Davetli Konuşmacılar
İlker Birbil - University of Amsterdam
İlker Birbil, Amsterdam Üniversitesi'nde Yapay Zekâ ve Eniyileme Teknikleri alanında görev yapmakta ve İş Analitiği Bölümü’nün başkanlığını yürütmektedir. Geçmişte, Erasmus Üniversitesi Ekonometri Bölümü'nde Veri Bilimi ve Eniyileme alanında görev almış, daha da öncesinde ise Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde eniyileme alanında çalışmıştır. Araştırma ilgi alanları yapay öğrenmede ve karar vermede eniyileme yöntemleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Son zamanlarda açıklanabilir ve güvenilir eniyileme konusunu çok merak etmektedir.
Nesim Erkip - Bilkent Üniversitesi
Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olan Nesim K. Erkip çok seviyeli stok sistemleri, tedarik zinciri yönetiminde analitik modeller ile belirsizlik durumunda stok ve üretim planlama konularında araştırmalar yapmaktadır. Bilim Akademisi Üyesi olan Nesim K. Erkip, Parlar Vakfı Araştırma Teşvik ve Münih Teknik Üniversitesi August-Wilhelm Scheer Ziyaretçi Profesör Ödülü sahibidir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Cornell Üniversitesi’nde çalışmış olan Dr. Erkip, Eindhoven Teknik, Stanford, New York, Münih Teknik ve Berkeley’deki California üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği ve araştırmacılık yapmıştır. Detaylar için ilgili WEB sayfasını ziyaret edebilirsiniz: http://nesim.bilkent.edu.tr/
Stefan Nickel - Karlsruhe Institute of Technology
Stefan Nickel is a Full Professor at the Karlsruhe Institute of Technology (KIT) in Germany and one of the directors of the Institute of Operations Research, where he holds the Chair in Discrete Optimization and Logistics and serves as the speaker of the institute. Since 2011, he has also been one of the directors of both the Karlsruhe Service Research Institute (KSRI) and the FZI Research Center for Information Technology. In addition, he has been a member of the Executive Board at FZI since 2023.
He is the Editor-in-Chief of Operations Research, Data Analytics and Logistics. He coordinated the Health Care Working Group within the German Operations Research Society (GOR) and served as President of GOR from 2013 to 2014. From 2019 to 2024, he served as Vice President of IFORS on the EURO Executive Committee and was a member of the Administrative Committee (AC) of IFORS.
Stefan Nickel has authored or co-authored 13 books and more than 180 scientific articles in his research areas, including Locational Analysis, Supply Chain Management, Health Care Logistics, and Online Optimization. He received the EURO Award for the Best EJOR Review Paper in 2012, as well as the Elsevier Award for the EJOR Top-Cited Article (2007–2011). In addition, he has led numerous industry projects with major companies such as BASF, Lufthansa, Miele, and SAP.
Gizem Özbaygın - Bilkent Üniversitesi
Gizem Özbaygın, Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesidir. Bilkent’ten önce, 2017–2024 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Programı’nda öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Lisans ve doktora derecelerini sırasıyla 2011 ve 2017 yıllarında Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden almıştır. Doktora tezinde, çeşitli araç rotalama problemlerini çözmek için kesin çözüm algoritmalarının tasarlanması ve geliştirilmesi üzerine çalışmıştır. Doktora esnasında, bir yıl kadar Georgia Institute of Technology Endüstri ve Sistem Mühendisliği Bölümü'nde misafir araştırmacı olarak bulunmuştur. Büyük ölçekli optimizasyon problemlerinin modellenmesi ve çözümüne yönelik güçlü bir altyapıya sahip olan Gizem, 2022–2023 akademik yılında, Kanada Vancouver merkezli bir kuantum bilişim şirketi 1QBit’in Hardware Innovation Lab biriminde kıdemli araştırmacı olarak görev yapmıştır. Türkiye’ye döndükten sonra da 1QBit’in Ar-Ge ekibine danışmanlık yapmaya bir yılı aşkın süreyle devam etmiştir. Hâlihazırda yürüttüğü araştırmalar, klasik hesaplama yöntemleriyle verimli şekilde çözülemeyen optimizasyon problemlerinin çözümünde kuantum hesaplama kullanımının sağlayabileceği avantajlara odaklanmaktadır.
Hande Yaman - KU Leuven
Hande Yaman, lisans ve yüksek lisans derecelerini Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden, doktora derecesini Université Libre de Bruxelles’den almış, 2003–2018 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmıştır. 2018’den bu yana KU Leuven’de ORSTAT grubunda çalışmakta olan Dr. Yaman’ın ilgi alanları, tam sayılı programlama için kesin çözüm yöntemleri ve bunların ağ tasarımı, rotalama ve üretim planlama problemlerine uygulamalarıdır.
Davetli Panelistler
Tuba Yılmaz Gözbaşı - Optiyol
Tuba Yılmaz Gözbaşı, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği lisansının ardından Georgia Institute of Technology'de Yöneylem Araştırması yüksek lisansı ve Endüstri Mühendisliği doktora derecesi almıştır. Deniz trafiği simülasyonu, sağlık hizmetlerinde yalın süreç iyileştirmeleri, kaynak paylaşım optimizasyonu ve müşteri tercih modellemesi alanında akademik çalışmalar yürütmüştür. Ardından Solvoyo'da tedarik zinciri optimizasyon projelerinde danışman olarak görev yapmıştır. Özyeğin Üniversitesi'nde Operasyon Yönetimi alanında öğretim üyesi olarak dersler vermiş ve araştırmalarına devam etmiştir. 2014'ten bu yana kurucu ortağı olduğu Optiyol'da, lojistik, perakende ve hızlı tüketim sektörlerinde rota optimizasyonu ve izlenebilirlik çözümleri geliştirmektedir.
Lerzan Örmeci - Koç Üniversitesi
Lerzan Örmeci, Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde profesör olarak görev yapmaktadır. Araştırmaları, sağlık sistemlerinin stokastik modellenmesi ve analizi üzerine odaklanmaktadır. Çalışmaları Operations Research, European Journal of Operational Research ve Manufacturing and Service Operations Management gibi dergilerde yayımlanmıştır. Probability in the Engineering and Informational Sciences, Health Care Management Science, Mathematical Methods of Operations Research ve OR Spectrum dergilerinin editör kurullarında yer almaktadır. Doktorasını Case Western Reserve University, Weatherhead School of Management'ta İşletme (Operations) alanında tamamlamıştır. Lisans ve yüksek lisans derecelerini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden almıştır. Koç Üniversitesi'ne katılmadan önce Eurandom (Eindhoven, Hollanda)'da araştırma görevlisi ve Erasmus Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Ayrıca University of Pennsylvania, Wharton School of Management ve HEC Paris'te misafir araştırmacı olarak bulunmuştur.
Hakan Polatoğlu - ETİ Gıda
Hakan Polatoğlu 1983 yılında Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden BSME derecesiyle mezun oldu. Eğitimine Minnesota Üniversitesi'nde devam ederek 1986 yılında MSME derecesini aldı; 1990 yılında Bilkent Üniversitesi'nden Endüstri Mühendisliği alanında doktora (PhD) derecesini, 1995 yılında ise Wisconsin Üniversitesi'nden İşletme alanında ikinci doktora derecesini aldı. 2010 yılında Harvard Business School’un AMP programına katıldı.
Profesyonel kariyerine 1986 yılında Arçelik'te Süreç Mühendisi olarak başladı, 1988 yılında Aselsan'a Mekanik Tasarım Mühendisi olarak katıldı. 1992 yılında Bilkent Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent, 1995-1997 yılları arasında ise Suffolk Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.
1997 yılında Protek Bilgisayar Sistemleri’ne katıldı ve 1999 yılına kadar Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 2000 yılında Eti Gıda A.Ş.’de Teknoloji Koordinatörü olarak görev almaya başladı ve 2006 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Daha sonra İcra Kurulu Üyesi olarak sırasıyla 2009 yılına kadar Teknoloji ve Ürün Geliştirme Grup Başkanı, 2011 yılına kadar Tedarik Zinciri Grup Başkanı ve 2023 yılına kadar CEO olarak görev yaptı. Halen Eti Gıda A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Ayrıca 2014 yılından bu yana Eti Makine A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi’dir.
Programın genel akışı ve konuşmaların detayları aşağıda sunulmuştur.
Davetli Konuşmalar
4 Eylül 2025, 9:15-10:15 - Stefan Nickel
Emergency Logistics in Healthcare
Healthcare involves both medical and logistical activities. While medical professionals are responsible for designing medical aspects, Operations Research (OR) can offer quantitative decision support for designing logistical processes. The role of logistics is especially pronounced in (prehospital) emergency care, where the time until treatment can have a crucial impact on the patient outcome.
Prehospital emergency care is provided by Emergency Medical Services (EMS) which face a variety of planning problems that can be addressed with OR methods. On the operational planning level, the dispatching decision determines which ambulance to send to an emergency – for instance, whether it should always be the closest one – while relocation strategies locate ambulances dynamically. Tactical decisions include the allocation and shift planning for ambulances as well as for ambulance crews. Coordination centres in EMS need to create shift schedules and assign their call-takers and dispatchers to shifts considering availability requirements for fluctuating call volumes, legal requirements such as maximum shift lengths or rest days as well as staff preferences regarding ride sharing or common lunch breaks. On the strategic planning level, decisions must be made regarding the location of ambulance stations and the design of EMS districts. These planning problems can be addressed by a combination of queuing theory, mathematical programming and simulation, which can be combined with machine learning techniques, for instance to improve the parameterization of models. A crucial and often overlooked step in applying quantitative models in healthcare is ensuring that the chosen objective criteria actually contribute to improving patient care.
Drawing on an applied project focused on EMS, this talk will showcase planning problems and corresponding modelling approaches in emergency logistics illustrating how OR can make a tangible impact and contribute to policy changes. Further information about our ongoing research and projects can be found here.
4 Eylül 2025, 15:45-16:45 - Hande Yaman
Kent İçi Dağıtım Planlama
Bu konuşmada, yöneylem araştırması literatüründe en çok çalışılmış problemlerden biri olan araç rotalama probleminin, kent içi dağıtımda karşılaşılan yeni versiyonlarını inceleyeceğiz. Bu yeni problemlerde, şehir hayatının kalitesini artırmayı hedefleyen düzenlemeler sonucunda dağıtım araçlarına getirilen çeşitli kısıtlamaların sonuçlarına bakacağız. Konuşmanın ilk kısmında, büyük araçların yanı sıra kapasitesi sınırlı fakat şehrin daha fazla bölgesine erişebilen kargo bisikletleri için de rota planlaması yapacağız. İkinci kısımda ise, belli saatlerde bazı yolların trafiğe kapatılmasının rotalama problemi üzerindeki etkisini ele alacağız. Her iki durum için de en iyi çözümü bulacak algoritmaları tartışacağız. Bu çalışmalar Munise Kübra Şahin ile ortak yapılmıştır.
4 Eylül 2025, 17:15-18:15 - Nesim Erkip
Araştırma ve Etik
Bu konuşma “bilimsel araştırma” sözcüğünden nelerin anlaşılabileceği konusu irdelenerek başlayacak ve devamında makale yazma süreci ile düşünceler aktarılacaktır. Makale yazılırken ortaya çıkabilecek etik sorunlar ile ilgili detaylar ve dalımızda oluşmuş pratikler aktarılacaktır. Özellikle veri kullanma ve atıflarla ilgili oluşabilecek etik problemler üstünde durulacaktır. Konuşma yapay zeka uygulamaları kullanımı ile oluşabilecek etik sorunlarla ilgili görüşlerle sonlanacaktır.
5 Eylül 2025, 09:00-10:00 - İlker Birbil
Yöneylem Araştırmasında Bir Hayalet Dolaşıyor: Açıklanabilir Eniyileme
Açıklanabilir yapay zekâ yöntemleri, karmaşık yapay öğrenme modellerinin iç işleyişini anlamaya yönelik önemli ilerlemeler sağlamıştır. Ancak birçok kritik kararın temelinde yer alan matematiksel eniyileme modelleri, çoğunlukla anlaşılması güç ve şeffaflıktan uzak yapılar olarak kalmaktadır. Bu konuşma, son yıllarda giderek artan bir ilgi gören açıklanabilir eniyileme alanına genel bir giriş yapmayı amaçlamaktadır. Konuşmanın ikinci bölümünde, yakın döneme ait iki çalışmadan yola çıkılarak, doğrusal ve tam sayılı programlama bağlamında geliştirilen karşıt olgusal açıklama modellerinin kuramsal temelleri ele alınacaktır. Bu modellerin yapısal özellikleri, çözümleme yöntemleri ve uygulama örnekleri üzerinden tartışılacaktır. Konunun yeniliği ve henüz yanıtlanmamış birçok soru bulunması nedeniyle, konuşmanın son bölümü gelecekteki potansiyel araştırma alanlarına ayrılacaktır.
5 Eylül 2025, 15:30-16:30 - Gizem Özbaygın
Süperpozisyonun Gücü: Klasik Problemlere Kuantum Bakış Açısı
Bu dersin ilk bölümünde, kuantum bilgisayarların temel işlem birimi olan kübitleri, kuantum mekaniğinin başlıca prensiplerinden olan süperpozisyon, dolanıklık ve girişimi ve bazı temel kuantum hesaplama kavramlarını ele alacağız. Ardından, Ising modelinin kuantum hesaplamadaki rolünü ve optimizasyon problemlerinin kuantum sistemler tarafından “anlaşılabilir” ve çözülebilir hâle nasıl getirilebileceğini tartışacağız. Dersin ikinci bölümünde ise bir optimizasyon problemi üzerinden uygulamalı bir örnek sunacak, kuantum hesaplamanın potansiyelinden ve günümüz kuantum teknolojileri ışığında bazı kısıtlayıcı yönlerinden bahsedeceğiz.
5 Eylül 2025, 16:45 - 18:15 - Panel
YAEM Alanında Doktora Eğitimi: Katkılar ve Fırsatlar
Panelistler: İlker Birbil, Nesim Erkip, Tuba Yılmaz Gözbaşı, Lerzan Örmeci, Hakan Polatoğlu, Hande Yaman
Öğrenci Oturumları
Birinci Oturum - 4 Eylül 2025, 10:30-12:30
Çiya Aydoğan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Ortalama Uçuş Süresi Kısıtları Altında Kuyruk Atama Problemi için Dal ve Fiyat Algoritması
Havayolu sektöründe uçak temininde sıklıkla tercih edilen operasyonel kiralama yöntemi, kiracılara çeşitli operasyonel yükümlülükler getirmektedir. Bu yükümlülüklerden biri de, motor aşınması ve bakım planlamasına yönelik olarak belirlenen ortalama uçuş süresi hedeflerinin belirli zaman dilimlerinde sağlanmasıdır. Bu hedeflerin karşılanamaması durumunda, kiracılar ek kira ödemeleri gibi önemli mali yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir.
Bu çalışma, ortalama uçuş süresi kısıtları altında ele alınan Kuyruk Atama Problemini incelemektedir. Problemi çözmek amacıyla, tam çözüm sağlayan bir dal ve fiyat (branch-and-price) algoritması geliştirilmiştir. Algoritmanın uygulamada daha verimli çalışabilmesi için, yüksek kaliteli uygun çözümleri kısa sürede üretebilen ışın arama (beam search) tabanlı bir yapı kurulmuş ve sıkı üst sınırlar elde edebilmek amacıyla dans eden bağlantılar (dancing links) temelli bir sezgisel yöntem tasarlanmıştır.
Gerçekleştirilen hesaplamalı deneyler, önerilen dal ve fiyat algoritmasının, bağlantı ağı tabanlı bir model üzerinde çalışan güncel bir ticari çözücüye (CPLEX) kıyasla belirgin ölçüde üstün performans gösterdiğini ortaya koymaktadır. Önerilen yöntem, 60 uçağı ve 450 uçuşu içeren örnekleri optimal olarak çözebilme kapasitesine sahiptir.
Deniz Akkaya, Bilkent Üniversitesi
Huber Kayıp Fonksiyonu ile Seyrek Kurtarma Problemlerinde Kritik Nokta Teorisi
Bu çalışmada, sıkıştırılmış algılama bağlamında seyrek kurtarma problemini inceliyoruz. Amacımız, doğrusal ölçümlerdeki hatayı, belirli sayıda sıfır olmayan bileşen içeren seyrek vektörlerle en aza indirmektir. Aykırı değerlere karşı dayanıklılığı artırmak için, klasik kareler hatası yerine Huber kaybı fonksiyonunu kullanıyoruz. Bu fonksiyon, küçük sapmalara duyarlı kalırken büyük hataların etkisini sınırlar.
Huber kaybının türevlenemeyen yapısı klasik analiz yöntemleriyle çalışmayı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, problemi kritik nokta teorisi çerçevesinde ele alıyoruz. Çalışmamızda, Huber kaybı altında elde edilen çözümlerin kararlılık, genellik ve yoğrulmamışlık gibi özelliklerini ortaya koyuyoruz.
Ayrıca, Morse teorisini bu bağlama uyarlayarak eyer noktalarının yapısını detaylı biçimde inceliyoruz. Elde ettiğimiz sonuçlar, seyrek kurtarma probleminin kuramsal zorluklarını ve yapısal karmaşıklığını daha iyi anlamamıza katkı sağlıyor.
Deniz Tuncer, Sabancı Üniversitesi
Matris Çarpımı İçeren Büyük Ölçekli Eniyileme Problemleri ve Uygulamaları
Bu çalışmada, ayrık bir kümeden seçilen ve matris karar değişkenlerinin çarpımını içeren eniyileme problemlerini inceliyoruz. Bu tür çarpımlar, doğrusal olmayan ve NP-zor problemlere yol açmaktadır. Bu tür problemlerin bir örneği, antibiyotik direncini tersine çevirmeyi amaçlayan Antibiyotik Zaman Makinesi (AZM) problemidir. Antibiyotik direnci, antibiyotiklerin gereğinden fazla ve tekrarlanan kullanımıyla ortaya çıkan bakteriyel mutasyonlardan kaynaklanan ciddi bir sağlık sorunudur. AZM problemini çözmek için riskten kaçınmalı bir yaklaşım benimseyerek, problemi koşullu risk değeri (CVaR) amaç fonksiyonuna sahip senaryo tabanlı karma tam sayılı doğrusal programlama gösterimiyle formüle ediyoruz. Olası senaryoların sayısının üstel büyümesinden doğan hesaplama karmaşıklığını aşmak amacıyla, senaryoları daha küçük riskten kaçınmalı alt problemlere ayıran ve geçerli üst-alt sınırların elde edilmesini sağlayan bir ayrıştırma algoritması geliştiriyoruz. Çözüm yöntemimiz, gelişmiş kesen düzlemler, simetri engelleyen kısıtlar, senaryo yeniden dağıtımı ve ön çözümle başlatma (warm-start) stratejileri gibi çeşitli iyileştirmeleri içermektedir. Gerçek verilerle test edilen farklı AZM problem örnekleri üzerinde yaptığımız kapsamlı bilgisayısal deneyler, riskten kaçınmalı yaklaşımın, riskten kaçınmayan yaklaşıma kıyasla en kötü durum sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini, ortalama başarımda ise yalnızca kısmi kayıplara yol açtığını göstermektedir. Yöntemimiz AZM probleminden esinlenmiş olsa da özel sıralı kümeleri (SOS1) içeren diğer riskten kaçınmalı eniyileme problemleri için de uygulanabilirdir.
Yaren Çelik, Başkent Üniversitesi
Tıbbi Atık Toplama Süreçleri için Geliştirilen Yumuşak Kümelendirilmiş Araç Rotalama Problemi Matematiksel Modeli
Araç Rotalama Problemi (ARP), coğrafi olarak dağılmış müşterilere minimum toplam maliyetle hizmet sunacak araç rotalarının planlanmasını amaçlayan temel bir kombinatoryal optimizasyon problemidir. ARP, her müşteriye yalnızca bir aracın hizmet verdiği, rotaların bir merkez depodan başlayıp yine ayni merkezde sonlandığı ve araç kapasitesi kısıtlarının ihlal edilmediği bir yapı çerçevesinde toplam seyahat maliyetini minimize etmeyi hedefler. Bu problem, küçük ölçekli örneklerde kesin çözüm yöntemleriyle ele alınabilirken, büyük ölçekli örnekler için sezgisel ve meta-sezgisel algoritmalar geliştirilmiştir. Ayrıca kapasite kısıtlı ARP, zaman pencereli ARP ve çoklu depo ARP gibi çeşitli alt türlerle, gerçek dünya uygulamalarına daha uygun hale getirilmiştir.
Bu temel modelin esnek bir varyasyonu olan Yumuşak Kümelendirirmiş Araç Rotalama Problemi (Soft Clustered Vehicle Routing Problem- Soft CluVRP), lojistik ve dağıtım sistemlerinde artan esneklik gereksinimlerine yanıt vermek üzere geliştirilmiştir. Bu yaklaşımda, müşteriler önceden tanımlanmış kümelere atanmış olmakla birlikte, rotalar bu kümelerin dışına çıkabilir; ancak, bu durum belirli bir cezai maliyetle modellenir. Böylece, toplam seyahat maliyeti ile kümeye atama dışı hizmetlerin neden olduğu maliyetler de eş zamanlı olarak minimize edilmeye çalışılır. Bu yapı, özellikle dinamik, belirsizlik içeren veya esnek hizmet yapılarının gerekli olduğu senaryolarda daha gerçekçi ve uygulanabilir bir çözüm çerçevesi sunmaktadır.
Bu çalışma, belirli sağlık kuruluşlarından toplanan atıkların, merkezi bir atık toplama tesisine taşınması sürecini Soft CluVRP olarak modellemektedir. Gerçek yaşam verilerine dayalı olarak geliştirilen matematiksel modelin çözüm sonuçlar elde edilmiş; ayrıca, çeşitli parametrelerin model performansı üzerindeki etkilerini analiz etmek amacıyla duyarlılık analizleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma, klasik VRP çerçevesinin ötesine geçerek, daha esnek ve karmaşık dağıtım gereksinimlerine yanıt verebilecek modellerin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
İkinci Oturum - 4 Eylül 2025, 13:30-15:30
Derya Nurcan Atçeken, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Kablosuz Algılayıcı Ağlarda Ortak Teke/Tüme Gönderim Planlaması ile Enerji Minimizasyonu
Kablosuz algılayıcı ağlarda (KAA) tüme gönderim (İng. broadcast) ve teke gönderim (İng. unicast) ağ idamesinde kullanılan bir veri iletişimi mekanizmasıdır. Tüme gönderim iletişim kurgusunda, verinin kaynak düğümden çıkarak ağdaki diğer tüm sensör düğümlerine ulaştırılması amaçlanır. Buna karşın, teke gönderim kurgusunda ise her bir sensörden yalnızca belirli bir kaynak düğümüne sezdikleri verinin iletimi söz konusudur. Gerçek zamanlı izleme sistemlerinde, örneğin orman yangını erken uyarı sisteminde, sensörlerden sıcaklık ve duman verilerinin sürekli merkeze aktarılması gerekirken, yapılandırma komutları yalnızca acil durum veya sistem güncellemesi gerektiğinde tüm sensörlere topluca gönderilir. Aynı anda hem tüme gönderim hem de teke gönderim ihtiyacının ortaya çıktığı bunun gibi durumlarda, iletişim gereksinimlerinin birlikte karşılanması kritik bir zorluk ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, enerji verimli şekilde aynı anda tüme gönderim ve teke gönderim yapan bir KAA tasarlanmıştır.
Bu çalışmada, iki gönderim türünde de her sensör 26 farklı enerji seviyesinde veri iletimi yapabilmektedir. Kaynak düğümün önceden belirlendiği, statik bir ağ üzerinde çalışılmıştır. Kurulan matematiksel model, incelenen periyot boyunca enerjisini en verimli kullanacak şekilde kurduğu iletişim şemalarını (omurgalarını) belirli bir sayıya kadar güncelleyebilecek esneklikte tasarlanmıştır. Modelde, aynı anda tüme gönderim ve teke gönderim yapan KAA’da sensörler arasında omurgalarda toplamda en fazla harcanan enerjinin en küçüklenmesi amaçlanmıştır. Modelde, sensörlerin, tüme gönderim sırasında veriyi en az bir kez alması; teke gönderim sırasında ise topladıkları tüm veriyi kaynak düğüme iletmesi sağlanmaktadır. Ağda tüme gönderim sıklığı sabit tutularak, farklı teke gönderim sıklıklarının enerji tüketimindeki etkisi incelenmiştir. Ağın tasarım aşamasında izin verilen değiştirebileceği omurga sayısının enerji tüketimi üzerindeki etkisi, farklı yerleşim seçenekleri ve teke gönderim kapsama koşulları incelenmiştir.
Esra Çelik, Atatürk Üniversitesi
Koşullu Çok Kopyalı ve Çok Yollu Yönlendirme Aracılığıyla Güvenilir Kablosuz Sensör Ağ Tasarımı
Tez kapsamında Kablosuz Sensör Ağı (WSN)’nda ağ güvenilirliğini ve güvenliğini artırmak için bir enerji verimli koşullu çok kopyalı ve çok yollu yönlendirme stratejisi altında Tasarım Problemleri ele alınmıştır. Sensörler sınırlı pil enerjisine, algılama, veri işleme ve iletişim yeteneğine sahip küçük elektronik cihazlardır. Büyük bir kısmı belirli bir görevi yerine getirmek ve uzak veya düşmanca ortamların izlenmesi için işbirliği içinde çalıştıklarında, bir kablosuz sensör ağı (WSN) oluştururlar. WSN'lerin tasarımında; uzun ağ ömrü, enerji verimliliği ve ağ güvenirliği gibi konuları göz önüne almak büyük önem taşımaktadır. Ağ ömrünün uzatılması için sensörler arasında enerji yüklerinin eşit dağılımını etkileyen dört ana WSN tasarım sorunu vardır: sensör konumları, sensör etkinlik programları, ana alıcıların rotaları ve veri akış rotaları. Bu çerçevede sunulan geniş literatüre bir katkı olarak, Kablosuz Algılayıcı Ağı (WSN) Tasarım Problemlerine hedeflenen stratejiye yönelik bir model sunulup bir ticari çözücü yardımıyla modelin çözümü yapılmıştır. Daha sonra sunulan stratejinin WSN'lerin ağ ömrü ve güvenilirliğine dair performansı ölçülecektir. Stratejinin uygulanmasıyla sensörlerin sınırlı enerjileri olabildiğince verimli kullanılacağı ve ağ güvenilirliğinin artacağı değerlendirilmektedir. Çalışmada stratejinin ağ güvenilirliğinin dört ana sorun ile birlikte ele alınması, model ve sezgisel çözüm algoritması geliştirilmesi bu gelişmeyi diğerlerinden ayırmaktadır.
Gözde Yazıcı, Bilkent Üniversitesi
Kırsal Kesim Elektrifikasyonu için Çok Aşamalı Optimizasyon
Dünya nüfusunun yaklaşık olarak %9'unun halen elektriğe erişimi yoktur. Bu nüfusun büyük kısmı kırsal bölgelerde yaşamaktadır. Bu bölgelerin en hızlı şekilde elektriğe ulaşmaları ve belirli bir bütçe ile maksimum sayıda insanın elektriğe erişiminin sağlanması için minimum maliyetli elektrifikasyon planlaması yapacak optimizasyon modellerine ihtiyaç vardır. Bu çalışmada, belirli bir yerleşim yeri için optimum elektrifikasyon seçeneğini belirleyen ve şebeke ağlarını tasarlayan bir dizi karışık tam sayılı doğrusal programlama modeli sunmaktayız. Buna ek olarak, elektrifikasyon projeleri tek bir adımda gerçekleşmediğinden, söz konusu modellerin zaman içindeki talep ve fiyat değişimlerini hesaba katabilecek çok aşamalı versiyonlarını sunmaktayız. Söz konusu problemler, gerçekçi veri setleri için büyük ölçekte optimizasyon problemleri olduğundan, çözüm yolu olarak dal-ve-kesi tabanlı optimizasyon yöntemleri sunmaktayız.
Şeyma Kaya, Koç Üniversitesi
Akut Söylentilerin Sosyal Ağlardaki Yayılımının Enküçüklenmesi
Sosyal ağlar fikirlerin ve yeniliklerin hızla yayılmasını sağlarken, aynı zamanda ciddi sonuçlar doğurabilecek yanlış bilgilerin de geniş kitlelere ulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Bu çalışma, çevrim içi platformların ötesine geçerek bireyleri zararlı eylemlere yönlendirme potansiyeline sahip olan akut söylentilerin yayılımını incelemektedir. Bu kapsamda, bireylerin söylentiye ilişkin başlangıçtaki görüşlerini ve söylentinin yarattığı duygusal etkiyi dikkate alan, doğrusal eşik yaklaşımına dayalı genişletilmiş bir yayılım modeli önerilmektedir. Geliştirilen model doğrultusunda, söylentinin yayılmasını artırma olasılığı yüksek bireyleri belirlemeye yönelik yeni bir merkezilik ölçütü sunulmaktadır. Sayısal deneyler, önerilen ölçütün, yayılımda etkili düğümleri doğru şekilde tespit etme ve düğümleri söylenti yayılımına etkilerine göre sıralamada geleneksel merkezilik ölçütlerinden daha başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, klasik yayılım modelleri platform algoritmalarının ve kullanıcı davranışlarının söylenti yayılımı üzerindeki etkilerini tam olarak yansıtamamaktadır. Bu eksikliği gidermek amacıyla, Twitter’ın yapısından esinlenerek bir etmen-tabanlı model geliştirilmiştir. Bu model, farklı kullanıcı etkileşim biçimlerini temsil ederek mesajların nasıl evrildiğini ve yayıldığını simüle etmektedir. Geliştirilen yapı içerisinde, söylenti yayılımını sınırlandırırken kullanıcı etkileşimini koruyan ve gerçek dünyadaki zararlı davranışları önlemeye yönelik çeşitli kontrol stratejileri test edilmiştir. Bulgular, önerilen merkezilik ölçütüyle belirlenen belirli kullanıcılara yönelik bilgi akışının değiştirilmesini içeren müdahalenin en etkili sonuçları sağladığını göstermektedir. Bu strateji, söylentinin erişim alanını sınırlarken fiziksel eylemleri engellemekte ve kullanıcı etkileşimini sürdürmektedir. Çalışma, akut söylentileri kimlerin yaydığını anlamaya ve çevrim içi platformların kullanıcı etkinliğini kaybetmeden riskleri azaltmaya yönelik hedefli önlemler geliştirmesine katkı sunmaktadır.
Üçüncü Oturum - 5 Eylül 2025, 10:15-12:15
Fehmi Mert Gürel, Koç Üniversitesi
Hizmet Platformlarında Geri Yüklemeyi Etkinleştiren Talep Çiftleme Yaklaşımıyla Taşıyıcı Menülerinin Oluşturulması
Günümüzün rekabetçi lojistik sektöründe, yük taşımacılığı platformlarının yüksüz katedilen mesafeyi azaltırken aynı zamanda platform gelirlerini ve kullanıcı memnuniyetini artıracak yenilikçi yöntemlere ihtiyaçları vardır. Bu tez, paylaşım ekonomisi tabanlı bir hizmet platformunda taşıyıcı menülerinin etkin biçimde oluşturulması problemini ele almakta; bu doğrultuda, geri yükleme stratejilerini talep çiftleme ile entegre eden bir yaklaşım önermektedir.
Çalışmada, taşıyıcıların teklif verme davranışlarındaki ve müşterilerin kabul kararlarındaki belirsizliği logit model ile tahmin edilmekte; yüklü seyahat oranları, teklif ücretleri ve menü boyutu gibi operasyonel parametreler dikkate alınmaktadır. Menüyü oluşturan nakliyecilerin birbirleri ve müşteri üzerindeki etkileri yenilikçi bir teknikle modellenmiştir.
Gerçekçi verilerle yapılan sayısal analizler, talep çiftleme yoluyla sağlanan geri yükleme entegrasyonunun yalnızca kısa vadeli teklif geliri artışı sağlamakla kalmayıp, eşleşme kalitesini iyileştirerek uzun vadede müşteri ve taşıyıcı memnuniyetini de artırdığını göstermektedir. Sistem dinamiklerini daha iyi anlamak amacıyla, öngörülen teklif ve eşleşme sayısı gibi performans göstergeleri incelenmiştir. Duyarlılık analizleri, platform performansının menü boyutu, problem büyüklüğü ve nakliyeci/talep oranı gibi faktörlerden önemli ölçüde etkilendiğini ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, önerilen çalışma hem literatüre teorik katkı sunmakta hem de yük taşımacılığı alanında uygulamaya dönük karar destek mekanizmaları geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Platform yöneticilerine kaynak kullanımını iyileştirme, kullanıcı sadakatini artırma ve paylaşım ekonomisinin büyüyen rekabet ortamında sürdürülebilir rekabet avantajı elde etme konularında uygulanabilir içgörüler sunmaktadır.
Melis Boran, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Bulut Bilişim Kaynaklarının Belirsizlik Altında Temini
Bulut bilişim, kullanıcıların bilgi teknolojisi (BT) altyapısına yatırım yapmadan, ihtiyaç duydukları kaynaklara esnek bir şekilde erişmelerini, bunları özelleştirmelerini ve ölçeklendirmelerini sağlayan bir iş modelidir. 2000’li yıllardan bu yana hem küçük hem de büyük ölçekli kullanıcılar tarafından yaygın biçimde kullanılmaktadır. Ancak, bulut maliyetini etkin bir şekilde yönetmek kullanıcılar açısından hâlâ önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Hizmet olarak altyapı (Infrastructure-as-a-Service, IaaS) sağlayıcıları; işlem gücü, veri depolama ve veritabanı gibi BT kaynaklarını internet üzerinden, farklı fiyatlandırma planlarıyla sunar. Kullanıcıların ise belirli bir planlama dönemi boyunca iş yüklerinin gerektirdiği kaynakları temin etmesi beklenir. Bu noktada, hem doğru kaynak miktarının seçilmesi hem de uygun fiyatlandırma planının tercih edilmesi, kullanıcılar için maliyet açısından büyük önem taşır. Ancak iş yüklerinin zamanlaması ve kaynak ihtiyaçlarının yüksek oranda belirsizlik içermesi, kaynak teminini oldukça karmaşık bir hale getirmektedir.
Bu çalışmada, bulut bilişimde kaynak temini problemi bir Markov Karar Süreci (Markov Decision Process, MDP) olarak ele alınmaktadır. Modelin çözümü, dinamik ve duruma bağlı olarak güncellenen optimal bir kaynak temin politikası ortaya koymaktadır. Küçük ölçekli sistemlerde, bu politikanın mevcut kaynak miktarına bağlı olarak monoton ve azalan olduğu analitik olarak
kanıtlanmaktadır. Ancak büyük ölçekli sistemlerde durum uzayının üssel olarak büyümesi nedeniyle optimal çözüme ulaşmak zor olmaktadır. Büyük ölçekli sistemler için kolay uygulanabilir bir sezgisel politika geliştirilmiştir. Bu sezgisel politika, küçük ölçekli sistemlerde optimal politika ile, büyük ölçekli sistemlerde ise pratikte yer alan politikalar ile karşılaştırılmış, oldukça iyi performans gösterdiği ortaya konmuştur.
Müjgan Bilge Eriş, Yeditepe Üniversitesi
Orman Yangını Yönetim Analizi: Coğrafi Bilgi Sistemleri Tabanlı Risk Haritama ve Sİstem Dinamiği Yaklaşımı
Orman yangınları, özellikle yüksek sıcaklıklar, düşük nem oranı ve yoğun bitki örtüsü ile karakterize edilen Akdeniz ikliminin etkili olduğu Türkiye için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu nedenle, etkili hazırlık ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesi kritik öneme sahiptir. Risk analizleri, hem afet öncesi hem de afet müdahale aşamalarında önemli rol oynamakta olup, genelleştirilmiş yaklaşımlar yerine bölgeye özgü olarak yapılmalıdır. Bu çalışmanın amacı, 2018-2024 yılları arasında kaydedilen yangın olayları temel alınarak, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak Muğla ili için orman yangını risk haritası geliştirmektir. Analizde çevresel, topografik ve insan kaynaklı kriterler dikkate alınmıştır. Literatürde risk haritalaması için birçok yöntem bulunmasına rağmen, çoğunlukla sadece uzman görüşüne dayalı ya da Makine Öğrenmesi (MÖ) tabanlı yaklaşımlara odaklanılmakta, bu iki yöntemin birlikte kullanım potansiyeli genellikle göz ardı edilmektedir. Bu boşluğu gidermek üzere, çalışma kapsamında Analitik Ağ Süreci (ANP), MÖ modelleri ve bu modellerin optimize edilmiş hibrit versiyonları değerlendirilmiştir. En iyi performans gösteren model kullanılarak Muğla ili farklı risk bölgelerine ayrılmış ve bu sınıflandırmadan elde edilen bölgeye özgü veriler, orman yangını yönetim dinamiklerini analiz etmek için bir Sistem Dinamiği (SD) modeline entegre edilmiştir. Mekânsal verilerin SD ile entegrasyonu, yangın yönetimi sistemlerindeki geri bildirim mekanizmalarını ortaya koymak ve daha etkili stratejiler geliştirmek için sağlam bir çerçeve sunmaktadır. SD modeli; (1) çevresel dinamikleri, (2) yangın büyüme dinamiklerini ve (3) kaynak yönetimini içermektedir. Ayrıca, farklı senaryolar altında simülasyonlar yapılmasına olanak sağlayarak, beş farklı risk bölgesi için politika seçeneklerinin etkinliği hakkında kapsamlı bilgiler sunmaktadır.
Mestane Karimi, Uludağ Üniversitesi
Derin Pekiştirmeli Öğrenme Yaklaşımı ile Dinamik Siparişlere Dayalı Çoklu Proje Tipi Üretimin Planlanması ve Yürütülmesi
Dinamik ortamlarda çoklu proje planlaması, kaynak kısıtlamaları, fabrika alanı sınırlamaları ve projeler arasındaki bağımlılıklar nedeniyle zorludur. Bu tez, karmaşık proje planlama problemleri için iki katmanlı bir dinamik Derin Pekiştirmeli Öğrenme (DRL) yaklaşımı önerir. Üst katmanda bir meta-denetleyici, kaynak kullanılabilirliği ve proje durumlarına göre yeni projeleri kabul veya ret ederken, alt katmanda her proje için dinamik görev ve kaynak planlaması yapılacaktır. İkili Derin Q-Ağı (DDQN) modeli kullanılarak, değişken nitelikli eylemler desteklenecek ve yeni planlama ajanları dinamik olarak uyarlanacaktır. Ayrıca, besleme öncelik kısıtlarını yönetmek için yeni bir ağırlıklı öncelik mekanizması ve Bileşik Öncelik Puanı (CPS) sistemi geliştirilecektir. Bu yaklaşım, toplam proje sürelerini kısaltmayı, kaynak dalgalanmalarını azaltmayı ve fabrika alanı kullanımını optimize etmeyi hedefler. DRL yaklaşımının etkinliği, simülasyon ve performans ölçümleri ile değerlendirilecektir.
Dördüncü Oturum - 5 Eylül 2025, 13:15-15:15
Günsu Dağıstanlı Çallı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Kemoterapi Operasyonlarının Planlanması ve Çizelgelenmesi
Kemoterapi tedavisine olan artan ihtiyaç, onkoloji kliniklerinin ve hastanelerin sınırlı kapasitelerini aşarken, etkin planlama hayati önem kazanmaktadır. Bunun için ilk aşama, hastaları tedavi planları ve hastane programları çerçevesinde tedavi günlerine atamaktır. İkinci aşama ise, hemşire, sandalye ve diğer kısıtları göz önünde bulundurarak kaynak kullanımını ve hasta memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak amacıyla hastaların günlük randevu çizelgelerinin hazırlanmasıdır.
Ankara’daki Hacettepe Onkoloji Hastanesi’nde yapılan gözlemler temelinde, birinci aşama olan Ayakta Kemoterapi Planlama (Outpatient Chemotherapy Planning - OCP) problemini ele almak üzere, kompakt ve deterministik bir Karışık Tamsayılı Doğrusal Programlama (Mixed Integer Linear Programming - MILP) modeli sunuyoruz. Model, hastane politikaları ve karar vericinin hedefleriyle uyumlu olacak şekilde çoklu amaçları dikkate almaktadır. Seçilen her bir amaç için, modelimizin sunduğu çözümlerin hâlihazırda uygulanan çözümlerden daha üstün olduğunu bulduk.
İkinci aşama olan Kemoterapi Randevu Çizelgeleme (Chemotherapy Appointment Scheduling - CAS) problemi için çeşitli matematiksel programlama modelleri öneriyoruz. Hemşire atamaları için, hemşire iş yükü dengeleme (Nurse Workload Balancing -NWB) problemine yönelik iki MILP modeli öneriyoruz; bu modellerin hedefi, iş yüklerini iki farklı amaç doğrultusunda dengelemektir: maksimum iş yükünü en aza indirmek ve hemşire iş yüklerinin ortalamadan sapmalarının karelerinin toplamını en aza indirmek. İkiden fazla hemşirenin olduğu kare sapma problemi için, bir Karışık Tamsayılı Doğrusal Olmayan Programlama (Mixed Integer Non-Linear Programming - MINLP) modeli ve bir Kısıt Programlama (Constraint Programming - CP) modeli öneriyoruz. Kapsamlı hesaplama çalışmamızın sonuçları, verilen program hemşire sınırları içinde uygulanabilir olduğu sürece tüm modellerin büyük boyutlu örnekleri çözebildiğini, ancak maksimum iş yükünü en aza indiren modelin diğerlerinden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Gürkan Güven Güner, Gazi Üniversitesi
Bütünleşik Uçuş-Uçak-Mürettebat Çizelgeleme
Günümüzde artan rekabet sonucunda maliyete duyarlı iş modellerinin geliştirilmesi havayolu endüstrisi için kritik hale gelmiştir. Havayolu şirketleri özellikle uçuş öncesi planlama süreçlerinde operasyonel maliyetlerini düşürmeye çalışmakta ve bu süreçler, uçak kalkışından önce yapılış sıralarına göre; uçuş çizelgeleme, uçak çizelgeleme (filo atama ve uçak/uçak bakim rotalama), mürettebat çizelgeleme (uçuş dizisi bulma ve ekip atama) ve düzensiz olayların yönetimi olarak kategorize edilmektedir. Son dönemdeki Covid-19 salgını nedeniyle artan seyahat kısıtlamaları ve uçuş yasakları, havayolu taşımacılığında uçuş ve iş gücü planlamasını şirketler için daha da önemli bir konu haline getirmiştir. Kısa süreli ve taktiksel bir karar verme süreci olan düzensiz operasyon yönetiminin genellikle uçuşa dört hafta kala yapılması ve düzensiz operasyondan önce planlanan orijinal uçuş programına yakınsaması beklenmektedir. Bu bakımdan entegre uçuş ve mürettebat çizelgeleme sorununu makul sürede aşmak ve düzensiz operasyonlardan kaynaklanan operasyonel maliyetleri en aza indirmek için eş zamanlı ve dinamik bir optimizasyon yaklaşımı, alternatif bir çözüm yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Bu tez çalışmasında, entegre uçuş, uçak ve mürettebat çizelgeleme problemini göz önünde bulunduran, havayolu operasyonel maliyetlerini en aza indiren ve aynı zamanda olası tüm gerçek yaşam kısıtlamalarını göz önünde bulunduran yeni ve sağlam bir Karışık Tam Sayılı Doğrusal Olmayan programlama modeli önerilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, çözüm performansının iyileştirilmesi için yeniden başlatma stratejisi içeren bir Tavlama Benzetimi algoritması önerilmektedir. Türkiye'de hizmet veren bir havayolu şirketinin uçuş ağı göz önünde bulundurularak bir vaka çalışması yapılmıştır. Önerilen çözüm yaklaşımı ve konu ile ilgili sunulan kapsamlı literatür araştırmasının, havayolu sektöründeki planlayıcılar ile havayolu çizelgeleme problemleri üzerine çalışan karar vericiler için bir rehber niteliği taşıması hedeflenmektedir.
Mahmut Onur Karaman, Hacettepe Üniversitesi
Üretim Süreçlerinde Ölçüm Sistemleri ve Analizleri
Çalışmada parça içi değişkenliğe sahip bir ürünün ölçüm sistemi yeterlilik analizi yapılarak, farklı senaryolarla tekrarlanabilirlik, tekrar üretilebilirlik ve toplam varyansı tahmin edebilecek genelleştirilmiş bir yöntem önerilmiştir. Parça içi değişkenliğe sahip bir ürüne örnek olarak silindir bir parça ele alınarak kumpas ile yapılan kesit çapı ölçümleri incelenmiş ve üretim esnasında kullanılabilecek farklı ölçüm yöntemleri karşılaştırılmıştır. Ölçüm sisteminin değerlendirilmesi amacıyla R programında silindir parçaların ölçümleri simülasyonla modellenmiştir. Simülasyonda üretilen silindir parçalardan farklı yöntemlerle ölçümler alınabilmektedir. Çalışman ikinci aşamasında üretim devam ederken ölçüm sisteminin güvenirliliğinin korunması amacıyla çevrim içi bir ölçüm sistemi yeterlilik analizi yöntemi önerilmiştir. Standart bir ölçüm sistemi yeterlilik analizi için belirli bir planda parçalar seçilir ve seçilen parçalarla ölçümler yapılarak ölçüm sisteminin yeterliliği test edilir. Ölçüm sisteminin yeterli olduğuna karar verildikten sonra bu ölçüm sistemiyle üretime devam edilir. Ancak üretim devam ederken ölçüm sistemi yeterliliğini kaybedebilir ve ölçüm kalitesi düşebilir. Bu durum tespit edilemez ve üretim devam ederse ölçülen kalite karakteristiğini doğru sınıflandırma oranı düşebilir. Dolayısıyla ölçüm sisteminin yeterliliğinin üretim devam ederken analiz edilebileceği bir ölçüm sistemi yeterlilik izleme yöntemi oldukça faydalı olabilecektir. Bu amaçla çalışmanın ikinci aşamasında ölçüm sistemi yeterliliğinin çevrimiçi izlenmesi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır.
Yasin Ersin Telemeci, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Tip-2 Transfer Hattı Yeniden Dengeleme Problemi
Transfer hatları, büyük miktarlarda yüksek kaliteli ürün talebinin yaygın olduğu günümüz pazarında kritik öneme sahiptir. Bu hatlar, ardışık çoklu bloklarını barındırabilen makinelerinden oluşur. Transfer hatlarının tasarımı, toplam yatırım maliyetlerini en aza indirmek için optimal iş istasyon sayısının, blokların ve işlemlerin belirlemesini içerir. Yüksek yatırım gerektiren transfer hatlarının etkili kullanımı önemlidir. Transfer Hattı Dengeleme Problemi (TLBP), özellikle bu zorluğun ele alınmasına odaklanmaktadır.
Transfer hatları, işlem sürelerindeki değişkenlikler ve makine kullanılabilirliği gibi çeşitli belirsizliklere tabidir. Kısa ürün ömürleri, öngörülemeyen talep ve potansiyel beklenmeyen sorunlarla başa çıkmak için belirsizlik kavramının dikkate alınması önemlidir.
Bu çalışma, iş istasyonu kurulumu ve bakım süreleriyle ilgili belirsizlik unsurları dikkate alarak stokastisite ve yeniden dengeleme zorluklarını ele almaya yöneliktir. Etkili ve verimli bir stokastik programlama modeli ve dal ve sınır yöntemi, çözüm yaklaşımları olarak sunulmuştur.
Matematiksel modelin pratik uygulanabilirliğini göstermek için gerçek hayattan bir örnek kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Belirsizliği dengeleme problemine dahil ederek, yeniden yapılandırma problemi çözümü için gereken çaba azaltılabilir ve transfer hatları değişen koşullara uyum sağlarken maliyetleri en aza indirgenir ve yeniden yapılandırmada benzerlik maksimize edilebilir.