Şimdi, İslami köktencilikteki temel sorun, onların Batı kültürüyle savaştıklarını söylemeleridir. İlk olarak, İsa’nın bahsettiği şeye yakın bile olmayan Batı kültüründe, bugün ahlaksızlığın insanların yaşam tarzı haline geldiğini anlamalıyız. Peki ya Müslümanların fırsat buldukları zaman gizlice içine düştükleri ahlaksızlık ne olacak? Hıristiyanlardan daha da kötü olabilirler.

Eğer Hristiyan uluslardan herhangi birini ziyaret ederseniz, onlar kendilerini seküler uluslar olarak adlandırsalar da, hepsinin belli bir Hristiyanlığı takip ettiğini görünce şok olursunuz. Örneğin, İngiltere'de kabul edilen tek din, İngiltere Kilisesi'dir. Fransa, Katolik Kilisesi'nin en büyük kızıdır.

İtalya'da anlaşılabilir ama Almanya, İspanya, Avusturya, Portekiz, Belçika ve İrlanda'nın bazı kısımları bile siyasi olarak, kesinlikle hiç kimseye hiçbir şekilde bir Tanrısallık sunmayan Katolik Kilisesi tarafından yönetiliyor. Tanrısallık fikri bile parayla karıştırılır. Lütfen kitabı okuyun: "Tanrı'nın Adına."

Fransa'nın Pasifik Okyanusu'nda yıkım deneyleri yapma biçimi, onların Katolikliği nasıl uyguladıklarını gösteriyor. Ben bu ülkeyi çok sık ziyaret ettim çünkü ben cehennemin kapısının, tüm ahlaksızlığın aktığı Paris şehrinde olduğunu hissettim.

Bu milletlerde, özel yaşamlarında veya toplumlarında Lord Jesus Christ’in öğrettiği büyük niteliklerin özümsemeye çalışıldığı görülebilir mi? Onlar sadece ismen İsa’nın takipçileridir. Siyasi kontrol için, bu büyük dinlerin hiçbir özü ortada olmaksızın dini kullanırlar. Hepsi para kazanıyor ve tüm bu dinlerin kaynağı olan evrensel, saf ve doğuştan gelen dini kabul etmeye istekli değiller. Ahlaki yaşamı Tanrısallık içinde anlama standartları gerçekten çok şok edicidir. Örneğin, çok içmeye inanıyorlar, çünkü İsa'nın bir düğüne gittiği ve orada sudan şarap yaptığı için Hıristiyan dininin içki içmeye izin verildiğini söylüyorlar.