Yerel yönetimlerde halkın yalnızca izleyici değil, karar süreçlerinin doğrudan aktörü olması; şeffaf, hesap verebilir ve sürdürülebilir bir yönetim anlayışının temelidir. Dünyada uzun süredir uygulanan katılımcı yönetişim modelleri, Türkiye’de de giderek daha fazla belediye tarafından hayata geçiriliyor. Ancak uygulamaların sürekliliği ve yaygınlığı açısından hâlâ geliştirilmesi gereken alanlar var.
Şişli Belediyesi – “Benim Bütçem” Katılımcı Bütçe
Türkiye’de katılımcı bütçelemenin öncüsü olan bu uygulama, mahalle toplantılarında yurttaşların önerilerini doğrudan bütçeye yansıtıyor. 2022’de yatırım ve faaliyet bütçesinin %51,56’sı, 2023’te %33’ü katılımcı bütçeye ayrıldı. İki yılda toplam 348 milyon TL, halkın talepleri doğrultusunda yönlendirildi. ↗
Tepebaşı Belediyesi – Gençlerin Katılımı
Eskişehir’de gençlere, 11 dönümlük alanda yapılacak spor tesislerinin projelendirilmesi ve harcama kararlarında söz hakkı tanındı. Bu uygulama, gençlerin karar alma süreçlerine doğrudan katılımını sağladı. ↗
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in öncülüğünde geliştirdiği İstasyon Gaziantep Modeli ile katılımcı yönetişim ve iyi yönetim ilkelerini öne çıkarıyor. Bu model, 2024 yılında Avrupa Konseyi tarafından verilen Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası (ELoGE) ödülüne layık görüldü. ↗
Dünyadan Katılımcı Yönetişim Örnekleri
ABD City Council – Public Comment (Salt Lake City örneği)
Belediye meclisi toplantılarında her oturumda halka açık “Public Comment” bölümleri bulunuyor. Vatandaşlar yüz yüze, çevrimiçi veya e-posta yoluyla görüşlerini iletebiliyor. Yorumlar resmî tutanaklara geçirilerek karar süreçlerinde dikkate alınıyor. ↗
Barselona, İspanya – Decidim Dijital Demokrasi Platformu
Vatandaşlar çevrimiçi projeler önerebiliyor, fikir kampanyaları başlatabiliyor ve belediye bu önerileri karar süreçlerine entegre ediyor. ↗
Porto Alegre, Brezilya – Katılımcı Bütçe
1989’dan bu yana uygulanan model, mahalle toplantılarında halkın bütçe önceliklerini belirlemesine dayanıyor. Bugün dünyanın birçok yerinde katılımcı bütçe uygulamalarına ilham kaynağıdır. ↗
Sonuç ve Öneriler
Türkiye ve dünyadan örnekler, etkileşimli yönetişimin şeffaflık ve katılımı güçlendirdiğini göstermektedir. Ancak Türkiye’de uygulamalar çoğunlukla pilot düzeyinde kalmakta ve karar süreçlerine etkisi sınırlı olmaktadır. ABD’deki Public Comment modeli ilham verici olsa da, Türkiye’nin siyasi kültürü, hukuki altyapısı ve katılım alışkanlıkları nedeniyle doğrudan uyarlanması güç olabilir. Bu nedenle yerel koşullara uygun, kademeli bir uyarlama gereklidir.
Ayrıca, katılım mekanizmalarının sembolik kalmaması, önerilerin gerçekten dikkate alınarak karar süreçlerini şekillendirmesi kritik önemdedir. Katılımın yalnızca görünürlük sağlamaktan öteye geçip, somut kararları etkilemesi gerekir.
Öneriler
Belediye meclislerinde “Halk Yorumu” bölümleri rutin hale getirilmeli.
Katılım mekanizmaları dijital platformlarla desteklenmeli.
Katılımcı bütçeler ve proje önerileri yaygınlaştırılmalı.
Şeffaflık ve geri bildirim mekanizmaları kurulmalı.
STK’lar, gençler, kadınlar ve dezavantajlı gruplar sürece aktif şekilde dahil edilmeli.