Çevre ve Sanayi Komitesi
Ayda Karadağ & Ferhat Nazımı
Küresel ısınma ile meydana gelen iklim değişiklikleri günümüzde birçok çevresel soruna kapı açmaktadır. Bu çevresel sorunlar su krizi, doğal afetler, orman tahribatı gibi Türkiye’nin gündemine oturmuş konulardır. Ayrıca küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden biri olan fosil yakıt kullanımı da evrensel ve oldukça önemli bir sorundur. Fosil yakıtlar sadece küresel ısınmaya sebep olmadıkları gibi doğal su kaynaklarının kirlenmesine sebep olmakta ve karbon salınımı nedeniyle atmosferde ciddi bir dengesizlik oluşmasına neden olmaktadır. Yani sadece Türkiye’de değil tüm dünyada meydana gelen birçok problemin ana sebebi fosil yakıt kullanımıdır. Çevre kirliliğinin yanında Türkiye’de süregelen sel felaketleri ve depremler gibi doğal afetler bağlamında, 1960’larda başlayan gecekondulaşmayla birlikte ortaya çıkmış olan bilinçsiz yapılaşma da Türkiye'nin güncel sorunlarından biridir. Ayrıca hayvanların doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesinin yanı sıra geçtiğimiz yıl insanların ölümlerine sebep oldukları gerekçesiyle başıboş sokak hayvanlarıyla ilgili yürütülen birtakım çalışmalar büyük ses getirmiştir. Hayvanların yaşam hakları ve alanları konusu hem toplumsal hem de çevresel olarak büyük çalkalanmalara yol açmıştır.
İSBUF Çevre Komitesi olarak amacımız bu gibi sorunları Türkiye başta olmak üzere evrensel bir bakış açısıyla tartışarak çözümler aramak, saygılı ve akademik bir komite ortamı oluşturmaktır.
Eğitim Komitesi
Elif Nil Budak & Ecrin Öztürk
Bireyin hayatını şekillendirmesinde ve yapı taşlarını oturtmasında önemli bir rol oynayan eğitim; çocukluğumuzdan itibaren bizleri hayata hazırlamayı, farkındalıklarının bilincinde olan bir toplum oluşturmayı amaçlayan ve sürekli gelişmekte olan bir serüvendir. Bizler ise bu serüvenin köküne inip toplumsal normların dışında, dönemimize uygun koşullarda verilen bir eğitim sistemini amaçlıyoruz. Bunun için komitemizde çözmek istediğimiz konularımız başlıca şunlardır; eğitim sisteminin birey üzerinde oluşturduğu sosyolojik problemler ve bu problemlerin birey üzerinde oluşturduğu psikolojik etki, toplumumuzun benimsediği dini anlayışın okullarda öğrencilere farklı lanse edilmesiyle öğrencilerin üzerine yansıyan algı şekli, eğitim sisteminin günümüzde yetersiz kalması ve toplumun her kesidinde eşit olmaması, değişiklik gösteren müfredat sistemi ile sabit kalan sınav sisteminin uyuşmazlığı, okullardaki denetimin yetersizliği ve bu yetersizliğin eğitim sistemimizde oluşturduğu aksaklıklardır. Bizlerde bu gibi problemleri, toplumumuzdaki örnekleriyle bağdaştırarak dönemimize daha uygun, modern ve yenilikçi bir nesilin yetiştiği eğitim sistemi için çeşitli çözümler üreteceğiz.
Tarih Komitesi
Arda Gökçe & Kutay Can Polat
Tarih, geçmişten günümüze neden-sonuç ilişkisi bağlamında zaman ve mekân bildirme zorunluluğu gözeterek insan ve insan toplumları merkeze alınmak suretiyle geçmişteki beşerî yaşam tarzları hakkında bilgiler sunan belgelere dayalı bir sosyal bilim disiplinidir. Bu bağlamda, tarih biliminin en önemli faydalarından biri geçmişte yaşanılan olgular değerlendirilerek geleceğe ilişkin isabetli öngörülerde bulunma düşüncesi bulundurmasıdır.İsbuf tarih komitesinde; resmî tarih nazariyesinden uzaklaşılarak umumî Türk tarihinin ve Anadolu merkezli Türk tarihinin "hânedan-devlet ikilemi", Türk tarihinin çağları meselesi, Türk tarihinin kadrosu meselesi, 1048 Pasinler ve 1071 Malazgirt Savaşlarının Anadolu tarihi üzerindeki etmenleri, Osmanlı kroniklerinden ve Timur tarihinden 1402 tarihli Ankara Savaşı'nın seyri ve tarihyazımındaki tarafgirlik, Cengiz Han ve Emir Timur gibi tarihsel süreç içerisinde önem atfedilen şahsiyetlerin ve Bulgarların, Macarların ve Moğolların Türklüğü, Güneş-Dil Teorisi ekseninde Hititlerin ve Sümerlerin Türk tarihine ilâve edilebilirliği hususu, tarih ders kitaplarında hâkim olan siyasî anlatım tarzı ve devlet egemenliğinde meşruluk kazanan tarih anlayışı analizleri, Yakın Çağ Türk tarihi paralelinde Osmanlı modernleşmesi gibi tarihyazımında sorunlu görülen pek çok alanda tartışma ortamı meydana getirilip bunlar üzerinde Osmanlı kronik defterlerinden ve Türk Tarih Kongreleri bildirilerinden yararlanılarak tarih müfredatı ve öğretimi ışığında çözüm arayışlarında bulunmaya gayret edilecektir.
Hukuk Komitesi
Hayrunnisa Kurt & İrem Şevval Albayrak
İSBUF Hukuk Komitesi olarak Türkiye’de sıkça yaşanan şiddet olayları bağlamında toplumun aldığı hasarlar üzerinde bir yol çizeceğiz. Aynı zamanda şiddetle mücadelede hukuk sistemlerinin etkinliğini artırmak ve toplumsal duyarlılığı yükseltmek amacıyla çeşitli çözümler üreteceğiz. İnsan Hakları üzerine konuşmalar yapacak, kadına, hayvana, çocuğa uygulanan psikolojik ve fiziksel şiddeti hukuk bağlamında inceleyeceğiz. Şiddeti hukuk bazlı işlerken medyada şiddet, siber suçlar ve şiddetin psikolojik yönü hakkında konuşmalar yapacağız. İstanbul Sözleşmesini hukuki ve toplumsal bağlamda incelerken medyanın dayattığı gerçeklerden uzak, şeffaf bilgilerle ilerleyeceğiz. Katılımcılarımıza hukuk üzerine bilgiler kazandıracak, ülkemizin sahip olduğu sorunlara çözümler arayacağız. Bu süreçte, hukuk sistemindeki mevcut eksiklikleri belirlemeyi, reform önerileri geliştirmeyi ve toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları ve ceza hukuku bağlamında şiddetle mücadeleye dair kapsamlı bir yaklaşım sunmayı umuyoruz.
Psikoloji Komitesi
Fatma Zehra Kızıltaş & Berra Emreaçık
Psikoloji Komitesi Gundem Psikoterapi, günümüzde toplum içinde gittikçe artarak başvurulan psikolojik tedavi yöntemlerinden biridir. 19. yüzyılda modern psikolojinin kurucusu olarak bilinen nörolog Sigmund Freud, ortaya attığı “psikanaliz teorisi”nde bilinçdışı süreçlerin insan davranışlarını etkilediğini savunarak psikoterapinin ilk kez bir tedavi yöntemi olarak kullanılmasına ön ayak olmuştur. İlerleyen yüzyıllarda farklı tekniklerin öne sürülmesi ile terapiye bakış açısında ayrılıklar yaşanmıştır. Özellikle 21. yüzyılda psikoterapinin “normalleştirilmesi” çalışmalarının gündeme gelerek topluma yayılması sonucu farklı görüşler ve tartışmalar ortaya çıkmıştır. Toplumun büyük bir kesiminde var olan terapi karşıtı önyargılar ve söylemler; bireylerin psikolojik destek süreçlerini sekteye uğratmakta, bilhassa genç bireylerde terapiye karşı isteksizlik ve korkuya yol açmaktadır. Bu zıtlıklar ile eş zamanlı olarak; Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının son dönemde artması da psikoloji ve psikiyatri alanlarındaki uzman sayılarının yükselişine, özellikle “psikoloji” lisans bölümlerine giderek daha fazla ilgi duyulmasına sebep olmuştur ve eğitimde nitelik kaybı ile uygulamalı deneyim eksikliğine yol açmıştır. Hem terapistlerin profesyonel yetersizliği hem de halkın terapi karşıtı düşünceleri sonucu, terapi süreçlerinde eksiklik ve eşitsizlikler ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, ruh sağlığı hizmetlerinin eşitlikçi ve erişilebilir bir şekilde sunulması adına çalışmalar yapılmalıdır. Mesleki standartları yükseltmek ve toplumdaki terapi algısının olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla çözüm önerileri sunulmalıdır.
Sanat Komitesi
Esma Nur Göz & Tijda Belçim Kızıltoprak
Günümüzde sanat, yalnızca estetik bir ifade biçimi olmakla kalmayıp, toplumsal, ekonomik ve teknolojik değişimlerin derinlemesine şekillendirdiği bir alan haline gelmiştir. Sanatçılar, eserlerini yaratırken kullandıkları teknoloji sayesinde yeni estetik anlayışlar keşfetmekte; ancak bu teknolojiler sanatın icra sürecini de büyük ölçüde etkilemektedir. Teknolojinin sanata estetik açıdan katkıları olduğu gibi, sanat ve kültür kaybını da tetiklediği görülmektedir. Sanata olan bu teknolojik etkiler, pek çok açıdan tartışmaya açıktır.
Sanatçıların yaşadığı ekonomik zorluklar, sanatsal üretkenliği azaltmakta ve sanata olan atılganlıklarını engellemektedir. Bu durum, toplumun da sanata olan ilgisini olumsuz yönde etkilemektedir. Öte yandan, sanatçılar için sansür uygulamaları kimi zaman ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı bir noktaya gelirken, bazı durumlarda ise topluma sunulmaması gereken içeriklerin belirginliği dikkat çekmektedir.
İSBUF'25 Sanat Komitesi olarak bu yıl, bu sorunları ele alarak sanatçı-toplum ilişkisini güçlendirmek ve Sanatın hak ettiği değeri bulduğu bir toplum yaratmak için birlikte çözümler üreteceğiz.
Spor Komitesi
Ömer Faruk Gür & Ögeday Efe Köse
Türkiye’de spor alanına önem verilse bile yeterli seviyede başarı ve uygun spor ortamı karşılanamamıştır. Yüksek nüfusuna rağmen spor alanlarında beklenen başarıya ulaşılamamıştır. Bunun sebeplerinden bazıları yetersiz altyapı ve tesis sorunlarıyla birlikte Türkiye’de sporun ciddi bir şekilde ele alınamaması, tersine yapılmak için yapılıyormuş gibi bir algı olmasıdır.
Özellikle son yıllarda çağımızın getirdiği teknolojik gelişmeler sebebiyle toplumdaki hareketli yaşam oranında düşüşler yaşanmıştır. Bunun getirdiği sonuçlardan biri de dijital bağımlılık ve gençlerin hareketsiz bir yaşam tarzını benimsemesidir. Gençleri bu durumdan uzaklaştırmak için ne gibi çözümler bulunabilir? Nüfusu 80 milyonu aşan bir toplumda yetersiz altyapı ve tesis sorununu nasıl çözebiliriz? Aynı zamanda dünya standartlarına uygun sporcuyu keşfedebilme ve keşfedilen sporcuyu çocuk yaşlardan itibaren yetiştirebilme konusunda yaşadığımız sıkıntıyı nasıl aşabiliriz? Okullarda spor bilincini nasıl aşılayabiliriz? Farklı bir konu olarak Türk sporunda liyakatsizlik ve eşitsizlik konusunun sebepleri nelerdir? Taraftarın özellikle sosyal medya üzerinden kulüplere, federasyonlara veya en önemlisi oyunculara yarattığı baskıların Türk sporuna etkileri nelerdir? Spor komitemizde bu sorunları tartışıp, çözüm bulacağız.
Sosyoloji Komitesi
Emine Eylül Sadıkoğlu & Doruk Demir
Eşitsizlikler ve bölünmeler gibi toplumsal yapıyı sarsan birçok sorun, bireysel yaşamdan toplumsal dinamiklere kadar etkisini hissettirmektedir. Aile yapısındaki değişim ve sorunlar, boşanma oranlarındaki artış, ekonomik zorluklar ve kadına yönelik şiddetin yükselmesiyle derinleşmektedir. Kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin acı bir sonucu olarak, sadece bireyleri değil, tüm toplumu etkileyen bir travmaya dönüşmüştür. Deprem gibi doğal afetler ise sadece fiziksel değil, toplumsal eşitsizlikleri de gün yüzüne çıkarmaktadır. Deprem bölgelerinde sağlık, barınma ve eğitim gibi temel hizmetlere erişimde yaşanan sıkıntılar, bölgesel eşitsizlikleri derinleştirirken, insanların göç etmeye zorlanmasına neden olmaktadır. Bu göçler, kentlerde yoğun nüfus birikimi yaratırken, kırsal bölgelerin ekonomik ve sosyal dokusunu zayıflatmaktadır. Göçe bağlı olarak nüfusun demografik ve ekonomik dengeleri değişmekte, yeni sosyal gerilimler ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, dijital çağın etkisiyle 21. yüzyılda yükselen alternatif toplumsal şiddete sebep olan hareketler, gençler arasında toplumsal kutuplaşmayı artıran söylemleri yaygınlaştırmaktadır. Bu hareket, özellikle ekonomik krizler ve kimlik politikalarının yoğun olduğu bir ortamda, toplumsal birliğe tehdit oluşturmaktadır. Bu sorunlar, çok boyutlu çözüm politikaları gerektiren derin bir toplumsal krize işaret etmektedir. Komitemizde bu sorunlar için kapsamlı ve etkili çözümler arayacağız.
Uluslararası İlişkiler Komitesi
Ada Akar & Taha Fırat Güven
Uluslararası İlişkiler; temelinde toplumların ve devletlerin kendi aralarındaki siyasi, iktisadi, dini, hukuki vs. alanlardaki etkileşimlerini genel bir mercekte ele alan sosyal bilim disiplinidir. Uluslararası arenada savaş, terör gibi krizler küresel ticareti ve malî olguları etkiler. Türkiye sahip olduğu jeopolitik konumu ve sınır hatları neticesinde stratejik bir konumda bulunmaktadır. Tüm bunların yanı sıra devletler bu durumlarda korunmak için bazı çözüm yolları geliştirirler. Bu yollar hem ekonomik hem de diplomatik yollarla küresel boyutta toplumları ve hatta bireyleri kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirerek devletin kendi hukukunu korumasında yarar sağlar. Sosyoloji olgusu Uluslararası İlişkiler kapsamında incelendiğinde, Ortadoğu'da aynı terör tehditiyle uğraşan devletler gibi küresel çapta krizler birçok toplumu etkiler ve bu etkilere devletler kendi çıkarları açısından farklı tepki verir. Komitemizde ise ülkemizin gündem maddelerinden biri olan Ortadoğu problemini ve sunulabilecek çözüm kriterlerini tartışacak, geniş bir perspektifle ele alacağız. Suriye iç savaşı ve devrimi ile ülkemizde oluşan mülteci probleminin sebep olduğu iktisadi, politik ve toplumsal sonuçlarını, hala İsrail-Filistin arasında devam etmekte olan savaşı ve Türkiye’nin bu hususta ele alabileceği çözüm olgularını aynı zamanda bunların yanında genel savaş havasının Türkiye'nin silah sanayisini, iç işlerini, sosyolojik düzenini, ticaretini etkilemesini ve diplomatik ilişkilerde denge durumunu inceleyerek çözüm yolları arayacağız.