6236 Ayet Mucizesi

KUR’ÂN-I KERÎM’in 6236 âyetle korunmuşluğunun 89/FECR Sûresi ile açıklanan mûcizevî delilleri:


“Allah’ın ﷻ Kitâbı”ndaki gerçek bir mûcize bu.

Bu umduğunuzdan görüp duyduklarınızdan farklı, ilk kez göreceğiniz hak ve hakikat dolu bir mûcize. İman edenlerin imanını arttıran, Kur’ân-ı Kerim’e karşı haşyet uyandıran bir mûcize.

Mûcizenin konusu 89/Fecr sûresi (30 âyet), 55/Rahmân sûresi (78 âyet) ve Huruf-u mukataa âyetleri (30 âyet, 78 harf) incelenmesi ve alametlerin yorumlanması ile Kur’ân-ı Kerim’in bir bütün olarak korunmuşluğunun ispatı üzerinedir. Bugüne kadar Kur’ân-ı Kerim’in ne bir âyet fazla, ne bir âyet eksik tam olarak 6236 âyet olduğunun, dahası 114 sûre sayısının da değişmezliğini, korunmuşluğunu ispatlayıcı bir kanıt ortaya konulamamış idi. Böyle bir kanıt artık var. Bundan sonra 19’cular gibi Kur’ân-ı Kerim’den âyet eksiltmeye kalkanlara; rivayetçiler gibi keçinin yediği parça ve buna benzer bahanelerle kayıp ayet iddiasında bulunanlara; hiç saymadığı halde 6666 âyet olduğunu zannedenlere; içinde hiçbir mûcize olmadığını iddia eden gayrimüslim, ateist ve deistlere; biz Müslümanları bu şekilde üzmek isteyenlere verilecek cevabımız hazır.

6236 âyet Mûcizesinin ne olduğunu önce kısaca özetleyerek daha ayrıntılı anlatıma aşağıda geçilecektir. Öncelikle böyle bir mûcizeden bahsedebilmek için mûcizeye dayanak olarak Kur’ân-ı Kerim’den bir âyet göstermeliyiz. Ki bu mûcize bulgumuz tutarlı ve inandırıcı olsun. Mûcizeye konu âyet Kur’ân-ı Kerim’de 89/Fecr sûresi 3.âyettir.

89/Fecr-3 : { وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ} “Veş şef’ı vel vetri” “Ve çift olana ve tek olana”

Bu bir and, yemin âyetidir. Allah ﷻ bu âyette bir niceliğin tek olanına ve onun iki katına işaret etmektedir. Örnek verecek olursak tek olan 1 ise çift olan, bu sayının iki katı 2’dir.

Benzer şekilde örneğin tek olan 4 ise çift olan, bu sayının iki katı 8’dir.

Benzer şekilde örneğin tek olan 121 ise çift olan, bu sayının iki katı 242’dir.

Mûcize konumuz toplam âyet sayısına gelirsek tek olan 6236 ise çift olan, bu sayının iki katı 12472’dir.

6236 Kur’ân-ı Kerim’de toplam âyet sayısı olduğuna göre 12472 sayısı Kur’ân-ı Kerim’de var mı? Var ise nerede bulunuyor? Bu sorunun cevabı mûcizenin asıl konusunu teşkil etmektedir. Elimize bir Kur’ân-ı Kerim alıp her bir âyetin sonuna yazılmış olan numaraları yazmakta kullanılan her bir rakamı tek tek saydığımızda 12471 adet rakam kullanıldığını görürüz. Matematiksel kural olarak doğal sayıların ilki olan “0” Sıfır rakamı da, ilk âyetten önce başka âyet olmadığını tespit etmek için kullanılmak zorundadır. Bu ilk rakam olan ancak Mushaf’ta yazılmayan fakat varlığı da kabul edilmek zorunda olunan “0” Sıfır rakamı ile birlikte, Kur’ân-ı Kerim’de âyet numaralarını yazmak için toplam 12472 adet rakam kullanılmış olmaktadır. Bu durum Fecr sûresi 3.âyete uygun bir kanıt niteliğindedir.

Bu 12472 adet rakamı alt alta yazıp topladığımızda ise diğer bir mûcizevî sayıya ulaşmaktayız: 48484. Bu sayıyı oluşturan 4 ve 8 rakamları ile 4,8,4,8,4 şeklinde ardışık diziliş şekline de bakıldığında bu durumun da Fecr sûresi 3.âyete uygun bir kanıt niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. 48484 sayısının 1 ve 2 rakamlarını kullanarak 2x12121x2 şeklinde hem tek-çift hem de bir tek bir çift diziliş şekli kuralına uyuyor olması, 6236 âyet sayısında büyük bir mûcize bulunduğunun diğer bir sağlam kanıtıdır.

Buraya kadar özetlediğimiz mûcize beraberinde Fecr sûresi’nin ilk 5 ve son 5 âyeti ile açıklanan Kur’ân-ı Kerim’in korunmuşluğu üzerinde başka incelemelerimiz, Kur’ân-ı Kerim’de bu konuyla ilgili ve bağlantılı diğer kanıtlarımızla toplam 27 mûcize maddeler halinde aşağıda detaylıca anlatılmaktadır.

Herkesçe bilindiği üzere Allah‘ın ﷻ, Rasulullah Muhammed’e ﷺ indirdiği ve insanlığa tebliğ edilen son kutsal kitap Kur’ân-ı Kerim, sûre ve âyetlerden oluşan, âyetlerin içerdiği anlamların esas alınması gerektiği, insanlığa Âlemlerin Yaratıcısı olan Rabb’in mesajlarının bildirildiği ve indirildiği gibi hiç bozulmamış yegâne tek İlâhî Kitap olduğudur. Kur’ân-ı Kerim’in insan aklıyla yazılmış uydurma bir kitap olmadığını; Âlemlerin Yaratıcısı olan Allah‘ın ﷻ kitâbı olduğunu; ekleme, çıkartma gibi hiçbir müdahale olmaksızın korunmuş olduğunu nasıl anlarız? Bunu anlamamız, kuşkusuz ki âyetleri, aklı ve bilimi kullanarak okumamız ve buna göre yorumlamamız ile mümkündür. Okuma, inceleme, düşünme ve değerlendirmeler sonucu vardığımız son karara göre diyebilmeliyiz ki “Evet, şüphesiz bu Kur’ân-ı Kerim Âlemlerin Yaratıcısı olan Allah‘ın ﷻ kitâbıdır”. Bu kararı veremeyenler ise Âlemlerin Yaratıcısı olan Allah‘ı ﷻ ve kitâbını tanımak isteğine sahip olmayan kişilerdir ki bu tür isteksizlere ne anlatırsanız anlatın iknâ olmazlar. Kişi, Allah‘ın ﷻ kitâbı olduğuna kâni olmuş ise, şunu da kabul etmelidir ki, O ﷻ nasıl dilemişse öyle indirilmiş, öyle yazılmış, öyle bölümlenmiş bir kitaptır, bunu sorgulayabilecek, eleştirebilecek değildir, sadece elinde var olanı anlamaya çalışmalıdır. Böyle bir kabulle yaklaşınca şöyle bir beklenti de kendiliğinden oluşmaktadır. Bu kitap mademki Allah‘ın ﷻ kitâbıdır, insanı âciz bırakan birçok mûcizevî işaretleri de vardır. Ama bu olmazsa olmaz bir şart da değildir, Allah ﷻ nasıl dilemişse, nasıl uygun görmüşse, nasıl takdir etmişse öyle bir kitaptır. Bir mûcize beklentisine cevap olabilecek işaretler var ise aramak, bulmak ve bulunanı açıklamak da Allah‘ın ﷻ dilemesine aykırı olmadığı düşüncesi ile Müslümanlar her dönemde Kur’ân-ı Kerim üzerinde araştırma yapmayı sürdüre gelmişlerdir. Bu çalışmalar eskiden beri değişik kişilerce, değişik maksatlarla, değişik niyetlerle yapıla gelmektedir. İyi niyetle başlayan ancak meseleyi karıştıran, anlamından saptıran çalışmalar o kadar çok yayılmış ki yapılan yanlış yaklaşımlar nedeniyle çoğunlukla amaç hâsıl olmamıştır. Yapılan en büyük hata, âyetin anlamına yoğunlaşmak yerine, harf saymak, kelime saymak, bunların tekrar sayılarıyla uğraşmak, ebced ve cifir hesabıyla kısıtlı alanlarda bir takım doğru sonuçlar bulup, bunun genele uygulanamayacağını bile bile, buradan hareketle hiç olmayan anlamlar ve yorumlar üretmekten kaynaklanmaktadır. Aynı yöntemin kişiden kişiye değişen farklı kısımlarda, farklı yaklaşımlar ile farklı sonuçlar bulmak mümkün olduğundan bu yöntemin ucu açıktır ve sınırsız ezoterik yorumlar oluşturulabilir. Bu nedenle bu tür yaklaşım ve yöntemler yanlış yaklaşımlardır. Hâlbuki Kur’ân-ı Kerim, Allah‘ın ﷻ din ve kanunlarının anlaşılması için indirilmiş çok açık, anlaşılması kolay kılınmış bir kitaptır. Âyetlerin harf, kelime sayısına değil; ne anlattığına odaklanmak gerekir. Kur’ân-ı Kerim âyetleri anlaşılıp uygulanmak, gerek bireysel gerek toplumsal hayata aynı şekilde değiştirilmeden yansıtmak, açık ve anlaşılır hüküm içeren âyetleri birebir uygulanması içindir. Dolayısıyla Kur’ân-ı Kerim âyetleri, harf saymak, kelime saymak, ebced ve cifir hesaplamak, farklı ezoterik yorumlar çıkartmak için değildir.

1.► Mûcize aranacaksa şayet, mantığı şöyle olmalıdır. Mademki bu Kur’ân-ı Kerim tüm insanlığa indi, o halde kişi hangi zamanda ve hangi kıtada yaşarsa yaşasın, hangi dili konuşursa konuşsun, hangi milletten olursa olsun, hangi yaşta ve cinsiyette olursa olsun eline aldığı orijinal Arapça yazılmış Kur’ân-ı Kerim Mushaf’ının bütününü kapsayan evrensel kabul görmüş bilimsel kuralları kullanarak bir inceleme yaptığında, aynı sonucu bulabileceği mûcizeyi aramalıdır. Yeryüzünde 6.500’den fazla farklı dil konuşulduğundan, anlam içeren metin kısımlarında mûcize aranmayacağı anlaşılmalıdır. Pratikte Arapça dili de dâhil olmak üzere, anlatılmak istenen olgunun, niteliğinin ne olduğunun anlamını, bir bütün olarak, eksiksiz, tam, aynıyla, birebir kelimelerle anlatmak veya anlamak hiçbir dil ile asla mümkün değildir. Ama kelimelerle olgunun ne olduğunu ancak büyük oranda anlatabilirsiniz. Dil ve kelimeler de zaten bu işe yarar. Ancak sayılar başkadır, yoruma gelmez ve matematik kuralları değişmez, aynı olgunun niceliğini tam olarak anlatıp aktarabilirsiniz. Misal olarak, bir insanın sadece sağ elinin, başparmağının niteliklerinden bahsetmeye kalksanız, anatomik olarak nasıl oluştuğunu anlatmaya çalışsanız kitaplar yetmez bitiremezsiniz. Fakat nicelik olarak baktığınızda, yaratılışta bir insanın bir elinde 5 parmak, ikinci elinde 5 parmak, toplam iki elinde 10 parmak, nerede ve kim sayarsa saysın değişmez. Benzer şekilde ayakları da hesaba kattığımızda fıtraten bir insanın dört uzvunda 20 parmak vardır. Nerede ve kim sayarsa saysın değişmez, 20’dir.

Evrensel kabul görmüş matematik kurallarına göre bir şeyi saymaya başlayacaksanız ilk rakam 0 “sıfır” rakamı olduğunu kabul etmek zorundasınız. 0 “sıfır” rakamı doğal sayıların ilki olup, nitelik olarak herkesin anlayabileceği bir kavram değildir, ancak nicelik olarak kullanılması kaçınılmaz gerekli bir rakamdır. 0 “sıfır” rakamının tarihsel kullanımını incelersek, Kur’ân-ı Kerim’in nüzulünün tamamlandığı tarih olan M.S.632 yılına kadar olan süreçte kullanılmamaktaydı. M.S. 632 yılında Brahmagupta tarafından ilk defa matematiksel olarak kullanılmıştır. M.S. 830 yılında Matematiksel olarak Hârizmî tarafından, aritmetik işlemler ile kullanılmış ve açıklamaları yapılmıştır. M.S. 1200 yılında Avrupa’da Arap’lardan alınarak, yasaklara rağmen özellikle tüccarlar tarafından kullanılmış ve dünyaya yayılmıştır. Bugünkü sayı sisteminde sıkça kullanılan 0 “sıfır” rakamı, bir niteliğin yokluğunu temsil eder.

0 “sıfır” rakamını anlamak için parmak örneğimize dönecek olursak ( kalıtsal bir hastalık olan Sindaktili yapışık parmaklılık olarak da bilinen, nadiren bazı kişilerde altıparmaklılık şeklinde 2000 canlı doğumun sadece birinde görülen durumu istisna tutarsak) normal bir insanda dört uzuvda toplam 20 parmak bulunur. Ancak hayatın olağan akışı içinde değişik nedenlerle yaşanan kazalar veya hastalıklar nedeniyle uzuvlarda ve/veya parmaklarda eksilmeler olmaktadır. Bunun sonucu insanları mevcut parmak sayısına göre gruplandıracak olursak 20 parmak için 20 grubun yetmeyeceğini, 21 grupta ifade edebileceğimizi görürüz. Şöyle ki 1.Grup: 20 parmaklılar (ki en fazla insan bu grupta olacaktır); 2.Grup: 19 parmaklılar; 18, 17, diye giderken 4, 3, derken; 19.Grup: 2 parmaklılar; 20.Grup: 1 parmaklılar ve son olarak 21.Grup: 0 “sıfır” parmaklılar yani hiç parmağı olmayanlar ya da parmaksızlar olmak üzere 21 grupta ifade edilir. Şu halde 20 parmağı, nicelik olarak sayılarla ifade etmek için 0 “sıfır” rakamı da dâhil edilerek 21 rakam kullanmak zorunda kaldık.

Benzer şekilde Kur’ân-ı Kerim’de nicelik yönüyle sayı olarak 6236 adet âyet bulunmaktadır ve evrensel kurallarla sayma işleminde ilk rakam 0 “sıfır” ile başlanması gerektiğinden, âyetleri ifade etmek için toplam 6237 adet sayı kullanılmak durumundayız. Kaldı ki ilk âyetten önce 0 “sıfır” rakamının varlığının kabulü zihinlere zor gelmemelidir. İlk sûre olan Fatihâ Sûresi’nin ilk âyeti olan “Bismillâhirrahmânirrahîm” âyetinden önce başka bir âyet olmadığını belirlemek için “Bismillâhirrahmânirrahîm”in B harfinden önce 0 “sıfır” rakamı var kabulü yapılmak zorundadır. Son âyetin, son harfinden sonra konulan âyet numarası ile Kur’ân-ı Kerim’in sonlandırılarak, ekleme ve eksiltmeye kapatıldığı gibi; ilk âyetin, ilk harfinden önce de 0 “sıfır” rakamı kullanılarak Kur’ân-ı Kerim’in başlangıcı da ekleme ve eksiltmeye kapatılmış olmaktadır. Yukarıda izah edilen 20 parmağın 21 sayıyla ifade edildiği gibi, Arapça Kur’ân-ı Kerim Mushaf’ını nerede ve kim sayarsa saysın 6236 âyettir ve 0 “sıfır” rakamı dâhil 6237 sayıyla ifade edilir.

6236 adet âyetinin içerdiği matematiksel mûcizelerin ilki, M.S. 1200 yılında aktif olarak varlığı kabul edilip kullanıma başlanan 0 “sıfır” rakamının yaklaşık 568 yıl önce nüzulü tamamlanmış olan Kur’ân-ı Kerim’in âyet sayısında dikkate alınmış ve varlığı kabul edilmiş olmasıdır. Genellikle basılı Kur’ân-ı Kerim Mushaf’larının ekserinde kapakta bir süslemeli desen vardır, dikkat edildiğinde merkezi ve simetrik oluşan bu şekil gerek Arapça gerekse yaygın kullanılan matematik sembolü olarak 0 “sıfır” şekline benzemektedir. Bu 0 “sıfır” rakamının varlığının kabulü ve kullanılmış olması 1. ve gerçekten büyük bir mûcizedir.

2.► Kur’ân-ı Kerim âyet sayısı 6236; âyetleri işaret eden sayıların sayısı ise 6237’dir. Bu 6236 ayet, en başı 0 olan ve en sonu 6236 olan 6237 adet sayının arasında yazılıdır.

İnsanların büyük çoğunluğunun sol elinde, "۸۱” arapça 81; sağ elinde ise "۱۸” arapça 18 yazdığını görülür. Bakın bu 81 ve 18 sayısı bize neyi anımsatıyor birlikte görelim.

Birincisi; 81’i 18’le toplarsak 99 eder, 81’den 18’i çıkartırsak 63 kalır. 99’la 63’ü çarptığımızda ise 6237 sayısına ulaşırız. Burada hemen yeri gelmişken Allah‘ın ﷻ Esmâ-i Husnâ (en güzel isimleri) sayısının 99 olduğunu ve Rasulullah Muhammed’in ﷺ yaşının 63 olduğunu da hatırlamak gerekir.

İkincisi; 81’le 18’i birleştirirsek 8118 sayısını elde ederiz. Aynı şekilde 18’le 81'i birleştirirsek 1881 sayısını elde ederiz. 8118’den 1881’i çıkarttığımızda yine aynı sayı 6237 ulaştığımızı görürüz.

Kur’ân-ı Kerim’deki 6236 âyetin en başı 0 olan ve en sonu 6236 olan 6237 adet sayının arasında olması ile insanların ellerinde yazılı 81 ve 18 sayılarının iki farklı yolla bile net 6237 sayısına ulaştırıyor olması, 6236 âyetin yâni Kur’ân-ı Kerim’in insanların iki eli arasında olması gerektiğinin adeta ellerimize kodlanmış olduğu gerçeği hakikaten çok büyük bir mucizedir.

Özetle, 99 sayısı Esmâ-i Husnâ’yı dolayısıyla Allah‘ı ﷻ; 63 sayısı da Rasulullah Muhammed’i ﷺ anımsatmakla beraber tüm insanlığa indirilen Kur’ân-ı Kerim’in “nitelik olarak” hidayet rehberi, uyarıcı, hatırlatıcı, müjdeleyici özeliklerinin yanında, “nicelik olarak” da âyetleri işaret eden sayıların 6237 olması ve bu sayının ellerimize kodlanmış 81 ve 18 sayılarıyla iki farklı yolla da aynı sonuca ulaşılıyor olması 2.mûcizedir.

3.► Kur’ân-ı Kerim Mushafı’nda 6236 adet âyetin her birinin sonunda bir sayı yazmaktadır. Bu sayı o âyetin bulunduğu sûrede kaçıncı âyeti olduğunun göstergesidir. 6236 âyet sayısı ve “Bismillâh-ir-Rahmân-ir-Rahîm”in B harfinden önceki 0 “sıfır” sayısı ile elde edilen 6237 sayısı içindeki rakam sayısının 6236 olan âyet sayısının 2 katına, yani 12472 sayısına eşit olduğunu görürsünüz. Bu ne demek derseniz, bazı beyinler için iş karıştı sanırım, ayrıntılı izaha geçelim. Örneğin ilk sûre olan Fatihâ Sûresi’nin son âyetinin sonunda 7 sayısı vardır ve tek 1 adet rakamdır, yani bir rakamla bir sayı ifade edilmiştir. İkinci sûre olan Bakara Sûresi’nin son âyetinin sonunda 286 sayısı vardır ve 3 adet rakamdan oluşmuştur, bunlar 2,8 ve 6 olmak üzere üç adet rakamdan oluşan bir sayıyla ifade edilmiştir. Bu şekilde Kur’ân-ı Kerim Mushafı’nda 6236 adet âyetin her birinin sonundaki sayıları tek tek sayarsanız, ilk başlangıçtaki 0 “sıfır” sayısı da dâhil olmak üzere toplam 12472 adet rakam kullanıldığını görürsünüz. Özetle burada anlatılan mûcizenin en çarpıcı bilgisi âyet sayısının âyet numaralarını yazmakta kullanılan rakam sayısının 2 katı olmasıdır. Âyet numaralarında 6236 adet âyet için, tam 2 katına eşit olacak şekilde 12472 adet rakam kullanılması 3.mûcizedir.

4.► Kur’ân-ı Kerim’in şimdiye kadar sayılan ve bundan sonra anlatılacak olan nicel mûcizelerini anlamak için özellikle bu mûcizelerin işaretini taşıyan Fecr Sûresi’ni incelemeliyiz.

Fecr Sûresi Mushaf’taki sıralamada 89.sırada, iniş sırasına göre 10.sıradaki sûredir. Leyl ( gece ) sûresinden sonra, Duhâ (güneşin doğup gün ışığının yeryüzünü iyice kapladığı kuşluk vakti) sûresinden önce Mekke’de indiği bilinmektedir. Fecr kelimesi ise “sabah aydınlığı, şafak vakti, tan yerinin ağarma zamanı” anlamlarındadır. Sûre isimlerindeki anlam ilişkisi dikkate alındığında iniş sırasına göre Leyl-Fecr-Duhâ Sûre isimleri periyodik zaman akışında cereyan ettiğine uygun sıralanmış olmasına rağmen, Mushaf’taki sıralamada Leyl Sûresi 92.sırada; Duhâ Sûresi 93.sırada olmasına karşılık iniş sırasına göre bu iki sûre arasında inmiş olan Fecr Sûresi, ne ilginçtir ki 89.sıradadır. Buradaki mûcizeye aşağıda değineceğiz.

Fecr Sûresi’nin ilk 5 âyeti

Bismillâhirrahmânirrahîm

89/Fecr-1 : Ve Fecr vaktine (şafak vaktine),

89/Fecr-2 : Ve on geceye,

89/Fecr-3 : Ve çift olana ve tek olana.

89/Fecr-4 : Ve geçip gideceği zaman (gün ışıdığı zaman ki) geceye ( andolsun! ).

89/Fecr-5 : Bunlarda ( farkı ayırt edebilen ) akıl sahipleri için bir kasem (yemin) yok mu?

Evet, farkı fark edebilen akıl sahibi; basit matematiksel hesap kurallarını bilenler için, Kur’ân-ı Kerim’i çözümleyebildiğimiz kadarıyla, nicelik olarak gerek sûre sayısı, gerek âyet sayısı, gerekse bunların Mushaf’taki yazım sıralamasındaki sayısal değerle uyumlu işaretler verdiği için büyük bir yemin taşımakta olduğu anlaşılmaktadır.

2.ayette vurgulanan “Ve on geceye” {وَلَيَالٍ عَشْرٍ} “Ve leyâlin aşrın” âyetinde 10 rakamı ve geceler olmak üzere iki kavram vardır. 10 rakamı bu âyette ve Kur’ân-ı Kerim’in diğer âyetlerinde anılan sayısal rakamlara bakıldığında, 10 tabanlı sayı sisteminin esas alındığı görülmektedir. On rakam 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9 hayatımızın olağan akışında, her alanda kullandığımız bu on temel rakam Kur’ân âyetlerini belirli etmede de kullanılmıştır. Besmeleden önce 0 “sıfır”, pratikte yazılmasa da, evrensel matematik kuralları gereği, yukarıda izah edildiği üzere hesapta varlığı inkâr edilemez. İlk sûre Fâtiha ise 7 âyettir. Kur’ân-ı Kerim Mushaf’ını elimize aldığımızda bu on rakamı peş peşe göremiyoruz, Eûzu çekip Fâtiha’yı okurken 1,2,3,4,5,6,7 görüyoruz, 8 ve 9’u göremeden 1.sûre bitiyor ve 2.sûre Bakara sûresi ilk âyetinde tekrar 1’den başlıyor. Ama 7’den sonra göremediğimiz 8 ve 9 rakamlarını, birlikte peş peşe sadece 89 rakamında görebilmekteyiz ve 89.sırada ise mûcizelerin işaretini taşıyan Fecr Sûresi’ni bulmaktayız, bu işaret 4.mûcizedir.

5.► Diğer bir yorum olarak, bu âyetin içinde geçen “”on gece”yi “beş çift geceye” olarak meallendiren mütercimler de vardır. Bunlardan bir tanesi Yusuf Ali İngilizce meali olup “By the Nights twice five” [http://www.hebron.edu/quran/translate.php?sora=89&l=3] olarak tercüme etmiştir.

Kur’ân karanlıkları aydınlığa çeviren bir nûr değil midir? On gece, bu zamana kadar mûcizesi tam olarak anlaşılamamış, bir nevî gecede kalmış on rakamın; beş tek (1,3,5,7,9) ve beş çift (0,2,4,6,8) rakamlarıyla aydınlattığı bir mûcize olabilir. Bu tür detayları bir yana bırakalım, bu âyette geçen 10 sayısı ve sûrenin iniş sırasının 10 olması, 10 tabanlı sayı sistemine ve 5 tek- 5 çift rakamdan oluşan 10 temel rakamla Kur’ân-ı Kerîm’in gerek sûre sayısı, gerek âyet sayısı, gerekse bunların Mushaf’taki yazım sıralamasındaki sayısal değerle âdeta şifrelenmiş olması 5.mûcizedir.

6.► 3.ayette vurgulanan “Ve çift olana ve tek olana” { وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ} “Veş şef’ı vel vetri” âyetinde bir niceliğin tek olan miktarına ve o miktarın iki katına işaret edilmektedir. Bu tanıma uyan her türlü ikili sayı bu tanıma uygundur, örneğin tek olan 1 ise onun çifti 2’dir; tek olan 10 ise onun çifti 20’dir Burada yanlış anlaşılmaması için ek bir açıklama gerekebilir. Evet, 10 sayısı 2’ye kalansız bölünebildiğinden çift bir sayıdır, ama 3.âyetteki ifade sadece bu anlamda bir teklik çiftlik belirtmemektedir. 3.âyetteki “vel vetri” ifadesiyle ele alınan her hangi bir sayı olabilir, bu ele alınan sayı ile “Veş şef’ı” ifadesiyle de bu sayının 2 katına and edilmektedir. Aynı şekilde tek olarak ele alınan sayı âyet sayısı 6236 olacak olursa bu sayının çifti 12472 sayısıdır. Bunu yukarıda 3.mûcize olarak anlatmıştık.

Şimdi 3.âyetteki “Ve çift olana ve tek olana” ifadesinden hareketle matematiksel formülün nasıl kurulduğuna bakalım.

n : Kur’ân-ı Kerîm’deki âyetin sırası olsun,

An : n’inci sıradaki âyetin yazım sırası ise,

Bn : n=0’dan n’inci sıradaki âyet dâhil, âyet numaralarını yazmak için kullanılan rakam sayısını göstermek üzere,

2An = Bn

Formülünü oluşturabiliriz. Ve böyle bir eşitliği sağlayan Kur’ân-ı Kerîm’de sadece 3 adet n değeri olduğunu görürüz.

Bunlar: n = 1, n = 121 ve n = 6.236 ’dır.

2 x A1 = B1 >>>>>>>>>>>>>>>> 2 x 1 = 2

2 x A121 = B121 >>>>>>>>>> 2 x 121 = 242

2 x A6236 = B6236 >>>>>> 2 x 6.236 = 12.472

Kur’ân-ı Kerîm’de

n = 6236’daki âyet Nâs 6.âyet, 6236. ve sonuncu âyet, kapanış âyetidir. Formülde An yerine 6236 koyduğumuzda Bn sayısı 12472 çıkmakta ve bunu yukarıda 3.mûcize olarak belirtmiştik.

n = 121’deki âyet, Bakara 114.âyettir. Formülde An yerine 121 koyduğumuzda Bn sayısı 242 çıkmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’in ilk başından itibaren âyetleri tek tek saydığımızda 121.sırada yer alan âyet Bakara Sûresinin 114.âyeti olduğunu görmekteyiz. Yine aynı kuralla “Bismillâh-ir-Rahmân-ir-Rahîm”in B harfinden önceki 0 “sıfır” sayısı dâhil olmak üzere Bakara Sûresinin 114.âyeti dâhil 121 adet âyetin, âyet numaralarını yazmak için kullanılan rakamları tek tek sayarsak, 121 olan âyet sayısının tam iki katı kadar olan 242 adet rakam kullanıldığını görürüz. Kur’ân-ı Kerîm’de 114 sayısının ilk oluştuğu âyette, Fecr Sûresi 3.âyetteki “Ve çift olana ve tek olana” ifadesine uygun şekilde olması, aynı zamanda toplam sûre sayını gösteren 114 sayısının onaylanması anlamını taşımaktadır. Âyet numaralarında 121 adet âyet için tam 2 katına eşit olacak şekilde 242 adet rakam kullanılması ve bunun da Kur’ân-ı Kerîm’de 114 sayısının ilk oluştuğu âyette gerçekleşiyor olması 6.mûcizedir.

7.► Yukarıdaki paragraf iyi anlaşılmış ise bu paragrafta kullandığım cümle kalıbıyla aşağıdaki paragrafta aynı kalıbı kullanarak yazıyorum ki aynı şekilde anlaşılsın.

n = 1’deki âyet, Fâtiha 1.âyet ilk âyet, açılış âyetidir. Formülde An yerine 1 koyduğumuzda Bn sayısı 2 çıkmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’in ilk başından itibaren âyetleri tek tek saydığımızda 121.sırada yer alan âyet Bakara Sûresinin 114.âyeti olduğunu görmekteyiz. Yine aynı kuralla “Bismillâh-ir-Rahmân-ir-Rahîm”in B harfinden önceki 0 “sıfır” sayısı dâhil olmak üzere Fâtiha Sûresi’nin 1.âyeti dâhil 1 adet âyetin, âyet numaralarını yazmak için kullanılan rakamları tek tek sayarsak (ki zaten ilk âyettir bu), 1 olan âyet sayısının tam iki katı kadar olan 2 adet rakam kullanıldığını görürüz. Kur’ân-ı Kerîm’de 1 sayısının ilk oluştuğu âyette, Fecr Sûresi 3.âyetteki “Ve çift olana ve tek olana” ifadesine uygun şekilde olması, aynı zamanda bozulmamış, eklenmemiş, eksilmemiş, Allah’tan ﷻ indiği şekliyle bize ulaşan, dînen sorumlu olduğumuz tek kitap sayını gösteren 1 sayısının onaylanması anlamını taşımaktadır. Âyet numaralarında 1 adet âyet için tam 2 katına eşit olacak şekilde 2 adet rakam kullanılması 7.mûcizedir. Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinden anladığımız, tüm insanlığın ahsenul hadis olan, son ve 1 kitaptan sorumlu olduğumuzu anlamaktayız.

8.► Bu üç adet “n” değerinden başka Kur’ân-ı Kerîm’in hiçbir âyet sayısında, o âyet ve önceki âyetlerin âyet numaralarını yazmakta kullanılan rakam sayısında, yukarıdaki eşitliği sağlayan hiçbir “n” sayısı olmaması 8.mûcizedir.

9.► Yukarıda âyet numaralarında n=121 adet âyet için tam 2 katına eşit olacak şekilde 242 adet rakam kullanılması 6.mûcize demiştik. 121 sayısı görüldüğü üzere 1 ve 2 rakamlarından oluşmaktadır. 242 sayısı da 2*121 şeklinde 1 ve 2 rakamlarından oluşmuş şekilde matematiksel bir ifade ile yazılabilmektedir. Bu iki sayının da Fecr Sûresi 3.âyetteki “Ve çift olana ve tek olana” ifadesine uygun şekilde 1 ve 2 ile yazılabilmesi 9.mûcizedir.

10.► Aynı şekilde yine yukarıda âyet numaralarında n=1 adet âyet için tam 2 katına eşit olacak şekilde 2 adet rakam kullanılması 7.mûcize demiştik. 1 ve 2 rakamlarına dikkat ettiğimizde, bu iki sayının da Fecr Sûresi 3.âyetteki “Ve çift olana ve tek olana” ifadesine uygun şekilde 1 ve 2’den oluşması 10.mûcizedir.

11.► Yukarıda âyet numaralarında n=6236 adet âyet için tam 2 katına eşit olacak şekilde 12472 adet rakam kullanılması 3.mûcize demiştik. Şimdi burada sözü edilen 12472 adet rakamla ilgili gerçekten çok büyük bir mûcizeyi göstereceğiz. 6236 adet âyetin âyet numaralarını yazmakta kullanılan bu 12472 adet rakamın tek tek toplanması sonucu elde edilen rakam 48484 çıkmaktadır. Burada bulmuş olduğumuz 48484 sayısı da 2*12121*2 şeklinde 1 ve 2 rakamlarından oluşmuş şekilde matematiksel bir ifade ile yazılabilmektedir. Bu toplam değerinin de Fecr Sûresi 3.âyetteki “Ve çift olana ve tek olana” ifadesine uygun şekilde 1 ve 2 ile yazılabilmesi 11.mûcize olmakla birlikte çok düşük bir ihtimalle böylesine muntazam bir matematiksel ifade çıkması 1438 yıl önce hesaplanmış olamayacağına inanmaktayız. Hatta daha ileri bir iddiada bulunacak olursak Dünya literatüründe böyle bir çalışma bulunmadığını düşünmekle beraber yaptığımız araştırmada bulamamış olmamız nedeniyle, âyet sayısı rakamlarının toplamıyla ilgili ilk çalışmayı yapmış olduğumuza inanmaktayız. Bu 11.mûcize bir kitabın yazılmasında programlanamayacak kadar zor, insan aklını aşan gerçek bir mûcizedir.

12.► Kur’ân-ı Kerîm’de 114 sûre olduğu bilinmektedir. Bu 114 sûrenin âyet sayılarının tek ve çift olma durumuna göre incelersek, 60 sûrenin çift numaralı âyet sayısına, kalan 54 sûrenin tek numaralı âyet sayısına sahip olduğu görülür. 60 çift âyet sayı numaralı sûrede toplam 3514 âyet bulunmakta iken kalan 54 tek âyet sayı numaralı sûrede toplam 2722 adet âyet bulunmaktadır. Görüleceği üzere çift âyet sayı numaralı sûre sayısının, tek âyet sayı numaralı sûre sayına eşit olmadığını, iki grup arasında 6 sayı fark olduğunu görmekteyiz. Her sûrenin sıra numarasını, o sûrenin âyet sayısı ile topladığınızda ise 57 adet çift sayı, 57 adet tek sayılı sonuç bulunur. Bu sonuçlardan çift sayı olanların toplamı 6.236 olan toplam âyet sayısına eşit çıkar. 11.mûcizede olduğu gibi bu da çok düşük bir ihtimalle oluşabilecek sonuçtur. Her sûrenin sıra numarasını, o sûrenin âyet sayısı ile topladığınızda çıkan sonuçlardan çift sayı olanların toplamının, 6236 toplam âyet sayısına eşit çıkması 12.mûcizedir.

13.► Yine bu sonuçlardan tek sayı olanların toplamı 0’den 114’e kadar olan (114 dâhil) doğal sayıların toplamına eşit olan 6555 sayısı elde edilir. Her sûrenin sıra numarasını, o sûrenin âyet sayısı ile topladığınızda çıkan sonuçlardan tek sayı olanların toplamının, 6555 sonucunu vermesi ve bu sonucun 0’den 114’e kadar olan (114 dâhil) doğal sayıların toplamına eşit çıkması 13.mûcizedir.

14.► 89/Fecr sûresinin 2.âyetinde anılan 10 rakamı ve 3.âyetinde anılan çift-tek kavramı üzerinde durulması gerekir. Bu sûre ile ilgili bütün sayısal nicelikleri inceleyelim ve bu iki kavramla örtüşen ve çelişmeyen işaretleri görelim. Herhangi bir sûre için üç temel sayısal değer vardır, sûre numarası, iniş sırası ve âyet sayısı. İlk olarak sûre numarası 89’u incelersek, 1.işaret 8 çift ve 9 tek, iki ayrı rakamdır. 2. işaret 8 sayısı matematiksel olarak 2 üzeri 3’e (2³) eşit olup 2 çift ve 3 tek, iki ayrı rakamdır. 3. işaret 9 sayısı matematiksel olarak 3 üzeri 2’ye (3²) eşit olup 3 tek ve 2 çift, iki ayrı rakamdır. 4.işaret âyet sayısı 30 olup, 3 tek ve 0 çift iki ayrı rakamdır. 5.işaret bu 30 sayısı aynı zamanda 2 x 15, yâni 2 çift ve 15 tek, iki ayrı sayı çarpımına eşittir. 6.işaret bu 30 sayısı aynı zamanda 3 x 10, yâni 3 tek ve 10 çift, iki ayrı sayı çarpımına eşittir. 7.işaret bu 30 sayısı aynı zamanda 5 x 6, yâni 5 tek ve 6 çift, iki ayrı sayı çarpımına eşittir. 8. işaret sûrenin iniş sırası 10 olup, 1 tek ve 0 çift iki ayrı rakamdır. 9.işaret bu 10 sayısı aynı zamanda 2 x 5, yâni 2 çift ve 5 tek, iki ayrı sayı çarpımına eşittir. 10. işaret bu sûreden önceki sûrenin son âyet numarası 26, sonraki sûrenin ilk âyet numarası tabii olarak 1’dir, 1 tek ve 26 sayısının çift olması yine tek ve çift iki ayrı rakamdır. 11.işaret, âyet sayısı 30 olup, sûrenin 2.âyetinde anılan 10 rakamının 3 katına eşittir. 12. işaret sûrenin iniş sırası 10 olup, 10 rakamı sûrenin 2.âyetinde anılan sayıya eşittir. İşte 89/Fecr sûresi ile ilgili bütün sayısal nicelikleri inceledik ve 2.âyetinde anılan 10 rakamı ve 3.âyetinde anılan çift-tek kavramı ile örtüşen ve çelişmeyen 12 işaret bulunması 14.mûcizedir.

15.► Kur’ân-ı Kerîm Mushafı’nda Fecr sûresinden önceki son âyette bakın Rabbimiz Allah ﷻ nasıl hitap ediyor. 88/Gâşiye-26 “Sonra onların hesapları muhakkak ki Bize aittir.” .” {ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ} “Summe inne aleynâ hisâbehum.” Yâni Fecr sûresinden önceki son kelime “hesap” kelimesi olup âdeta bu kelimenin akabinde gelecek olan Fecr sûresinin de “ve” edatı ile başlaması, mûcizevî hesaplar içerdiğinin habercisi niteliğinde olması 15.mûcizedir.

16.► Fecr sûresinin sûre numarası 89’dur. Bir önceki sûre numarası 88, bir sonraki sûre numarası 90’dır. Sayıları peş peşe yazarsak …88-89-90… 89’dan önceki rakam 8; 89’dan sonraki rakam 9’dur. Bu iki rakam yan yana getirildiğinde 89 sayısı oluşur ki bu aynı zamanda Fecr sûresinin sûre numarasıdır. Böyle bir durum diğer sûre numaralarında oluşturulamadığından bu da 16.mûcize olmaktadır.

17.► Böyle bir özellik yâni sûre numarasının 89 olması, önceki ve sonraki rakamların 89 oluşturması yine çift olana ve tek olana kavramına uygun bize başka bir şeyi daha anlatmak ister gibi duruyor. Fecr sûresinin ilk 5 âyeti ve son 5 âyetini birlikte değerlendirdiğimizde bu mûcizevî hesaplarla ilgili birinci bölümü, aradaki 20 âyetlik bölüm ise ikinci bölümü oluşturan, iç içe iki ayrı sûrenin birleşimi gibi durmaktadır. Bu 20 âyetlik kısmın ilk âyetindeki (Fecr/6.âyet) “E lem tera keyfe feale Rabbuke bi….” İfadesi aynen 105/Fîl sûresi 1.âyeti ile aynıdır. Bu 20 âyetlik kısmın son âyetindeki (Fecr/25.âyet) “…ehadun” İfadesi aynen 112/İhlâs sûresi 4. ve son âyeti ile aynıdır. Yâni bu bölüm tek başına pekâlâ bir sûre görünümündedir. Diğer taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı (https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/89-fecr-suresi) sitesinde Fecr sûresinin konusu “ Sûrede peygamberlere karşı çıkan ve ilâhî mesajı reddeden bazı eski toplulukların başlarına gelen felâketler hatırlatılmakta; Allah Teâlâ’nın ﷻ insanı çeşitli yollarla imtihan etmesine değinilmekte, bazı insanlardaki mal tutkusu ve bencillik duygusu eleştirilmekte; kıyamet halleri, iyi ve kötü insanların âhiretteki durumları anlatılarak insanlar uyarılmaktadır.” Şeklinde açıklanmakta olup bu konu, tamamen ilk 5 âyetten sonraki 20 âyetlik bölümde geçmektedir. Önceki Gâşiye ve sonraki Beled sûrelerinde de bu 20 ayette yer alan konular işlenmektedir. Son 5 âyetin konusu ise yine ilk 5 âyette yer alan büyük kasem, yemin ile bağlantılı, mûcizevî matematiksel ilişkinin tezahürüne yöneliktir. 10 tabanlı sayı sisteminin 10 rakamı bu 10 ayette de yer alır, şöyle ki, ilk 5 âyet 1. 2. 3. 4. 5 numaralı, devam edecekse 6. 7. 8. 9. 0 olurdu, son 5 âyette bu rakamlar mevcut olup 26. 27. 28. 29. 30 numaralı âyetlerdir. Fecr sûresindeki bu özelliklerin başka sûrelerden farklı olarak sunulmuş olması, yukarıda söz edilen 5.mûcizede bahsi geçen hususla ilgili, başka bir mûcize olup bu yazımızda 17.mûcize olarak anılacaktır.

18.► Toplam âyet sayısı olan 6236 rakamında 6 başta 6 sondadır. Kur'ân’ın ilk sûresi olan Fâtiha, besmele hariç 6 âyettir; Kur'ân’ın son sûresi olan Nâs, besmele hariç 6 âyettir. Bu iki 6’nın arasındaki 23 ise Kur’ân’ın indirilme süresi olan toplam 23 yıla işaret edebilir. Diğer bir teyit edici durum şudur. 6236 sayısında sağdan sola işlem yaparsak 6/2=3 ; 2x3=6 matematiksel uyum içinde bir dizilim vardır. Aynı şekilde soldan sağa işlem yaparsak 6/3=2 ; 3x2=6 yine matematiksel uyum içinde bir dizilim vardır. Bu uyum da 18.mûcizedir.

19.► Toplam âyet sayısı olan 6236 rakamının da ayrıca Fecr sûresinin sûre numarası olan 89 ile bağlantısı vardır, şöyle ki Toplam âyet sayısı 6236 sayısı, 62 ve 36 sayılarının yan yana birleşik yazılmasıyla oluşur. 62 sayısında 6+2 =8 ve 36 sayısında 3+6=9 elde edilir ki 8 ve 9 yan yana birleşik yazıldığında 89 sayısı Fecr sûresinin, sûre numarasını vermesi 19.mûcizedir.

20.► Kur’ân-ı Kerim âyetleri, harf saymak, kelime saymak, ebced ve cifir hesaplamak, farklı ezoterik yorumlar çıkartmak için değildir demiştik. Evet, bu kuralımızı asla unutmadan, bu genel kuralın çok kısıtlı istisnai iki durumu belirtmek gerekir. Bunlardan birincisi, ana dillerinde indirilmiş olmasına rağmen Kur’ân-ı Kerim’de Arapların bile anlamını halen çözemediği huruf-u mukattaa olarak adlandırılan âyetler bulunmaktadır. Örneğin ikinci sûre olan Bakara sûresinin ilk âyetinde { الم} “Elif, Lâm, Mim.” Bu tür âyetlerin varlığı Kur’ân-ı Kerim’in, Allah ﷻ nasıl dilemişse, nasıl uygun görmüşse, nasıl takdir etmişse öyle bir kitap olduğunun kanıtıdır. Hiçbir kimse “Kur’ân-ı Kerim’i tam olarak çözdüm” iddiasıyla ortaya çıkamayacağı; bu hususta son sözün yine Kur’ân-ı Kerim’i indiren Allah’a ﷻ ait olduğu anlaşılmalıdır. Huruf-u mukataanın nitelik olarak anlamını bilemesek de nicelik olarak taşıdığı sayısal değerleri inceleyebiliriz. İkinci istisnai durum ise Kur’ân-ı Kerim’in sadece ilk başlangıç “açılış” ve son bitişinde “kapanış” olarak kullanılan cümle ögelerinin nicel yönden incelenebileceğidir. Şimdi Fecr Sûresi 2. ve 3. âyetinde geçen on rakamına, tek katına ve iki katına vurgusunun Kur’ân-ı Kerim’deki bu iki istisnai durumun incelemesine bakalım.

Kur’ân-ı Kerim’de huruf-u mukattaa sayısı 30 adettir. Bunun Fecr Sûresinin âyet sayısına eşit olması 1.işarettir. 30 adet huruf-u mukattaanın 20 adeti tek başına birer âyettir, kalan 10 adeti ise bulunduğu âyetin başında olmasına rağmen aynı âyetin içinde bir cümle Kur’ân-ı Kerim âyetleri ile ilgili bir ifade ile devam etmektedir. Huruf-u mukattaa sayısının 30 olması, bu rakamın 10 rakamının 3 katına eşit olması 2.işaretir. Tek âyet halindeki huruf-u mukattaa sayısının 20 olması, bu rakamın 10 rakamının 2 katına eşit olması 3.işaretir. Huruf-u mukattaalı başlayan ama aynı âyet içinde başka bir ifade bulunan âyet sayısının 10 rakamına eşit olması 4.işaretir. Tek âyet halindeki 20 adet huruf-u mukattaa sayısının, Tek âyet halinde olmayan 10 adet huruf-u mukattaa sayısının, iki katına eşit olması 5.işarettir. 30 adet Huruf-u mukattalar, 1. 2. 3. 4. ve 5. harfin bir araya gelmesiyle ve toplam 78 adet Arapça harflerinden oluşmaktadır. Bu değişik harf kümelerinde yer alan toplam 78 harfin, harf çeşidi sayısı 14 adettir. { ا Elif 13 adet, ح Ha 7 adet, ر Ra 6 adet, س Sin 5 adet, ص Sad 3 adet, ط Tı 4 adet, ع Ayn 2 adet, ق Kaf 2 adet, ك Kef 1 adet, ل Lam 13 adet, م Mim 17 adet, ن Nun 1 adet, ه He 2 adet, ي Ye 2 adet }. Kur’ân-ı Kerim’de kullanılan toplam Arapça harf çeşidi sayısı ise 28 adettir. Huruf-u mukattaalarda kullanılan 14 çeşit harf sayısının, toplam 28 adet harf sayısının yarısına eşit olması ise 6.işarettir. Huruf-u mukattaaların bu 6 işaretle uyumlu niceliklerinin 89/Fecr sûresinin 2.âyetinde anılan 10 rakamı ve 3.âyetinde anılan çift-tek kavramı ile örtüşen ve çelişmeyen bir işaret olarak 20.mûcizedir.

21.► İlk sûre olan Fâtiha sûresinin ilk âyetinde {بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ} “Bismillâhirrahmânirrahîm” görüleceği üzere Kur’ân-ı Kerîm {بِ }”bi” harfi cer’i ile başlamaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de bulunan 6236 âyetten sadece 10 tanesi bu şekilde {بِ }”bi” harfi cer’i ile başlamaktadır. Bu ise 89/Fecr sûresinin 2.âyetinde anılan 10 rakamı ile ilişkilendirir isek, o halde bitiş âyetinin de bitiş kelimesinin sayısı önem kazanmaktadır, tahminen bu kelime 89/Fecr sûresinin 3.âyetinde anılan çift katına ve tek katına kalıbına uygun olarak 6236 âyet içinde ya 5 kere ya da 20 kere aynı şekilde aynı kelimeyle biten âyet olmalıdır. Son sûre olan Nâs sûresinin son âyeti {مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ} “Minel cinneti ven nâsi” görüleceği üzere Kur’ân-ı Kerîm { النَّاسِ }”en-nâs” kelimesi ile bitmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de bulunan 6236 âyetten sadece 5 tanesi bu şekilde { النَّاسِ }”en-nâs” kelimesi ile bitmektedir. Bu durum 89/Fecr sûresinin 2.âyetinde anılan 10 rakamı ve 3.âyetinde anılan çift-tek kavramı ile örtüşen ve çelişmeyen bir işaret olarak 21.mûcizedir.

22.► 89/Fecr sûresi 3.ayette vurgulanan “Ve çift olana ve tek olana” { وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ} “Veş şef’ı vel vetri” âyetinde öncelikle bir niceliğin iki katına ve o miktarın tek katına işaret edilmektedir. Başka bir ifadeyle önce çift, sonra tek olana vurgu vardır. Bu ifadeye uygunluk bakımından yukarıda saydıklarımız nicelik yönüyle tekrar incelersek, 89/Fecr sûresi numarası önce 8 “eş şef’ı=çift”; sonra 9 “el vetri=tek” uygun sıralaması 1.işarettir. 89/Fecr sûresinden önceki sûrenin numarasının (88) önce 8 “eş şef’ı=çift” ile bitiyor olması; sonraki sûrenin numarasının (90) 9 “el vetri=tek” ile başlıyor olmasının çift ve tek’e uygun düşen sıralaması 2.işarettir. 89/Fecr sûresinden önceki sûrenin son âyet numarasının (26) önce 6 “eş şef’ı=çift” ile bitiyor olması; takip eden sıradaki ilk âyet numarasının tabii olarak 1 “el vetri=tek” ile başlıyor olmasının, çift ve tek’e uygun düşen sıralaması 3.işarettir. 89/Fecr sûresinin son âyet numarasının (30) önce 0 “eş şef’ı=çift” ile bitiyor olması; takip eden sûrenin ilk âyet numarasının tabii olarak 1 “el vetri=tek” ile başlıyor olmasının, çift ve tek’e uygun düşen sıralaması 4.işarettir. Âyet numaralarında kullanılan rakamlar ile âyetlerin metinleri diziliminde, ilk öge 0 “sıfır” rakamı olup, önce 0 “sıfır” rakamının dâhil olduğu rakam kümesinin eleman sayısı 12472’dir “eş şef’ı=çift”; ikinci öge olarak âyetlerin metin kısmı sayısının dâhil olduğu metin kümesinin eleman sayısı 6236’dır “el vetri=tek” uygun sıralaması 5.işarettir. Âyet numaralarını yazmakta kullandığımız 12472 adet rakamın tek tek toplamlarının değerini veren 48484 sayısı, 2*12121*2 kalıbında yazılabilmesi ve bu kalıpta ilk ögenin 2 “eş şef’ı=çift”; ikinci ögenin 1 “el vetri=tek”; tekrar 2; tekrar 1 düzeniyle devam etmesi 6.işarettir. 89/Fecr sûresiden önce 88 adet “eş şef’ı=çift” sayıda sûre; sonra 25 adet “el vetri=tek” sayıda sûre var olması uygun sıralamada 7.işarettir. 21.mûcize olarak anılan Kur’ân-ı Kerîm {بِ }”bi” harfi cer’i ile başlaması ve bu şekilde {بِ }”bi” harfi cer’i ile başlayan âyet sayısının 10 adet olması “eş şef’ı=çift”; Kur’ân-ı Kerîm’in { النَّاسِ }”en-nâs” kelimesi ile bitmesi ve { النَّاسِ }”en-nâs” kelimesi ile biten âyet sayısının 5 adet olması “el vetri=tek” uygun sıralaması 8.işarettir. Yukarıda 14.mûcize de biri tek, diğeri çift sayıdan oluştuğu vurgulanmış olan ve bu 8.işaretle sayılan 89/Fecr sûresinin temel niceliklerinin ve Kur’ân-ı Kerim’in toplam âyet sayısındaki özelliklerin, aynı zamanda “Veş şef’ı vel vetri” sıralamasına uygun olması 22.mûcizedir.

23.► Konumuz olan 89/Fecr Sûresinde 30 âyet olup, bu 30 âyetin, âyet numaralarını yazmakta kullanılan rakam sayısı 51 adettir. Bu 51 adet rakamın tek tek toplanması sonucu elde edilen sonuç değeri 168 çıkmaktadır. Burada bulmuş olduğumuz 168 sayısı da 2*2*2*21 şeklinde 1 ve 2 rakamlarından oluşmuş şekilde matematiksel bir ifade ile yazılabilmektedir. Böyle bir ifade ise ancak 11, 30 veya 51 âyetli sûrelerde oluşabilmektedir. 11 ve 51 sayıları sadece tek rakamlarla yazılıyor olması nedeniyle tek-çift kuralına uygun olmayacağından, sadece 30 âyetli olursa bu durum gerçekleşebilir durumu doğuyor ki bu da 23.mûcizedir.

24.► Yukarıda saydığımız mûcizeler içinde Fecr sûresinin ilk 5 ve son 5 âyetinin sûreden ayrı bir anlam daha taşıdığını vurgulamıştık. Fecr sûresinin 30 âyet olduğu belirtmiştik. Kur’ân-ı Kerim’de huruf-u mukattaa sayısının 30 adet olduğunu ve bunların 78 adet Arapça harflerinden oluştuğunu da ifade etmiştik. Bunlar Fecr sûresi 3.âyetinde vurgulanan çift ve tek mûcizesine bağlantılı açıklamalarda kullanılmıştı. Huruf-u mukattaaların Fecr sûresine olan bağlantı ve uyumunu Rahmân sûresinde görmemiz gerekiyor. Normalde bir âyet bir sûrede bir kere yazılmış olması yeterli iken Rahmân sûresinde aynı âyet 31 defa kullanılmıştır, yani 1 asıl 30 tekrar olmuştur.

55/Rahman-13 : { فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ} “Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân” “O halde siz (insan ve cin toplumu), Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz?”

Allah ﷻ Rahmân sûresinde yukarıdaki âyeti 30 defa tekraren biz insan ve cin toplumuna bildirmiştir. Bu 30 sayısı huruf-u mukattaadan oluşan âyet sayısına ve Fecr sûresinin âyet sayısına eşittir. Ayrıca Rahmân sûresinin toplam âyet sayısı 78 olup bu da huruf-u mukattaa âyetlerinde kullanılan toplam harf sayısına eşittir. Fecr sûresinin ilk 5 ve son 5 âyetinden söz ettiğimiz açıktır, bu da Rahmân sûresinin sûre numarası olan 55 sayısına çağrışım yapmaktadır.

Fecr sûresi, Rahmân sûresi ve Huruf-u mukattaada bulunan ortak özellik 30 sayısının kendi içinde temsil ettiği değerler dikkatle incelendiğinde bir başka ortak özelliğe, 10 ve 20 şeklinde, yâni 89/Fecr sûresinin 3.âyetinde işaret edilen niceliğe uygun olduklarıdır. Bunlar şu şekilde gruplanabilmektedir. Fecr Sûresi ilk 5 ve son 5 âyeti toplam 10 âyetlik mûcizeye konu kısım birinci grup; diğer arada kalan 20 âyeti ikinci gruptur. Rahman Sûresinin tekrar eden 30 âyetinin âyet numaraları incelendiğinde, 10 âyet çift numaralı âyetler olup birinci grup; diğer 20 âyeti tek numaralı âyetler olup ikinci gruptur. Huruf-u mukattaa bulunan toplam âyet sayısı 30 olup bu âyetler incelendiğinde 10 âyette bulunduğu âyetin başında olmasına rağmen aynı âyetin içinde bir cümle Kur’ân-ı Kerim âyetleri ile ilgili bir ifade ile devam edenler birinci grup; sadece huruf-u mukattaadan oluşan 20 âyet yani tek başına birer âyet olan huruf-u mukattaa âyetleri ikinci gruptur.

Bu işaretler bir arada değerlendirildiğinde Fecr sûresi, Rahmân sûresi ve Huruf-u mukattaa âyetlerinin nicelik yönüyle birbirlerine bağlantılı olması Kur’ân-ı Kerim’in korunmuşluğuna işaret eden 24.mûcize olarak ortaya çıkmaktadır.

Rahmân sûresi insan ve cin toplumuna hitap etmekte olup ağırlıklı olarak “O halde siz (insan ve cin toplumu), Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz?” denilmekte ve bu âyet 30 defa daha tekrar ederek Kur’ân-ı Kerim’de en çok tekrar eden âyet olarak insan ve cin toplumunu özel bir dikkatle uyarmaktadır.

Kur’ân-ı Kerim birçok mûcize barındıran Kitâbullah yani “Allah’ın ﷻ Kitâbı” olduğuna işareten insan ve cin toplumu ayrıca şu âyetle ihtar olunmaktadır:

17/İSRÂ-88: De ki: “Eğer insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek için bir araya gelseler; onların bir kısmı, bir kısmına yardımcı olsa bile onun bir benzerini getiremezler.”

25.► “Altın Oran” konusu esasen başlı başına ayrı bir konu olup, Leonardo da Vinci ile popülerleşen ve İlahi Oran olarak da anılan bu 'Altın Oran' kavramı; büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilir. Yüz estetiğinde bu oran büyük organların onun alt organları dediğimiz organlara oranıdır. Örneğin yüzün, boynun genişliğine oranı, dudağın ve kaşların birleşim yerine oranı, burun boyunun yüzün boyuna, çene ucunun, kaşların birleşim yerine ve ağız boyunun burun genişliğine, burun genişliğinin burun deliklerine ve göz bebekleri arası ile kaşlar arasındaki mesafeye oranı gibi. Özellikle de yüzü Altın orana sahip kişiler hemen tüm kültürel değerlendirmeleri aşarak güzel kabul edilmektedir. Yüzde Altın Oran estetikte mükemmelin temsilidir.

Bu sayının bulunduğu orantı, tüm çağlarda mimari ve plastik sanatlarda harmoninin ve estetiğin belirtisi kabul edilmiştir. Bir sanat eseri ya da doğada izlemekten hoşlandığımız, keyif aldığımız, gözümüzü yormayan ve uzun süre izlediğimizde dahi bıkkınlık yaratmayan güzelliklerin temelinde “Altın Oran”ın izleri vardır.

“Altın Oran” sayısı 1,618 sayısıdır. Bu sayının oluşumu, asıl konumuz olan Kur’ân-ı Kerim’deki 89/Fecr sûresinin 3.âyeti ile çok yakından ilişkilidir. Âyeti hatırlayalım:

89/Fecr-3 : { وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ} “Veş şef’ı vel vetri” “Ve çift olana ve tek olana”. Tek olan 1 ise çift olan da 2’dir. Şimdi 1 ve 2 sayılarından hareketle 1,618 altın oran sayısına nasıl ulaştığımızı anlatalım.

1.adım - Altın orana ulaşmak için ilk yapılacak işlem önce boş bir sayfanın ortasına bir kenarı 1 birim olan 1 adet tek kare şekli çizelim. Bu âyette geçen “vel vetri” yani “tek olan”ın bu ilk kare olduğunu varsayalım.

2.adım - Bu karenin sağ yanına bitişik birebir aynısından 1 adet kare daha çizersek 2 adet kare oluşur. Bu şekilde âyette geçen “Veş şef’ı” yani “Ve çift olan” gerçekleşmiş olur. Böylece elimizde uzun kenarı 2 birim, kısa kenarı 1 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 2/1= 2 sonucu çıkar.

3.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin üst kısmına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 2 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (1+2=) 3 birim, kısa kenarı 2 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 3/2= 1,5 sonucu çıkar.

4.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin sol yanına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 3 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (2+3=) 5 birim, kısa kenarı 3 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 5/3= 1,666 sonucu çıkar.

5.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin alt kısmına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 5 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (3+5=) 8 birim, kısa kenarı 5 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 8/5= 1,6 sonucu çıkar.

6.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin sağ yanına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 8 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (5+8=) 13 birim, kısa kenarı 8 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 13/8= 1,625 sonucu çıkar.

7.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin üst kısmına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 13 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (8+13=) 21 birim, kısa kenarı 13 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 21/13= 1,615 sonucu çıkar.

8.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin üst kısmına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 21 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (13+21=) 34 birim, kısa kenarı 21 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 34/21= 1,619 sonucu çıkar.

9.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin üst kısmına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 34 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (21+34=) 55 birim, kısa kenarı 34 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 55/34= 1,617 sonucu çıkar.

10.adım - Çizime devam ederek oluşan bu yeni dikdörtgenin üst kısmına, dikdörtgenin uzun kenarı boyunda yani bir kenarı 55 birim olan 1 adet tek kare daha çizelim. Böylece elimizde uzun kenarı (34+55=) 89 birim, kısa kenarı 55 birim olan 1 adet dikdörtgen oluşur. Uzun kenarın kısa kenara oranı 89/55= 1,618 sonucu çıkar.

.adım - Çizime bu şekilde sonsuza kadar devam edebiliriz. Bu şekilde ilerleyen basamaklarda oluşan her yeni dikdörtgenin uzun kenarının kısa kenar uzunluğuna bölünmesi sonucu çıkacak sayı altın oran olarak tanımlanan değere yaklaşacaktır. Bu değer 1,618 olarak kullanılmaktadır.

89/Fecr sûresi 3.âyetinde anılan “Ve çift olana ve tek olana” kavramlarına uygun olarak tek bir kare ve ikinci bir kare daha kullanarak yukarıda anlatıldığı şekilde sonsuza kadar ilerleyen basamaklarda git gide “Altın Oran” 1,618 sayısına ulaşılıyor olması 25.mûcizedir.

26.► Kur’ân-ı Kerim’in korunmuşluğunun izahında Fecr sûresi, Rahmân sûresi ve Huruf-u mukattaa arasında nicelik olarak bağlantılar olduğunu yukarıda belirtmiştik. Buraya kadar saydığımız mûcizelere konu olan iki sûrenin sûre numaralarını incelediğimizde asla tesadüf olmadığını da anlamalıyız. Fecr sûresi sûre numarası 89 ve Rahmân sûresi sûre numarası 55 olduğunu hatırlayacak olursak, bir önceki madde de yaptığımız çizim işleminde 10.adımda görüleceği üzere 89 rakamını 55’e bölme işlemi yaptığımızda sonucun “altın oran” 1,618 sayısını vermesi ayrıca bu iki sûre numarası dışında 1 ile 114 sûre numaralarından hangi ikisi kullanılırsa kullanılsın “altın oran” 1,618 sayısı bulunamama26.mûcizedir.

27.► Son bir mûcize olarak Kur’ân-ı Kerîm’in 6236 âyet sayısının bir yaratılış mucizesi olan “altın oran” 1,618 sayısıyla bağlantısını görelim. Bu arada şunu vurgulamak gerekir, Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinden anladığımız husus Kitâbullah, mü’minlere yani inananlara açık, şeytanî düşüncedeki kişilere kapalı bir kitaptır. Mûcizeler ise sadece mü’minlere fayda verir, iman etmeyenlerin de sapkınlığını arttırır. Yani diyebiliriz ki Kur’ân-ı Kerîm bir kitaptır ve bu kitap inananlarca duvarda, kitaplıkta kapalı saklamak için değil; AÇIP OKUNMAK ÜZERE indirilmiştir. Şimdi hayalinizde açık bir Kur’ân-ı Kerîm kitabı şeklinde bir dikdörtgen canlandırın. Bu dikdörtgeninin üst ve alt kenarı 1618 birim; sol yan, sağ yan ve orta katlama çizgisi 1000 birim olması halinde bu dikdörtgen bir altın oran dikdörtgenidir. Bu altın oran dikdörtgeninin dış kenar uzunluğu ve orta çizgisi uzunluğu toplam değeri 1618+1000+1000+1000+1618 = 6236 toplam âyet sayısına eşit çıkması da 27.mûcizedir. Ama kesinlikle unutmayalım ve altını kalın kalın çizelim ki bu son mûcizede kullanılan ortadan ikiye bölünmüş dikdörtgen şekli, açık bir Kur’ân-ı Kerîm Mushaf’ını tasvir etmesi nedeniyle, biz âciz kullar için alınması gereken asıl mesaj “Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak üzere açıp okumamız gerektiği”dir.

SONUÇ: İlkokul seviyesinde bir matematik bilgisi ile anlaşılabilen, bu kadar basit matematiksel hesaplar ile görebildiğimiz en az 27 adet mûcize göstermektedir ki, Kur’ân-ı Kerîm indirildiği gibi muhafaza olmuş ve değiştirilmemiş tek kitaptır. 1 kitap, 114 sûre ve 6236 âyet sayısıyla korunmuş; gizli bir sayısal bağ ile sapasağlam bağlanmış, tek bir âyet bile ekleme ve çıkarmaya tahammülü olmayan bir yapıya sahip olduğu kanıtlanmış olmaktadır. Detaylı inceleme sürdürülür ise mûcize sayısı mutlaka daha fazladır, burada sayabildiğimiz ancak 27 tanesidir.

Şimdi bu en az 27 mûcizeyi gördükten sonra

89/Fecr-5 : “Bunlarda akıl sahipleri için bir kasem (yemin) yok mu?” âyetindeki soruya gayet bilinçli ve kendimizden emin olarak “Evet, şüphesiz ki bunda büyük bir yemin var” diyebiliriz.

Fecr sûrenin 26.âyetinde, Allah ﷻ biz imân edenlere şöyle hitâb ediyor.

89/Fecr-26 : “Ve kimse O'nun ﷻ bağladığı gibi bağlayamaz.” {وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ} “Ve lâ yûsiku ve sâkahû ehadun”

Bu 26.âyeti, yukarıda anlatılan 27 ayrı mûcize ile birlikte değerlendirdiğimiz takdirde, böylesine muhteşem matematiksel bağıntıları tesis eden ve Kur’ân’ı Kerim’i muhafaza altına alan Cenâbı zül Celal ve Tekaddes Hazretleri Allah Teâla’dan ﷻ başkası olamaz ve hakikaten “kimse O'nun ﷻ bağladığı gibi bağlayamaz”, bu kadar sağlam bir bağ atamaz. Kur’ân-ı Kerim’in birçok noktadan matematiksel olarak bağlanmış olması insanüstü bir korumaya işarettir.

Böylesine büyük mûcizelere şahitlik eden birisinin Kur’ân-ı Kerim’in Âlemlerin Rabbi olan Allah‘ın ﷻ kitabı olduğuna dâir hiçbir şüphesi kalmayacağından, kalben de mutmain olmaması düşünülemez.

Aynı sûrenin devam eden 27.âyetinde, Rabbimiz Allah ﷻ şöyle hitap ediyor.

89/Fecr-27: Ey mutmain olan nefs!

( Elbette ki bu 27 ayrı mûcizeyi gören her kim olursa olsun, mutmain bir nefse sahip, Rabbine râzı olacaktır.)

89/Fecr-28: Rabbine dön (Allah'tan ﷻ) râzı olarak ve (Allah'ın ﷻ) rızâsını kazanmış olarak!

89/Fecr-29: Gir ( râzı olduğum ) kullarımın içine!

89/Fecr-30: Ve Cennetime gir.

Allah Teâla ﷻ biz inananları, henüz dünyadayken, dünya gözüyle görüp dururken açık mûcizelerini izhâr ederek açık açık Cennet’ine dâvet ediyor. O halde yapılması gereken tek şey, 27.âyette anıldığı veçhiyle kalben mutmain olarak, şeksiz şüphesiz Yaratan Rabbimizin adıyla Kur’ân-ı Kerim’i anlayarak ve uygulamak üzere okuyalım, sapasağlam Allah’ın ﷻ ipi olan Kur’ân-ı Kerim’e bağlanalım, Rabb’imize yönelelim, O’nu ﷻ râzı edelim, inşAllah ﷻ çok geç olmadan âhiretimizi gündemimizin en üst sırasına alalım.

Bu kadar delile rağmen “burada mûcize yok, bütün bunlar tesadüf” diyene herhangi bir iddiamız ve sözümüz yoktur, dilediğine inanır, dinimizde zorlama özellikle de inanmaya zorlama yoktur.

Yâ Rabbenâ Subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm. ( Ey Rabbimiz “Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka (hiç) bir ilmimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, Alîm’sin (en iyi bilensin), Hakîm’sin (hikmet sahibisin).”

Şimdi Kur’ân’ı Kerim’in sûre ve âyet sayısı hakkında bazı asılsız iddiaları hatırlatalım ve hesabımızdaki dört büyük kritere göre değerlendirelim. Önce inceleyeceğimiz ve Fecr sûresi 3.ayetle bağlantılı çift ve tek kavramıyla ilgili bu dört büyük kriterimizi belirtelim ve asılsız iddiaların kaç kriteri bozacağına bakalım.

1.kriterimiz: sıralamada 121.âyette tam iki katı 242 rakam kullanarak yazdığımız âyetin numarası 114’tür. ( 114 sûre sayısını onaylar )

2.kriterimiz: sıralamada sonuncu 6236.âyet dâhil, tam iki katı 12472 rakam kullanırız. ( toplam 6236 âyet sayısını onaylar)

3.kriterimiz: âyet numaralarını yazmakta kullandığımız rakamların tek tek toplamları 2*12121*2, yani tek-çift kalıbında olup 48484’tür. ( âyet numaraları, sûrelerdeki yerlerini ve kullanılan rakam sayısını onaylar )

4.kriterimiz: sûre sıra numarasının âyet sayıları ile toplamı sonucunda bulunan çift rakamlı sayıların toplamının, toplam âyet sayına eşit çıkmasıdır. ( sûre numaralarının yerini ve rakam sayısını onaylar )

Sadece bu dört temel kritere göre inceleyeceğimiz asılsız, ancak toplumda bazı çevrelerce gündeme getirilen ve doğru olduğu zannedilen yanlış iddialardan bir kısmı şunlardır.

1- Kur’ân’ı Kerim “6666 âyettir” ya da 6236’dan farklı başka sayılar verenlerin iddiası, tamamen dayanaksız, temelsiz ve delilden yoksundur, 114 sûrede tek tek âyet sayılarını topladığınızda bulacağınız rakam 6236 olup, 6666 toplamını veren farklı bir âyet tertibi sunulmamıştır. 114 sûre 6666 âyet veya 6236’dan farklı sayılar ile 2. 3. ve 4. kriterlerin hiç biri tutmaz. O halde toplam âyet sayısı olarak 6236’dan farklı sunulan sayıları reddetmeliyiz.

2- Muavvizeteyn olarak anılan son iki sûre 113-Felâk ve 114-Nâs sûrelerinin Kur’ân’dan olup olmadığı tartışmasıdır. Sahabe İbn Mesûd kaynaklı zayıf bir iddia (Bakınız: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/10164) , hâşâ bu iki sûrenin Kur’ân-ı Kerim’den olmadığı, taavvuz duası olduğu yönündedir. Öyle olsaydı 112 sûre ve 6225 âyet kalırdı, 1. 2. 3. ve 4. kriterden hiç biri tutmaz hale gelir. O halde 113-Felâk ve 114-Nâs sûrelerinin Kur’ân’dan olduğuna şüphe yoktur ve istediğiniz zaman, istediğimiz namazda zammı sûre olarak okumaktan asla şüpheye düşmemeliyiz.

3- 19.cular olarak bilinen Mısırlı Reşat Halife ve ona tabi olmuş Edip Yüksel âvânesi, 19⸳org gibi ortamlarda, yazdıkları kitaplarda 9:Tevbe sûresi 128-129 nolu âyetlerin hâşâ Kur’ân’dan olmadığını ve sahte âyet olduğunu iddia edip âyet eksiltmeye kalkarlar. Bu iki âyet Kur’an’dan olmasaydı 6234 âyet kalırdı ve 2. 3. ve 4. kriterlerin hiç biri tutmazdı. O halde 9:Tevbe sûresi 128-129 nolu âyetlerin Kur’ân’dan olduğuna dair hiç bir şüphe yoktur.

4- Resûlullah’ın ﷺ hanımı Âişe (r.a.) annemizi tenzih ederiz, ama O’dan olduğu söylenen şöyle bir rivâyet var: “Andolsun ki recm etme âyeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme âyeti indi ve bu âyetler tahtımın altındaki bir yaprakta idi. Resûlullah ﷺ vefat edip biz O’nun ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen bir keçi girip o yaprağı yedi.” Emir-ul Mu’minîn Halife Ömer (b. el-Hattâb) (r.a.)’ı tenzih ederiz ama O’dan da şöyle bir rivayet var: “Allah’a ﷻ yemin ederim ki eğer insanlar, Ömer Allah’ın ﷻ kitabına ilâvede bulundu, demeyecek olsalardı, recm âyetini yazardım”. İşte böyle hâşâ bir kayıp âyet iddiası da var. 1 âyet hangi sûrede nereye eklerseniz ekleyin, 6237 âyet olur, 2. 3. ve 4.kriterler tutmaz. O halde Kur’ân’dan eksilmiş bir veya birden fazla âyet olamayacağı gibi eklenmiş bir veya birden fazla âyet de olamaz.

5- Tevbe sûresi hariç her sûrenin başında zikredilen besmelenin âyet olup olmadığı hususunda ise ihtilâf edilmiştir. Tevbe ve Fâtiha sûresi hariç her sûrenin başına birer âyet eklerseniz 112 âyet fazlası ile 6348 âyet olur ki, o zaman 2. 3. ve 4.kriterler tutmaz. Şu halde Fâtiha sûresinin ilk âyetindeki besmele haricindeki diğer sûrelerin başında yazılan besmeleler Kur’an’dan âyet değildir.

6- Fâtiha sûresinin başında okunan besmelenin âyet mi olduğu konusunda muhtelif görüşler vardır; "Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'ân'ı verdik" (Hicr, 87).

Fâtiha sûresi her namaz rekâtında tekrarlanır. Hicr sûresi 87.âyetinden anladığımız her namazda her rekâtta okunan Fâtiha sûresi’nin 7 âyet olduğudur. Fâtiha sûresi 7 âyet olmasaydı Bakara-114’te oluşan iki katı kuralı bozulurdu 1. 2. 3. ve 4. kriterden hiç biri tutmazdı. O halde Fâtiha sûresinin ilk âyetindeki besmele Kur’ân’dan bir âyettir ve bir başka deyişle Kur’ân’ın ilk âyeti besmeledir.

7- Mevcut yazılmış Mushaf’taki sûre-âyet sıralamalarında, nüzul sıralamasının esas alınması gerektiğini iddia edenler vardır. Mushaf nüzul sırasına göre yazılmış olsaydı Bakara-114’te oluşan iki katı kuralı ve yukarıda izah edilen 89\Fecr sûresi ile bağlantılı tüm hesaplar bozulurdu, 1. ve 4. kriterler de tutmazdı. O halde 6236 âyet ve 114 sûrenin mevcut haliyle piyasada arz edilmiş olan Kur’ân Kerim Mushaf’larından hiçbir şüphemiz yoktur.

Bunların dışında karşılaşmadığımız duymadığımız başka iddialar da olabilir. Ancak Kur’ân Kerim’in izah ettiğimiz rakamsal kilitle muhafaza altına alınmış olduğu kesinlik arz ettiğinden mevcut Mushaf’a aykırı her türlü iddialar asılsızdır.

Kur’ân-ı Kerim her yönüyle olduğu gibi matematiksel yönüyle de mûcizeler içeren bir kitaptır. Matematiksel, sayısal mûcizeler korunmuşluğun kanıtıdır.

15/Hicr-9 : { إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ } “İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn” “Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim’i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.”


NOT: Tüm hesaplamalar bilgisayarla yapılmış olup kontrol edilmiştir. http://quran.ksu.edu.sa ve Diyanet Kur’ân sayfasındaki, basılı Mushaflardaki aşağıda listelenmiş âyet ve sûre sayıları kullanılmıştır.

1-Fâtiha>7 âyet; 2-Bakara>286 âyet; 3-Âl-i İmrân>200 âyet; 4-Nisâ>176 âyet; 5-Mâide>120 âyet; 6-En'âm>165 âyet; 7-A'râf>206 âyet; 8-Enfâl>75 âyet; 9-Tevbe>129 âyet; 10-Yunus>109 âyet; 11-Hûd>123 âyet; 12-Yusuf>111 âyet; 13-Ra'd>43 âyet; 14-İbrahim>52 âyet; 15-Hicr>99 âyet; 16-Nahl>128 âyet; 17-İsrâ>111 âyet; 18-Kehf>110 âyet; 19-Meryem>98 âyet; 20-Tâ-Hâ>135 âyet; 21-Enbiyâ>112 âyet; 22-Hac>78 âyet; 23-Mü'minûn>118 âyet; 24-Nûr>64 âyet; 25-Furkan>77 âyet; 26-Şuarâ>227 âyet; 27-Neml>93 âyet; 28-Kasas>88 âyet; 29-Ankebût>69 âyet; 30-Rûm>60 âyet; 31-Lokman>34 âyet; 32-Secde>30 âyet; 33-Ahzâb>73 âyet; 34-Sebe'>54 âyet; 35-Fâtır>45 âyet; 36-Yâsin>83 âyet; 37-Sâffât>182 âyet; 38-Sâd>88 âyet; 39-Zümer>75 âyet; 40-Mü'min>85 âyet; 41-Fussilet>54 âyet; 42-Şûrâ>53 âyet; 43-Zuhruf>89 âyet; 44-Duhân>59 âyet; 45-Câsiye>37 âyet; 46-Ahkaf>35 âyet; 47-Muhammed>38 âyet; 48-Fetih>29 âyet; 49-Hucurât>18 âyet; 50-Kaf>45 âyet; 51-Zâriyât>60 âyet; 52-Tûr>49 âyet; 53-Necm>62 âyet; 54-Kamer>55 âyet; 55-Rahmân>78 âyet; 56-Vâkıa>96 âyet; 57-Hadid>29 âyet; 58-Mücâdele>22 âyet; 59-Haşr>24 âyet; 60-Mümtehine>13 âyet; 61-Saf>14 âyet; 62-Cum'a>11 âyet; 63-Münâfikûn>11 âyet; 64-Teğabün>18 âyet; 65-Talâk>12 âyet; 66-Tahrim>12 âyet; 67-Mülk>30 âyet; 68-Kalem>52 âyet; 69-Hâkka>52 âyet; 70-Meâric>44 âyet; 71-Nuh>28 âyet; 72-Cin>28 âyet; 73-Müzzemmil>20 âyet; 74-Müddessir>56 âyet; 75-Kıyamet>40 âyet; 76-İnsan>31 âyet; 77-Mürselât>50 âyet; 78-Nebe'>40 âyet; 79-Nâziât>46 âyet; 80-Abese>42 âyet; 81-Tekvir>29 âyet; 82-İnfitâr>19 âyet; 83-Mutaffifin>36 âyet; 84-İnşikak>25 âyet; 85-Bürûc>22 âyet; 86-Târık>17 âyet; 87-A'lâ>19 âyet; 88-Gâşiye>26 âyet; 89-Fecr>30 âyet; 90-Beled>20 âyet; 91-Şems>15 âyet; 92-Leyl>21 âyet; 93-Duhâ>11 âyet; 94-İnşirâh>8 âyet; 95-Tin>8 âyet; 96-Alak>19 âyet; 97-Kadir>5 âyet; 98-Beyyine>8 âyet; 99-Zilzâl>8 âyet; 100-Âdiyât>11 âyet; 101-Kâria>11 âyet; 102-Tekâsür>8 âyet; 103-Asr>3 âyet; 104-Hümeze>9 âyet; 105-Fil>5 âyet; 106-Kureyş>4 âyet; 107-Mâûn>7 âyet; 108-Kevser>3 âyet; 109-Kâfirûn>6 âyet; 110-Nasr>3 âyet; 111-Tebbet>5 âyet; 112-İhlâs>4 âyet; 113-Felâk>5 âyet; 114-Nâs>6 âyet

#Kuran #Quran #Muslims #Miracle آيَةٌ كُبْريَ . سبحان الله الحمد لله

1 kitâb & 114 sûre & 6236 âyet & 12472 rakam & 2*12121*2 toplam…

89/Fecr-28 : Rabbine dön (Allah'tan ﷻ) râzı olarak ve (Allah'ın ﷻ ) rızâsını kazanmış olarak!...

Azîm, Alîm, Hakîm, Rahmân ve Rahîm olan Âlemlerin Rabbi Allah ﷻ doğru söyler.


Asım YALÇINKAYA Makina Mühendisi 0 544 524 89 00

Yukarıdaki 27 maddede açıklanan mucizelerin tamamını okuduktan sonra, görüşlerinize açığım.


https://twitter.com/ASIM_YALCINKAYA

https://www.facebook.com/asim.yalcinkaya/

https://www.linkedin.com/in/asim-yal%C3%A7inkaya-57192084/

Telegram Kanalı > https://t.me/c/1479156514/3