• "OHAL ve idari komisyonlarının hukuksuz ve keyfi uygulamalarını gözler önüne sermek ve bertaraf etmektir.
• İhraçlarla ilgili yaşanan mağduriyetlere karşı toplumsal hassasiyetin oluşmasını sağlamaktır.
• Demokratik çerçevede toplumsal mücadele yoluyla anti demokratik uygulamaların son bulması ve demokrasiye geçiş sürecinin hızlandırılmasını sağlamaktır.
İsim:
İstanbul KHK’lılar Platformu
Kapsam:
15 Temmuz darbe girişi sonrası ilan edilen olağanüstü hâl döneminde yayımlanan KHK’larla mağdur veya ihraç edilenler, KHK’lı yakınları, insan ve emek hakları alanlarında faaliyette bulunan STK üye veya temsilcilerini kapsar. Amaç:
KHK ile mağdur, ihraç edilenler ve sair mevzuatla işine son verilenlerden İstanbul ilinde bulunanların bir araya getirilmesini sağlayarak İstanbul KHK’lılar Platformunu oluşturmak.
Diğer illerde bu kapsamda oluşturulan platformlarla ortak çalışmalar yapmak.
OHAL ve KHK’larla topluma ve tüm emekçilere yaşatılan antidemokratik uygulamalara karşı ortak tavır geliştirerek, demokratik mücadele yoluyla kamuoyu oluşturmak.
OHAL ve idari komisyonların hukuksuz ve keyfi uygulamalarını gözler önüne sermek ve yapılan hukuksuz uygulamaları bertaraf etmek için mücadele etmek.
İhraç edilenler ile işine son verilenlerle ilgili olarak toplumsal hassasiyetin oluşmasını sağlamak.
Demokratik çerçevede, toplumsal ve siyasal mücadele yoluyla anti-demokratik uygulamaların son bulması ve demokrasiye geçiş sürecini hızlandırılmasını sağlamak.
İhraç edilen kamu görevlileriyle ilgili tüm hukuki işlemlerin, OHAL işlemleri inceleme komisyonuyla değil mevcut hukuk sistemi içinde yer alan, bağımsız, tarafsız ve hukukun evrensel kriterlerine göre karar veren mahkemeler tarafından yürütülmesi yönünde faaliyet yürütmek. Bu nedenle OHAL işlemleri inceleme komisyonunun lağvedilmesi talebi ile birlikte, siyaseten bağımsız, tarafsız ve hukukun evrensel kriterlerine uygun hukuksal süreçlerin başlatılması için mücadele etmek.
Bir bütün olarak ihraç edilenler ile işlerine son verilenlerin hukuki, sosyal, psikolojik dayanışma, yardımlaşma ve mücadele bütünlüğünü sağlamak.
İlkeler:
* Platforma çalışmaları demokratik usul ve esaslara göre yürütür.
* Platforma ait faaliyet yürütecek tüm kurullar demokratik usul ve esaslara göre belirlenir ve seçilir.
*Genel kurul toplantısı başta olmak üzere tüm faaliyet alanlarında karar alıcılar yalnızca KHK'lılardır.
* Platform faaliyetleri ile ilgili tüm kararların alınmasında demokratik katılımcılık, serbest fikir teatisi ve oy birliği esastır. Ancak, oy birliğinin sağlanamadığı durumlarda nihai kararların alınmasında katılımcıların çoğunluk oyları ile karar alınır.
* İnsanlık suçu işleyenler veya bu hususta haklarında şaibe bulunanlar platforma üye veya yönetici olamazlar.
* Platformun üye veya paydaşları tek başlarına Platformu temsil etmezler. Platform genel kurul kararı veya ilgili seçilmiş kurulların izni olmadan platform adına faaliyet yürütemezler.
Temsil, Yürütme ve Denetim Kurulları:
Platform faaliyetlerinin etkili ve verimli olarak yürütülebilmesi için hangi kurulların gerekli olduğu, kurullara seçilme süreleri, kimlerin bu kurullarda yer alabileceği konuları, tüm Platform üyelerinin katılımına açık genel kurul toplantılarda karar verilir.
Platform toplantılarına, o toplantı için seçilen Divan Kurulu Başkanı veya önceden seçilmiş olan Yürütme Kurulu üyelerinin kendi içlerinde belirleyeceği bir üye başkanlık yapar.
Platformda alınan kararlar, yazılı olarak tüm üye ve paydaşlara ortak haberleşme ağı vasıtasıyla duyurulur.
Platformda alınan kararlar temel amaç ve ilkelere, evrensel hukuk kurallarına aykırı olamaz.
Platformda alınan kararların uygulanması ve uygulama süreçlerinin takibi, karaları hayata geçirmekle vazifelendirilen kurullar ve yürütme kurulu tarafından yapılır.
Platformun amaç ve ilkelerine aykırı hareket eden üyelerin savunmaları yürütme kurulunca belirlenen bir üye tarafından alınır. Hukuk komisyonu kanaat bildirir. Nihai karar genel kurul toplantısında platform üyeleriyle alınır.
Toplantılar, platformun karara bağlayacağı periyodik aralıklarla yapılır.
Olağanüstü gelişmelerde yürütme kurulu platformu toplantıya çağırır.
A- TOPLAMLARI 250.000’i AŞAN KİŞİNİN İŞİNDEN EDİLDİĞİ TÜM KHK'lar İPTAL EDİLMELİDİR.
ÇÜNKÜ;
1) KHK'ların konusu bireylere yönelik işlemler olamaz. KHK’ların genel ve düzenleyici işlemleri konu edinmesi gerekir. Bu nedenle, KHK’larla isim listeleri yayımlanamaz.
2) KHK'lar yayınlandığı zaman Yargıtay, Danıştay, OHAL komisyonu ve idare mahkemelerinin; üyelik, mensubiyet, irtibat, iltisak, kurum kanaati veya birtakım fişleme raporlarına dayanarak verdikleri ret kararlarında belirtilen FETÖ/PDY için henüz “Terör örgütü” olduğuna dair bir karar mevcut değildi.
3) İdari soruşturma açılmadan, savunma hakkı verilmeden, isnat edilen suçlar bilinmeden ve terör örgütünün ismi verilmeden ihraçlar yapılmıştır.
4) İrtibat, iltisak, kurum kanaati, fişleme raporları, istihbarat raporları vb. gibi her türlü suiistimale açık soyut kavramlarla ihraçlar yapılmıştır.
5) KHK'larla ihraç edilen kişilerin isimleri ve diğer bilgileri, resmî gazetede yayımlanarak ifşa edilmiş, terörist yaftalamasıyla itibarları yok sayılmıştır.
6) KHK’lar ve KHK’larla ihraçlar sonrası, OHAL anlayış ve kurallarına dayalı olarak yapılan tüm eylem, işlem ve yargılamalar hukuksuzdur. OHAL ve OHAL sonrası yapılan tüm eylem, işlem ve yargılamaları, “Hukukun evrensel kriterlerine” göre yeniden tesis edilmeleri gerekir.
B- OHAL KOMİSYONU VE İDARE MAHKEMELERİ HAKSIZ KURULMUŞ VE ADİL DEĞİLDİR
1) OHAL komisyonunun kuruluşu ve işleyişi adli ve hukuki değildir. Bu kurum KHK'ları yayımlayan iktidarın oluşturduğu ve yürütme organının bir devamı olan, iktidar ekine bağımlı çalışan ve de tarafsız işlemesi mümkün olmayan idari bir yapıdır.
2) İdare mahkemeleri doğal hakimlik ilkesine aykırı olarak kurulmuştur.
3) İdare mahkemelerinin üyelerinin çoğu, tarafı belli olan, son dönemlerde seçilmiş ve atanmış hakimlerden oluşturulmuştur.
4) İşlendiği zaman suç olmayan faaliyet / kriterlerden ret vermektedirler.
5) Mahkeme ve komisyon kararlarında 17/25 Aralık 2013 tarihinin milat alınması hukuki değil, siyasidir. 15 Temmuz 2016 tarihi ve sonrasının esas alınması gerekir veya siyasi bir milat konulmadan hukuk işletilmelidir.
6) OHAL komisyonunun hangi kriterlere göre karar verdiği belli olmayıp, şeffaf değildir. Aynı kriterlere sahip olan kişilere farklı kararlar verdiği bilinmektedir.
7) "Suç şahsidir" evrensel ilkesi yok sayılarak yakınları nedeniyle ret kararları verilebilmiştir.
8) Sadece kurum kanaati ile ret kararları verebilmektedirler.
9) Haklarında hiçbir hukuki işlem yapılmayanlar ile takipsizlik ve beraat alan kişilere dahi ret kararı vermektedirler.
10) OHAL komisyonunun tüm kararlarını oy birliği ile alıp herhangi bir üyenin karşı kararı, şerhi olmaması ve %94 oranında ret vermesi adaletin olmadığını apaçık göstermektedir.
11) OHAL komisyonunun hem geç kurulması ve hem başvuruları geç alması yetmezmiş gibi haftalık 1.200 karar vermesi de iadeleri geciktirmiş ret alanlara da zaman kaybettirmiştir. “Geciken adalet, adalet değildir” sözü yerini bulmuştur.
12) İdare mahkemelerinde verilen yargılama süreleri 1.000 günü aşmıştır. Bu da OHAL komisyonu gibi oyalama sürecinin devam ettiğini gösteriyor.
13) OHAL komisyonu, KHK sayı ve tarihlerine göre sıraya konulmuş kararlar vermemektedir. Hem OHAL komisyonunda hem idare mahkemelerinde FETÖ borsasının olduğu ve referansla birçok kişinin iade edildiği iddiaları medyada birçok haberde yer almıştır.
14) OHAL Komisyonu, adli ve idari mahkemelerin “Hukukun evrensel kriterlerine” aykırı olarak verdikleri tüm kararlar gözden geçirilmeli ve gerekiyorsa yeniden yargılama yapılmalıdır.
15) İdare mahkemeleri aynı gerekçelerle farklı kararlar verebilmektedir. Mahkemeler arasında içtihat birliği yoktur. Bu sebeple, üst mahkemelerin içtihadı birleştirme kararlarını bir an önce almaları gerekir.
C- KHK MAĞDURLARININ ANAYASAL HAKLARI İHLAL EDİLMİŞTİR
1) KHK'larda yer alan “Tekrar kamuda görev alamaz” ifadesi anayasamıza ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırıdır.
2) KHK’lıların SGK kayıtlarına düşülen fişleme kodları nedeniyle, özel sektör, KHK mağdurlarını işe almaktan çekinmekte, işe alınmış olanları ise birçoğu iktidar tarafından baskı ile işten çıkarılabilmektedir.
3) KHK mağduru yakınlarının kamuda istihdamı güvenlik soruşturması nedeniyle engellenmektedir.
4) KHK’lılara veya çoğu zaman yakınlarına adli makamlarca yurtdışı yasağı olmamasına rağmen pasaport verilmemektedir.
5) KHK’lıları özel sektöre bile olsa çalışabilmeleri için mesleki sınırlamalar ve yasaklamalar getirilmektedir. Tüm iş/mesleki yasaklama ve sınırlamalar hukuksuzdur ve keyfidir.
D- KHK ve OHAL MAĞDURLARI SİVİL ÖLÜME TERKEDİLMİŞ VE SOYKIRIMA UĞRAMIŞTIR
KHK MAĞDURLARI; sorgusuz, sualsiz, suçunu dahi bilmeden, savunması alınmadan, sendika, banka, gazete, okul gibi suç olmayan kriterler, fişlemeler, ihbarlar ve kurum / amir kanaati gibi keyfi gerekçelerle bir gecede ihraç edilmiş, terörist yaftalamasıyla itibarları yok sayılmıştır.
KHK MAĞDURLARI; resmi ve özel kurumlarda çalışması yasakları dolayısıyla; profesöründen öğretmenine, doktorundan mühendisine, hâkiminden, savcısından polisine sağlık personeline kadar iş bulamamakta veya çalıştırılamamaktadır. Bu yüzde, %99’u yüksek eğitimli olan KHK’lıların eğitimlerine yapılan masraflar, iş ve tecrübe birikimleri heba edilmiştir. Bu durum ülkenin sosyal dokusuna ve ekonomisine telafisi imkânsız zararlar vermektedir.
KHK MAĞDURLARI; adli makamlarca yurtdışı yasakları olmamasına rağmen pasaport alamadıkları için seyahat özgürlükleri ihlal edilmiş, yurtdışında çalışma hakları bile gasp edilmiştir.
Terörist olmakla yaftalanan KHK MAĞDURLARI ile eş, çocukları ve diğer yakınları; toplum tarafından sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak baskı altına alınmış, dışlanmış, sosyal tecrite maruz kalmış, sivil ölüme terk edilmiş ve soykırıma uğramıştır.
Bu baskı, tecrit ve soykırım sonucunda;
• Binlerce yuva yıkılmış ve aileler parçalanmıştır.
• Tedavisi zor hatta mümkün olmayan ciddi sağlık sorunları yaşanmış ve ölümler olmuştur.
• Psikolojileri bozulan 150'den fazla KHK’lı veya yakını intihar etmiştir.
• Mağdur edilen sadece bireysel olarak KHK’lılar değil, yakın çevresi de bu mağduriyeti sonuna kadar yaşamıştır. KHK’lılar ve çocukları bu kadar dışlayıcı uygulamalarla, bu kadar soyutlanma ve değersizleştirme ile, çaresizlik ve bu kadar ağır travma ile devletinden-milletinden uzaklaştırılmıştır.
OHAL ve KHK’larla, toplamda 500.000’den fazla kişiye soruşturma açıldı; 100 binden fazla kişi cezaevi veya nezarethanelerle tanıştı, aileleri ile birlikte düşünüldüğünde, 2 milyondan fazla kişi olumsuz etkilendi. OHAL ve KHK’lara tüm topluma yaşatılanların travmaları sadece olayın doğrudan veya dolaylı mağdurları sınırlarını çoktan aşmış ve tüm ülkeyi etkisine almıştır.
OHAL rejimi ve KHK’larla Türkiye’de yaşana tüm sosyal yıkımlara, sivil ölüme, soykırım, haksızlık ve hukuksuzluklara başta iktidar patisi olmak üzere ve tüm siyasi partilerden, medya, STK'lar ve kanaat önderi tüm insanlarımızın dur demesi, mevcut zararların telafi edilmesi, tüm hakların iade edilmesi insanlık, vicdan, ahlak ve hukukun gereği olduğundan, bu uğurda yürüttüğümüz tüm faaliyetlere, toplumun erdem sahibi tüm kesimlerinden destek bekliyoruz.
Saygılarımızla
İSTANBUL KHK’LILAR PLATFORMU