Makale Yazılarım Anılarım

Ben Genç İken !

1978 yılı başlarıydı, henüz 18 yaşındaydım ve meslekte birinci yılımı bile doldurmamıştım. Akşam 17.30 sularında Basmane Garında trenimizin hareketini beklerken o zamanki ustam M. Ali Kütükçeken (kulakları çınlasın, saygı ile anıyorum,25 yaşında idi), ile lokomotifin yanında duryorduk. Yaşlı bir beyamca ile hanım teyze yanımıza geldi.

--- Evladım bu Trenin makinistleri nerede?

--- Buyrun bey amca, bu Trenin makinistleri biziz.

--- Oğlum dalga geçmeyin, sizler çok gençsiniz, çocuk sayılırsınız!

--- Evet bey amca, biz makinistiz.

--- Yürü hanım yürü, en iyisi biz otogara gidelim, Trenler çoluk çocuğun eline kalmış!

Sonradan öğrendiğimize göre yıllar önce emekli olmuş bir demiryolcu olan bey amcamız, alışık olduğu yaşlı makinist tipine uymadığımız kanaatine varmış olmalı ki bizim götüreceğimiz İzmir Ekspresine binmekten vazgeçmiş. Bu anıyı hatırladıkça hep tebessüm eder, Türkiye'nin belki de ilk genç makinistleri olarak buruk bir gurur duyarım.

Yusuf SÜNBÜL

Not:Bu anı;Sayın Doç.Dr.Ergin TÖNÜK'ün WEB sitesi"http://e40003.me.metu.edu.tr/Anilar/Sunbul1.html"alıntıdır.

===============================================================================================================================================================================

Dizel Motor Ustası !

1980 Yılı Mayıs ayı içinde bir Eskişehir Basmane İzmir Ekp.Seferi sırasında (Saat Gece yarısını geçmişti) GÖKÇEDAĞ İstasyonunda Lokomotifimiz arızalanarak,stop etmişti,arıza tesbiti ve arıza giderilmesi için Ustam ile birlikte yarım saattir uğraşıyorduk,aşağıda bizi izleyen yolcuların aceleci tavırları ve arızayı henüz tesbit edememiş olmamızın sıkıntısı ile biraz gergindik,yolcuların arasında beyaz gömlek ve beyaz pantalonlu birisi"Kaptan motorun havasını al,Bujileri temizle..."gibi bir çok talimatlar veriyor,bazı yolcularda "ne karışıyorsun sen ne anlarsın Tren'den"diye ona müdahale ediyorlardı,tabii biz arızayı bulamadık ve İmdat talep ettik.

Ustam zaten bunalmış,çaresizlik içinde bir yandan adama söyleniyor,bir yandan da uğraşıyordu,benim aklıma bir muziplik geldi,ustama sessizce

-- Bırakalım adam tamir etsin,dedim

-- Olurmu,adam ne anlar,

-- Sen hele bir müsaade et bak neler olacak ?

-- Hadi bakalım görelim,dedi

Neyse ben adama"Sen anlarsan bir bakıver usta"dedim, Adam "anlarım tabii,12 yıldır Ankara sanayisinde motor ustasıyım" dedi

Zavallı adamcağız o beyaz giysileri ile abandı motor üstüne bizim tuttuğumuz el fenerinin ışığıyla arızayı arıyor ,10-15 dk.lık uğraşmadan sonra "Usta bu bizim motorlara benzemiyor,tamir edemedim" dedi,diğer yolcular gülüp duruyorlar,adam neden güldüklerini anlamamış olacak ki"Bu motor çok büyük yapamadım işte kolaysa siz yapın" dedi.aslında diğer yolcular ona gülmüyorlardı,adamın simsiyah olmuş elbiselerinin haline gülüyorlardı,zavalı adamcağız hem gülenlere kızıyor hemde kendi işgüzarlığına lanet okuyordu,kimbilir belkide bundan sonra Trene binmeye tövbe etmiştir bile.

Ne zaman yolda Lokomotifimiz arıza yapsa bu anı aklıma gelir ve gülerek acaba böyle bir kahraman daha gelirmi diye düşünürüm.

10.02.2012

Yusuf SÜNBÜL

===========================================================================================================================================================================

Merinos-Mudanya Tarihi Demiryolu Gezisi

Merinos.1


Merinos-Mudanya Tarihi Demiryolu : http://www.rayhaber.com’da Ankara-Bursa Hızlı Tren İnşaatı hakkında ki son gelişmeyi okurken şöyle geçmişe dalmışım; 2007 yılı Ocak ayı’ndaki Demiryolu Dostluk Grubu (DDG) olarak düzenlediğimiz tarihi Bursa gezimiz gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmeye başladı. Tarihi Bursa gezisi derken 19.YY.sonlarına doğru çalışmış Merinos-Mudanya demiryolu hattı’nın bu günkü kalıntılarını görmek için gitmiştik, gerçekten de bizim için tarihi yerinde yaşamak güzel bir olay olmuştu. Bizim gibi Demiryolcu ve Demiryolu sevdalısı insanların anılarında kalan bir gün geçirmiştik.

Merinos, Geçit, Çekirge ve Mudanya’ya kadar uzanan 30 km.lik güzergâhı gerek araçlarla gerek se yaya olarak adım adım gezip inceleme fırsatımız oldu, Merinos İstasyonundaki Tarihi anlatan tabelayı okuyanlar Bursa’nın yaklaşık 60 yıl Demiryolundan mahrum kalışına ne kadar üzülseler azdır, zira geçmişin Demiryolu tarihine tanıklık etmiş bir şehrin Trenlerden uzak kalmış olması gerçekten üzücü bir durum, gerek Bursa’da yaşayıp ta buraları göremeyenler gerekse Bursa’ya gelenlerin mutlaka gezip görmesi gerekir, Merinos istasyonundaki tarihi dış yapısı korunarak restore edilmiş binaları,Buharlı Lokomotifi ve restoran yapılmış vagonu, diğer Buharlı araçlarını görmek güzel bir duygu, Geçit İstasyonundaki su kulesi, İşçi barakası hala dimdik tarihi yansıtmaya devam etmektedirler.Belki de eskiden rayların bulunduğu yolun altı kazılsa balast taşlarını bile görebilirsiniz, Çekirge İstasyonu hala orada sizleri ağırlamayı bekliyor. Demiryolunun geçtiği yerlerde özel mülkler bahçeler var şimdi,ama bu yerlerin altında mutlaka tarihe gizlenmiş raylar,balast taşları vardır. Merinos’un Gar binası dış yapısı ile hala ben görevimi yapmaya hazırım der gibi dimdik duruyor orada,hemen yanındaki denizin kıyısında 1800 yılların tarihli yazısını bu raylarda görebilirsiniz. Bina içindeki gerçek tarih kokan fotoğraflarla tarihe yolculuk yapabilirsiniz.

Bu arada Bursa Belediyesinin 2.Km.lik bir nostalji hattını devreye koyması tarihe saygı duyanların Bursa halkına verdiği değerli bir hediyedir, bu projeyi hayata geçirenlere ne kadar teşekkür etsek azdır, yakın bir gelecekte de bu güzel şehirin’de hayalleri gerçek olacak ve Bursa’da Trenine kavuşacaktır.

08.02.2012

Yusuf SÜNBÜL

===========================================================================================================================================================================

Kent Trafiği ve Hafif Raylı Sistemler

Şehir’lerin trafik sorunu çeşitli platformlarda tartışılır, çözüm önerileri, projelerin artı ve eksileri gözler önüne serilir, maliyetler hesaplanır ve brokratik faaliyetler sonunda hayata geçirlir veya projeler iptal edilir. Yerel yönetimler bu konuda maliyetleri belirlerken; şehir halkının yaşam standartlarını ön planda tutmak zorundadırlar. Ziraa bir çok projeye yapılan çok büyük yatırımlar beraberinde başka sorunları da getiriyor ve insanları zor koşullarda yaşamaya sevk ediyorsa yapılan hizmetlerin değerleri de pek anlam kazanmayabiliyor.

Büyüyen şehirlerin Büyükşehir yerel yönetimlerinin hizmet alanlarının ufkunu genişletmesine, yeni ve kaliteli hizmet vermesini gerektirmektedir. Bir çok şehirde il ve Belediye meclislerinde konular ele alınırken geniş çözüm önerileri ve planlanan projeler geleceğe yönelik olmalıdır, gelecekte sıkıntı yaratan, içinden çıkılması zor olan problemleri de bereberinde getirecekse milyar dolarlık yatırmları da heba etmenin bir anlamı yoktur.

Toplu taşımacılığın önceliklerinden olan Raylı Sitem ulaşım araçları insanların bireysel ulaşım alışkanlıklarından vazgeçirecek kalitede ve bir anlam ifade edecek modern sistemler içermelidir. Şehir planlamaları yapılırken Raylı ulaşım güzergahları çok iyi etüt edilmeli, karayolu trafiğinin vaz geçilmez alanlarını da imkansızlaştırmamalıdır, ziraa bir çok şehirde Tramvay hatlarının şehir trafiğini felç ettiği, artan araç sayısını karşılayamayacak boyutlarda daralttığı da bilinmektedir. Güzergahların halkın ihtiyaçlarını karşılaya bileceği mekanlara ulaşım kolaylığı getirmeli, aktarma ve bağlantı noktaları titizlikle belirlenmelidir. İnsanlar mevcut park sorunları yaşarken, park yerleri aramamalı, gerektiğinde şehir içi trafiğinde araç kullanımı yerine toplu taşıma araçları zorunlu kılınmalıdır.

Verilen hizmetler planlı ve kaliteli olursa halk zaten tercihini en iyi şekilde yapacak,Büyük şehirlerde yaşamanın güzellikleri anlam kazanacaktır.hizmet vermiş olmak için değil, hizmete değer katmak için hizmet verilmelidir, bir takım siyasi polemikler yüzünden halk madur edilmemelidir.

Umarım yerel yönetimler; hizmetleri hak edenlerin sözlerine kulak verir. Mart ayı başında yapılacak olan EURASİA RAİL Raylı sistemler fuarında bu yönde çözümler üretilerek özel sektörün faaliyetleri Kamu sektörünün işbirliği ile önem kazanacaktır.

28.02.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı

===========================================================================================================================================================================

Demiryolu’nda Geçen Otuzbeş Yılın Ardından !

Demiryolcu olmak bir işte çalışmış olmak,değildir,Demiryolculuk başlı başına bir kültür,çok büyük fedakarlıklar gerektiren bir çalışma hayatı ve toplumun sosyal yaşantısından çok farklı bir yaşam tarzıdır.

Gencecik, henüz rüşt’ünü bile ispatlamamış bir yaşta başlayan çalışma hayatı,hesabını yapamadığı gelecek yıllar,bu hayatla geçen bir ömür ve o hayatın tüm gerçeklerini,zorluklarını, çile ve fedakarlıklarnı çekerek geçirilen çeyrek asırı aşan bir yaşamın unsuru olan kişidir Demiryolcu. Gerek, Türkiyenin Oxford’u olarak nitelenen Demiryolu Meslek Lisesi’nin verdiği Demiryolu kültürü ve mesleki bilgilerinin ufkunda, gerekse Mesleki eğitimlerin doğrultusunda, görev bilinci içinde zaman kavramını unutmuş,yaptığı kamu hizmetinin gereğini yerine getirmek için tüm gücünü kullanmak zorunda olduğunu bilerek verilen emeğin unsurudur demiryolcu.

Demiryolculuk;başlı başına bir yaşam tarzıdır,Ailesi, çoluk çocuğu ile ,hatta yakın çevresi ile demiryolcudur,her birimi ile ayrı ayrı çalışma şartları ile bütünü tamamlamaktır,tek amaç o tekerleği döndürmek,kamu hizmetini yerine getirmektir.

Bilirmisiniz ki trencinin bayramı,tatili nasıldır ; nasıl geçer bilirmisiniz ? Babası sağ olupta yetim gibi bayramı kutlayan çocukları anlayabilirmisiniz, ömrü yollarda geçen bir trencinin hanımı; evin reisi,çocuklarının babası olmuştur adeta,herkesin eşi dostu ile bayramlaştığı,bayram ziyaretlerinde olduğunu gören çocuklarına nasıl anlatır. Demiryolculuğun bunu gerektirdiğini, bayramın son gününe yetişen babalarının sevincini görmek gerekir çocuklarının yüzünde .

Ailesi ile birlikte kaç defa tatil yapmıştır acaba ? Belki bir, belki ikidir,bir elin parmaklarını geçmez tatil günleri,herkesin tatil zamanı demiryolcunun çalışma zamanıdır,taşımak zorundadır tatilcileri gidecekleri yerlere,her zaman götürdüğü trenle yolcu olarak tatile gitmek ne kadar tuhaf gelir insana bilirmisiniz ?Bunu anlamak için yaşamak lazımdır bu anı, belki yaşadığı mutlulukların en büyüğüdür bu an.

Demiryolu Şehidi olmamışsa eğer, emekliliğe nail olmuşsa sonunda,hayatının gerçek bayramını yaşamaktadır şimdi, 30-35 yılını verdiği bu camiaya karşı görevini layıkı ile yapmış olmanın mutluluğu her şeye değerdir onun için. Çocukları büyüyüp gitselerde yanından, ömrü boyunca hayal ettiği mutlu geniş bir aile yaşantısını arzular onların yollarını gözlerken,kalsa da bir Köroğlu/Ayvaz. O mutludur şimdi kalan ömrünün son baharında biraz.

27.03.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı

===========================================================================================================================================================================

Mesleki Ahlak Ve Usta Çırak İlişkileri

Geçen gün bir Sosyal Paylaşım sitesinde TRT Belgesel’inde de yayınlanmış “USTALIKTA GEÇMİŞ ZAMAN” videosunu izlerken bazı yazılı olmayan kuralların,çalışma hayatı içinde ne kadar da önemli rol oynadığı tesbitine vardım.İnsanlar toplum olma kurgusu içinde ister yaşam,ister çalışma hayatının işlerliğini devam ettirme açısından ETİK KURALLARINA beklide farkında olmadan uydukları görülmüştür.

Güncel hayatı ve İnsanların yaşam düzenini sağlayan Yazılı Yasalar ve yaptırımları belki pek çoğumuz bilmiyoruz,ama kanuni sorumluluklar yüklenmiş olması nedeni ile de yaptırımları bizleri doğrudan etkilemektedir.Ancak İş ahlakı ve Etik çalışma kuralları insanlar üzerinde daha etkili olduğunu görülüyor.her meslek grubu mensubu kişiler çalışma hayatını analiz ettiğinde hayrete düşürecek toplum kurallarını yaşam akışı içinde farkında olmadan titizlikle uyguladığı ve bu kurallardan taviz vermediğini görmektedirler.

Benim 35 yıllık çalışma hayatım boyunca Talimatlar Yönetmeliklerinin çoğunu tam olarak uygula(ya)ma-dığımı ama aramızdaki ilişkilerin daha çok prensiplere dayanan İŞ ETİĞİ ve SAYGI/SEVGİYE bağlı yazılı olmayan kurallara uyularak yürütülmesinin başarısı da açıkça görüyorum,Kaldı ki bizler iş ortamda yaşam boyunca hala bir düzen içinde devam ettirebiliyorsak bu kural daha da önem kazanmaktadır.

Mesleğe başladığımız zamanlarda Ustalarımızın geneli Buharlı’dan gelme olduğu için MAKİNİST/ATEŞÇİ düzeni sürdürmeye devam ettirme çabalarını her ne kadar yadırgasak ta uymak zorunda idik ve bu konuda zaten taviz vermezlerdi.Örneğin Ustadan önce işe gelmiş olmak,Lokomotifin ikmallerini kontrol etmek,Markiz içi(Makinist Mahalli) temizliğini yapmak,Çay suyunu hazırlamak vb.rutin görevleri yerine getirmek gerekiyordu.Yolculuk esnasında bir Aile ortamı içinde usta/çırak saygı sevgisi ile üstüne düşen görevleri yerine getirmek zorundasınızdır.İşte geçirdiğiniz zaman,evindeki Ailenizden birlikte geçirdiğiniz zamandan daha çoktur,bu nedenle Aile birliği içinde gösterilen tutum ve düzeni burada da uymak ve uygulamak gerekmektedir.

Yolculuk esnasında herkes birbirine yardımcı olmayı,gerektiğinde özel sorunlarınızı bile birbirinize açarak çareler bulma gereği doğmaktadır,zaten buna da mecbursunuz,orada ikinizden başka kimse yoktur,bir sağlık sorununuz olsa ilk yardımcı olacak yine yanınızdaki kişidir,işte bunlar Yazılı olmayan kurallardır.

Birde “İŞ AHLAKI”denen bir kural vardır ki bu kuralda yazılı değildir,ama mutlaka yerine getirmek gereği duyarsınız,görevleriniz arasında olmasa dahi vicdani sorumluluklarınız vardır ve bu sorumluluklarınızı yerine getirmek zorundasınız,yerine getirmeseniz olurmu ? olur tabii, ancak o vicdanınız sizi rahat bırakmaz ve kendinizi suçlu hissedersiniz,Elinizden geldiği sürece her türlü olumsuzluğu gidermek,götürdüğünüz Treni tehir ettirmeden,onara bileceğiniz basit arızalara hemen müdahale ederek bir an önce yola devam etmek,Hem yolcuyu mağdur etmeden,hem de devlete zarar vermeden sorunun üstesinden gelmek vicdani ve aynı zamanda AHLAKİ BİR GÖREV’dir.

İşte bu yazılı olmayan kurallar nesiller boyu,ustadan çırağa geçerek sürdürülmekte,bu ilişkiler sayesinde Mesleğinizi zevkle yerine getirmektesiniz,işinizi yaparken büyük bir haz duyar,görevinizi layık-ı ile yerine getirmenin verdiği huzuru bulursunuz,belki karşılığını maddi olarak alamasınız da Vicdani huzurunuz sizi mutlu etmeye yetecektir,bu huzur Aile yaşantısına da yansıyarak hem kendi ailenizin hem de İş arkadaşlığının verdiği Mutluluğu size sağlayacaktır.

Huzurlu,mutlu ve Kazasız bir yaşam dileklerimle tüm çalışanlara işlerinde başarılar dilerim.

29.05.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı

===========================================================================================================================================================================

Büyürken Büyütenlere Vefa Göstermek !

Türkiye’nin geçmişi ve geleceği; zaman sürecinde süzgeçten geçirilirken sonuçları görüldükçe her iki zamanın üretim ve yönetim farklılıkları belirgin hale gelmektedir.

Çalışma hayatının Teknik ve üretim olarak gelişiminde önemli faktörlerin başında İNSAN gelmektedir, her kademe çalışanının gayret ve özverisi başarıları beraberinde getirdiği gerçeği bilinse de, Sektörler arasındaki rekabetin çalışma ve üretim kapasitesine yansımaları da çalışanları etkileyen sebepler olarak ortaya çıkmaktadır. Büyüyen iş dünyasının gerek Yurt içi gerekse Yurt dışı ilişkileri rekabet ortamında daha hızlı ve Teknik atılımların oluşmasını sağlamaktadır, tüm gelişmeler İnsanların Beyin ve İş gücü katkılarının ürünü olarak büyük katkı sağlayarak ayrı değerler kazandırmaktadır.

İş dünyasında ismi bilinen birçok Şirketler ve Kurumlar işin başlangıcında birkaç kişi ile yola çıkarken o kişilerin fedakârlık ve azimleri sayesinde piyasada yer almaya çalışmışlar, aşılan sıkıntı ve zorluklara hep birlikte göğüs gererek ayakta kalmaya ve Dehası’nda büyük adımlar atmaya başlamışlardır. İhtiyaç ve İstihdamın artması insanların özverileri, ileriyi görerek cesur adımların atılması Yönetici ve çalışanların kenetlenmesi sayesinde olmaktadır. En alt kademeden en üst yöneticiye kadar her bireyin fedakârlıkları sayesinde bir yerlere gelinmesi sağlanmıştır.

Büyürken büyümenin verdiği sıkıntılar ve zorluklar nasıl birlikte hareket etme ve uyumlu çalışma sayesinde aşılmış ise; Büyüdükten sonra da aynı ruhun devam etmesi gerektiği de bir gerçektir, kaldı ki Büyümenin verdiği tecrübe ve deneyimler sayesinde Kurum olmanın verdiği güvenle daha ileri adımlar atılarak, üretim ve istihdam da artmaktadır.

İşte birçok Kurum ve kuruluşlar hala ayakta ve dik duruyorsa bu unsurların sayesindedir, zira birden parlayıp kısa zamanda saman alevi gibi kaybolan birçok Şirketin çöküş nedeni incelendiğinde İnsanların fedakârlık ve çabalarının göz ardı edilerek, zaferin verdiği sarhoşluğun bu çabaları görmemesi, hatta inkâr edilmesinin etkili olduğu görülmektedir. Bu vefasızlık, bu basamakları çıkarken merdiven olmuş insanları bir kenara iterek şahsi ve makam ihtirasları belki de çöküşü hazırlayacaktır, Temelin sağlamlığı o insanların fedakârlığından geldiği unutulursa, ileriye atılan adımların da ne kadar dayanıksız olacağı ve aksayacağı da unutulmamalıdır. Nereden gelinip nerede olduğunuzu iyi bilmelisiniz ki nereye kadar gidebileceğinizi görebilesiniz, eğer bunları idrak edememişseniz, Sizi buralara getirenleri unutmuşsanız birkaç adım ötenizdeki çukura da göremeyerek oraya düşersiniz, bu düşüş öyle bir ibrete sahne olur ki belki de tek kurtuluş çareniz yine o insanlar olacaktır.

Vefasızlık İnsanlığın ve Geleceğin çöküşünü hazırlayan bir unsur olduğu unutulmamalıdır, bu nedenledir ki Kurumlar gibi Ülkelerin de geleceğinde bu gerçekler yatmaktadır.Ülkemizin geleceği de bunlara bağlıdır.

3

31.08.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı.

SAVRONİK

===========================================================================================================================================================================

Şapkası Kuş’lu Beli Kılıç’lı Olsun !

Şapkası Kuş’lu Beli Kılıç’lı Olsun ! | Demiryolcu

Henüz Mektebi evvel-iyenin tahsil günlerinde Mektebi kıraat edilen vakti evvel zamanda hayatı anlamaya çalırken her gördüğünü Teyp misali Dimağına kazıyan velet’lerin oyun için telden yapılmış arabaları sürerken,Testi Kulp’undan yapılmış atlarını dehlediği yıllarda Şimendifer Mesleğinin itabarın yüksek kılındığı zamanda Trenci olma hayalinin ilk adımların atmış olmanın gururu ve Kumpanyalı Babanın düstüru ile başlayan hayat yarışı,Tekavit ile sonlanan Demiryolcu luk zamanı. Türkiyenin OXFORD’unu bitiren bıyıkları henüz terlemeye başlamış delikanlılar geleceği tasavvur edemeden hızla,nice zorluk ve fedakarlıklarla geçen Şimendifer ’lik yıllarnı yarınında özlemi olacağını bilmeden süren hayat duhlü-zaman’ın gerçekleri ile yüzleşmek beklide hayali dünyanın gerçeklerle silkinişi ile güne dönmek belki de hüzün olacak. Yukarıda yazılanlar Demiryolcu luk hayatının nostaljiye dönüştüğü günleri anmak için eski dillde anlatılmaya çalışılmıştır. İşte o yıllarda Türkiyenin itibarı yüksek Mesleklerini anlatmak için “ŞAPKASI KUŞLU-BELİ KILIÇLI”tabiri kullanılırdı.Yani Demiryolcu ve Subay’lık.en geçerli meslek olarak görülüyordu.Hatta Genç kızlara Büyükleri “Evleneceksen ya Şapkası kuşlu,yada Beli kılıçlı olsun”derlerdi.Zamanın en revaç mesleği olan Demiryolcu luğun itibarı günümüzde ne anlamdadır ? diye meraklanıp çapım dahilinde(!)küçük bir araştırma yaptım. Günümüzün Modern Dünyası ile gençliğin tercihleri orantılı olarak teknoloji ye kaymış olduğu görülmektedir,Uzay ve ileri teknoloji meslekleri tercihlerin başında gelmektedir,ancak Modernleşen Demiryolu araçları zamanın teknoloji trafiği ile ne kadar hızlansa da Demiryolcu Kültürü henüz bitmediği görülmektedir.Demiryolcu kültürü başlı başına yazılı olmayan bir kültür ve Saygı unsuru azalmaya yüz tutsada devam etmektedir.Demiryolu Meslek Lisesi hala açık olsa idi sanırım bu kültür yıllarca yaşanmaya devam edecekti. İşte geçmişin bu kültürü ile yetişmiş kişilerin çabası ve yetiştirdikleri genç Demiryolcu lar ile bir müddet daha bu Saygın Meslek kültürünün devamı sağlanacaktır.Ama Dünyanın serbestleşme akımına kapılmış bu Köklü kuruluşlarında sadece iş dünyası’nın bir parçası olacak,ancak manevi niteliklerini de kaybetme gerçeğini kazanacaktır.Özel sektör hayatında Manevi değerler ve Meslek kültürü kaybolarak tamamen otomasyona geçmiştir. Bu bağlamda Demiryolculuk mesleği de artık Modern Dünyanın gidişatına ayak uydurmuş,Çalışanlarında robot insanlara dönüşmeye başlayan bir ortama dahil olması;MODERN TRENCİLİĞİN BAŞLANGICI—ŞİMENDİFERLİĞİN SONU olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir..

22.11.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı

===========================================================================================================================================================================

Demiryollarında Serbestleşme ve Global Ekonomiye Etkileri !

Hemen hemen her gün ve her yerde Özelleştirme – Demiryollarında Serbestleşme ile ilgili haberler çıkıyor,yazılıp çiziliyor,bir çok yorumlar yapılıyor ama sanırım hiç kimse ortaya somut bir şey konmuyor.Olumlu ya da olumsuz sert eleştiriler daha çok varsayımlara dayanarak yapılıyor.

Olaylara yüzeysel bakıldığında her iki yönlü eleştirilerin haklı yönlerinin olduğuna kanaat getirsenizde net ve nokta tespitler yapılmadığı ortaya çıkmaktadır.Zaten her tartışmanın tarafları incelendiğinde bir çok kişinin konunun uzmanı olmadığı,Özelleştirme ile ilgili yeterli bilgilere sahip olmadıkları hemen anlaşılabiliniyor.Kaldı ki kulaktan duyma bilgiler ve kısıtlı yöresel örnekler vererek Laf ebeliğinden öteye gitmeyen eleştirilerle bilinen gerçeklerin kasıtlı olarak başka yerlere çekilerek Politik anlamlar kazandırılmak isteniyor.

Kanun’un Lehinde eleştirenle dahi;tasarı maddelerini dahi görmeden “Yılmaz Savunucu”luğa soyunarak övgüler yağdırabiliyorlar, Dünya’da örneklerini detayları ile incelememiş,hatta yerinde bile görmemiş kişilerin Uzmanmış gibi ahkam kesmesi,Özelleştirmenin ne olduğunu dahi bilmeyen,hatta ukalalıklarını yazıları ile Özelleştirme ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmayanların kafalarını karıştırarak,kısır döngülere sokanlar, şunu iyi bilmelidirler ki;Yıllar önce Özelleştirmeye geçmiş ve çok başarılı olmuş Ülkelerin;bunu başarırken sağduyu ve Ülke çıkarları ön planda tutulmuş,özveri gerektiren her şeyi yapmışlardır.Oralarda da Sert eleştiriler ve kasıtlı engellemeler oldu,ancak azimle atılan adımlar ve uygulamalar sayesinde olumlu sonuçlara ulaşarak Ekonominin GLOBAL (Anlamı aşağıda açıklanmıştır) hale gelmesi sağlanmıştır.Serbestleşmenin temel ilkelerinden birisi de:”Dünya sermaye akışı ve teknolojik gelişmelerin hızla yayılmasıdır”

Serbestleşme(”Yada Özelleştirme”)nin adımları atılırken Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 14.05.2012 tarihinde;”TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI” hakkında kanun taslağını Tüm Sendika ve Sivil Toplum kuruluşlarına göndererek mutabakat sağlanması amaçı ile görüşlerin bildirilmesi istenmiştir.Taslağı incelediğinizde elbette eksik ve ya yanlışların olduğunu göreceksiniz,ancak bu düzenlemelerin uzlaşı ile yapılması gerekirken,tümüyle karşı çıkılması çok anlamsız ve kasıtlıdır.

Umarım Ülke menfaatlerinin düşünüldüğü,Ekonomik getirilerin bol olduğu,Vatandaşların Refah seviyelerinin artacağı yönünde bir kanun çıkartılır,gelecek yıllarda SOMUT SONUÇ’lar elde edilmiş olur.

EKONOMİK GLOBALLEŞME:

Ülkeler arasında mal, hizmet, uluslar arası sermaye akımları ve teknolojik gelişimin hızlı bir şekilde artmasını ve serbestleşmesini ve bunlar sonucu ortaya çıkan ekonomik gelişmeyi ifade eder. birbirleriyle mal işlemleri, çeşitliliği, değer artışları, hizmetler, uluslar arası sermaye akımları, teknolojinin çok hızlı ve yaygın bir şekilde yükselmesi ve bu sayılanların ülkeler arasında giderek serbestleşmesi sayesinde ekonomik gelişmeyi ifade eder (IMF World Economic Outlook 1997).

04.12.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı

SAVRONİK

============================================================================================================================================================================

Personel Yönetimi ve İnsan Kaynakları : Kamu ve Özel Sektörün çalışan istihdamı olarak sayının çokluğu önemli olduğu kadar çalışanların iş gücü ve üretime katkıları önemli ölçüde değerlendirilmeli ve bu gücün etkisi arttıkça üretimin ve sektör potansiyelinin artması istenilen hedeflere ne kadarına ulaşıldığının göstergesi olduğunu belirler.

Bir sektörün çalışanlarının çokluğu kadar Kalifiye eleman istihdam edilmesi de çok önemlidir. Günümüz şartlarında “ARA ELEMAN”dediğimiz nitelikli teknik personel bulunması biraz zor olsa da bu tür eleman temininde de Meslek Lisesi ve Meslek Yüksek okullarının çoğalması,üretimin gücü olan teknik personel istihdamlarının da daha rahat yapılabilmesini sağlayacaktır.Her iş yerinde personelin %60’ını barındıran ara elemanların üretim potansiyelinin en etkin unsurları olmuştur.

Bir çok büyük şirket çok sayıda çalışanı bulunmasına rağmen yönetim uygulamalarındaki yanlışlar nedeni ile personeli elinde tutma becerisini gösteremediklerinden,üretimdeki düşüşler ve üretim kalitesinin azalmasına sebebiyet verilmektedir.önemli olan kalifiye elemanları iyi değerlendirmek ve yönetim becerisini kullanarak iş gücü ve motivasyonu üst seviyelerde tutabilmektir.

Bir yönetici;çok iyi bir Mühendis,çok iyi bir teknik personel veya konusunda uzman olabilir,ama bu unsurlara sahip olması çok iyi bir yönetici olduğunu göstermez,kaldı ki Yöneticilik bir beceri ve İnsan davranışları biliminin uygulanması ile sağlanır.Yönettiğiniz personelin moral ve motivasyonunu sağlayamadığınız,emeğinin karşılığını veremediğiniz zaman hem çalışma azmi hem de üretim gücü düşecektir.Aslında çalışanın beklentisi maddi katkıdan önce takdir ve iş gücünün desteklenmesidir.

Günümüzde örnekleri ile sabit olan bir çok şirket ve ya kamu kuruluşu yüksek ücretler vererek çalıştırdığı personelinden yeteri kadar verim alamamasının nedenlerinden birisi de bu tür yönetim zaafi- yetidir.İnsanlar tatmin edici ücretler alsalar dahi iş huzuru olmaması ve adaletsiz yönetimler yüzünden işlerinden ayrılmaktadır.Bir yöneticinin İş huzur ve adaletini sağlayamadığı bir yerde de başarıdan ve üretim kalitesinden söz edilemez.

Bir çok işyerinde Yönetim bazında İdari ve İnsan kaynakları birimleri bu yönde önemli adımlar atarak üretimin yanında sosyal faaliyetlerini geliştirmekte,hem çalışanlarına sosyal hizmetler vererek motivazyonu üst seviyelerde tutmak,hemde bir nevi tanıtım ve reklam yapmayı amaçlamaktadırlar,bu önemli bir unsurdur.İnsan Psikolojisini iyi anlayarak yönetim becerisi ile birleştirici bu unsurları personeli üzerinde uygulaması başarı ve kaliteli üretim zenginliğini de sağlayacaktır.

Son günlerde bir çok sektörde büyük oranlarda işçi çıkarmaktadırlar.Sebepleri araştırıldığında Ekonomik nedenlerin yanında Personelin üretim katkısını sağlayamamak,personelinin ruh ve beden sağlığını koruyamamak,Sosyal yaşantıları için zaman bırakmamak,hatta Üretiminin karşılığı olan emeğinin karşılığını ver(e)memek gibi nedenlerin olduğu görülmektedir.

İşte iş dünyasında;İNSANA verilecek önemin ne kadar etkili olduğu unutulmamalı,Çalışanlarının her türlü huzur ve emeğinin karşılığı mutlaka sağlanmalı,az personelle vardiya artımı yaparak üretimi arttırmak gibi çalışanın performansını olumsuz etkileyen uygulamalara baş vurulmamalıdır.

İyi bir Yönetici Çalışanı tarafından sevilen,kendisine saygı gösterilmesini hak eden bir idare tarzını benimseyen kişidir.Kendisine önem verildiğini hisseden çalışanlar o sektöre daha faydalı olabilmek ve daha istekli çalışmak zorunluluğunu kendinde hissedecektir.

Herkese Huzurlu ve Verimli bir çalışma içinde olması dileklerimle Hayırlı kazançlar dilerim..

insan-kaynaklari

04.01.2013

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmanı

===========================================================================================================================================================================

Türkiye Demiryolları’nın Oxford’u! (Video)

Geçtiğimiz aylarda sanırım bilgilendirme seminerlerinden birinde;katılımcılardan birisi sohbet arasında OXFORD ve OXFORD’lular ile ilgili konuşurken İngiltere’de Eğitim ve bilimsel araştırmaların önemi ve ciddi bir kariyer geçişi hakkında tesbitlerini aktarıyordu,tabii laf ebeliği yaparak;mükemmel bir eğitim sistemi ve kalifiye eleman yetiştirilmesi konusunda Türkiye’nin eksikliklerini de küçümseyerek kendisini ön plana çıkarmaya çalışıyordu.Sohbet arası olduğu için zaten sıkıcı olan ciddi ortamı biraz olsun yumuşatmak amacı ile ben “Onu bilmem Türkiye’nin OXFORD’u DEMİRYOLU MESLEK OKULU her zaman bir numaradır”dedim.

Burada bulunanların bir çoğunluğu “DEMİRYOLLARI’NIN OXFORD’U” ne anlama geldiğini biliyorlardı ki bu ifadeler yüzlerdeki tebessümü artırmıştı.Kaldı ki Türkiye’nin hemen hemen her yerinde görev yapan mezunlar;Demiryolu Meslek Lisesi’nin Türkiye’nin Oxfor’du olduğunu bir çok yerde dile getirdikleri için Özellikle Demiryolu ulaşım sektöründe bu sözün anlamını herkes biliyordu.

DEMİRYOLU MESLEK LİSESİ En son açılış dönemi 1974/1998 Yılları arasında yaklaşık 2720 Mezunla birlikte 01 Ekim 1942 de ilk açılışından bu tarafa dönem dönem birkaç defa kapatılıp tekrar açılması ile 4184 Mezun vermiş,Türkiye’nin her tarafına kalifiye Demiryolu elemanı yetiştirmiş gerçek bir ilim yuvası olmuştur.Demiryollarının OXFORD mezunlarını Demiryollarının her kademesinde görebileceğiniz gibi diğer Devlet ve Özel sektörlerinde her alanda görev yapmaktadırlar .Hakim’inden Doktor’una kadar,Akademisyen’inden Politikacı’sına kadar her meslekte bir OXFORD’luya mutlaka rastlarsınız.

1998 Yılında Siyasetin:TASARRUF TEDBİRLERİ’ne kurban edilerek kapatılan Demiryollarının bu güzide okulu belki de bu anlamda bir daha hiç açılmayacak.Gönül ister ki Lise ve Yüksek okul birleştirilerek yeniden açılsın,tamamen çekirdekten yetişen Demiryolcular ve en kalifiye elemanları yetiştirerek Ulaşım sektörüne kazandırılsın,belki bu gerçekleri görerek bu yönde adımlar atılır ve Türkiye Demiryolunun Oxfordu yeni çehresi ile hayata geçirilir.

İçinde bulunduğumuz son dönemlerde Özellikle Demiryollarının Serbestleşmesi (ÖZELLEŞTİRME) anlamında yoğun çalışmalar yapılmakta,bu yönde önemli kanunlar çıkartılarak Özelleştirmenin hızlandırılması sağlanmaktadır. SERBESTLEŞME ya da ÖZELLEŞTİRME çalışmalarının faydalı mı değil mi tartışmaları yapılsa da sanırım buradan geri dönüş olmayacaktır.Madem SERBESTLEŞME gerçekleşecek o zaman ÖZEL SEKTÖR’ünde bu alanda çok önemli miktarlarda Kalifiye elemanlara ihtiyaçları olacaktır.Peki bu istihdam nasıl sağlanacak?. Özel Sektörün bir çok alanında Eleman yetiştirilme zamanına sabrı yoktur,hazır yetişmiş elemanlarla en kısa zamanda faaliyetlerine başlamak ve bu döngü içinde yer almak isteyeceklerdir.Pekii bu bağlamda yeterli istihdamı bulabileckler mi ? Tabii ki hayır,öyle ise şimdiden bazı olumsuz etkileri de görmek mümkündür.

Her ne kadar teknolojik imkanlar sayesinde çok önemli işler başarılsa da gerçek Kalifiye elmanların yetersizliği nedeni ile bu geçiş dönemi hayli sancılı olacağı gerçeğini de görmemezlikten gelemeyiz.Bu güne kadar Sadece Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Porsuk Meslek Yüksek Okulu’nun ve bazı il’lerde birkaç Meslek Lisesi bölümlerinin yetiştirdiği Kalifiye elmanlar gerekli istihdama yetmediği görülünce tüm Üniversitelere “RAYLI ULAŞIM SİSTEMLERİ”bölümleri açılması kararı alınmış belki de önümüzdeki dönem de eğitimlere başlanacaktır.

İşte önemli bir sorun da burada ortaya çıkıyor;Bu üniversitelerde Eğitim verecek kişileri bulmak hayli güç olacak,ziraa aradan geçen yıllarda bir çok kişi emekli olmuş,Demiryolu bilgi birikimi olan öğretici elemanlar tamamen azalmıştır.Peki kimler bu açığı kapatacak ? hani birkaç aylık kısa eğitimlerle Öğretim elemanları yetiştirmek kalitenin düşmesine Demiryollarının işletilmesinde bir çok aksamalara yol açacaktır.

İşte tüm bu gerçekler alt alta sıralandığında Türkiyenin Demiryolu işletilmesi alanında mutlaka ama mutlaka bir DEMİRYOLU OXFORD’una ihtiyacı olduğu görülmektedir.Gerçek anlamda Demiryolcular ve Demiryolu kültürünün yeniden yeşermesi için DEMİRYOLU MESLEK OKULU yeniden açılmalıdır.

Demiryolu Meslek Lisesi Tanıtım Video'su

21.12.2012

Yusuf SÜNBÜL

Demiryolu Uzmnaı