Demokrasiler, özgürlük adına her türlü korkunç filme ve videoya izin verir. Bu filmler iktidarda bulunan kimseleri eleştirmediği sürece, kendi hoşlarına giden her tür kaba, moral bozucu ve şiddet içeren bu fikirleri işleyebilirler. Sorun şu ki, bu tür filmler insan davranışları için bir model haline geliyor, bu şekilde tüm bu farazi şiddet içeren acımasız eylemler, toplumlarımızda güncel ve çağdaş bir fenomen haline geldi. Kabus ve korku sahneleri şehirlerimizde ve evlerimizde bir gerçekliğe dönüştü. Çağdaş temaların tüm dehşetini en korkunç şekilde yeniden üretebilenlere, jüri tarafından en yüksek ödüller verilir. Örneğin, son zamanlarda psikotik ve yamyam olan bir adam hakkında, gerçekten hit olan bir film vardı.

Film, onun insanları nasıl öldürdüğünü ve yediğini göstererek, insanları eğlendirmeyi amaçlıyordu. Herhangi bir nezih toplumda, bu film asla yapılamazdı ya da bazı sapkınlıklarından ötürü film yasaklanmış olurdu ama bunun yerine eleştirmenler tarafından alkışlandı ve beğenildi. ... ...

Batı'da Aydınlanma ve 18. yüzyılın demokratik devrimlerinden bu yana inşa edilmiş olan ve kaynağı her ne olursa olsun her kitapta, her gazetede, her filmde bulabileceğimiz gibi, doğru olmayan ne varsa, kutsal olmayan, uğursuz ve yıkıcı fikirleri özümsemek hususunda özgür olmamız gerektiğine dair bir eğilim var.