zekası her yöne yayılır. Onun rasyonel düşünmede olduğu gibi, doğrusal bir hareketi yoktur.
O kısmi, bir şeye eğilimli veya manipülatif değildir, o sadece basitçe güneş ışınları gibidir. Karanlığın ve cehaletin her alanını aydınlatır. Parlayan gerçekliğin gücü, ruhtan her yöne yayılır, en derin sorulara ve sorunlara nüfuz eder. Ruhun gücü sınırsızdır ve her alanı, onlar en zor ve anlaşılmaz olanlar bile olsalar, aydınlatmaya devam eder. Lineer bilincin kaçınılmaz şekilde yaptığı gibi, onun bir geri tepmesi, zihinsel kafa karışıklığına ve hataya yönlendirdiği bir noktaya varması söz konusu değildir.
Aksine, o dikkatinin gittiği her yeri aydınlanır ve gerçeği dengeli ve somut bir şekilde, tam bir netlik içinde görür. Bunun nedeni şudur, gerçek her neyse, odur. Sınırlı egonun, kör bilincin aksine ruh, herhangi bir akli projeksiyona uyacak, bir argümanın taleplerine veya kimi zihinsel yapıların taleplerine uyacak şekilde, ne manipüle etmeyi ister nede buna ihtiyaç duyar. Sorun, gerçeğin taviz verememesidir. O kendi derin, saf sevgi temelleri üzerinde durur.