OZON JENARATÖRÜ & HAVUZ OZON JENERATÖRÜ OZONYAĞI OZONJELİ KANTORONLU OZONJELİ ÜRETİM CİHAZLARI
İhtiyaç doğrultusunda özel üretim imkanı 05054248618
kantoron yağı , ozonlanarak ozonlanmış kantoronyağı olmaktadır.
ve daha uzun süre ile ozonlanarak kantoronjeli oluşmaktadır.
ve daha uzun süre ile ozonlanarak kantoronjeli oluşmaktadır.
Genel olarak : Zeytinyağı, kantaron yağı , susam ve çörekotu yağı kullanılmaktadır.
Kantoronlu ozonjeli Soğuk sıkım zeytinyağı ile yoğun miktarda sarı kantoron kullanılmıştır. %93-95 saf oksijen ile çok uzun süre ozonlanarak üretilir.
ozonjeli ve ozonlu kantoronjeli buzdolabında sert, oda sıcaklığında jel, kullanıldığında tamamen sıvı hale döner
ozonyağı oda sıcaklığında 6 ay buzdolabında 1/2 yıla kadar muhafaza edilebilmektedir. Ozonjeli için süre daha uzundur
Ev / işletme tipi Ozon yağı üretim cihazı, Aynı zamanda havuz ve su depolarının dezenfeksiyonu için kullanılabilmektedir. sipariş üzerine imalatı yapılmaktadır. Yağlarınızın ozonlanması için iletişim : 05054248618
Projenin misyonu
Yerli üretim ile ozon ve jelinin faydalarının, herkesin kullanımı ve ulaşımının artması
tarımda aflatoksin ile mücadele , hayvancılıkta suların ve havanın ortamın dezenfekte edilmesi ve koku giderimi sağlanabilmesi
- Çalışma
ev ofis tipi araç içi için jeneratörü Her türlü koku ve ortamdaki mikropları yok eder. 12volt / 220volt
2. Çalışma
havuz ozon jeneratörü
3. Çalışma
otel resturant mutfak kantin e özel ozon jeneratörü
4. Çalışma
tuvalet okul sınıf dersane evcil hayvan koku giderimi
Sorularınız mı var?
Projeyle ilgili daha fazla bilgi almak için [e-posta adresi] adresine yazın
Kantaron yağı aynı şekilde uygulama yapıldığında ise kantaronlu ozonjeli elde edilmektedir.
Fason olarak yağlarınıza ozonlama hizmeti de verilmektedir.
Ozonjeli ve kantoronlu ozonjeli üretimi yapılmaktadır.
sipariş için ; 05054248618
Havuz , Yağ , Su , kümes vs. için ve ev ofis otel resturant vs. için talep doğrultusunda ozon jeneratörü imalatı.
ozon jeneratörü ile :
Dersane , okul, resturant , mutfak , WC , cafe , ... koku giderimi ve dezenfeksiyonu yapılabilmektedir.
Yatak odası , çocuk odası vb. mayk olarak bilinen mite lerin bertaraf edilmesi...
bilgi ve ürün için 05054248618
Medikal ARGE ve ürün geliştirme birimi
MEDİKAL OZON / OZONYAĞI / OZON YAĞI / (OZONJELİ) OZONLANMIŞ YAĞLAR ÜZERİNE YAPILAN BİLİMSEL MAKALELER İÇİN LİNKLER AŞAĞIDA SUNULMUŞTUR
OZON ÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMALAR
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=cr4SkWLaRMhkDRBjqthpsaJi9yMeKcr8uY4XIS4dETFHX3IuZz1slTojYcpPdoa1
sarı kantaronlu ozon yağının tedavideki etkinliğinin mesalazin tedavisine üstünlüğünü veya pozitif feed-back'inin araştırılması
Sonuç: Bu çalışmamızda asetik asit uygulayarak indüklediğimiz kolit modelinde rektal yolla verilen sarı kantaronlu ozon yağının ve sarı kantaron + meselazin kombinasyonun histopatolojik olarak iyileşme sağlandı görüldü. Tek başına meselazinin tedavide etkiliği olmağı görüldü. Sarı kantaronlu ozonun deneysel kolit modelinde etkinliği olduğu gösterildi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://akademi.tard.org.tr/?p=bildiri&kID=1507&sec=243982503&session=34750737u104252211s173753686
YARA BAKIMINDA OZON VE NEGATİF BASINÇ YÖNTEMLERİNİN BİRLİKTE KULLANIMI
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=rcbWnuqW6HxCZ_98ARapgixkbbJsCKjgOn3DpuREmVENoKJWoSP0bsR_eINCcNCI
Kapsül formasyonu doku içerisine yerleştirilen implant materyalerine karşı gelişen ve subklinik enfeksiyonla daha da belirginleşen yabancı cisim reaksiyonudur.
(... Bu veriler, ozon yağının özellikle meme implantlarında görülebilen kapsül kontraktürünün önlenmesinde alternatif bir ürün oluşturabileceğini düşündürmektedir.A nahtar Kelimeler: yabancı cisim reaksiyonu, subklinik enfeksiyon, kapsül kontraktürü, ozon yağı)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=CG8WvdvvxJP04Unr7Yecf0t50uqCrfwL_gnm5GI__MLge8fNem-Xi0muROC2OzaY
Sabit ortodontik tedavi gören hastalarda mini vida ile ilişkili komplikasyonlar üzerine ozon yağının etkisinin değerlendirilmesi /
(... Bu çalışmada OZZ'nin kanama, plak ve cep derinliği önlemede/azaltmada daha etkili olduğu saptandı. Ağrı üzerine CHX ve OZZ nin etkisinin benzer olduğu görüldü. Bu sonuçlar CHX kullanılması düşünülen vakalarda OZZ'nin alternatif olarak kullanabileceğini desteklemektedir.)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=MzP7PYssFqdb3WIjlroAkZlMLP1ES6VU20_cP2xNiTIxhSOnboJfl9u4Cp0ZsBQ6
ozonlanmış yağlar kullanılması (ozone edılmış susam yağı, çörek otu yağı ve kantoron yağı) yara iyileştirme prosesinin etkisi
Yazar:TAMARA RIZAOĞLU
Danışman: PROF. DR. İBRAHİM CANPOLAT
Yer Bilgisi: Fırat Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
Bu çalışmada üç farklı ozonlanmış yağın (susam yağı, çörek otu yağı ve kantaron yağı) yara iyileşmesi üzerine etkileri araştırıldı. Farklı ozonize edilmiş yağların yara kapanma hızındaki etkileri, iyileşme süreci ve oluşabilecek komplikasyonlar makroskopik ve mikroskopik olarak incelendi. Çalışmada, 21 adet erişkin wistar albino dişi rat kullanıldı. Denekler üç ana gruba (erken yara iyileşmesi (7 gün), orta dönem yara iyileşmesi (14 gün) ve geç yara iyileşmesi (21 gün) ayrıldı). Tüm ratların sırt bölgelerine eşit ebatta (10 mm çapında) 4 adet tam katlı deri yarası oluşturuldu. Yara bölgesi olarak ratların kolay ulaşılamayacakları sırt bölgesi seçilerek, Yara iyileşmesi süresince yaralar açık bırakıldı. İlk yarada herhangi bir tedavi uygulanmadı (kontrol grubu). İkinci yarada ozonlanmış susam yağı, üçüncü yarada ozonlanmış çörek otu yağı ve son yarada ozonlanmış kantaron yağı kullanıldı. İlk ana grup 7 gün, ikinci ana grup 14 gün, üçüncü ana grup 21 gün sonra ötenazi edildi. Yara iyileşmesinin incelendiği ilk 7 günlük gruplarda anlamlı bir fark oluşmadı. 14 günlük gruplarda çörek otu ve susam yağı gruplarında iyileşmemin daha iyi olduğu saptandı (P<0.05). 21 günlük gruplarda tüm yaralar iyileşti ancak çörek otu yağı grubunun diğerlerine göre daha önce iyileştiği belirlendi (P<0.01). Sonuç olarak farklı üç ozonlanmış yağın kullanıldığı bu çalışmada en iyi yara iyileşmesi çörek otu yağı ve susam yağından elde edildi.. Anahtar Kelimeler: Yara iyileşmesi, ozone edilmiş susam yağı, ozone edilmiş çörek otu yağı, ozone edilmiş kantoron yağı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=kIrIdtdJ31bRgjb6fHvMUVtHzY34ewYs4WF_plIkyOXy0Ontj3CPobPbT1tBferA
Diyabetik ratlarda uygulanan ozon tedavisinin korpus kavernozumda nitrik oksit sentaz düzeylerine ve ereksiyon kalitesi üzerine etkileri / Effects of ozone treatment on penile erection capacity and nitric oxide synthase levels in diabetic rats
Yazar:AYKUT ÇOLAKEROL
Danışman: PROF. DR. ATİLLA SEMERCİÖZ
Yer Bilgisi: Sağlık Bakanlığı / Tıp Fakültesi / Üroloji Ana Bilim Dalı
Konu:Üroloji = Urology
Dizin:
Giriş: Erektil disfonksiyon (ED); tatminkar bir cinsel performans için yeterli ereksiyonu başlatma ve/veya sürdürmedeki kalıcı bozukluk halidir. Diyabete bağlı artmış oksidatif stresin endotel disfonksiyonuna neden olarak erektil disfonksiyon patogenezinde anahtar rol aldığı bilinmektedir. Ozon, plazma ile temasa geçtikten sonra reaktif oksijen türevleri ve lipid oksidasyon ürünleri oluşturarak çeşitli dokularda etki eder. Bu çalışmamızda deneysel olarak diyabet oluşturulmuş sıçanlarda korpus kavernozumda oluşacak fonksiyonel ve biyokimyasal değişikliklere karşı ozon tedavisinin etkileri araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Sprague-Dawley cinsi 18 adet erkek sıçan çalışmaya dahil edildi. 12 adet sıçan streptozotocin (60 mg/kg, intraperitoneal (i.p.) ile diyabetik hale getirildikten sonra, diyabetin endotel hasarı oluşturması amacıyla 10 hafta beklendi. Sıçanlar 3 gruba ayrıldı: 1. grup; kontrol (n=6), 2. grup; diyabet (DM) (n=6), 3. grup; DM+Ozon (n=6). 8.haftadan itibaren 3. gruba 60 μl/ml (97% O2- 3% O3) gaz karışımı 2 hafta boyunca hergün aynı saatler arasında (16:00-16:15) intraperitoneal olarak uygulandı. Ereksiyon cevabı; kavernozal sinir uyarımıyla ortalama arteryal basınç (OAB) / intrakavernozal basınç (İKB) (mmHg) oranı ile belirlendi. Kavernöz basınç ölçümünden sonra sıçanlar anestezi altında sakrifiye edildi ve penis çıkarıldı. Penisin 2/3' lük proksimal kısmı ELISA için, 1/3' lük distal kısmı immunohistokimyasal analiz için ikiye ayrıldı. Nitrik Oksit Sentaz (NOS) değerleri ELISA yönteminde, 100 ml' lik homojenatlar kullanılarak 450 nm dalga boyunda spektrofotometre ile; immunohistokimyasal analizde ise lizin kaplı lamlara fiske edilmiş dokular nNOS, iNOS ve eNOS antikorlarıyla boyanarak çalışıldı. Sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildi ve p<0,05 anlamlı kabul edildi. Bulgular: Maksimum İKB / OAB oranı gruplara göre grup 1' de 95,58±19,1 mmHg, grup 2' de 25,78±11,34 mmHg, grup 3' te 81,17±52 mmHg olarak hesaplandı. 2. grubun İKB / OAB (%) ortalamaları 1. ve. 3. gruplardan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuş (p=0,0001), 1 ve 3. gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,253). ELISA yöntemiyle yapılan ölçümlerde 3. grubun eNOS (ng/mL) ortalamaları 1. ve 2. gruptan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,016, p=0,006), 1. ve 2. gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,749). Her üç grupta da iNOS ve nNOS miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,831, p=0,658). İmmünohistokimyasal analizde 1. grubun eNOS yaygınlık ortalamaları 2. gruptan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,012), diğer gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05). 1, 2, ve 3. grupların eNOS yoğunluk ve total ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,139, p=0,013). 1, 2 ve 3. grupların iNOS ve nNOS yaygınlık, yoğunluk ve total ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05). Sonuç: Diyabetik sıçan modelinde uyguladığımız ozon tedavisi , kavernozal dokuda eNOS düzeyini arttırarak diyabete bağlı ereksiyon kaybından korumaktadır. Bu sonuçlarla diyabetik hastalara adjuvan olarak ozon verilmesinin diyabete bağlı oluşan komplikasyonların kontrolünde fayda sağlayacağı öngörülebilir.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ratlarda tendon iyileşmesinde ozonun etkisi uzmanlık tezi /
Yazar:VOLKANKIZILKAYA
Danışman: DOÇ. DR. VEDAT URUÇ
Yer Bilgisi:Mustafa Kemal Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Ortopedi ve Travmatoloji = Orthopedics and Traumatology
Dizin:Aşil tendonu = Achilles Tendon ; Ozon = Ozone ; Sıçanlar = Rats ; Tendonlar = Tendons ; Yara iyileşmesi = Wound healin Onaylandı Tıpta Uzmanlık Türkçe 2016 62 s.
Günümüzde erişkinlerde tendon yaralanmaları tedavileri daha çok cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Tendon yaralanması sonrası iyileşmeme, geç iyileşme ya da tam iyileşmeden yeniden yaralanma hastalar için morbiditesi oldukça yüksek durumlardır. Bu durum ortopedik cerrahlar için oldukça zor bir durumdur. Tekrar ameliyat gerektireceği için hasta açısından problem olduğu gibi maddi açıdan da oldukça ciddi problemler oluşturmaktadır. Multidisipliner yaklaşımla bu riskler minimuma indirilebilir. Tendon iyileşmesi 3 safhada gerçekleşir. İnflamasyon, tamir ve remodelizasyon. Tendon iyileşmesini hormonlar etkiler. Tendon iyileşmesini hızlandırma ve iyileşmeden tekrar yaralanma (rerüptür) riskini azaltma amaçlı elektrik akımları, ameliyatla uygulanan biyoaktif greft, tendon grefti, hiperbarik oksijen uygulamaları, gen tedavisi kullanılmaktadır. Bu çalışmadaki amacımız Ozon tedavisinin tendon iyileşmesi üzerine etkisini araştırmaktır. Bizim çalışmamızda deneysel aşil rüptüründen hemen sonra haftada 4 defa olacak şekilde (günde 1x1 40 mikrogram/ml) ozon tedavisi rektal yolla enjekte edildi. Hipotezimiz ozon tedavisinin tendon iyileşmesini normalden daha hızlı hale getireceği, daha güçlü hale getireceği ve/veya iyileşmeme riskini azaltacağıdır. 60 adet Wistar-Albino tipi erkek sıçan 30 tanesi kontrol ve 30 tanesi tedavi grubu olmak üzere ikiye ayrıldıktan sonra her grupta 10' ar adet 6 grup oluşturuldu. Çalışma gruplarındaki ratların tümüne ilk gün genel anestezi verilip her iki aşil tendonuna kesi yapıldı ve tekrar onarım yapıldı. 2. haftada 10 adet tedavi grubundan ve 10 adet kontrol grubundan olmak üzere 20 adet; 4. haftada 10 adet tedavi grubundan ve 10 adet kontrol grubundan olmak üzere 20 adet ve 6. haftada 10 adet tedavi grubundan ve 10 adet kontrol grubundan olmak üzere 20 adet rata 50 mg Ketamin + 8 mg ksilazin i.p olarak anestezi verildikten sonra kalpten kan alma yolu ile sakrifiye edilip; sakrifiye edilen hayvanların sağ aşil tendonları histopotolojik olarak, sol aşil tendonları ise biyomekanik olarak incelendi. Her iki grup arasındaki farklılıklar istatiksel olarak değerlendirildi. Biyomekanik ve histopatolojik inceleme sonucunda ozon verilen grupta iyileşmenin ozon verilmeyen gruba göre daha iyi olduğu saptandı. Anahtar Kelimeler: Tendon iyileşmesi, Rat, Ozon
------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=sY7m19PfcL6F1NUw-cr80N3IU8H9JeTrXclmc20TAE19lYl6bhDporcVHAjBovtp
Cilt flepleri oluşturulan ratlarda ozon emdirilmiş zeytinyağının flep beslenmesi üzerine etkileri / The effects of ozonated olive oil on the flap in an experimental full-thickness skin flap model
Yazar:MEHMET VOLKAN YİGİT
Danışman: DOÇ. DR. CÜNEYT KIRKIL
Yer Bilgisi: Fırat Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
Konu:Genel Cerrahi = General Surgery
Dizin:Bitkisel yağlar = Plant oils ; Cerrahi flepler = Surgical flaps ; Ozon = Ozone ; Sıçanlar = Rats ; Vasküler endotel büyüme faktörleri = Vascular endothelial growth factors ; Yara iyileşmesi = Wound healing ; Zeytinyağı = Olive oil Onaylandı Tıpta Uzmanlık Türkçe 2015 76 s.
Cerrahi pratikte rastlantısal paternli deri flepleri sıklıkla kullanılmaktadır. Flep distalinde oluşabilecek doku nekrozu, oluşabilecek kozmetik ve fonksiyonel sorunlar nedeniyle korkulan bir komplikasyondur. Ozon kullanımının kronik ve akut yara iyileşmesinde etkinliği gözterilmiştir. Bu deneysel çalışmada ozonize zeytinyağı ve sadece saf zeytinyağı emdirilmiş pansuman materyalinin sıçan dorsal rastlantısal paternli deri fleplerinde damarlanma üzerine etkisi araştırıldı. Ağırlıkları 200 – 250 gr arasında değişen 21 adet Wistar Albino tipi erkek rat üç eşit gruba ayrıldı. Her gruba standart kaudal tabanlı dorsal flep uygulandı. Kontrol grubuna ek bir uygulama yapılmadı. Diğer iki gruba sırasıyla zeytinyağı ve ozonize zeytinyağı günde iki kez topikal olarak uygulandı. Postoperatif 7. günde tüm fleplerin tabanı ve uç noktası arasından tam kat 1 x 1 cm boyutlarında doku örnekleri alındı. Doku örnekleri CD34 ve VEGF boyaları ile boyanarak ışık mikroskobu altında incelendi. Kontrol grubunda CD34 ve VEGF ile pozitif boyanma gösteren yapıların ortalama ± standart sapma değerleri sırası ile 10.29 ± 1.80 ve 8.86 ± 1.35 iken zeytin yağı ve ozonize zeytin yağı gruplarında bu değerler sırasıyla 15.57 ± 1.72 ve 15.00 ± 1.41 ile 25.00 ± 2.16 ve 25.14 ± 2.41 idi. Her iki çalışma grubunda CD34 ve VEGF ile boyanan yapıların ortalama sayıları kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı biçimde daha yüksekti (her ikisi için de p<0.001). Ozonize zeytinyağı grubunun hem CD34 hem de VEGF ile ortalama boyanma sayıları da zeytinyağı grubundakinden belirgin olarak daha fazlaydı (her kisi için p<0.001). Sonuç olarak ozonize zeytinyağının rastlantısal paternli cilt fleplerinin damarlanmasını artırdığı gösterildi. Anahtar Kelimeler: Flep, Zeytinyağı, Ozonize Zeytinyağı, CD-34, VEGF
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Parsiyel kalınlıktaki termal yanıkların pansumanında gümüş içerikli hidrofiber ile ozonlu yağın karşılaştırılması / Comparison of effectiveness between silver-containing hydrofiber dressing and ozonated oil dressing on the partial thickness thermal burns
Yazar:SİNAN KAYA
Danışman: PROF. DR. ORHAN BABUCÇU
Yer Bilgisi: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
Konu:Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi = Plastic and Reconstructive Surgery
Dizin:Gümüş = Silver ; Lifler = Fibers ; Ozon = Ozone ; Yanıklar = Burns Onaylandı
Tıpta Uzmanlık Türkçe 2011 79 s.
Giriş-Amaç: Termal yanıklar bireylerde travmatik etkilere ve toplumlarda önemli sağlık harcamalarına neden olmaktadır. Yanıklar şiddetine göre birinci derece (yüzeysel), ikinci derece(parsiyel kalınlıkta) ve üçüncü derece(tam kalınlıkta) yanıklar olarak sınıflandırılmaktadır. Yüzeysel ve tam kalınlıktaki yanıklarında tedavisinde fikir birliği mevcuttur. Ancak parsiyel kalınlıktaki yanıkların pansumanında çok değişik malzemelerin kullanılması literatür bilgileri ile sabittir. Çalışmamızda parsiyel kalınlıktaki termal yanıkların pansumanında gümüş içerikli hidrofiberle ozonlanmış zeytinyağının etkinliği deneysel çalışma ile araştırıldı.Materyal ve Metot:ZKÜ Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulunun 25.02.2011 tarih ve 2010/02 sayılı etik kurul kararı ile toplam 250-300 gramlık yaklaşık 4 aylık 45 adet dişi Albino Wistar türü ratlara aynı anda sırt bölgesinde parsiyel kalınlıkta yanık oluşturuldu. Çalışma planlanan ratlar 15 rat/grup oranında 3 ayrı gruba ayrıldı. Kontrol grubu(n=15) yanık sonrası sadece pomad ile pansuman yapılarak takip edilen grup, gümüş içerikli hidrofiberli grup(n=15) yanık sonrası pansumanlarında gümüş içerikli hidrofiber kullanılan grup ve ozonlanmış zeytinyağı grubu(n=15) yanık sonrası pansumanları ozonlanmış zeytinyağı ile takip edilen grup olarak planlandı. Üç haftalık takipten sonra yanık sonrası iyileşen ve iyileşmeyen bölgeyi içeren doku örnekleri alınarak yara iyileşmesinin histolojik kriterleri hemotoksilen eozinle boyanmış preparatlarda incelenerek gruplar arasında etkinlik karşılaştırması yapıldı.Bulgular: Tüm denekler yanık sonrası günlük genel klinik ve yanık yeri açısından takip edildi. Gruplardaki deneklerin hiç birinde yanık sonrası rat kaybı olmadı. Kontrol grubu ve ozonlu yağ içeren gruba her gün, gümüş içerikli hidrofiberli gruba pansuman malzemesinde deformasyon ve ıslanma olduğunda pansuman değişimi yapıldı. Yara iyileşmesinin proliferatif fazının bitimi olan 3. hafta sonunda sakrifikasyon yapıldı ve yanıklı bölgenin bütününü içerecek şekilde doku örnekleri alındı. Alınan dokular parafin bloklara gömüldü ve hemotoksilen eozinle boyama yapıldı. Histolojik olarak ülser genişliği, fibroblast ve kollajen seviyesi, granülasyon düzeyi, inflamasyon derecesi, reepitelizasyon ve neovaskülarizasyon düzeyi kriterleri her denek için skorlandı. Tespit edilen skor değerleri ile 3 grup arasında SPSS yazılım programında Fischer'in Ki-Kare testi ile etkinlik karşılaştırılması yapıldı. Fibroblast ve kollajen düzeyi gümüş içerikli hidrofiber ile ozonlanmış zeytinyağla pansuman yapılan grupta kontrol grubuna göre istatiksel yönden anlamlı fark bulundu (p=0.036). İkili gruplar şeklinde yapılan etkinlik karşılaştırılmasında Gümüş İçerikli hidrofiberle ozonlanmış yağ grubu arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.Tartışma: Parsiyel kalınlıktaki termal yanıkların pansumanında yanık tedavisi uygulayan tüm birimlerin etkinliğini kabul ettiği gümüş içerikli hidrofiberli materyal ile ozonlanmış zeytinyağının etkinliği arasında fark olmadığı istatistiksel olarak deneysel çalışmamızda tespit edildi. Yanıklı hastaların pansumanında etkinliği aynı olan ve düşük maliyetli materyallerin kullanılmasının uygun bir yaklaşım olacağını düşünmekteyiz
--------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=gyLHMouPes-CvnhRcjQsKat4bgBXIdGnMW80-f0qgtx9LxY6zgF-A5vn-2Tvzo0c
Deneysel enfekte diz protezi modelinde enfeksiyonun eredikasyonu ve eklem kıkırdağı hasarı üzerinde intraartiküler uygulanan ozonun(o3) etkileri / Eradication of infection at experimental infected knee prothesis model and effects of antraarticular ozone practi̇ce on articular cartilage
Yazar:ALPER KURTOĞLU
Danışman: DOÇ. DR. MURAT OTO
Yer Bilgisi: Pamukkale Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Ortopedi ve Travmatoloji = Orthopedics and Traumatology
Dizin:Diz = Knee ; Diz eklemi = Knee joint ; Diz protezi = Knee prosthesis ; Kıkırdak hastalıkları = Cartilage diseases ; Kıkırdak-artiküler = Cartilage-articular ; Ozon = Ozone ; Protezlere bağlı enfeksiyonlar = Prosthesis related infections Onaylandı
Tıpta Uzmanlık Türkçe 2013 117 s.
ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı tavşanlarda deneysel enfekte diz protezi modeli oluşturup, meydana gelen enfeksiyonun eredikasyonu ve kıkırdak harabiyetinin önlenmesinde intra-artriküler(eklem içi) uygulanan ozonun etkilerini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Toplam 24 Yeni Zelanda tavşanının sağ femur lateral kondiline 1'er adet polietilen pul 1'er adet vida ile yerleştirildi. Aynı seansta intraartiküler Staphylococcus aureus inoküle edildi. Sırasıyla kontrol, antibiyotik, ozon ve ozon+antibiyotik olmak üzere dört grup oluşturuldu. İnokülasyondan sonraki 7. günde tüm tavşanlar klinik olarak değerlendirildi ve herbir tavşnda enfeksiyon bulgularının mevcut olduğu gözlendi. Tüm tavşanların diz eklemleri 1 cc sf ile irrige edildi. Her gruptan 2 adet tavşan rastgele(random) seçilerek irrigasyon ve aspirasyon materyali kültür incelemesine alındı. Kontrol grubuna irrigasyon haricinde tedavi verilmedi. Antibiyotik grubuna 14 gün antibiyotik verildi. Ozon grubuna haftada 3 kez olmak üzere 2 hafta boyunca intraartiküler ozon verildi.Ozon+antibiyotik grubuna 14 gün boyunca hergün antibiyotik ve haftada 3 kez olmak üzere 2 hafta boyunca intrartiküler ozon verildi.Tüm hayvanlar 3. Haftanın sonunda tekrar değerlendirilip, sakrifiye edildi.Her gruptaki tavşanın sağ dizlerinden ve X kontrol grubundaki tavşanların ilave olarak sol dizlerinden kültür örnekleri alındı.Enfekte diz eklemi histolojik-histokimyasal skor açısından ve kültür sonuçları açısından değerlendirildi. Bulgular: Kontrol grubu ile diğer gruplar arasında kültür örnekleri, histolojikhistokimyasal skor açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken, antibiyotik, ozon, ozon+antibiyotik grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. İstatistiksel olarak anlamlı fark saptanmasa da histolojikhistokimyasal toplam skor, ozon+antibiyotik grubunda en düşük bulunurken, kültür sonuçlarında en etkili sonuç antibiyotik grubunda bulunmuştur Sonuç: Ozon tedavisinin sinovyal dokudaki inflamasyonu ve eklem kıkırdağındaki hasarı azaltması, antibakteriyel ve antiinflamatuvar etkilerine bağlanabilir. Diz protez enfeksiyonlarında enfeksiyonun eredikasyonu ve kıkırdak hasarını engellemede antibiyotikle beraber ozonun intraartiküler kullanımına gerek yoktur. Anahtar kelimeler: Kıkırdak hasarı, ozon, protez enfeksiyonu
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Ratlarda random paternli cilt fleplerinde ozon terapinin flep yaşayabilirliği üzerine etkisi / The effects of ozone therapy on viability of skin flaps with random pattern in rats
Yazar:MUSTAFA ÖKSÜZ
Danışman: YRD. DOÇ. DR. SERDAR YÜCE
Yer Bilgisi: Yüzüncü Yıl Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Sağlık Bilimleri Bölümü /Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
Konu:Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi = Plastic and Reconstructive Surgery
Dizin:Cerrahi = Surgery ; Cerrahi flepler = Surgical flaps ; Cerrahi-plastik = Surgery-plastic ; Gref yaşaması = Graft survival ; Nekroz = Necrosis ; Ozon = Ozone ; Yara iyileşmesi = Wound healing
Onaylandı Tıpta Uzmanlık Türkçe 2014 105 s.
RATLARDA RANDOM PATERNLİ CİLT FLEPLERİNDE OZON TERAPİNİN FLEP YAŞAYABİLİRLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ Giriş ve Amaç: Flepler açık yaraların kapatılmasında sıklıkla kullanılırlar. Ancak fleplerin uç kısmında meydana gelen beslenme problemleri gibi durumlar önüne geçilemez bir sorun olarak karşımıza çıkar. Bu gibi durumlarla başa çıkmak için literatürde periferik vazodilatörler, antitrombotik ajanlar, antioksidanlar gibi birçok farmakolojik ajanlar ve cerrahi geciktirme işlemleri uygulanmıştır. Günümüzde bunlardan en sık araştırılan yöntemlerden antioksidan ajanların serbest radikalleri yok etme yolu ile flep yaşamı üzerine olumlu etkileri bilinmektedir. Bu deneysel çalışmanın amacı ozon terapinin flep yaşamı üzerine olası etkilerini göstermek, cerrahi öncesi ve sonrası uygulayarak bu etkileri birbirleriyle karşılaştırmak ve flep yaşamında nasıl bir etki oluşturacağını incelemektir. Materyal ve Metod: Ağırlıkları 250-290 gram arası olan 40 adet Wistar Albino cinsi sıçan kullanıldı. Yapılan çalışmada 10'ar sıçandan oluşan 4 grup oluşturuldu. Sıçanlarda 9x3 cm.lik McFarlane flep modeli kullanıldı. 1 gruptaki sıçanlara (n=10) sadece flep elevasyonu yapıldı. 3 gruptaki sıçanlara (n=10) flep elevasyonu öncesi 1 hafta boyunca intraperitonal olarak 1 mg/kg dozunda medikal ozon verildi. 4. Gruptaki sıçanlara (n=10), flep elevasyonunu takiben 1 hafta boyunca intraperitoneal 1 mg/kg medikal ozon verildi. 2. gruptaki sıçanlara (n=10) ise işlem uygulanmadı.1 hafta sonunda deney sonlandırılarak sırt fleplerin yüzey alanının incelemesi için fotoğraflama, elektron mikroskobisi ve histopatolojik değerlendirme için fleplerden biyopsi alındı. Bulgular: Flep nekroz alan oranları kontrol grubunda(grup 1) ort. % 35, 3. grupta % 21, 4. grupta %27 olarak hesaplandı. Kontrol grubundaki nekroz oranları diğer gruplarla karşılaştırıldığında belirgin yüksekti (p=0,001). Fleplerden alınan tam kat örneklerin histopatolojik incelemelerde nekroz oranları ve yerleşimleri, ödem, kollagen ve damar yoğunluğu bulguları incelendi. Kontrol grubundaki nekroz bulguları diğer gruplara göre anlamlı şekilde artmış bulundu (p=0,001). Preop ozon terapi uygulanan gruptaki damar yoğunluğu bulguları kontrol grubuna göre istatiksel olarak anlamlı şekilde artmış bulundu (p=0,011). Yine preop ozon terapi uygulanan grupta ödem oranı kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha az saptandı (p=0.001) Elektron mikroskopi incelemelerinde mitokondri hasarı en fazla kontrol grubunda (grup-1) gözlendi. Grup 3 ve 4, preop ve postop ozon uygulanan gruplarda ise mitokondri hasarının ılımlı olduğu ve grup 1 e kıyasla mitokondri krista ve membran hasarının daha az olduğu saptandı. Sonuç: Ozon terapinin flep yaşayabilirliği üzerine olumlu etkileri saptandı. Ozon terapinin preop ve postop verildiği her iki grupta da kontrol grubuna oranla nekroz oranını azalttığı saptandı. Her geçen gün yaygınlaşan medikal ozon terapi, flep yaşayabilirliğini arttırarak, distal nekrozları önlemek amacıyla klinikte kullanılabilir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=MzP7PYssFqdb3WIjlroAkZ9Yw4a1GxkCSSJWQhA88Iy0RpwWtIBu3i6-11xGs6lD
Kedi ve köpeklerdeki doku kayıplı deri yaralarında ozon terapinin sağaltıma etkilerinin değerlendirilmesi / Evaluation of the effects of ozone therapy on the treatment of skin wounds with tissue-loss in dogs and cats
Yazar:OSMAN AYDIN
Danışman: YRD. DOÇ. ALİ KUMANDAŞ
Yer Bilgisi: Kırıkkale Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
Konu:Veteriner Hekimliği = Veterinary Medicine
Dizin:Kediler = Cats ; Köpekler = Dogs ; Ozon = Ozone ; Veteriner hekimlik = Veterinary medicine ; Yara iyileşmesi = Wound healing ; Yaralar ve yaralanmalar = Wounds and injur Onaylandı
Yüksek LisansTürkçe 2018 78 s.
Doku kayıplı deri yaralarının sağaltımı veteriner hekimlik alanında çok büyük öneme sahiptir ve bu tarz yaralar ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Bu tarz çalışmalarda yaranın daha hızlı ve kontaminasyonsuz olarak iyileşmesi hedef alınmıştır. Bu çalışmada ise aynı hedef göz önüne alınarak ozon uygulamaları tercih edilmiştir. Bu çalışma doku kayıplı deri yarası şikâyeti ile Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile VCOM Hayvan Hastanesine getirilmiş olan farklı yaş, ırk ve cinsiyette 17 adet kedi ve 11 adet köpekten oluşturulan toplam da 28 adet hasta üzerinde gerçekleştirildi. Bu hastalar 4 gruba ayrıldı. Çalışmada yer alan olguların 0., 4., 7., 10., 14. ve 21. gündeki yara ölçüleri kayıt altına alındı. Kayıt altına alınan veriler regresyon analizi ile uygun modeller kurulup yara boyutları ile uygulanılan yöntem arasındaki ilişkinin anlamlılığı ve boyutu tespit edilmiştir (p<0,01). Elde edilen istatistiksel verilere göre; ozon yağı uygulaması yapılan 1. Grup içerisindeki olguların yara boyutlarında günlük ortalama 45 mm2 küçüldüğü, ozonlu su uygulaması yapılan 3. grup içerisindeki olguların yara boyutlarında günlük ortalama 44 mm2 küçüldüğü, ozon torbalama yapılan 2. gruptaki olgularda ise yara boyutlarında günlük ortalama 31 mm2 küçüldüğü, kontrol grubu olan 4. grup içerisinde yer alan olgularda ise yara boyutlarının günlük ortalama 30 mm2 küçüldüğü belirlendi. Sonuç olarak doku kayıplı deri yaralarında tedaviye ek olarak, ozon yağı veya ozonlu su kullanımı yara iyileşmesi üzerinde yaklaşık olarak %50 oranında hızlandırdığı gözlemlendi. Ozon torbalama kullanılan vakalarda ise kontrol grubuna yakın oranda bir iyileşme kaydedildiği gözlemlendi
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------
http://openaccess.bezmialem.edu.tr/bitstreams/d2b017ff-3c2b-4dba-bb39-ca58566dbe69/downloadç
T.C. BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TRAVMATİK FASİAL SİNİR HASARI MODELİNDE OZON TERAPİ VE DÜŞÜK SEVİYE LAZER TERAPİNİN ETKİNLİĞİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
DOKTORA TEZİ Yusuf YUCA (150206115)
...sonuç ...
Bu tez çalışmasında, ratlarda oluşturulan fasiyal sinir hasarı modelinde düşük doz lazer tedavisi ve ozon terapi yöntemlerinin, hasarlı sinir dokunun iyileşmesi üzerine etkilerinin histolojik olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmamızda 30 adet wistar cinsi albino türü, 220±20 gr ağırlığında ve 10-12 haftalık dişi sıçanlar üzerinde yürütülmüştür. Tüm gruplara genel anestezi altında nöropatik hasar oluşturmak için ratların sol fasiyal sinirlerine, çapının hepsini içine alacak şekilde klemple 30sn boyunca tutularak hasar verilmiştir. Daha sonra kontrol grubu iyileşmeye bırakılırken lazer grubuna hergün düşük doz lazer tearapisi 4J, 32sn uygulanırken, ozon grubuna da 2 günde bir defa 2ml, 80 µm/ml sistemik ozon terapisi uygulanmıştır. 4. haftada sakrifikasyonlar gerçekleştirilerek fasiyal sinirlerinden alınan örnekler formaldehitte muhafaza edilerek histolojik inceleme amaçlı saklanmıştır. İncelenen kesitlerde epinöriyum, perinöryum ve endonöriyum varlığı ve sürekliliği değerlendirilmesi ile sinir dallanması öncesi sinir alanı ölçümü, dallanma sonrası fasikül sayısı, hasar öncesi ve sonrası kesitlerde akson sayısı incelenmiştir. İncelenen kesitlerde, sinir lifinin dallanma sayısı, çapı, alanı ve akson sayısı açısından yapılan değerlendirmeler sonucunda tüm gruplarda ozon terapi grubunda istatistiksel olarak anlamlı fark yaratacak sonuçlar elde edilmiştir. Lazer grubunda (DDLT) tüm parametrelerde kontrol grubuna göre ufak bir artış gözlenmekle birlikte istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilememiştir.
-------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------
https://acikerisim.ikcu.edu.tr/yayin/1741615&dil=0&q=
https://hdl.handle.net/11469/2622
Tavşan kalvaryumu modelinde yeni kemik oluşumu üzerine stromal vaskuler fraksiyon ile lokal ve sistemik ozon kullanımının etkinliğinin karşılaştırmalı olarak araştırılması
Eser SahibiÖzen, Emrullah
Tez DanışmanıMurat Ulu
TürDoktora Tezi
Yayın Tarihi2018
YayıncıSağlık Bilimleri Enstitüsü
Tek Biçim Adreshttps://hdl.handle.net/11469/2622
(SVF Nedir? Mekanik SVF (stromal vasküler fraksiyon), mezenkimal kök hücrelerinin de içinde bulunduğu, büyüme faktörlerinden zengin, yağ hücresi öncü hücreleri, fibroblastlar, endotel öncü hücreleri, endotel hücreleri ve ağırlıklı olarak stromal hücreleri içeren bir kokteyldir.)
....
Çalışmamızın sınırlandırmalarına rağmen tavşan kafatasında yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu modelinde; Kemik doku mühendisliğinde SVF kullanımı kök hücre kullanımına göre; düşük maliyetli, kullanımı kolay, etik kurallar açısından daha uygulanabilir ve terapötik potansiyeli bulunması nedeniyle umut vaad eden bir yöntemdir. Bu nedenle çalışmamızın hipotezinde; SVF’nin tek başına ve lokal/sistemik ozon uygulamaları ile birlikte uygulanması kök hücredeki kadar üstün sonuçlar vereceği öngörülmüştür. Nitekim kök hücrenin de içinde olduğu tüm çalışma grupları içerisinde en fazla matürasyon SVF grubunda görülmüştür. Matürasyonun fazla olmasının, mevcut doku bütünlüğünün kök hücre grubuna göre daha fazla korunduğu yapıların (örneğin intersellüler maddelerin, sitokinler ve interlökin 6-8 gibi kimyasal yapılar) hücre farklılaşmasına olan muhtemel etkilerinin daha fazla olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. İleriki çalışmalarda SVF kullanımının diferansiyasyonu ve matürasyonu hangi mekanizma ile sağladığının gösterilmesine ihtiyaç vardır. Kültüre edilmiş kök hücre grubuna göre, SVF’deki az miktardaki kök hücre popülülasyonu miks yapısı sayesinde, daha üst düzey diferansiyasyon ve kemik matürasyonu sağlamış olabilir. Çalışmamızın başlangıcında, sistemik ozon uygulamasının organizmada ortaya çıkarılacağı reaksiyonlar sayesinde YKR bölgesinde kontrol grubuna göre daha fazla miktarda ve daha matür kemik elde edileceği öngörülmüştür. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında sistemik ozon grubunda yeni kemiğin daha az görülmesi BMP-7 ve RANKL boyamalarından, oluşan kemiğin hızlıca matüre olmasından kaynaklandığı 104 anlaşılmaktadır. Nitekim kontrol grubuna göre sistemik ozon grubunda kemik matürasyonu daha fazla görülmüştür. Ancak; sistemik ozon grubunda kök hücre grubuna göre daha fazla matürasyon görülmüştür. Kök hücre seviyesinde matürasyon elde edilmesinin muhtemel sebepleri; hücresel komponentlerin azlığı, sistemik ozonun uygulama yolu, uygulama dozu ve uygulama süresi olabilir. İleriki çalışmalarda bu konuların üzerinde yoğunlaşılabilir. YKR bölgesine ozonlanmış kan uygulaması ile ortaya çıkacak reaksiyonlar sayesinde bölgede kontrol grubuna göre daha fazla miktarda ve daha matür kemik elde edileceği öngürülmüştür. Çalışma sonuçlarında, lokal ozon grubunda kontol grubuna göre daha fazla yeni kemik hacmi ölçülmüştür. Ayrıca, kontrol grubuna göre lokal ozon uygulaması matürasyonu hızlandırmıştır. Ancak; lokal ozon grubunda kök hücre grubuna göre daha az matürasyon görülmüştür. Kök hücre seviyesinde matürasyon elde edilemesinin muhtemel sebepleri; hücresel komponentlerin yetersizliği, sistemik lokal uygulama yolu, uygulama dozu ve uygulama süresi olabilir. İleriki çalışmalarda bu konuların üzerinde yoğunlaşılabilir. SVF ile sistemik ozonun birlikte uygulanması potansiyel etkileri nedeniyle sinerjistik etki oluşturarak, tek başına kullanımlarına göre YKR bölgesinde daha fazla miktarda kemik miktarı ve matürasyonu oluşturacağı öngörülmüştür. Çalışma sonuçlarında; kombine kullanımda istenilen matürasyon elde edilememiştir. Bunun muhtemel sebebinin; sistemik ozon uygulamasının SVF’nin etkin matürasyon mekanizmasını farklı hücre içi yolakları olumsuz etkilemiş olabileceği ya da ozon tedavisinin uygulama yöntemi, dozu veya sıklığı olduğunu düşünmekteyiz. İleriki çalışmalarda, SVF ile sistemik ozonun uygulanmasının etkinliğinin hücresel seviyede ve farklı tedavi psrosedürleri ile değerlendirilmesine gereksinim vardır Lokal ozonun bölgede oluşturacağı reaksiyonlar sayesinde lokal ozon+kan grubunda ile kanın yalnız başına kullanıldığı gruba göre YKR bölgesinde daha fazla miktarda ve daha matür kemik elde edileceği öngörülmüştür. Yeni kemik hacmi açısından gruplar arası fark görülmemiştir. Lokal ozon osteoklastik aktiviteyi dolayısıyla matürasyonu hızlandırmıştır. Lokal ozonda osteoklastik aktivite fazla olmasına rağmen kemik hacmi açısından istatistiksel fark tespit edilememesi uygulanan ozonun dozu ve uygulama şekli ile ilgili olabilir. SVF’ nin kök hücre seviyesine çıkarılması için uygulanan lokal ve sistemik ozon yöntemleri yeterli olmamıştır. Bunun altındaki muhtemel faktör olarak uygulanan ozonun dozu, uygulama yöntemi veya SVF’nin içeriğinin standardize edilemesi olabilir. 105 Lokal ozon grubunda kök hücre grubundan daha fazla yeni kemik oluşumu tespit edilmesine rağmen matürasyon açısından daha düşük seviyededir. Daha fazla kapiller hacim elde edilmesine yönelik yöntemler geliştirilmelidir. Tüm gruplar içerisinde en hızlı maturasyon SVF, sonra kök hücre, sonra da kan gruplarında gözlemlenmiştir. İleriki çalışmalarda SVF’nin içeriğinin ve kemik rejenerasyonundaki etki mekanizmasının hücresel düzeyde araştırılmasına ihtiyaç vardır. SVF, lokal ozon ve sistemik ozon uygulamalarının akut dönem etkilerinin farklı immünoljik işaretçiler ile ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Mevcut çalışmamız, yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu modelinde indüklenmemiş SVF hücrelerinin prospektif kullanımını belgeleyen ilk çalışmadır. Ek çalışmalar, SVF risklerini ele alacak ve hücrelerin yerleştirildikten sonraki sağ kalımı, reddedilmesi ve işlevsel özellikleri gibi önemli soruları ele almalıdır. Özellikle, insanlarda in vivo olarak MSCs, SVF ve lokal/sistemik ozonun kemik rejenerasyonu üzerine etkileri ile alakalı hücresel temel hakkında şaşırtıcı derecede az bilgi mevcuttur. Bu alanda daha fazla bilgi sahibi olmak iskelet tamirinde entegre bir stratejinin anahtarı olabilir. Gelecekte, kemik oluşumunun normal sürecini taklit eden tedavi stratejileri geliştirilmesi ile kemik rejenerasyonu gerektiren durumların başarılı bir şekilde tedavisi sağlanacak ve uzun vadede morbidite ve maliyetleri azaltacaktır. Travmaya, ablatif cerrahiye bağlı kemik rezeksiyonu, yaşlanma ve metabolik veya genetik iskelet bozuklukları gibi birçok kemik hastalığı bu sayede başarıyla tedavi edilebilecektir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------
https://www.itmedicalteam.pl/articles/ozonated-oil-a-novel-remedy-shows-the-anticipation-for-extinction-of-methicillin-resistance-staphylococcus-aureus-mrsa-a-prelimina.pdf
Ozonlanmış Yağ: Yeni Bir Çare Metisilin Direncinin Yok Olma Beklentisini Gösteriyor Staphylococcus aureus (MRSA): Ön Çalışma Mamata Mıshra *
Araştırma ve Geliştirme Bölümü, JRF Global, Valsad, Gujarat
*İletişim Sorumlusu:
Mamata MıshraKıdemli Araştırma Bilim İnsanı Araştırma ve Geliştirme Bölümü JRF Global
Valsad Gujarat Tel: 8291213057 E-posta: mamata.mishra@jrfonline.com
Alındığı Tarih: 14 Nisan 2021; Kabul Edildiği Tarih: 28 Nisan 2021; Yayımlandığı Tarih: 05 Mayıs 2021
Alıntı: Mishra M (2021) Ozonlanmış Yağ: Yeni Bir Çare Metisilin Direncinin Yok Olma Beklentisini Gösteriyor Staphylococcus aureus (MRSA): Bir Ön Çalışma. Int J Drug Dev & Res Cilt 13 No.3:159.
....
Şekil 6: Ozonlanmış yağın, büyüme ortamında 1:100'e kadar seri seyreltilmiş koşullar altında MRSA'nın büyümesi üzerine etkisini göstermektedir.
Bu sonuç, en düşük konsantrasyon olan 1:100'de ozonlanmış yağın MRSA büyümesini engellediğini açıkça göstermektedir. Şekil 6A , yalnızca ortam içeren negatif kontroldür, Şekil 6B, MRSA kolonisinin çok belirgin göründüğü pozitif kontroldür ve Şekil C'de, yüksek (1:5)'ten düşük 1:100'e doğru ozonlanmış yağın tüm farklı seyreltmeleri, 24 saatlik inkübasyondan sonra bile tek bir MRSA kolonisinin ortaya çıkmadığını çok açık bir şekilde göstermektedir.
Tartışma ve Sonuç
Yanıklarda, enfeksiyonların hızlı, etkili bir şekilde ortadan kaldırılması yara iyileşme sürecini artırarak tıbbi maliyetleri ve hastanede kalış süresini önemli ölçüde azaltır. Bu faktörler yanık hastalarının yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirir. Bununla birlikte, yanık yarası enfeksiyonları, doku invazyonu ve sekonder sepsis'in genel morbidite ve mortalitesi yanık enfeksiyonları sırasında son derece yüksekti çünkü yanık yarası yüzeyindeki bakteri büyümesi kontrol altına alınır ancak ortadan kaldırılmaz. Antibiyotikler oral veya sistemik olarak (intravenöz) uygulandığında, bu ilaçlar ya gerçek enfeksiyon bölgesine ulaşamaz ya da nispeten yetersiz konsantrasyonda olur [ 16 ]. Bu nedenle çeşitli araştırmacılar ve girişimciler topikal uygulama için antibiyotiklerin hazırlanması ve formülasyonlarının devam eden durumu üzerindedir ve bunlardan bazıları halihazırda geliştirilmiştir veya doğal olarak bulunur. Bal, Okaliptüs yağı, Lavanta yağı, Çay ağacı yağı, antimikrobiyal özelliklere sahip probiyotikler gibi çok çeşitli doğal bileşikler vardır. Ancak birkaçı antibiyotik dirençli cilt enfeksiyonlarıyla mücadele etme yetenekleriyle diğerlerinden sıyrılmaktadır [ 17 ]. Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) birçok farklı antibiyotiğe dirençlidir ve çok bulaşıcıdır ve enfekte bir kişiyle doğrudan temas yoluyla yayılabilir [ 18 ]. MRSA enfeksiyonunu ortadan kaldırmak için çeşitli antibakteriyel ve antifungal ilaçlar kullanılmıştır. Sonuç olarak, S. aureus'un öldürülmesi denemeleri devam etmektedir ve birçok ülke aynı amaçla çok sayıda araştırma yapmaktadır. Bu organizmalar, durağan büyüme evrelerinde genellikle log evresindekilere göre yaralanmaya karşı dirençliydi. Selüloz sentetik süreçlerini etkileyen antimikrobiyal ajanlar, durağan büyüme evresindeki organizma üzerinde genellikle çok az etkiye sahip olduğundan. Susam, ayçiçeği ve diğer yağların karışımının ozonlanmasıyla hazırlanan ozonlanmış yağın, MRSA'nın yok edilmesinde çalışan Criegee Mekanizmasını takip ettiği ileri sürülmektedir [ 19]. Hindistan'da yanık yarası, endojen ve ekzojen kökenli organizmalar tarafından fırsatçı kolonizasyon için hassas bir alanı temsil ediyordu. İnsan fibroblast hücrelerinde ozonlanmış yağın gözlemlenen sito-uyumluluğu, ozonlanmış yağın alternatif bir antibakteriyel ajan olarak kabul edilebileceğini göstermektedir. Çalışmamızda kullanılan ozonlanmış yağ, S. aureus ve diğer potansiyel patojenlere karşı mücadelede antimikrobiyal silah görevi görmektedir ancak mikroorganizmaların kendilerinden elde edilen terapötikler de MRSA tedavisi için uygulanabilir alternatifler olarak umut vadedecektir. Cilt mikrobiyotası ve Ozonlanmış yağın MRSA tedavisi için kullanımı hakkındaki bilgimizi artırmak) MRSA ve diğer mikroorganizmaların ortadan kaldırılmasına yönelik gelecekteki araştırma çabalarına rehberlik edecektir. Kontrol edilemeyen antibiyotik direnci MRSA'yı yenme görevi zorludur ve bu sorunu çözmenin araştırmacıların ve girişimcilerin etkileyici bilimsel yaratıcılığı olacağı anlaşılmaktadır.
Teşekkür
Bu çalışmanın Ulusal Yanık Merkezi'ndeki patoloji bölümünde yürütülmesi için Tıbbi Direktör'ün onayı son derece takdir edilmektedir. Yazar, yazarın maaşından harcama yapılmasına izin verdiği için NBC yönetim sistemine teşekkür eder.
Çıkar Çatışması
Herhangi bir çıkar çatışması yoktur.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------------------------------------
Kedilerde kulak uyuzu (Otodectes cynotis) sağaltımında ozonlanmış zeytinyağı ve bazı esansiyel yağların (Allium sativum L., Origanum majorana L.) etkileri / Effect of some essential oils (Allium sativum L., Origanum majorana L.) and ozonated olive oil on the treatment of ear mites (Otodectes cynotis) in cats
Yazar:FULYA ALTINOK YİPEL
Danışman: DOÇ. DR. ABUZER ACAR
Yer Bilgisi: Afyon Kocatepe Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Veteriner Hekimliği Bölümü / İç Hastalıkları (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
Konu:Veteriner Hekimliği = Veterinary Medicine
Dizin:Allium sativum = Allium sativum ; Kediler = Cats ; Kulak = Ear ; Origanum majorana L. = Origanum majorana L. ; Otodectes cynotis = Otodectes cynotis ; Ozon = Ozone ; Uyuz =Scabies ; Yağlar-uçucu = Oils-volatile ; Zeytinyağı = Olive oil
Onaylandı Doktora Türkçe 2014 69 s.
'' Bu çalışma; kedilerde O. cynotis enfestasyonun sağaltımında, ozonlanmış zeytinyağı ve bazı esansiyel yağların; sarımsak (A. sativum L.) ve mercanköşk (O. majorana L.) yağının etkilerinin, klasik sağaltımda kullanılan permetrin ile de karşılaştırılarak belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada farklı ırk, yaş ve cinsiyette 28 kedi araştırma kapsamına alınmıştır. Yapılan klinik muayenede şüpheli bulunan kedilerin kulak sekresyonlarının mikroskop muayenesi sonucunda O. cynotis görülmesi ile teşhis koyulmuştur. Yapılan fiziksel ve otoskopik muayenelerde sağaltım öncesi (0.gün) ve sonrası (10. ve 30. gün) olmak üzere görülen eritem, ülserasyon, pruritus, ağrı, salgı miktarı ve salgı tipi gibi klinik bulgular 0-3 arasında klinik skorlamaya tabi tutulmuştur. Sağaltımda kediler 4 farklı gruba ayrılarak, Grup 1'e (n=7) ozonlanmış zeytinyağı, Grup 2'ye (n=7) sarımsak yağı, Grup 3'e (n=7) mercanköşk yağı ve Grup 4'e (n=7) Permetrin 10 gün boyunca her iki kulağa günde 1 defa 5'er (0,3ml) damla olacak şekilde uygulanmıştır. Klinik bulgular değerlendirildiğinde iyileşme oranları ozonlanmış zeytinyağı ve permetrin uygulanan gruplarda %100, mercanköşk %85, sarımsak %71 olarak belirlenmiştir. Klinik skorlama bulguları istatistiksel olarak değerlendirildiğinde sağaltım sonrası 10. günde Grup 2 ve 3'ün skorları ile tüm grupların ülserasyon dışındaki klinik skorları azaltmaları açısından etkin bulunmuştur (p<0,05). Sağaltım öncesi ve sonrasında etken sayıları yüzdeleri belirlenen gruplar arasındaki farkların istatistiksel açıdan önemsiz olduğu anlaşılmıştır (p>0,05). Grupların 0., 10. ve 30. günlerdeki belirlenen (%) O. cynotis etkeni (yumurta, erişkin, genç) sayılarına göre etkileri değerlendirildiğinde yumurta üzerine 10. günde Grup 4 > Grup 1 > Grup 3 > Grup 2, 30. günde ise Grup 4 = Grup 1 > Grup 3 > Grup 2 şeklinde, genç etkenler üzerinde 10. günde Grup 4 = Grup 3 > Grup 1 > Grup 2, 30. günde Grup 4 = Grup 1 > Grup 3 > Grup 2 olarak, erişkin etkenler üzerine 10. günde, Grup 4 = Grup 1 > Grup 3 > Grup 2, 30. günde ise Grup 4 > Grup 1 > Grup 3 > Grup 2 şeklinde olduğu gözlenmiştir. Maddelerin etkinlikleri formül uygulanarak yüzde olarak (EY) belirlenmiştir. Bu verilere göre yumurtalar üzerine EY değerlendirildiğinde 10. günde Grup 4 en etkin bulunurken (%100) sonrasında Grup 1 (%99,63), Grup 3 (%99,28) ve Grup 2 (%98,77) sıralamayı izlemiştir. 30. günde ise Grup 1 ve 4 (%100) eşitken sonraki sıralama ise Grup 3 (%99,27) ve sonrasında Grup 2 (%97,92) olarak belirlenmiştir. Grupların genç etkenler üzerine EY göre 10. günde Grup 1, 4 ve 3 (%100), etkilerinin eşit olduğu, Grup 2'nin de (%99,19) en az etkili olduğu belirlenmiştir. 30. güne bakıldığında yine Grup 1 ve 4'de (%100), eşitlik varken Grup 3 (%99,85) ikinci sırada etki gösterirken yine en az etkiyi Grup 2 (%98,36) göstermiştir. Grup 1'in erişkin etkenler üzerine EY bakıldığında 10. gün (%100), 30. gün (%99,77) olduğu görülmüştür. Grup 2'de EY 10. ve 30. günlerde (%98,74) olarak tespit edilmiştir. Grup 3'ün erişkin etkenler üzerine EY 10. gün (%99,11), 30. gün ise (%99,24) olarak belirlenmiştir. Grup 4'de 10. ve 30. günlerde (%100) olduğu tespit edilmiştir. Böylece 10. günde erişkin etkenler üzerine en etkili Grup 1 ve 4 olarak bulunmuştur. 30. gün için ise en etkili Grup 4, sonra Grup 1 ve 3, en az etkili Grup 2 olarak sıralanmıştır.
Sonuç olarak ozonlanmış zeytinyağı, mercanköşk yağı ve sarımsak yağının kedilerde O. cynotis enfestasyonunun sağaltımında kullanılmasının, kolay, ucuz, yan etkisiz, güvenilir ve iyileşme sağlayarak permetrin gibi enfestasyonun klasik sağaltımında kullanılan sentetik maddelere karşı alternatif sağaltım seçenekleri olabileceği kanısına varılmıştır.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------
795999 Tez No
Ozonlanmış zeytinyağının ratlarda oluşturulan yara üzerine etkisi / Effects of ozonated olive oils on wound created in rats
Yazar:HALİME MERYEM FIRAT YAZGAN
Danışman: PROF. DR. CEMAL ÇEVİK
Yer Bilgisi: LOKMAN HEKİM ÜNİVERSİTESİ / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ana Bilim Dalı
Konu:Halk Sağlığı = Public Health
Dizin:
Onaylandı Yüksek Lisans Türkçe 2023 71 s.
'' Anadolu toprakları binlerce yıldır onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklarda edinilmiş eşsiz kadim bilgiler ışığında bitkilerle tedavi, hacamat, sülük tedavisi vb. tedaviler hekimler, lokman hekimler ve şifacılar vasıtasıyla uzun yıllardır yapılmaktadır. 2014 yılında "Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Uygulamaları Yönetmeliği" resmi gazetede yayımlanmıştır. Bu yönetmelikte diğer tamamlayıcı tıp yöntemleri ile beraber ozon terapi de ayrıntılarıyla yer almaktadır. Ozonun primer veya tamamlayıcı tedavi etkinliğini araştırmak amacıyla birçok çalışma yapılmış ve günümüzde de bu çalışmalar daha ayrıntılı yapılmaya devam edilmektedir. Son yıllarda ozonlanmış yağlar antibakteriyel etkinliğinden dolayı biyomedikal uygulamalarda her geçen gün daha fazla tercih edilmektedir. Bu tercihin önemli sebepleri arasında kişinin kendi kendine veya hasta yakını tarafından uygulanabilirliği sebebiyle kullanım kolaylığı gelmektedir.
Ayrıca Ozon(O3 ) herşeyden önce patojenleri ortadan kaldırır ve ardından oksijen (O2 ) salarak fibroblastların çoğalmasını aktive eder. Bu nedenle keratinoblastların çoğalması ve ardışık iyileşme ile hücreler arası matrisin inşaasını etkinleştirir. Bu çalışmada ki amacımız; hekimler ve halk tarafından her türlü yarada yara yerinin çabuk iyileşmesi amacıyla uygulanan ozonlu zeytinyağının yara üzerinde ki etkisini incelemektir. Çalışmada 8-10 haftalık, ağırlıkları 300-350g arasında değişen 21 adet sağlıklı ergin erkek wistar albino rat kullanıldı. Denekler 3 grup halinde rastgele ayrıldı. Yara yeri etik kurallara uygun olarak punch biyopsi aletiyle oluşturuldu. Müdahale sonrasında günlük lokal uygulama şeklinde Grup I'e serum fizyolojik, Grup II'e zeytinyağı ve Grup III'e ozonlanmış zeytin yağı 14 gün boyunca her gün haricen uygulandı. Uygulama sırasında 0, 3, 10 ve 14. günlerde şeffaf milimetrik asetatlı kağıda S ölçülü marker kalemle çizim yapılarak yaranın milimetrik ölçümleri ve iyileşme oranları gelişimi takip edildi. Uygun İstatistik yöntemleri ile yaptığımız değerlendirme neticesinde Ozonlu zeytinyağı grubundaki deneklerdeki 0. gün (bazal) yara alanı 98.3 ± 4.2 mm2 iken, serum fizyolojik ve zeytinyağı gruplarında 96.3 ± 6.7 mm2 ve 102,3 ± 2.9 mm2 olarak ölçüldü. Serum fizyolojik kullanılan grupta 7. gün ölçülen yara alanı, ozonlu zeytinyağı ve zeytinyağı grubundaki değerlerden anlamlı olarak daha küçüktü (p=0,001). Buna karşın, ozonlu zeytinyağı grubunda 14. gün ölçülen yara alanı değeri, serum fizyolojik ve zeytinyağı gruplarındaki yara alanlarına göre anlamlı olarak daha düşüktü (p=0,001). Diğer zaman aralıklarında gruplar arasında grup*zaman etkileşimi ile anlamlı bir farklılık tespit edilmedi (p>0,05). Kullanılan farklı maddeler dikkate alınarak deney süresi sonunda yara iyileşmesine her maddenin rölatif etkisi belirlendiğinde, en düşük rölatif etkinin zeytinyağından ve en yüksek rölatif etkinin ozonlu zeytinyağından kaynaklandığı görüldü.
Anahtar Kelimeler: Yara, Ozon Terapi, Ozonlu Zeytinyağı, Ozonlanmış Yağ
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------
406650
Ratlarda Streptokokus Pyogenez ve stafilokokus aureus ile deneysel olarak oluşturulan deri enfeksiyonları üzerine ozonlanmış yağın etkisi / The effect of ozonated oil on experimentally induced skin infection BY Streptococcus pyogenes and staphylococcus aureus in rats
Yazar:KEMAL VAROL
Danışman: DOÇ. DR. FATİH MEHMET BİRDANE ; PROF. DR. İHSAN KELEŞ
Yer Bilgisi: Afyon Kocatepe Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Konu:Klinik bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları = Clinical Microbiology and Infectious Diseases ; Patoloji = Pathology ; Veteriner Hekimliği = Veterinary Medicine Dizin:Derihastalıkları-enfeksiyöz = Skin diseases-infectious ; Ozon = Ozone ; Staphylococcus aureus = Staphylococcus aureus ; Streptococcus pyogenes = Streptococcus pyogenes ; Sıçanlar = Rats
Onaylandı Doktora Türkçe 2015 214 s.
Bu çalışmanın amacı; ratlarda S. pyogenes ve S. aureus tarafından deneysel olarak oluşturulan deri enfeksiyonları üzerine ozonlanmış zeytinyağının etkinliğini, aktivitesini ortaya koymaktır. Araştırmada; 6-8 haftalık canlı ağırlıkları 80-130 gram arasında değişen, 93 adet Wistar Albino ırkı dişi rat kullanıldı. Çalışma başlıca; S. pyogenes ile deri enfeksiyonu oluşturulan grup (Grup 1.) ve S. aureus ile deri enfeksiyonu oluşturulan grup (Grup 2.) ve ortak Negatif Kontrol Grubu (Grup 3.) olmak üzere toplam 3 ana grup üzerinde yürütüldü. Grup 1. ve Grup 2.'nin her biri dört alt gruba ayrıldı. S. pyogenes ile deri enfeksiyonu oluşturulan grupta (Grup 1); Grup 1.1.'de (n=10) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine ozonlanmış zeytinyağı (Aktifoks, Işık Kozmetik), Grup 1.2. (n=10) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine zeytinyağı, Grup 1.3.'te (n=10) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine fusidik asit (Stafine krem, Koçak Farma İlaç) 24, 28, 32, 40, 48, 56, 64, 72, 80, 88, 96. saatlerde uygulandı. Grup 1.4.'te (n=11) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine herhangi bir uygulama yapılmadı. Tedavi öncesi ve sonrası olmak üzere Grup 1.1., Grup 1.2., Grup 1.3. ve Grup 1.4.'ten.24, 28, 32, 40, 48, 56, 64, 72, 80, 88, 96. saatlerde swap ve doku örnekleri alındı ve değerlendirildi. S. aureus ile deri enfeksiyonu oluşturulan grupta (Grup 2); Grup 2.1.'de (n=10) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine ozonlanmış zeytinyağı (Aktifoks, Işık Kozmetik), Grup 2.2. (n=10) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine zeytinyağı, Grup 2.3.'te (n=10) enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine fusidik asit (Stafine krem, Koçak Farma İlaç) 24, 28, 32, 40, 48, 56, 64, 72, 80, 88, 96. saatlerde uygulandı. Grup 2.4.'te (n=11) enfekisyon oluşturulan deri bölgesine herhangi bir uygulama yapılmadı. Tedavi öncesi ve sonrası olmak üzere Grup 2.1., Grup 2.2., Grup 2.3. ve Grup 2.4.'ten 24, 28, 32, 40, 48, 56, 64, 72, 80, 88, 96. saatlerde swap ve doku örnekleri alındı ve değerlendirildi. Negatif Kontrol Grubu Grup 3.'te (n=11) aşındırılan deri bölgesine serum fizyolojik 24, 28, 32, 40, 48, 56, 64, 72, 80, 88, 96. saatlerde uygulandı. Yine Grup 3.'ten 24, 28, 32, 40, 48, 56, 64, 72, 80, 88, 96. saatlerde swap ve doku örnekleri alındı ve değerlendirildi. Histopatolojik bakıda gram boyama sonucunda; Grup 1.1.'de (ozonlanmış zeytinyağı grubu) bakteri varlığının % 18,2, Grup 1.4.'te (enfekte kontrol grubu) bakteri varlığının % 100 olduğu ve bunların karşılaştırılması sonucunda; ozonlanmış zeytinyağı uygulanan grupta (Grup 1.1.) ozonlanmış zeytinyağının kontrol grubununa (Grup 1.4.) oranla istatistiksel olarak önemli (p<0,001) derecede bakteri azalmasına neden olduğu ortaya konuldu. Grup 2.1.'de (ozonlanmış zeytinyağı grubu) bakteri varlığının % 45,5, Grup 2.4.'te (enfekte kontrol grubu) bakteri varlığının ise % 100 olduğu bunların karşılaştırılması sonucunda; ozonlanmış zeytinyağı uygulanan grupta (Grup 2.1.) ozonlanmış zeytinyağının kontrol grubununa (Grup 2.4.) oranla istatistiksel olarak önemli (p<0,001) derecede bakteri azalmasına neden olduğu ortaya tespit edildi. Yine Histopatolojik bakıda dermal lezyonlarda; Grup 1.1. ile Grup 1.4. yangı hücreleri varlığı bakımından karşılaştırıldığında; Grup 1.4.'te yangı hücrelerinin daha fazla olduğu ve istatistiksel bir fark (p<0,001) olduğu gözlendi. Grup 2.1. ile Grup 2.4. yangı hücreleri varlığı bakımından karşılaştırıldığında; Grup 2.4.'te yangı hücrelerinin daha fazla olduğu ve istatistiksel bir fark (p<0,001) olduğu belirlendi. Ama papiller dermisteki bulgularda; hem Grup 1.'de hem de Grup 2.'de istatistiksel bir farkın olmadığı görüldü. Kabuklanma ve iyileşme yönünden Grup 1.'de gruplar karşılaştırıldığında; ozon grubu (Grup 1.1.) ile enfekte kontrol grubu (Grup 1.4.) arasında 40. 48. 56. 64. 72. 80. saatlerinde kabuklanma ve iyileşmenin Grup 1. 1.'de daha iyi olduğu (p<0,01) gözlendi. Aynı şekilde kabuklanma ve iyileşme yönünden Grup 2.'de gruplar karşılaştırıldığında ozon grubu (Grup 2.1.) ile enfekte kontrol grubu (Grup 2.4.) arasında 40. 48. 56. 64. 72. 80. saatlerinde kabuklanma ve iyileşmenin Grup 2.1.'de daha iyi olduğu (p<0,01) belirlendi. Sonuç olarak; bu araştırmada, ratlarda S. pyogenes ve S. aureus ile deneysel olarak oluşturulan deri enfeksiyonları üzerine ozonlanmış yağın etkisi değerlendirilmiş ve enfeksiyon şekillendikten sonra 0,1 gr ozonlanmış zeytin yağının 8 saat arayla enfeksiyon bölgesine uygulanması sonucunda antimikrobiyal, antienflamatuar etki göstererek 72-80. saatlerde enfeksiyon oluşan deri bölgesini iyileştirdiği gözlenmiştir.
Ayrıca derinin stafilokokal ve streptokokal deri enfeksiyonlarında etkinliği kanıtlanmış fusidik asit (stafin krem) ile ozonlanmış zeytinyağı karşılaştırıldığında etkinliğinin benzer olduğu ve deri enfeksiyonlarının tedavisinde kulanılabilcek yan etkisi az, direnç gelişimi olmayan bir ajan olduğu belirlenmiştir.
-----
-----
624746 Tez No İndirme Tez Künye Durumu624746 Tez No İndirme Tez Künye Durumu
Köpeklerde gingivitisin tedavisinde ozonlanmış yağ ve PRP uygulamasının etkinliğinin karşılaştırılması / Comparison of the efficiency of ozonated oil and PRP in the treatment of gingivitis in dogs
Yazar:ŞEFİKA ERCAN
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ KÜRŞAD YİĞİTARSLAN
Yer Bilgisi: Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
Konu:Veteriner Hekimliği = Veterinary Medicine Dizin:Gingiva = Gingiva ; Gingivit = Gingivitis ; Köpekler = Dogs ; Ozon = Ozone ; Trombositten zengin plazma = Platelet rich plasma ; Veteriner hekimlik = Veterinary medicine
Onaylandı Yüksek Lisans Türkçe 2019 111 s.
Köpeklerde Gingivitisin Tedavisinde Ozonlanmış Yağ ve PRP Uygulamasının Etkinliğinin Karşılaştırılması Bu çalışma, gingivitis teşhis edilen köpeklerde ozonlanmış zeytinyağı (saf ozonoid) ile PRP kullanımının etkinliğinin karşılaştırılması amacıyla yapıldı. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi Cerrahi Kliniğine getirilen periodontal yıkımlanma olmadığı tespit edilen 2. ve 3. derece gingivitis teşhisi konulan 14 köpek çalışmaya dâhil edildi. İlk gün tüm vakalarda her iki yarımda da izotonik tuzlu su kullanılarak detartraj işlemi yapıldı. Detartraj işlemini takiben sağ yarıma saf ozonoid sol yarıma ise PRP uygulandı. Uygulanan tedavi 3. ve 7. günlerde tekrar edildi. Tüm köpeklerde 14. günde sağ ve sol yarımda elde edilen klinik muayene bulguları klinik ve istatistiksel olarak kıyaslandı. Saf ozonoid kullanılan sağ yarımda ve PRP kullanılan sol yarımda 0, 3,7 ve 14. günlerde hem Gİ hem de Kİ' inde istatistiki açıdan gerilemeler olduğu hatta saf ozonoid kullanılan sağ yarımda gingivitisin klinik bulgularının tamamen iyileştiği gözlendi. Ayrıca köpeklerdeki Gİ ve Kİ skorları arasındaki doğrusal ilişkinin değerlendirilmesi sonucunda iki indeks arasında pozitif yönde yüksek derecede korelasyon tespit edildi. Sonuç olarak; saf ozonoidin PRP'ye göre gingivitis olgularında daha etkin bir iyileşme sağladığı, uygulama kolaylığı ve ucuz maliyetli olması açısından PRP'ye alternatif olarak kullanılabileceği kanısına varıldı.
Anahtar kelimeler: Köpek, Gingivitis, Ozonlanmış yağ, PRP
-----
-----
-----------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------