Shri Mataji Nirmala Devi tarafından yazılan
Meta Modern Çağ kitabının
8. Bölümünden

#14 Demokrasi, Din ve Küresel Barış

Shri Mataji Nirmala Devi

Kişinin, herhangi bir demokrasinin, belli bir dinin devletin temeli olmasına izin vermemesi gerektiğini anlaması gerekir. Din kişisel bir meseledir ve her insan, her ülkede kendi özgür seçimine göre bir dini takip etme hakkına sahip olmalıdır. Tek bir dine mensup devletler, günümüzde bir anakronizmdir. Bir ülke İslami, Hristiyan veya Yahudi olarak ilan edildiğinde, o belli dinin takipçileri üstün vatandaşlar olurlar ve diğerleri ise, daha düşük bir statüye sahip olurlar. Bu, gerçek bir demokraside kabul edilen eşitlik kavramına tamamen aykırıdır. Bu ayrıcalıklı dinler kesinlikle 'kör inanca' odaklıdır. Onlara inanan insanlar, dinin emirlerine körü körüne uyarlar ve kendilerini düşman gruplara bölerler. ... ...

Yani insanlar Tanrı adına savaşıyorlar ve Dünya Barışı yok. Tüm bu faaliyetlerin arkasında ayrıca güçlü bir para yönelimi vardır ve ekonomi söz konusu olduğunda, bir dinde en yüksek düzeyde bulunan insanlar, ne kadar ahlaksızca olursa olsun, bir uzlaşıya boyun eğerler. Modaya uygun trendlere direnmek için ne karakterleri, ne cesaretleri ne de gerçek bir inançları var. Aslında takipçilerinin günün şeytani akımları içinde yüzmelerine izin verirler ve bu şekilde onları geri dönüşü olmayan cehenneme götürürler. Bu dinler, insanların beyinlerine sabit fikirler enjekte ederler. Bu sabit fikirler kolektif bir şekilde gelişmeye başlar ve bu, yalnızca başkalarını öldürmeye ve insanları kendi fikirlerine zorlamaya inanabilen çok büyük, kolektif bir canavar yaratabilir. ... ...

Bugün bile daha yüksek bir ırka ait olduklarına ve diğerleri o ırka veya belki de o dine ait olmadıkları için, bu geri kalan tüm insanları yok edebileceklerine inanan birçok insan var. Bu tür sabit fikirlerin hepsi, herhangi bir ülkede barışa ve aslında, küresel barışa ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. ... ...

Hepimizin bildiği gibi, savaşlar güç ve para odaklı askeri ve siyasi yöneticilerin kalplerinde ve zihinlerinde başlar. Savaşları önlemenin ve küresel barışı desteklemenin tek yolu, iktidardaki insanların dönüşümü için çalışmaktır, böylece onlar bu fikirleri abartmaktansa, doğruluk yolunda ilerleyebilirler.