Ruhunuz İçin Bir Adım Atın
Merhabalar. Ben bir insanım.
Beni tanımanız için en önemli bilgi bu. Bunu bildiğinize göre artık beni %87,3 tanıyorsunuz demektir. Geriye kalan yüzdelik kısmı (matematiğim çok kötü olduğundan ve hesaplamaya üşendiğimden) zamanla öğrenebilirsiniz. Tabii isterseniz.
Ben hayatımda yeni bir başlangıç yaptım. Sıfırdan başlamak nedir biliyorsanız ya da bu duygunun ne kadar ümit kırıcı bir his olduğunu hissettiyseniz beni çok iyi anlarsınız. Sıfırdan başlayan birisine destek olmak size iyi hissettirecek mi? Cevabınız evetse lütfen küçük topluluğuma katılın. Çünkü bu sefer son sıfırdan başlayışım olsun istiyorum.
Şimdiye kadar topluluklara çok dahil olamadım. Genellikle uyumsuz birisiydim ve fazlaca kırılgan. Bu yüzden mecburen kendime odaklandım. Kendimi dinleyip durdum. Bu dışarıdan bencil birisi gibi gözükmeme sebep oldu. Beni benden başka kimse görmüyordu, ama onlar, kendimi görmemi bile görmek istemediler.
Hayatta her konuyla ilgili az da olsa bilgisi olan, hemen hemen her alana ilgi duyan birisi olarak hiçbir alanda sivrilip ortaya çıkamadım. Evet, ben bir terapistim (bu unvanı kullanmak havalı) ve bu kolay bir iş değil. İnsanlar benim de insan olduğumu ve hata yapabileceğimi anlamak istemiyorlar. İnsanlara çok değer veren, kusurlarını sevmeyi, koşulsuz şartsız insanları kabul etmeyi düstur edinmiş bir meslekte bu saydıklarımın hiçbiriyle muamele görmemem bir dram değil de nedir?
Yazar olmak istedim. Bir psikolojik roman yazmak istedim. Belki de içinde aşk da olurdu hem… Yazdığım kitaplar dizi olarak televizyonlarda oynatılsın da istedim. Ünlü bir yazarın ismiyle paylaşsaydım çok satardı kitaplarım eminim. Hayatın ve insanların adaletsizliğine denk gelip de harcananlardanım ben de. Kimsenin keşfetmediği taslaklarda kalan bir projeydim belki de…
İnsanların hayatına dokunabilen, çok hayır duası alan bir terapist de olmak istedim. Saygı duyulan…
Akademisyen olmak istedim. İngilizceyi çatır çutur konuşup anlayan… Üniversitede beni çok seven öğrencilerim olsun derdim, herkes, “Siz Nisa Hoca’nın öğrencileri misiniz, çok şanslısınız” desinler istedim. En unutulmaz, en eğlenceli, en verimli, en etkinlik dolu, öğrencilerin dersi kaçırdığı için üzüldüğü bir akademisyen olmak istedim.
Youtube da sessiz vlog çekenlere de özendim, profesyonel makinelerle, estetik ortamlarda huzur verici vloglar da çekmek istedim.
Kısacası ne kadar çok şey istemişim be! Hiçbirine yaklaşamamışım bile. Hepsinin tek bir ortak noktası var. Hikayemi herkese duyurmak istemişim. Özel bir insan olmak istemişim. Görülmek ve fark edilmek.
İnsanlardan beklentiyi düşürmeyi istemek de aslında bir beklenti içerisine girmektir. Bir potansiyelim varsa bunu beklentilerle harcamak istemiyorum ya da beklentisizlikle yenilgiye gömülmek de istemiyorum. Sadece şu an bunu okuyan sen kadar özelim ve senin kadar değerli bir hikayem var. Lütfen hikayemizi harcama. Kendim gibi hikayesi duyulmamış herkes için bu adımı atıyorum.
Yolumu, yönümü, hayallerimi, değer verdiklerimi bulma ve yaşama hikayeme hoş geldin. Hikayeni de al gel, mevzu derin, mevzu hiç bildiğin gibi değil…
Yazan: Nisa Nur CİNGİTAŞ