Trabzonspor-GALATASARAY MAÇ ANALİZİ

Trabzonspor ve Galatasaray zorlu 90 dakika sonunda tam 7 yıl sonra berabere kaldılar. Yalnızca beraberlik değil birçok farklılık iki takım özelinde de konuşulabilir. Öncelikle Galatasaray özelinde konuşacak olursak; bu sezon Galatasaray’ın bir devre boyunca sete yayıldığını ve rakip yarı alanda “büyük takım” gibi oynadığını gördük. Dakika 50’de Sorloth’un kafa vuruşunda top ağlarla buluştu ve bu dakikadan sonra tabiri caizse Galatasaray sazı eline aldı, 2019-2020 sezonun başından beri skora isyan ve reaksiyon konusunda yetersiz olan Galatasaray dün gece farklı bir yöntem uyguladı. Maçın bırakılmamasındaki ana etken Ömer Bayram-Adem Büyük ikilisi oldu. Ömer Bayram’a çıkmayan kırmızı kart tartışılabilir fakat Adem’in %84.6’lık pas isabeti, kazandığı 6 ikili mücadele ve golde yıkılmayıp asistini yapması tartışılamaz. Tabi ki sistemi değişmiş gözüken bir takımın iyi performansını sadece iki futbolcuyla sınırlandırmak haksızlık olur; Muslera’nın Nwakaeme ve Sorloth’un pozisyonlarına verdiği reaksiyonlar Galatasaray’ı oyunda tutan ana dinamik oldu. Nagatomo’da en çok eleştiri alan Galatasaray’lı oyunculardan fakat attığı gol takımı için çok değerliydi ki golden hemen sonra bir de çok kritik bir savunma hamlesi yaptı ve maç sonunda 10 üzerinden 4 verebileceğimiz bir performans 7 bandına yükseldi. Değişiklere bakacak olursak da Galatasaray’da N’Zonzi-Lemina-Belhanda/Ömer-Adem-Feghouli kurgusu ikinci yarıda kendisini N’Zonzi-Seri-Jimmy/Ömer-Adem-Emre’ye bıraktı ve ikinci ekip hem yarı sahada çoğaldı hem de golü buldular.


Galatasaray bu sezon nadir şekilde bu kadar kalabalık oluyor rakip yarı alanda, burada da gol geldi.

Galatasaray’da dün ve sonrası için yazılabilecek eksiler ise 4-3-3’ün çoğu zaman takımları zorladığı kanat organizasyonları oldu. 2012-2013 sezonunda Albert Riera-Emmanuel Eboue ikilisinin misyonları olan oyun kurucu-kanat rolünü Mariano ve Nagatomo’nun üstlenenemiş olması ve Feghouli-Babel’in formsuzluğu Galatasaray’ı durağan gösteriyor, bu da Fatih Terim’in sistemi ve oyunu için büyük bir darbe. Galatasaray’ın Onyekuru’yu aramasının nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Kanatlarda top trafiği oluşturmak ve çizgiye inebilmek Fatih Terim Galatasaray’ının %60’ı. Yine de olumsuz konuşmak için çok erken, Galatasaray ligin ilk yarısından “Ocak” ayına kadar kalan 5 lig maçının 4’ünü iç sahada oynayacak, her ne kadar Başakşehir maçında 41 maçlık yenilmezlik rekorunu kaybetmiş olsa da iç sahada dominant bir görüntü çiziyor.

Trabzonspor ile alakalı en büyük talihsizlik Abdülkadir Parmak ve Abdülkadir Ömür’ün olmaması oldu. Yusuf Sarı Nagatomo ve Marcao’nun zaaflarını aleyhlerinde pek de kullanamadı, Ömür’ün oynadığı bir maçta bu Galatasaray’ın başına büyük problemler açabilirmiş.

Bu pozisyonda Abdülkadir Ömür'ü hayal edin. Sorloth sadece bir kez bu şekilde pozisyon bulmadı. Marcao ve Nagatomo çok gerideler.

Bir de Hosseini’nin yerine Parmak olsa Galatasaray’ın 50-90+5 sekansını izleyebilmemiz hayli zor olurdu çünkü top tutabilirdi Trabzonspor fakat bu gerçekleşmedi. Bir de şöyle düşünelim, 3 aydır top oynamayan Ekuban hareketlilik getiriyorsa Trabzonspor’a orada da bazı yanlışlar var demektir. Trabzonspor dün sadece Sorloth’un bireysel yetenekleri ve fiziksel gücüne baktı diyebiliriz, elbette talihsizlikler oldu fakat pozitif oyunuyla övülen ve şampiyonluk adayı Trabzonspor’un iç sahada 45 dakika savunma yapıyor skoru koruyamıyorsa bir düşünüyorsunuz ve bu ilk değil tam 11 kaybetti bu şekilde Trabzonspor. –galip oynamayı bilmemek- Şartlar ne olursa olsun Trabzonspor hayal kurdururabilecek bir ekip ve Ünal Karaman oyunu doğru okuyabilen bir teknik adam en basit örneği Doğan ve Ekuban’ın oyuna girmesi mağlubiyeti önledi diyebiliriz rahatlıkla. Akyazı’da büyük ve hedef maçlarını kaybetmemek de bazı mesajlar veriyor, Trabzonspor’un defoları düşündürüyor belki fakat eleştirmek için çok erken diyebiliriz.