Değerli Endişe

Nesne 2

Değerli Endişe

Nesne 2

Yazan: Ömer Faruk Işık
Yayına Hazırlayan: Mehmet Emin Çakmak

Değerli Endişe


Bugün yaşadığı günler arasındaki en garip gündü. Hiç de memnun olmadığı, tat alamadığı ve kendisine bir amaç edinemediği hayatı bir anda değişmişti. Artık hayatında bir amaç ve bir anlam vardı ve belli ki artık durgun bir hayat sürme imkânı da kalmamıştı. Gece boyunca uyuyamamıştı ve güneşin doğuşuyla yürüyüşe çıkmak için evden ayrılırken posta kutusundaki zarf her şeyi değiştirmişti. O posta kutusu kullanılan bir kutu değildi. Kimse bu güne kadar o posta kutusuna bir posta dahi bırakmamıştı. Zarfta adı, soyadı, bütün aile bilgileri ve kendisinin bile okumadan önce aklında olmayan bazı gizlemek istediği bilgileri yazıyordu. En altta ise bir adres. Bu adresi biliyordu ama o an nereden bildiğini hatırlayamadı.

Bunun bir şaka olduğundan şüphesi yoktu ama kim yapmıştı? Yakınlarından birisi ailevi bilgilerini bu derece bilebilirdi ama sırlarını nasıl öğrenmişti. Yaptığı kötü şeyler bir bir kâğıtta yazılıydı ve unuttuğu bu olayların tekrar bilincine gelmesiyle, vicdan azabı durgun bir suyken büyük dalgalar gibi vurmaya başladı. Ya bu bilgiler çevresine de yayıldıysa? Ya ailesi bunları öğrenirse? Geçmişte yaptığı şeylerdi ama ya hapse girerse? Orada çürüyüp giderse?

Aklındaki bütün soruların, kuşkuların ve endişelerin bir tek çözüm ihtimali vardı o da yazan adrese gitmekti. Tekrar eve girip eşofmanlarını bile değiştirmeyi düşünmeden neredeyse koşar gibi hızla adrese gitti. Adresin gösterdiği ev karşısındaydı ve yeni yapılmış bir evdi. Bu evin yerinde önceden bir çocuk parkı vardı. Çocukluğunda hep bu parka getirilirdi. Babası her parka götürüşünde parkın adresi tekrarladığından adres aklında kalmıştı. Kâğıdı ilk okuduğu zaman adres bu yüzden tanıdık gelmişti.

Kapıyı çaldı ve içeri girdi. Karşılaştığı manzara hiç de tahmin ettiği gibi değildi. Kendisi gizli bir görev için seçilmişti. İnsanlık uğruna bir amaç.

Eğer bu teklifi kabul eder ve asla anlaşmayı bozmazsa yaptığı kötülüklerden kimsenin haberi olmayacaktı. Bu da tam istediği şeydi. Bu teklifin sunulduğu tek kişi değildi. Bu görevi kabul eden herkese verildiği gibi kendisine de bir nesne verildi. Bu nesne hayatında gördüğü en güzel nesneydi. Hemen nesneyi eline aldı. Ona bu nesneyi asla yanından ayırmamasını söylediler. Zaten böyle bir niyeti de yoktu. Bu nesneyi hemen herkese gösterip herkesi nesnesine hayran bırakmak istiyordu. Onları kıskandırmak istiyordu ama bu isteğini gerçekleştiremeyeceğini kısa süre sonra öğrendi. Nesneyi kimsenin görmemesi gerekiyordu. Onu gizlemesi gerekiyordu. Nesnenin üstü onu birilerinin görme imkânının olduğu her anda kapalı olmalıydı. En sıcak anlarda bile yanında taşıdığı bu nesneyi bir şey ile kapatmalıydı.

Bu kadar güzel bir şeyi gizlemek istemiyordu. O kadar dikkat çekici bir şeydi ki onu gören herkes dönüp bir daha bakardı. Bu ilgiden mahrum kalmayı hiç istemiyordu. Dikkat çekmek istiyor bari bazı günler kapatmasam diye düşündü ama cevap olumsuzdu. En azından bir kısmını açık bıraksam tamamen kapatmasam diye düşündü ama cevap yine olumsuzdu.

Anlaşma belliydi nesneyi gizleyerek hayatının sonuna kadar yanından ayırmamalıydı. Bu anlaşmaya uyarsa utandığı korktuğu geçmişinden de kurtulmuş olacaktı. Ne başkaları öğrenecekti ne de sadece kendisine zararı dokunacaktı. Eve gelene kadar nesneyi kapatma çabasından dolayı terlemişti. Bu gizleme ve terleme onu hiçi mutlu etmiyordu ama hatalarının bedelini ödemekten daha kolaydı.

Copyright © 2022 Tüm Hakları Saklıdır. Tanıtım için kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

© 2022, Sanrı Yapım

Yorumlar

Yorum Ekleyebilirsiniz!

Ömer Faruk Işık

Ne İse Ne ve Gaita'nın yazarı.