BEYAZ ALTIN LİTYUM
LİTYUM & LİTHURİL HAKKINDA HERŞEY.
Bu linkimizden Lithuril olarak bilinen Lityum ilacı hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Lityum, doğada yaygın bulunan bir metaldir. Kimyasal özellikleri sodyum ve potasyumla aynıdır ve bazı özellikleri magnezyuma benzer.
Periyodik cetvelin üçüncü elementi olan lityum (Li) (Lâtince 'Lithos=Taş), 1800 yılında LiAlSiO (Lityum aliminyum silika) olarak keşfedilmiştir. Yumuşak ve gümüşümsü beyaz bir metal olan lityum, tabiatta saf hâlde bulunmamakta; yer kabuğunun bir kilogramında ancak 20 mg miktarında yer almaktadır. Lityum, oksijenle birleşince lityum oksit bileşiği oluşur. Yoğunluğu en az metal özelliğine sahip lityuma, yüksek miktarda enerji depolama tekniğine uygun bir hususiyet verilmiştir. Bu hususiyeti sayesinde lityum, günümüzde pillerde ve bataryalarda elektrik enerjisi depolamak için kullanılmaktadır.
Lityum üzerine çalışmalar 1817 yılında başlamıştır. Lityum, sülfürik asit ile reaksiyona sokularak lityum sülfat (Li2SO4) elde edilir. Elde edilen bu çökelek, çözeltiden ayrılarak sodyum karbonat (Na3CO3) ile yıkanır. Böylece suda çözünmeyen lityum karbonat (LiCO3) elde edilir. Küçük sun'î havuzlarda buharlaşması için bir yıl bekletilen bu ürün, yoğunlaştırıldıktan sonra kamyonlarla rafinerilere taşınarak daha da saflaştırılır, daha sonra kurutulmak suretiyle lityum karbonat kristal granüllerine dönüştürülür ve beyaz un hâlinde paketlenip, satışa hazır duruma getirilir. Lityum karbonat, lityumun kullanıldığı ürünlerde ana maddedir. Bu üründen elde edilen lityum veya bileşikleri seramik ve cam sanayinde, pil üretiminde, yağlayıcı ve alaşım sertleştirici maddelerin bileşiminde, nükleer santrallerde soğutucu olarak, roketlerde itici kuvvet sağlamada ve bazı ilâçların bünyesinde kullanılmakta olan ticarî bir emtiadır. 2003–2007 yılları arasında lityum karbonat tüketimi % 100 artış göstermiştir; bundan lityum sanayinin çok âni bir yükselişe geçtiği anlaşılmaktadır. Bu yükselişte cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlardaki gelişmelerin önemli payı vardır. Uzun vadede, geleceğin enerji kaynakları üzerine yapılacak araştırmalar açısından lityum dikkat çekici olma vasfını korumaktadır.
Hastalıkları tedavide lityumun rolü
Bugünün ilâç sanayiinde sodyumun çok önemli bir yeri vardır. Normalde lityumun insan vücudunda bilinen bir fonksiyonu yoktur; ancak ilâçlarda kullanılan lityumun, sodyumun hücre içine girişini engellediği ve sinir iletiminin tabiî dengesini yeterince etkileyebildiği bilinmektedir. Bu sebeple lityum esaslı ilâçlar, beyin hücresine tesirlerinden dolayı kullanılmaktadır. Hususiyle, bu ilâçlar, psikiyatride hem manik hem de depresif dönemleri içinde bulunduran, bipolar bozukluk adı verilen hastalıkta kullanılmaktadır. Manik dönemde hastada çok konuşma, aşırı hareketlilik, büyüklük saplantıları, kendini aşırı beğenme, aşırı saldırganlık ve düşmanlık gibi belirtiler görülürken, depresif dönemde az konuşma ve az hareket, içine kapanma ve suçluluk duyguları vardır. Türkiye'de yaklaşık 30 bin kişi tarafından lityum esaslı ilâçlar kullanılmaktadır. Manik devresindeki hastaya lityumlu ilâç verildiği zaman belirtiler 1–3 hafta içinde normale döner. Lityum, bipolar hastalarda depresyon ataklarının ortaya çıkmasını engellemek ve intihar riskini azaltmak için de kullanılır.
Lityum, hücre içi ve dışı sodyum ve potasyum dengesini sağlayan “sodyum pompası” üzerinde en belirgin etkisini gösterir.
Lityum, hücre içine girme yarışında sodyumun önüne geçerek sodyumu hücre dışında bırakır ve hücre dışına sodyumdan daha geç atılır. Sodyumun sinir iletisinde oynadığı son derece önemli rol dikkate alındığında lityumun dolaylı yoldan da olsa sinir iletisinin doğal dengesini ne ölçüde etkileyebildiği anlaşılır.
• Kullanım yeri - Başlıca kullanım yeri manik depresif psikozlarda mani krizlerinin tedavisidir; idame dozunda kullanıldığında muhtemel krizlerin şiddetini ve sıklığını azaltır.
Maninin tipik belirtileri, çok konuşma, aşırı hareketlilik, uyku gereksiniminde azalma, düşüncelerde uçuşma, büyüklük saplantıları, kendini aşırı beğenme, eleştiri ve yargılama yeteneğinde azalma, bazen aşırı saldırganlık ve düşmanlık olabilir.
Mani devresindeki hastaya lityum verildiği zaman belirtiler 1-3 hafta içinde normale döner. Lityum, üç halkalı antidepresanlarla verildiği zaman bu ilaçların etkilerini güçlendirir.
• Dozaj - Doz, kandaki lityum düzeyine ve klinik yanıta göre belirlenir. Kandaki lityum düzeyini belirlemek için kan örnekleri bir önceki dozdan 12 saat sonra, kandaki yoğunluğun sabit olduğu evrede alınmalıdır.
Manik depresif psikozda kullanılan lityum tedavisinde; bu elementin kandaki yoğunluğu mutlaka doğru olarak belirlenmelidir.
Yalnızca kandaki lityum düzeyine bakarak karar vermemek gerekir. Hastanın klinik olarak değerlendirilmesi de önemlidir. Tedavideki düzey akut evrede 0,9-1,4 mEq/lt’dir; kronik evrelerde krizden sonraki kan düzeyi 0,6-1,2 mEq/lt’nin altında olabilir.
Yaşlı hastalarda lityuma tahammül azaldığından daha düşük düzeyler yeterli olabilir.
Akut mani olgularında en iyi yanıt günde Üç kez verilen 600 mg’lik dozlarla elde edilir. Bu dozda kandaki lityum düzeyi 1 mEq/lt ya da daha yüksektir.
Akut evrede kan düzeyi haftada en az iki kez ölçülmeli, bu ölçüm kan düzeyi ve klinik koşullar sabitleşene değin sürdürülmelidir.
Genellikle günde üç kez verilen 300 mg’lik dozlarla kan düzeyi tedavi sınırları içinde tutulabilirse de, bu konuda kişiden kişiye önemli farklar vardır. Krizden sonraki tedavide kan-lityum düzeyi en az iki ayda bir kez kontrol edilmelidir.
Elektrikli otomobiller ve yeşil devrim
Elektrikli otomobillerde kullanılabilen lityum-iyon bataryaları, elektrikle çalışan araçların piyasada yaygınlaşması ile lityum endüstrisini şekillendirecek gibi görünmektedir. Günümüzün hybrid arabalarının pillerinde hâlen nikel kullanılmaktadır; ancak, yeni nesil arabalarda nikel yerine lityum tercih edilmesinin sebebi, lityumun hem bilinen en hafif metal olması hem de lityum-iyon bataryalarının nikele göre 2–3 kat daha fazla enerji depolama özelliğine sahip bulunmasıdır.
Bugün dizüstü bilgisayarlarda kullanılan lityum karbonat pilleri, arabalarda kullanılacak lityum malzemelerle kıyaslandığında, arabalarda 100 kat daha fazla lityuma ihtiyaç vardır. Yani yeşil araba devrimi, lityumu gezegenimizin önemli madenlerinden biri hâline getirebilir. Bu yüzden maden şirketleri, Şili ve Bolivya'nın yüksek rakımlı çöllerinden Kuzey Tibet platolarına kadar dünyanın en ücra köşelerini lityum bulma çalışmaları için didik didik etmektedir. Benzin denince akla nasıl Körfez ülkeleri geliyorsa, günümüzde lityum denince de akla Şili geliyor. Jeolojik araştırmalara göre, dünya lityum rezervlerinin % 27'si Şili'nin Salar de Atacama adlı antik göl tabanında bulunmaktadır. Atacama bölgesinde tuzlu kayaların içindeki suyun buharlaştıktan sonra geriye yağlı sarı renkli lityum minerali kalıyor.