Değerli protokol üyeleri, değerli öğretmen arkadaşlarım, kıymetli veliler ve sevgili öğrencilerim!
Bir işi en kolay haliyle, verimli, hızlı ve maliyeti en az olacak şekilde yapma ihtiyacı, ülkelerin kalkınma stratejilerinde yer almaktadır. Bu ihtiyaç teknolojik bir pazar oluşturmuştur. Her geçen gün icatlara yenisinin eklendiği, toplumların yarıştığı bir çağda bu pazara kayıtsız kalınamaz. Bu açıdan bakıldığında teknolojiyi kullanmanın yanı sıra teknolojiyi üretmenin önemi de artmaktadır. Belki yıllardır, televizyon, bilgisayar, akıllı telefon gibi araçlara olan ihtiyacımızı ödeyebilmek için emeğimizi ve kas gücümüzü tercih ettik. Bu yüzden çok çalıştık, çok yorulduk ama arzuladığımız kadar ilerleyemedik.
Yapay zekâyı konuştuğumuz bugünlerde robotların hayatımızda daha fazla yer alma olasılığı yüksek bir öngörüdür. Çünkü herkes bir gün evinde temizlikçi bir robota, bebek bakıcısı olan bir robota, hasta bakıcısı olan bir robota, gece yaşlılarımızı, çocuklarımızı hatta bizleri kontrol eden, evin güvenliğini sağlayan nöbetçi bir robota ihtiyaç duyabiliriz. Çocuğumuzu okula götürüp alan, evde çeşitli aktiviteler ile eğitimini geliştiren, alışverişimizi yapan ve muhasebemizi tutan, yaşlılarımızı hastaneye götürüp, ilaçlarını takip eden bir robota ihtiyaç duyabiliriz. Kısacası sevdiklerimizi emanet edeceğimiz ve gözümüzün arkada kalmayacağı birine ihtiyaç duyabiliriz. Belki de yakın zamanda robotları eğlence, bilim, spor, sanayi, eğitim, sağlık gibi pek çok alanda kullanacağız ve onlara kendi sıfatlarımızı vereceğiz. Örneğin; ünlü futbolcu ya da basketbolcu olan bir robottan, ameliyatları yapan ünlü profesör bir robottan bahsedebiliriz. Belki de versiyonuna göre bizlere daha iyi hizmet sunan robotlardan bahsedebiliriz. Peki ya bunları satın mı alacağız, her versiyonuna para mı vereceğiz, yoksa biz de bu robotlardan tasarlayabilecek miyiz?
Bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmeni olarak bu öngörülerimi gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyor ve gelecek günlerde yapacağımız işlerin bu minvalde bana düşen sorumluluğunu biliyorum. Tüketmek yerine üretmeyi, kabul etmek yerine sorgulamayı, zannetmek yerine azmetmeyi tercih eden merak eden, araştıran, koşuşturan, heyecanlanan ve heyecanlandıran nesiller yetiştirmek en büyük arzumuz.
Bu amaçlarla öğrencilerimle birlikte çıktığım bu yolda bir yıl geçirdik. Algoritmasından, tasarımına, kodlamasından, elektronik kurgusuna kadar birçok alanda robotik çalışmalar yaptık. Belki dünya için küçük adımlar oldu ancak bahsettiğim yolda adım atmanın gururu içindeyiz. Aynı zamanda bugün burada öğrencilerimle birlikte çalışmalarımızı sergileyebileceğimiz TÜBİTAK’ın 5 tam puan üzerinden 4,31 puan alarak üstün başarı olarak nitelendirdiği ve desteklediği, TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarının açılışını gerçekleştirmenin mutluluğu içindeyiz.
Derslerimde hep dile getirdiğim, M.Ö 500 yıllarında yaşamış olan Konfüçyüs’ün öğrenmeyi tanımladığı ve çok etkilendiğim bir sözünü burada da dile getirmek istiyorum. "Duydum unuttum. Gördüm, hatırladım. Ancak yapınca öğrendim.” Bu doğrultuda, öğrencilerimin uzun bir yolculukta projelerinin her bir adımında kendilerinin yaparak yaşayarak gerçekleştirdiklerini vurgulayarak bin bir emeklerinden dolayı onları kutluyorum.
Sözlerimi burada noktalarken sabrıyla, desteğiyle bana yardımcı olan öğretmen arkadaşlarıma, velilerime ve idarecilerime şükranlarımı sunuyor, umut dolu yarınlar için bilim dolu güzel bir fuar diliyorum.
Katılımlarınızdan ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim.