2022 - https://www.bthaber.com/her-kademede-zorunlu-bt-derslerine-yer-vermemiz-mecburi/
Her Kademede Zorunlu BT Derslerine Yer Vermemiz Mecburi
Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri (BTE) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burcu Yılmaz, BTE Derneği olarak amaçlarının eğitimde dijital dönüşümün sağlanması olduğunu vurgulayarak “Öğrenci Bilişim Ağı, Dijital Yürüyüş, Ulusal Zümre gibi resmi etkinliklerimizi başarıyla tamamlamak, çocuklarımıza hak ettiği BT eğitimi fırsatları sunmak için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak ve ‘BT Eğitimi ve Eğitimde Teknoloji Kullanımı’ konusunda iş birliği yapabileceğimiz, ülkeye değer katacak daha fazla kişiye ulaşmak en temel hedeflerimizdir” dedi.
Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri (BTE) Derneği’ni tanıtarak konuşmasına başlayan Burcu Yılmaz, “BTE Derneği; BT öğretmenlerinin, bölüm akademisyenlerinin, BT eğitimi/eğitimde teknoloji kullanımı konusunda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin ve bu alanda toplumsal fayda güden kişilerin üye olduğu Ankara merkezli bir sivil toplum kuruluşudur. 560 üyesi, 4 ilde bulunan temsilcilikleri, 20 ildeki il koordinatörlükleri ve etki alanında bulunan 5000 kadar BT eğitimcisiyle toplumsal fayda amaçlı çalışmalarımızı gönüllülükle yürütmekteyiz” açıklamasını yaptı. Yılmaz, BTE Derneği olarak amaçlarının eğitimde dijital dönüşümün sağlanması olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Ayrıca okul içi ve okul dışı eğitim ortamlarının teknolojiyle güçlendirilmesi, bilişim sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi, eğitimciler başta olmak üzere tüm bireylerin çağın gerektirdiği bilgi ve beceriler ile donatılması, ‘Bilişim Teknolojileri’ eğitiminin ve eğitimcilerinin niteliğinin artırılması yönünde çalışmalar ortaya koymak için faaliyet gösteriyoruz.”
BT eğitimleri milli eğitim sistemi içinde olması gereken yeri bulamıyor
“BT eğitimcilerinin dile getirmeye çalıştığı sorunların hepsi tamamen eğitim, gelecek yani memleket sorunlarıdır” ifadesini kullanan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bazı haber kuruluşlarının beğeni kazanmak için bu konuları öğretmenlerin atama ya da norm meselesi gibi yansıtmalarından son derece rahatsızız. BTE Derneği olarak bizler üniversitelerdeki, sektördeki hatta hayat boyu öğrenmedeki BT eğitimlerinin tüm sorunlarını dert edinmekteyiz. BT eğitiminin sorunlarını özetlemenin bir yolu yok ama başlıca sorunun, BT eğitimlerin milli eğitim sistemi içinde olması gereken yeri bulamaması ve mevzuat düzenlemelerinin yapılmaması olduğunu söyleyebiliriz. BT dersi, 5 ve 6’ıncı sınıfta hatta bazı okul türlerinde sadece 6’ıncı sınıfta haftada 2 saat zorunlu olarak okutulmakta. Liseden mezun olana kadar 75.600 saat ders gören çocuklarımızın 144 saat BT dersi alarak geleceğin dünyasında var olabileceğini düşünmek bir hayaldir. Video, grafik düzenleme, sosyal medya hesaplarını yönetme gibi önce öğrencilerin teknolojiye hakimiyetini artırmak sonra bağımlılıklar, algı yönetimleri, güvenlik, kişisel veriler gibi teknoloji kullanırken zarar görmelerine engel olmak gerekiyor. Aynı zamanda algoritma geliştirme, problem çözme gibi bilişsel becerileri yükseltilmeli. Son olarak da siber güvenlik uzmanı, oyun geliştirici, yazılımcı gibi sektörün ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmeliyiz. 144 saatlik sürede tüm bu konularda başarılı olmamız mümkün değil. Her kademede zorunlu BT derslerine yer vermemiz mecburidir.”
Bilgisayar Bilimi Dersleri, 41 seçmeli ders arasından seçilmeyi bekliyor
Burcu Yılmaz, merkezi sınavlarla yapılanmış eğitim sistemimizde yerini bulamayan BT eğitimlerinin tamamen okul dışı ortamlara kaymış durumda olduğunu aktararak “Belediyeler, Kalkınma Ajansları, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi çeşitli resmi ve özel kuruluşların sağladıkları fonlarla BT eğitimine olanak sağlayacak merkezler ve BT eğitiminde kullanılan araçlar temin ediliyor. Oysa bizler biliyoruz ki bu fırsatlar ancak milli eğitim sisteminin tamamlayıcısı olabilir. Bu yatırımların ve kaynakların etkisi, milli eğitim sisteminde yerini bulamamış BT eğitimleri sebebiyle umulan düzeyde olamamakta. Lise düzeyindeki okullarda 1 ya da 2 yıl okutulabilen Bilgisayar Bilimi Dersleri, 41 seçmeli ders arasından seçilmeyi bekliyor! Sosyal Bilimler Liselerinde seçimi bile yapılamamakta. İlkokullarda ise BT dersinin, sınıf öğretmenlerince serbest zamanlarda -istenirse- okutulması beklenmekte” açıklamasını yaptı. Destekleme Yetiştirme Kursları (DYK) adıyla okul dışı zamanlarda verilen kursların sınava hazırlık kursları olarak değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Yılmaz, şu detayları paylaştı: “6 derse indirgenmiş olan DYK kurslarında BT alanından kurs açılması artık mümkün olmamakta. Yine okullarda, tiyatro, koro, drama, sportif faaliyetler gibi yapılmasına imkan veren ‘Ders Dışı Eğitim Çalışmaları’ mevzuatında BT çalışmaları yapmak üzere bir düzenleme yapılmadı. Kulüp çalışma saatleri de haftalık ders çizelgelerinden kaldırıldığı için BT eğitimine ilişkin öğrencilere fırsatlar sunmak, tamamen öğretmenlerin özverisine bırakıldı.
Bu şartlar bir domino etkisiyle; derse yatırım yapılmaması, araç gereç, altyapı, sınıf sağlanmaması, öğretmen istihdam edilmemesi hatta öğretmen yetiştiren bölümlerin kapanması, müfredatın sürekli güncellenmemesi, öğretmenlerin iş tanımlarına uygun olmayan işlerle görevlendirilmesi, öğretmenlerin yoğun bir ‘mobbing’ yaşaması gibi çok sayıda sıkıntıyı tetiklemekte. Ayrıca BT eğitiminin sürekli mesleki gelişimi benimsemiş nitelikli öğretmen gerektirmesi, bu nitelikteki öğretmenlere cazip fırsatlar sunulamıyor olması sadece devlette değil özelde de durumun çok daha kötüye gideceğinin bir göstergesi.”
Tüm paydaşlar problemlere ve ihtiyaçlara yönelik mevzuatları ortaya koymak zorundayız
“Bilişim Teknolojileri Rehberliği (BTR) gibi çözdüğünden daha fazla problem yaratan mevzuatlarla günü kurtarmaya çalışmak benimsemeye devam edebileceğimiz bir yaklaşım değildir. Tüm paydaşlar oturup gerçekten problemlere ve ihtiyaçlara yönelik mevzuatları ortaya koymak zorundayız” değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, şunları kaydetti: “Meslek liselerinde öğretmenlerin, akademik olarak elenerek en son tercih olarak meslek liselerine gelen öğrencilerin programlama gibi matematiğe dayalı alanlarda başarı göstermediklerinden yakındıklarını görmekteyiz. Son olarak da üniversitedeki BT eğitimlerinin teorik olması, kurumların yeni personeli iş başında eğitmek zorunda kalması, ‘bilmek ile öğretmek arasındaki fark’ın personel eğitiminde umulan etkiyi yaratmaması, bu sürede ciddi iş kayıpları yaşanması, nitelikli personel bulma sorununun büyümesi ve bu alanda gerecek anlamda eğitim verebilecek yeterlikteki kişilere uygun bütçeler ayrılamaması BT eğitiminin başlıca sorunları olarak özetlenebilir.”
Yılmaz, Dijital Türkiye yolculuğunda BTE olarak 2021 yılını değerlendirerek “Salgın ile başlayan süreçte, uzaktan eğitim altyapımızın ihtiyaçları, dijital içeriklerin önemi ve toplumun dijital yeterlilikleri gözler önüne serildi. Az zamanda büyük işler başarmaya çalıştık. Niteliğin istediğimiz düzeyde olması mümkün değildi ama bir başlangıç yapmak bile çok önemliydi. Öte yandan ekonomik şartlar, en iyi çocuklarını tıpa ve memuriyete yönlendiren bir grubun bilişime gözünü çevirmesini sağladı. Dijital girişimciliklerini desteklemeye çalıştığımız kitleyle problemlerimiz değişmeye, beyin göçü gibi sorunlar ilgimizi bekler hale geldi. 2021 yılı için önemli bir değerlendirmemiz de; toplumdaki BT eğitimleri konusundaki eksikliklerimizin, algı yönetimi, gerçek ötesi, etik, güvenlik, kişisel veriler, sanal aylaklık gibi teknolojinin etkili ve güvenli kullanımı konusunda sıkıntılarımızın kritik düzeye geldiği yönünde olacaktır” dedi.
Öğretmenlere okul tabanlı rehberlik hizmeti sunulmalı
“Öğretmende dijital yeterlilik yoksa topluma yansımaz” ifadesini kullanan Burcu Yılmaz, bu değerlendirmeye şöyle bir açıklık getirdi: “Herkes bu soruya öğretmenleri eğitelim şeklinde öneri getirecektir diye tahmin ediyorum. Şu an öğretmenleri eğitmek popüler bir yaklaşım. Öğretmenleri bu kadar eğitimden soğuttuğumuz bir zaman daha olmamıştır. Bir uzaktan eğitim video serisi çekelim, öğretmenler seminer döneminde izlensin şeklinde ya da küçük küçük fonlarla bir iki grup öğretmeni kısa dönemli seminerlere alarak bu yeterliliklerin gelişmesinde umulan düzeye gelemeyiz. Öğretmenlere hizmet içi ya da uzaktan eğitim imkanı sağlamak önemlidir ama asıl mesele; salgın döneminde uzaktan eğitim yazılımlarının kısa sürede öğrenilmesi gibi ihtiyaç oluşturmak, olumlu örnekleri yaygınlaştırmak, öğretmenlere okul tabanlı rehberlik hizmeti sunmaktır. Buradan başlaması gerektiğine inanıyoruz. Bu rehberlik hizmetlerinde BTR sisteminin teknik personel hizmetine dönen yapısını değil uzmanlık alanı desteği sağlanmasını kastettiğimizi de yeri gelmişken belirtmek isterim.”
Ülkeye değer katacak daha fazla kişiye ulaşmak en temel hedeflerimiz
2021 yılının hepimiz için çok zor geçtiğinin altını çizen Yılmaz, “Yıl boyunca bir sivil toplum kuruluşu olarak varlığımızı devam ettirme mücadelesi verdiğimizi samimiyetle paylaşabilirim. Bu kadar az kaynakla varlığımızı devam ettirmek bir yana bizleri ülkenin en büyük eğitim dernekleri arasına sokan gönüllülerimizle büyük işler başarmanın gururunu yaşıyoruz. 2022 yılından çok beklentimiz var ama Öğrenci Bilişim Ağı, Dijital Yürüyüş, Ulusal Zümre gibi resmi etkinliklerimizi başarıyla tamamlamak, çocuklarımıza hak ettiği BT eğitimi fırsatları sunmak için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak ve ‘BT Eğitimi ve Eğitimde Teknoloji Kullanımı’ konusunda iş birliği yapabileceğimiz, ülkeye değer katacak daha fazla kişiye ulaşmak en temel hedeflerimizdir” şeklinde konuştu.
https://www.bthaber.com/her-kademede-zorunlu-bt-derslerine-yer-vermemiz-mecburi/
2022
2021 - https://bilisimprofesyonelleri.com/bt-egitimi-ne-ister/
BT Eğitimi Ne İster?
MEB 1000 Bilişim Teknolojileri (BT) sınıfı kuruyor. BT eğitimleri, ortam düzenlemesine, araç gerece, alt yapıya en çok ihtiyaç duyan alanlardan biridir. İnternet alt yapısı, elektrik tesisatı, bilgisayar, yazıcı, drone, devre, kart, yazılım, filament gibi dersin etkisini arttıracak ihtiyaçlar büyüktür. Üstelik bu ihtiyaçlar sürekli çağın gerektirdiği şekilde güncelleme gerektirir. Çok sayıda öğrencinin yoğun kullanımına sunulan bu araçların bakım onarım masrafları da dikkate değerdir.
Velilerden bağış olarak temin edilen sınırlı kaynakları, BT sınıfları kurmak ya da bu sınıfların ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmak pek rağbet gören bir yaklaşım değildir. Bilakis, yönetici ve BT Öğretmeni çatışmalarına sebep olur. Bu sınıfların kurulması, eğitim öğretime uygun şekilde ayakta tutulması gerçek bir yönetici ve öğretmen özverisi ister. Üstelik sadece 5. ve 6. sınıfta zorunlu olan, 6 ana (!) derse indirgenmiş sınava dayalı eğitim sistemimizde yer bulamamış bir dersin öneminin farkında olmak gerçek bir bilinç ister. Bu yöneticilerimize, kaynak sağlayan veli ve hayırseverlere öğrencilerimiz adına teşekkür ederken, bu ihtiyaçların merkezi olarak karşılanmasının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek gerekir.
FATİH gibi okullara internet alt yapısı kuran, Bilişimle Üretim ya da Tübitak 4006 gibi araç gereç temin eden projeler BT eğitimine dolaylı olarak destek sağlar. Öte yandan, MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı 1000 okula BT sınıfı kurulması, BT eğitimine doğrudan destek sağlayan, tüm okullara yaygınlaşması için sabırsızlandığımız bir adımdır.
BT Öğretmenleri her durum ve şartta, çeşitli konularda ders planlayıp yürütebilecek yeterlilikte
BT eğitiminin etkisini yükseltmek için araç gereç gibi imkanların önemi büyüktür ama öğretmenlerin her durum ve şartta, çeşitli konularda ders planlayıp yürütebilecek yeterlilikte olduğunu yeri gelmişken vurgulamak gerekir.
BT eğitiminde öğrencilerin teknolojiye hakimiyetini arttırmak (video, grafik düzenleme, sosyal medya hesaplarını yönetme vb.), teknoloji kullanırken zarar görmelerine engel olmak (bağımlılıklar, algı yönetimleri, güvenlik, kişisel veriler vb.), bilişsel becerilerini yükseltmek (algoritma geliştirme, problem çözme vb.) sektörün ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmek (siber güvenlik uzmanı, oyun geliştirici, yazılımcı vb.) amaçlanır. Bu sebeple BT eğitimi araç, ortam, bilinç, özveri, kaynak ister ama hepsinden daha önemlisi bu becerileri kazandıracak nitelikte öğretmen ister. Hem iyi eğitilmiş, hem de sürekli mesleki gelişimi yaşam şekli haline getirmiş öğretmen ister.
BT Eğitimleri Okul Dışı Ortamlara Kaymış Durumda
Dersi milli eğitim sistemi içinde olması gereken yeri bulamayan BT eğitimleri, okul dışı ortamlara kaymış durumdadır. Çeşitli bakanlıkların, belediyelerin, kurum ve kuruluşların bünyesinde devlet ve özel kurumların sağladığı fonlarla çok sayıda proje ve eğitim yürütülmektedir. Fakat yürütülen çalışmalar, milli eğitim sisteminde yapılandırılmış bir eğitimin tamamlayıcısı olarak planlanmadığı ve gönüllü, geçici ya da düşük bütçe ile çalışacak eğitimcilerle yürütülmeye çalışıldığı için umulan etkiyi yaratmamaktadır.
Dersin milli eğitim sisteminde yerini bulamaması, meslek lisesi gibi sektöre personel yetiştiren okullara akademik başarısı yüksek öğrencilerin yönlendirilememesi, öğretmen yetiştiren bölümlerin kapanma durumuna gelmesi, lisans eğitimlerinin teorik kalması gibi sebeplerle sektörün ihtiyaç duyduğu işgücünün yetişmesinde sıkıntıların büyüyeceği, kendi kaynaklarıyla kendi personelini işbaşında eğitim yoluna giden şirketlerin iş kayıplarının artacağı, yetiştirdiği personeli elinde tutamamanın getirdiği sıkıntıların artacağı öngörülebilir.
Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder diyen İbn-i Sina’nın sözüne gönderme yaparsak, BT eğitimi, bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için, devlet politikası, vizyoner yönetici, özveri, bilinç, nitelikli öğretmen, mesleki gelişim, destek, kaynak ve en önemlisi itibar görmek ister.
https://bilisimprofesyonelleri.com/bt-egitimi-ne-ister/
2021
2020 - https://sites.google.com/view/burcuyilmaz/notlar#h.3994f4jj5l9x
Değişime Olan Direnç Bir Gün Gelir Kırılırsa!
Eğitime harcanan, emek, zaman ve ekonomik kaynaklardan beklenen faydanın elde edilememesi, toplumsal/bireysel ihtiyaçların ve emek kavramının tamamen değişmesi, yeni okul ve eğitim modellerinin hayata geçirilmesini mecburi kılmaktadır. Bu geçiş, eğitim sistemini, okulları ve eğitim yöneticilerini popüler bir yaklaşımla suçlamanın, malum olanın ilanının ve pratikte uygulanamaz önerilerin raporlaştırılmasının ötesinde, çağın getirilerinin değerlendirilip, eldeki sınırlı kaynakların bu ihtiyaçların karşılanması amacıyla harcanması ile sağlanabilir.
Sanayi toplumunun ihtiyacı olan iş gücü, yerini, beceriye, problem çözmeye, yaratıcılığa dayalı “düş birliğine” ve telif, patent değeri olan, yüksek teknoloji ürünü geliştirebilecek inovasyona bırakmıştır. İlham verme becerisine sahip, okulu duvarların dışına taşıyan eğitimciler, deneyim biriktiren, beceri geliştirmiş, sahici merak sahibi öğrenciler ve okulu/okul dışını/çevrimiçi ortamları bütün olarak kullanarak birbirlerine esin kaynağı olacak gelişmelerin merkezi haline getiren, yöneticiler, eğitim-öğretimin yeni baştan kurgulandığı süreci başlatmış bulunmaktadır.
Yaşanan paradigma kırılması o kadar büyüktür ki, değişime direnç gösterme eğilimiyle, var olanı yüzeysel değişikliklerle devam ettirme kısırdöngüsüne giren eğitimciler bile, gerçek anlamda günümüzün toplumsal ve bireysel ihtiyaçlarını karşılayacak sisteme uyum sağlamak zorunda kalacaktır. Bilgiye dayalı olmayan, “ortalama” kriterlerine dayalı kitle eğitim modelinden, beceriye, deneyime, sürekli gelişime, bireysel özelliklere ve etkileşime dayalı, karma bir modele geçişteki başarımız, bu paradigma kırılmasının kişileri karşı karşıya bıraktığı “işlevsiz kalma” sorunu ile mücadelemizde en belirleyici husus olacaktır.
Sistem Değişikliğinde, Risk ve Hata Payı
Eğitim öğretimde, bilimde, inovasyonda, yaratıcı düşünmenin ve gelişimin temelini oluşturan hata yapma ve hatalardan ders çıkarma olgusu, sadece öğrenciler için değil yeni modeller geliştirecek ve uygulayacak yöneticiler için de önemlidir. Nasıl ki, doğru olanı öğretme değil, doğru olana götürecek farklı seçenekler arama becerisi geliştirmek öğrenciler için önemliyse, yöneticiler için de mevzuat uygulayıcısı olmaktan çıkıp, farklı seçenekler üretecek beceriye sahip olmak, çocuklara bu becerilere sahip olabilecekleri ortamlar sağlamak bir o kadar önemli hale gelmiştir.
Karma modellere ve teknolojiyle değişen eğitim sistemlerine ilişkin öneri getiren kuramcılar, gerekçelerini desteklemek için saha araştırmacıları kadar fiziksel veriye/kanıta sahip değildir. Teknolojik gelişmelerin tetiklediği yoğun rekabet ortamı, kuramcıların fikirlerini haklı ya da haksız çıkaracak zamanın geçmesini bekleme ya da sonuçlarından emin olma lüksüne sahip olamayan politika geliştiricilerinin isabetli öngörüde bulunmalarını zorlaştırmaktadır. Öte yandan yenilikçi çalışmalar, yüksek risk, büyük hata payı ve muhtemel başarısızlık ihtimalleriyle yürütülmek durumundadır. Bu sebeple farklı seçenekler arayan, yenilikçi politika üreticileri ve eğitim yöneticileri, değişime direnç gösterenlerin, kaygı imparatorluğu kurmaya çalışanların, yetersizlik hissine kapıldığı için negatif tutum içinde olanların, “konfor alanı”ndan çıkmak istemeyenlerin ve çıkar sahiplerinin sebep olduğu olumsuzluklara, linç kültürüne hedef olmaktadır. Bu da yeni yaklaşımların hayata geçirilmesine imtina etmeleri, sorumluluk almaktan kaçınmaları, çözüm odaklı olmamaları ve inisiyatif kullanmamaları ile sonuçlanmaktadır. Oysaki değişen sistemin ilk ve en önemli basamağı hata yapmanın, denemenin, denemelerden dersler çıkarmanın önce yönetim basamağı için, sonra tüm paydaşlar için kabulünü sağlamak olmalıdır. Sistem değişikliğinde, Beceri Atölyeleri, Bilişimle Üretim gibi çalışmaları sahiplenecek, farklı seçenekler üretecek “bilişsel esnekliğe”, “çağrışım duvarları”nı yıkmaya, “kesişimsel inovasyonu” desteklemeye uygun eğitim ortamları sağlamak bu yöneticiler ile mümkün olacaktır.
Özellikle edindiğimiz bilgi, beceri ve yaratıcılığımızın hatırı sayılır bir kısmının okul dışındaki ortamlarda ve öğretmenlere rağmen edinildiği gerçeği ile yüzleşmemiz durumunda, yöneticilerin görev tanımlarının yaratıcılığı besleyen sanattan mahrum, beceri geliştirmekten uzak okullarımızı, “eğitim öğretime hazırlamak” değil, her ortamı eğitim öğretim için kullanmak ve ortamları yeniden yapılandırmak olduğunu söyleyebiliriz.
İş Birlikleri, Etkileşim, Esinlenme: İnisiyatifler, Topluluklar, Platformlar,
Öğretmen Ekosistemleri
Bir mesleki gelişim modeli olarak sunulan BTE Derneği Ulusal Zümre Toplantıları, akademisyen, öğretmen, öğretmen adayı, sektör temsilcisi ve kamu kurumu yetkililerinin belli amaçlar ve kriterlere göre seçilerek bir araya getirildiği, topluluk iş birliğinin önemli bir örneğidir. Meslektaş paylaşımlarının, atölye çalışmalarının, panel, seminer gibi etkinliklerin yer verildiği zümre toplantılarının asıl can alıcı noktası, sunulan problemlere eğitimcilerin çözüm ve seçenek üretme arayışlarıdır. Çözüm arayışına sadece BT öğretmenleri değil, akademisyenler, farklı alan öğretmenleri, sektör temsilcileri hatta aileler katılarak farklı bakış açıları sunar. Bu çözüm noktaları tartışılırken grupların oluşturulması, tartışma şekilleri, tüm katılımcıların yükseltilen iletişimi en ufak ayrıntıya kadar planlanır. Alınan kararlar ve hayata geçirilecek etkinlikler tartışılarak, bambaşka çalışma şartlarına ve imkanlara sahip eğitimcilerin ve paydaşların, ortak akıl yöntemi ile ürettiği seçenekler değerlendirilerek belirlenir. Gerçek bir probleme çözüm üretmek için planlanacak her türlü etkinlik (ister çevrimiçi, ister yüzyüze), öğrenciler için olduğu kadar öğretmenler hatta yöneticiler için de önemlidir.
Öğrenci Ekosistemleri
Eğitim öğretimin hapsedildiği sınıf duvarlarına sığamaz olduğu gerçeği, her geçen gün daha fazla kabul görmektedir. Mevcut okul düzeninin savunucusu olan gelenekçiler ise her şeye rağmen okulun öğrenciler için en güvenli sosyalleşme ortamı olduğu savını ileri sürmektedir. Oysaki övgüler alan sosyalleşme ortamı, öğrenci etkileşimini, akran öğrenmesini, iş birliklerini, takım çalışmasını, fikir geliştirilmesini, ilgi alanlarına ve becerilere yönelik ekipler kurulmasını, inovasyonu kısaca yeni yüzyıl becerilerini geliştirmekten çok uzaktır. Sergi, gezi gibi etkinliklerin kısmi olarak etkileşimi ve eğitim öğretim etkinliklerini desteklediği söylenebilir. Fakat, sınav sistemi çıkmazı, yoğun haftalık ders çizelgeleri, önemi kavranamamış sanat eğitimi, sözde varlıklarıyla “ders dışı eğitim çalışmaları” (kulüp, egzersiz, sosyal etkinlik yönetmelikleri vb.), herkese tanınamayan fırsat eşitliği gibi faktörler, olması gereken ekosistemi oluşturmaktan çok uzaktır. Öğrencilerin inisiyatif, topluluk, platform gibi belli bir amacı gerçekleştirmek için, ilgi ya da becerilerine göre bir araya gelebilecekleri bir ekosisteme dahil olmaları akran öğrenmesi ve sorumluluk alma açısından da önemlidir. Okullarda öğretmen merkezli yürütülen bu etkinlikler, -öğrenme sürecinde olduğu gibi- “kontrol duygusu”nun öğrenciye verilmesi ve öğrencinin kendi öğrenme sorumluluğunu almasıyla daha başarılı olabilir. Usta-kalfa-çırak hiyerarşisine benzer bir yapıda kurgulanan ekosistemler başarı güdüsünün tatmini ve erdem kazanılması/değerler eğitimi açısından da önemli bir amaca hizmet edebilir. Ülkedeki bilişim alanında yapılan etkinliklerde başarı göstermiş öğrencilerin, öğretmenlerinin referansıyla dahil oldukları, kendi içinde usta, kalfa çırak şeklinde yapılandıkları, çevrimiçi toplantı, sohbet yaptıkları, ortak proje geliştirdikleri, etkinlik düzenledikleri, başarılı çalışmalarını paylaştıkları, birbirlerinin sorularını cevapladıkları, uygun konuklar davet ettikleri çevrimiçi sunum yaptıkları vb. bir ekosistem sanattan, müziğe her disipline uygulanabilir. GitHub gibi platformların benzer şekilde kurgulandığı söylenebilir. Okuduğu kitabı betimlemeli video haline getirip görme engellilerin erişimine açmak gibi sosyal fayda amaçlı ekosistemler de kurulabilir.
Öte yandan ekosistemlerde, sürü psikolojisi ya da başkalarının aklından etkilenme durumları her zaman risk faktörü olarak değerlendirilebilir.
Ölçme ve Değerlendirme, Mikro Yeterlikler, Sertifikalandırma ve Portfolyolar
Tüm öğrencilere, kaderini değiştirme şansı sağlayacak eğitimi eşit olarak veremediğimiz için, ayrımı makul gösterme çabası ile yapılan merkezi sınavlar, ölçme ve değerlendirmeden çok sıralama amacına hizmet etmektedir. Her türlü faktörden etkilenen ve geçerlik/güvenirlik açısından tartışmaya açık ölçme araçlarına dayandırılan karneler/belgeler ise temel olarak öğretim programındaki “bilgi”nin ölçümüne dayanmaktadır. Nispeten ölçümü kolay olan bilginin ölçme-değerlendirme sürecinde bile ciddi sıkıntılar yaşanıyorken, bilginin kullanımı, bilişsel süreçler, yeterlikler, yaratıcılık, beceri vb. ölçülmesinde yaşanacak zorluklar tahmin edilebilir. Bilginin ispatı olan diplomayı alabilmek ama ihtiyaç duyulan yeterlikleri edinememiş olmak büyük hüsran yaratmaktadır. Bu hayal kırıklığı ölçüp değerlendiriyormuş gibi yapmaya devam edemeyeceğimiz boyutlara ulaşmıştır. Öte yandan, diplomalarla kazanılmış olduğunu varsaydığımız yetkinliğin güncel ve geçerli olduğunun ispatı için, sürekli diploma yaması olarak tanımlayabileceğimiz sertifikalar ve katılım belgeleri edinmek gereklidir.
Sürekli gelişim, önümüzdeki günlerde birden fazla kez meslek değiştireceğini ve şu an var olmayan meslekleri icra edeceğini öngördüğümüz öğrencilerin hayatlarının önemli bir parçasıdır. Bu gelişimin göstergesi, bilgiye dayalı sınavlardan aldıkları puanlar değil, bilgiyi kullanma şekilleri, problemlere getirebildikleri çözümler, yenilikçi fikirler, çağın araçlarını kullanarak geliştirecekleri ürünler ve ortaya koydukları inovasyon olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde öğrencilerin kendi seçimleri ile hazırlayacakları, sadece ders içi- değil ders dışı çalışmalarını da içeren bir çeşit dijital portfolyonun amaca daha iyi hizmet edeceği değerlendirilebilir. Bu açıdan bakıldığında GitHub gibi örnekler, portfolyo özelliği açısından da önemlidir. Aldığı dereceler, hazırladığı ürünler, akademik başarısı vb. ile sınırlı kalan portfolyolarda, deneyim (yarışmada derece alması değil katılması, gönüllü çalışması, yaptığı bir iyilik vb.), başarısızlıklarından çıkardığı ders, okul dışı amaçlar için geliştirdiği ürünler (Youtube’a yüklediği bir içerik, kardeşi için yaptığı bir oyuncak vb.) özgeçmiş/özgelecek bilgileri de portfolyolarda dikkate değer olmalıdır.
En az bu yetkinliklerin ispatı kadar önemli bir diğer konu ise hangi yetkinliklerin kazanılacağına ilişkin öğrencinin hedefler belirleyebilmesidir. Bunun için öğrencilerin önce, kendi ilgi, beceri ve potansiyellerini keşfetmesi gereklidir. Bu beceri ve potansiyeli keşfeden öğrenci, bunları geliştirme ile devam eden “kendini gerçekleştirme” sürecine girecektir. Fakat en büyük sıkıntıyı becerilerini başkalarıyla kıyaslayıp, becerilerine uygun eşleştirmeler yapacağı ve geliştirmeye yönelik yol haritası çizeceği süreçte yaşamaktadır. Sadece yakın çevresindeki arkadaşlarının karne notları ve 6 derse ilişkin yapılmış merkezi sınav puanları dışında öğrencilerin kendi yetkinliklerine hakkında bir fikir edinmesi pek mümkün gözükmemektedir. Öğrencilerin beceriye dayalı yetkinliklerini, hatta ürünlerini kıyaslayabilecekleri girişimler, şenlik, yarışma, proje pazarı, sergi vb. etkinlikler eğitimde önemli bir çalışma alanı olarak düşünülmelidir. Öğrencilerin kendi yeterliklerini kıyaslama ve başkalarının ürünlerini inceleme imkanı veren platformlar bu açıdan önemlidir. Bulut üzerinde çalışan mühendislik ve tasarım programlarında, kullandığınız komutların analizini yaparak yetkinliğinizi tespit eden, kullandığınız komutlar arttıkça profilinize yetkinlik derecenizi gösteren mikro sertifikalar ekleyen, ve derecenizi tüm kullanıcılarının verileriyle kıyaslamanızı sağlayan sistemler akademik başarıya bile uygulanabilir ve öğrencilere kendi durumları hakkında fikir verebilir.
https://sites.google.com/view/burcuyilmaz/notlar#h.3994f4jj5l9x
2020
2022- https://sites.google.com/view/burcuyilmaz/notlar#h.iv2k9r88hbxr
İçinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanan dijital dönüşüm, üretimi, yaşam biçimlerini, alışkanlıkları, davranışları, ekonomik güçleri ve en önemlisi eğitimi büyük ölçüde değişime zorlamıştır. Dijital dönüşümü hızlı bir biçimde gerçekleştirmeyi hedefleyen toplum Teknolojileri(BT) ve bu teknolojilerin eğitimde sağladığı fırsatlar şirketlerin kendi bünyelerindeki eğitim politikalarını geliştirmelerine sebep olmaktadır. Özellikle bilginin hızla değişmesi şirketleri elemanlarını sürekli İçinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanan dijital dönüşüm, üretimi, yaşam biçimlerini, alışkanlıkları, davranışları, ekonomik güçleri ve en önemlisi eğitimi büyük ölçüde değişime zorlamıştır. Dijital dönüşümü hızlı bir biçimde gerçekleştirmeyi hedefleyen toplumlar, eğitim, medya, pazarlama vb. dijitalleşen tüm sistemlere uyum sağlayabilecek ve katma değeri yüksek teknoloji ürünü geliştirecek bireylerin yetiştirilmesi için harekete geçmişlerdir. Okul öncesinden başlanarak hayat boyu ve sürekli eğitim bağlamında bir bilişim eğitimi için acilen alınması gereken önlemler şunlardır.
1. Kritik öneme sahip bir dersin seçmeli olarak okutulması mevcut sistemimizde uygulanamazdır. Her kademede zorunlu Bilişim Teknolojileri (BT) Dersleri okutulmalıdır.
İlkokullarda sınıf öğretmenlerince okutulmak üzere bir müfredat hazırlanmıştır. Fakat ders haftalık ders çizelgelerinde yer almadığı için okutulmamaktadır.
İngilizce ağırlıklı program uygulayan ortaokulların 5. sınıflarında herhangi bir BT dersi okutulmamaktadır.
Sosyal Bilimler Liselerinde BT dersleri okutulmamaktadır.
7. 8. 9. 10. 11. ve 12. sınıflarda ders seçilmediği durumlarda okutulmamaktadır.
K12 için Avrupa’da yapılan çalışmalar ve geliştirilen eğitim çerçeveleri (Informatics Framework for Schools, Informatics4all ve benzeri çalışmalar) değerlendirilmeli ve eğitim sistemine entegre edilmelidir.
2. Zorunlu BT Dersinin yanında dijital oyun geliştirme, robotik, programlama, yapay zeka vb. ilave seçmeli dersler getirilmeli, her kademede ve sınıfta seçimi mümkün olmalıdır.
Toplamda 40 farklı ders bulunan seçmeli ders havuzunda, BT alanına ilişkin tek bir ders bulunmaktadır.
Her sınıf kademesinde seçmeli ders seçilememektedir.
3. Ders dışı eğitim ortamlarında BT Dersine yönelik kazanımların geliştirilmesi için düzenlemeler yapılmalıdır.
BT Dersinden Destekleme ve Yetiştirme Kursu açılamamaktadır.
Okullarda yürütülen, koro, tiyatro, okul takımı vb. ekip çalıştırılmasına imkan tanıyan yönetmelikte BT Öğretmenlerinin BT Ekibi çalıştırabilmesi için bir düzenleme yapılmamıştır.
BT eğitimleri ailelerin maddi imkanlarına ve öğrencilerin bireysel ilgilerine yönelik olarak okul dışına kaymış durumdadır. Okulda kulüp çalıştırılabilecek ders saatleri haftalık ders çizelgelerine tekrar getirilmelidir.
K12’deki tüm derslerde bilişim araçlarının etkili ve verimli kullanımı desteklemelidir.
4. Dersin araç gerek materyal ve alt yapı gerekleri karşılanmalıdır.
BT sınıfı kurma, alt yapı, bakım onarımını sağlama, derste kullanılacak malzemelerin temini vb. ihtiyaçlar okulun bağış gibi sınırlı kaynakları ile karşılamaya çalışmaktadır. Öğretmen ile okul yönetimleri arasında çatışmalar yaşanmaktadır.
Dersin kazanımlarına yönelik dijital içerikler ve materyaller yetersizdir.
5. BT eğitimcilerinin yetiştirilmesine, istihdamına, uzmanlıklarını okullara aktarmalarına ve mesleki gelişimine yönelik düzenlemeler yapılmamaktadır.
Okullarda ders seçilmediği için öğretmen atanamamakta, öğretmen olmadığı için ders seçilememektedir. Dersi seçilmeyen öğretmenler norm fazlası olarak okul değiştirmek, birden fazla okulda çalışmak, öğretmenlik görev tanımı dışında iş ve işlemlerde çalışmak zorunda kalmakta, etkili bt dersi yürütememektedir.
BT Öğretmeni yetiştirerek bilişim eğitiminin sürdürülebilir bir biçimde yürütülebilmesi, tüm eğitim sisteminin dijital dönüşümünün sağlanması ve eğitimde etkili teknoloji kullanımı için önemli misyona sahip olan BÖTE vb. üniversite bölümleri kapatılmaktadır.
Ders seçimi öğretmen atanmasına imkan verecek sayıda olmadığı için “ücretli” olarak MEB dışından kişiler görevlendirilerek ihtiyaç giderilmeye çalışılmakta, verilen ücretin makul miktarın altında olması sebebiyle ücretli olarak görevlendirilen öğretmelerin devamı mümkün olmamaktadır.
Okul yönetimleri ders seçimlerine müdahale ederek öğretmenlerin okul değiştirmelerine sebep olmaktadır.
Okulların dijital dönüşüm bağlamında ihtiyaç duydukları rehberlik hizmetleri, geçici olarak görevlendirilen öğretmenlerle ve belirsiz görev tanımlarıyla, her ilde hatta okuldan okula değişen uygulamalarla zaman zaman dayanaksız mevzuatlarla yürütülmeye çalışılmaktadır.
Hayat boyu öğrenmeye bağlı halk eğitim merkezlerinde çok sayıda BT alanına ilişkin modül bulunmasına rağmen BT Öğretmenlerine yönelik düzenlemeler yapılmamaktadır.
BT eğitimcileri, sürekli mesleki gelişim ihtiyaçlarını kişisel çabaları ile karşılamaktadır.
6. Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli BT elamanlarının yetişmesine ve sürekli mesleki gelişime imkan verecek eğitimler yapılandırılamamıştır.
Çok sayıda meslek lisesinde BT alanları kapatılmaya başlanmıştır.
Meslek liselerine akademik alt yapıları eksik öğrenciler yönlendirilmekte, sektörünün ihtiyaç duyduğu niteliklerde öğrenci yetiştirmek amacıyla kurulan tematik liselerde bile bu seçime, öğrencilere cazip gelecek düzenlemelere gidilmemiştir.
2022
2021- https://bte.org.tr/zoom-bombing-burcu-yilmaz/
Bir BT Eğitimcisi Gözüyle Zoom Baskınları:
Pandeminin yaygınlaştırdığı bir terimi Bilişim Teknolojileri Eğitimcisi olarak değerlendireceğim. “Zoom bombing” olarak dünyada yayılan, dilimizde Zoom baskını olarak çevirebileceğimiz bu terim, “internet trolleri”nin ya da eğlence anlayışı çarpık kişilerin, oturumunuza katılarak, küfür, hakaret, nefret söylemleri içeren, yazılı sözlü görsel mesajlar paylaşması anlamına geliyor.
Alınabilecek güvenlik önlemleri, firmalarca ve kurumlarca arttırılıyor, bilgilendirmeler yapılıyor, kurallar belirleniyor ve hatta kısıtlama yasaklara gidilmek durumunda kalınıyor. BT Öğretmeni meslektaşlarım, uzaktan eğitimin nasıl gerçekleşeceği ve nasıl güvenlik önlemleri alınabileceği konusunda da okullarında özveriyle destek sağlıyorlar. Ama ben BT Öğretmenlerinin uzmanlıklarına dayalı pedagojik bilgi gerektiren bazı konuların altını çizmek istiyorum. BTE Derneğine yapılan başvurularda bu davranışta bulunan öğrencilerin nasıl tespit edileceği, nasıl cezalandırılacağı yönünde yardım istendiğini görüyorum. Bir eğitimci olarak öğrencilerin cezalandırılması gibi sonrasında değil, eğitilmesi gibi öncesinde yapılabilecekler ile ilgileniyorum. Biz BT Eğitimcileri çocukları hayata hazırlıyoruz ve teknoloji artık yaşamak zorunda oldukları gerçek hayatı şekillendiriyor.
Bizim işimiz eğitim.
Eğitimciler olarak neler yapabiliriz
Sadece BT Öğretmenlerinin değil her öğretmenin kendi dersinde Zoom baskınlarına karşı öğrencileri bilgilendirmesi önemlidir. Öğrenciler sınıfa bir yabancının girebileceği, tüm dünyada kötü durumlara sebebiyet veren kişi ve gruplar bulunduğunu, bu kişilerin öğretmenlerin ya da programların bir boşluğunu yakalamayı fırsat aradığını kendi öğretmenlerinin ağzından duymalıdır. Öğrencilerin kendi ismiyle ya da sınıftan birilerinin ismiyle bu davranışların yapılabileceği, hatta bunları maddi çıkar karşılığı yapan kötü amaçlı kişiler bulunduğu anlatılmalıdır.
Giren kişilerin amaçları ve yapılan davranışın neden yanlış olduğu öğretmenlerce açıklanmalıdır. Ayrıca giren kişilerin profilleri çizilerek internet trollerinin öğrenciler arasında itibar ve takdir kazanmasının önüne geçilmelidir.
“eğitim seviyesi düşük olan kitleleri küfür ve birinin zor durumda kalması ile güldürmenin kolay olduğu, ama eğitim seviyesi yükseldikçe bu davranışların komik ya da güzel bulunmadığı, sporda, sanatta, derslerde vb. başarılı olamamış kişilerin kendilerine böyle gerçek olmayan başarılar aramak zorunda hissettiği, genelde ilgi ve sevgiye aç muhtemelen ailesinde ya da sosyal hayatında kötü şeyler yaşamış kişiler olduğu, kişisel hırs ve intikam gibi kötü duygularla mücadele edemeyen zayıf kişilerin birini incitmeye çalıştığı, genellikle nazik, naif öğretmen ve öğrencileri seçerek daha fazla eğlendikleri vb. “
Bu kişilerin dersleri sabote etmesinin Bilişim Suçu olduğu kadar bireyin eğitim hakkını engelleme kapsamında yasal olarak yaptırım ve cezası bulunan bir davranış olduğu ifade edilmelidir.
Derste böyle bir durum yaşandığında dersi sabote eden kişinin nasıl bir tepki almayı beklediği (öğrencilerin gülmesi, öğrencilerin sinirlenmesi, öğretmenlerin üzülmesi, telaşlanması, kızması vb.) bu tepkileri sınıf ve öğretmen göstermezse ne olacağı açıklanmalıdır.
Öğretmen böyle bir durum yaşanırsa kendinin nasıl bir tepki vereceğini (kişiyi sınıfımdan atacağım, paylaşımlarını sileceğim, konunun dersi bölmesine izin vermeden devam edeceğim vb.) öğrencilere anlatmalıdır.
Öğretmenler böyle bir durum yaşanırsa, öğrencilerinden nasıl bir tepki vermelerini (gülme, kızma gibi tepkiler vermemenizi, derse hiçbir şey olmadan devam etmenizi, bu konu hakkında bir bilginiz varsa dersten sonra benimle özel olarak paylaşmanızı vb) istediğini açıklamalıdır.
Öğrencilerin tespit edilmesine yönelik bir süreç izlenmesi tercih edildiğinde büyük bir gizlilik ile yürütülmesi gerektiği, kişilerin başka okul öğrencisi ya da öğrenci bile olmayan kişiler olabileceği dikkate alınmalıdır.
https://bte.org.tr/zoom-bombing-burcu-yilmaz/
2021
2013- http://www.bilisimdergisi.org.tr/s153/pdf/68-69.pdf
Şirketler gözünü “Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri ”ne dikti
Bilişim Teknolojileri(BT) ve bu teknolojilerin eğitimde sağladığı fırsatlar şirketlerin kendi bünyelerindeki eğitim politikalarını geliştirmelerine sebep olmaktadır. Özellikle bilginin hızla değişmesi şirketleri elemanlarını sürekli geliştirme ile oyunda tutma yarışına katılmaya zorlamakta, e-öğrenme, uzaktan eğitim, sanal sınıf, hizmet-içi eğitim, hayat boyu öğrenme gibi kavramları iş hayatında daha fazla duyacağımızı bizlere hatırlatmaktadır.
Kanunumuzda bir “ihtisas mesleği” olarak tanımlanan öğretmenliğin eğitimle kazanılan bu uzmanlığına, özellikle öğretmen ile öğrenenlerin ayrı mekânlarda bulunduğu bu tarz eğitimlerde daha da fazla ihtiyacımız bulunmaktadır.
Hedef kitlenin konuya ilişkin önbilgilerinin tespit edilmesinden, konsantrasyon süresine, verilebilecek mesaj sayısından, kullanılabilecek renklere, değerlendirme sürecindeki soru niteliğinden bilginin sunuş şekline kadar çok sayıda noktanın uzmanlıkla dikkate alınmasını gerektiren bu süreçte şirketlerin eğitimin kalitesini belirleyecek nitelikli eğitimcilere yönelmesi kaçınılmazdır.
Okullara BT Öğretmeni yetiştirmenin yanı-sıra özel sektörün bu ihtiyacını gidermek adına Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümleri eğitim vermektedir. 77 üniversitemiz bünyesinde kurulmuş olan bu bölümlerden 52’si öğrenci almaktadır.
Bu yıl 7.si düzenlenecek olan BÖTE Öğrenci Kurultayında bu eğitimciler ile sektörün bir araya getirilmesi hedeflenmekte. 4-5-6 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan kurultayın tüm organizasyonu ULUSAL BÖTE ÖĞRENCİ KONSEYİ’nin genç ve dinamik ekibi ve ev sahibi Bahçeşehir Ünivesitesinin Kurultay Düzenleme Komitesi tarafından yapılıyor. Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği’nin genç kolu olan bu güzel ekip kurultay programında özellikle sektörün önde gelen temsilcileriyle öğrencileri bir araya getirmek için çalışmaları yoğunlaştırmış durumda.
Katılımın 2000 kişi ile sınırlı olacağı kurultayın web sitesine www. botekurultayi.com adresinden ulaşabilirsiniz.
http://www.bilisimdergisi.org.tr/s153/pdf/68-69.pdf
2013
...
BİLİŞİM, ismi matematik ve dil eğitimiyle birlikte anılan temel bir disiplin alanı olarak,HERKESİN eğitiminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu temel eğitimden çocuklarımızı mahrum etmemiz, içinde bulunduğumuz günlerdeki, eğitimimizi, kazandığımız becerileri, rekabet etme gücümüzü, üretimimizi, iletişim şekilerimizi, algılarımızın oluşmasını, sosyal ilişkilerimizi, iş hayatımızdaki başarımızı, boş zaman aktivitelerimizi yani TÜM HAYATIMIZI etkiledi. Liselerde BT Dersi okutmak gibi adımları hala atamamış olmamız da gelecekte var olup olmayacağımızı belirleyecek.
2014
Bilişim Teknolojileri sınıfında bulunan araç gereç ve donanımların idari odalar başta olmak üzere okulun başka birimlerinde kullanılmak üzere dağıtılması
Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinin okulun web sitesi, not girişi, bilgisayarların bakım onarımı gibi teknik ve idari işlerde ya da angaryalarda kullanılmak istenmesi
Kütüphane yazılımı kurma, kitap girişi yapılması
Okul zil programının ayarlanması
Okul dergisinin dizgi ve tasarımı
Konferans salonlarında projeksiyon kurumu